Türkiye’de elektrik dağıtım şirketleri özelleştirilmeye başlandığında ve sonrasında en fazla konuşulan 3 elektrik dağıtımı bölgesi oldu. Aslında rakamlar halen daha bu 3 bölgenin tartışılması gerektiğini ortaya koyuyor. Çünkü Güney Doğu ve Doğu Anadolu’daki 3 elektrik dağıtım bölgesinde tabirimi mazur görün “elektrik hırsızlığı” aynen devam ediyor. Hatta güya alınan tüm önlemlere rağmen de ülkemizin elektrik kayıp/kaçak oranlarında zirvedeki yerlerini de koruyorlar. Peki niçin düşürülmesi için yeterince çaba sarf edilmiyor?

Elektrik dağıtım şirketleri ihaleye çıktığında kayıp/kaçak oranın en yüksek olduğu 3 şirketi; Dicle Elektrik Dağıtım AŞ’yi (EDAŞ) Eksim Holding, Van Gölü Elektrik Dağıtım AŞ'yi Türkerler İnşaat ve Aras Elektrik’i de Çalık Holding ve Kiler Grubu almıştı. 10 yıl sonra elde edilen başarıya, gelinen noktaya baktığımda bu şirketlerin, “devlet bize ayıplı mal sattı” sözleri ve ihale sonrası durumu kurtarmak için verdikleri uğraşılar aklıma geliyor.

Günümüzde özel şirketlerin kontrolündeki elektrik dağıtım şirketlerinde kayıp/kaçak oranlarının istenen seviyede düşürülemediği, halen daha dramatik seviyelerde yüzde 50’ye yakın oranlarda elektrik hırsızlığı ve kaçağı olması dikkat çekiyor. Hani dijital çağda, teknolojinin zirve yaptığı bir dönemde yaşıyorduk ve her şeyi kontrol altına alacaktık. Neden halen daha Doğu’daki elektrik kaçağının, hırsızlığın bedelini ülkenin diğer bölgeleri ödüyor?

Bu tablodan anladığımı söyleyeyim. Elektrik dağıtımını ihaleyle üstlenen şirketler hırsızlık tablosundan, kayıp/kaçak oranlarından ve dahi buralardaki gelir/gider rakamlarından memnunlar! Şayet aksi olsaydı, yaklaşık 10 yılda kayıp/kaçak oranları Türkiye ortalamasına yaklaşırdı. Kamu otoriteleri de mutlu olmalı ki şirketlere bu yönde baskı yapmamışlar. Kayıp/kaçak oranlarının düşmesi, israfın önlenmesi, hırsızlığa son verilmesi için de gerekli adımları atmamışlar.

Dicle EDAŞ'ın ait olduğu Eksim Yatırım Holding'in başında Abdullah Tivnikli’nin oğlu Ebubekir Tivnikli var. Hem Tivnikli’nin hem de Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Osman Arıoğlu’nun medyaya yaptığı açıklamalar beni en az 10 yıl geriye götürdü. 2014’te Dicle Elektrik ve diğerleri hakkında kaleme aldığım yazılarıma ve gelen cevaplara bir daha göz attım. Bir muhasebe yapmak gerekirse sanırım bu hususta pek yol alındığını söylemek doğru olmaz.

Mesela 2016’da kayıp-kaçak oranının en yüksek olduğu Dicle EDAŞ hakkındaki yazım için şirkete haftada 3 gün danışmanlık hizmeti veren, Abdullah Tivnikli’nin de Boğaziçi Üniversitesi’nden arkadaşı, eski Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı ve şu an siyasetçi olan Candan Karlıtekin aramıştı. Bölgede araştırmalar yapan Karlıtekin’in o dönemki tespitleri ilginçti. Özeti şuydu: Kayıp/kaçak oranı yüksek olan yerleri ihaleyle alan şirketleri devlet yanıltmıştı! Aslında gerçek kayıp/kaçak oranları çok daha yüksekti.

EPDK, 2012 sonunda ihalesi öncesi gündeme gelen tartışmalar sebebiyle Dicle EDAŞ’taki kayıp-kaçak oranlarını zaten yukarı çekti. 2013’te ihaleye girenler de bu oranları baz alarak tekliflerini yaptılar. Dicle EDAŞ için kayıp/kaçak tablosu 2013 için yüzde 71.07’ye, 2014 için yüzde 59.03’e, 2015 için de yüzde 49.03’e yükseltilmişti. Devir öncesinde hazırlanan Sayıştay raporunda ise Dicle EDAŞ’ın 2012 yılı kayıp-kaçak oranı % 70.7 olarak belirtilmişti.

Eksim Holding danışmanı olarak Candan Karlıtekin’in 2016’da bana gönderdiği açıklamada ise tespit ettikleri gerçek kayıp/kaçak oranın % 75.86 olduğu ifade edilmişti. Şimdi dönelim günümüze bakalım geçen sürede neler olmuş? Neler unutulmuş? Kayıp/kaçakta iddialı şirketlerimiz ne kadar yol almış?

Ekonomim Gazetesi’nden Vahap Munyar dün köşesinde Eksim Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tivnikli’nin konuyla ilgili şu sözlerine yer verdi: “Biz ihaleye girdiğimizde bölgede kayıp-kaçak oranının yüzde 76 dolayında olduğu söyleniyordu. İhaleyi kazanıp, Nisan 2013’te bölgenin dağıtımını üstlendiğimizde kayıp-kaçak oranının aslında yüzde 80-85’lerde olduğunu gördük.”

Bu sözlerin devamında da Tivnikli, 10 yılda 30 milyar liralık yatırım yaptıklarını, gerçekleştirdikleri akıllı sistemler ve yapay zeka teknolojisi odaklı yatırımlar ve sahadaki etkin çalışmalarla kayıp-kaçak oranını % 42.5’e düşürdüklerini söylüyor. Galiba bir odaklanma, konsantrasyon sorunu var. Zira 10 yılda alınan mesafe çok az. İhaleye çıkıldığında 2016/17’lerde bu seviyelerde olması, günümüzde Türkiye’ye ortalamasını yakalaması planlanıyordu.

Eğer devlet özel sektörün kontrolünde olan elektrik dağıtım şirketlerine müsamaha göstermeye devam ederse, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) da titiz davranmazsa başarı gelmez. Özel sektör şirketleri kayıp/kaçaktan bir zarar görmezse, gelirlerini aynen korursa neden çalışsın? Niçin oranları aşağı çekmek için uğraşsın? Bu durumda hak/hukuk, helal/haram, adalet dinlemeyen birileri de doğal olarak elektriği çarçura, israfa devam eder. Her zaman olduğu gibi dürüst vatandaş da hırsızların da faturasını ödemeye devam eder.

Ebubekir Tivnikli’nin kayıp/kaçak elektrik oranları hakkında geçmişe yönelik verdiği rakamları düzeltmesi gerektiğini söylememe gerek yok sanırım. Ayrıca yatırım için açıkladığı meblağ ile kayıp/kaçağın %42,5’e düştüğüne dair bilgileri de gözden geçirmesinde fayda olabilir.

Son not:

Ülkemizde elektrik piyasasının en önemli sorunu olan elektrikte kayıp/kaçak meselesi aynen devam ediyor. Maalesef aradan 10 yıl geçmesine rağmen de bu problem halen daha çözülebilmiş değil. Kayıp/kaçağın olduğu bölgeler 10 yıl önce Türkiye’de hane başına tüketilen elektriğin 3 katını harcıyordu. Şimdi ise iki katını harcıyor. Diğer ifadeyle parasını vermedikleri için bolca israf ediyorlardı, şu anda yine uygun kılıflarla ve çalma yöntemleriyle parasını vermedikleri elektriği utanmadan tüketmeye devam ediyorlar. Devletin ilgili kurumları da bir şey yokmuş gibi izliyor.

QOSHE - Elektrikte kayıp/kaçak neden düşürülemiyor? - Güntay Şimşek
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Elektrikte kayıp/kaçak neden düşürülemiyor?

21 0
24.01.2024

Türkiye’de elektrik dağıtım şirketleri özelleştirilmeye başlandığında ve sonrasında en fazla konuşulan 3 elektrik dağıtımı bölgesi oldu. Aslında rakamlar halen daha bu 3 bölgenin tartışılması gerektiğini ortaya koyuyor. Çünkü Güney Doğu ve Doğu Anadolu’daki 3 elektrik dağıtım bölgesinde tabirimi mazur görün “elektrik hırsızlığı” aynen devam ediyor. Hatta güya alınan tüm önlemlere rağmen de ülkemizin elektrik kayıp/kaçak oranlarında zirvedeki yerlerini de koruyorlar. Peki niçin düşürülmesi için yeterince çaba sarf edilmiyor?

Elektrik dağıtım şirketleri ihaleye çıktığında kayıp/kaçak oranın en yüksek olduğu 3 şirketi; Dicle Elektrik Dağıtım AŞ’yi (EDAŞ) Eksim Holding, Van Gölü Elektrik Dağıtım AŞ'yi Türkerler İnşaat ve Aras Elektrik’i de Çalık Holding ve Kiler Grubu almıştı. 10 yıl sonra elde edilen başarıya, gelinen noktaya baktığımda bu şirketlerin, “devlet bize ayıplı mal sattı” sözleri ve ihale sonrası durumu kurtarmak için verdikleri uğraşılar aklıma geliyor.

Günümüzde özel şirketlerin kontrolündeki elektrik dağıtım şirketlerinde kayıp/kaçak oranlarının istenen seviyede düşürülemediği, halen daha dramatik seviyelerde yüzde 50’ye yakın oranlarda elektrik hırsızlığı ve kaçağı olması dikkat çekiyor. Hani dijital çağda, teknolojinin zirve yaptığı bir dönemde yaşıyorduk ve her şeyi kontrol altına alacaktık. Neden halen daha Doğu’daki elektrik kaçağının, hırsızlığın bedelini ülkenin diğer bölgeleri ödüyor?

Bu tablodan anladığımı söyleyeyim. Elektrik dağıtımını ihaleyle üstlenen şirketler hırsızlık tablosundan, kayıp/kaçak oranlarından ve dahi buralardaki gelir/gider rakamlarından memnunlar! Şayet aksi olsaydı, yaklaşık 10 yılda kayıp/kaçak oranları Türkiye ortalamasına yaklaşırdı. Kamu otoriteleri de mutlu olmalı ki şirketlere bu yönde baskı yapmamışlar. Kayıp/kaçak oranlarının düşmesi, israfın önlenmesi, hırsızlığa son verilmesi için de gerekli adımları atmamışlar.

Dicle EDAŞ'ın ait olduğu Eksim Yatırım........

© Habertürk


Get it on Google Play