Galatasaray, sahasında Antalyaspor’u Kerem Aktürkoğlu’nun attığı gollerle yenerek liderlik koltuğunu devraldı.

Karşılaşmayı Sarı-Kırmızılı takım kazanırken, yine hakem kararları tartışma konusu oldu. Fenerbahçe-Kasımpaşa maçındaki penaltı kararı gibi, Galatasaray’ın kazandığı penaltı da yine gündemin ilk sırasına oturdu. Antalya cephesine göre, penaltı yanlış, ikinci gol ise ofsayttı.

Aslında maç öncesine dönmek doğru olur. Fenerbahçe’nin galip geldiği Kasımpaşa maçı sonrası sporseverler karşılıklı açıklamalara tanık oldu. Galatasaray ile Fenerbahçe kendilerini haklı çıkarmak adına saat başı bildiri yayımladılar. İşler iyice içinden çıkılmaz hale geldi. Kim haklı, kim haksız sorusu ortada kaldı. Kafalar karıştı. Kaos ortamı gittikçe büyüdü. Bir süredir yürütülen karalama ve suçlama kampanyası zirve yaptı. Ligin bitimine 10 hafta kala tansiyonun bu derece yükseltilmesinin kime ne faydası var? Anlamak mümkün değil. Saha içinden daha çok saha dışını konuşur, tartışır hale geldik. Şampiyonluk yarışını sürdüren iki takımın tutumu, futbolun kalitesini yükselteceğiz diye kafa yoranları taca attı bir anlamda.

Bakıldığında herkes kendine göre haklı. Takımlar, federasyon, hakemler suçu üstlenmiyor. Haksız olan, gerçek sporseverler! İnatla maçları izlemeye giden, saha ve oyun atmosferini yaşamak isteyenler. Gerçek ise bambaşka. Bu kaotik ortam hepimizi çok yordu. Sıkıldık. Hiçbirimizin inancı kalmadı. İçimize sinmiyor. Verilen kararların doğruluğu, yanlışlığı toz bulutunun içerisinde kaybolup gidiyor. Sağduyu ile hareket edenlerin sayısı gittikçe azalıyor. Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki rekabet başka bir noktaya evrildi. Oysa, öteki takımların yaşadıkları daha içler acısı. Gündeme bile gelmiyor. Haksız kararları konuşan yok. Onların sesi çıkmıyor. Çıksa da duyulmuyor.

Futbolun patronu federasyon görmüyor, duymuyor, konuşmuyor.

Neyi tartışacağız? Ya da bu tartışmanın bir anlamı var mı?

Bu işin kötü bir sonuca gebe olduğunu görmemek mümkün değil. Kim sorumlu ise sorumluluğunun gereğini yerine getirmeli. Futbolumuzu çirkinlikten kurtarmak için temizliğe gidilmeli…

Maça dönecek olursak; Antalyaspor harika bir oyun oynadı. İlk yarı çok üstündüler. Hatasız pasları, kenarları verimli kullanışları, önde baskı yapmaları, son ana kadar mücadeleyi bırakmayışları taraflı tarafsız herkesin övgüsünü aldı. Sergen Yalçın, oynattığı pozitif ve cesur oyunla takımına büyük bir ivme kazandırmış. Antalyaspor’u ve Sergen Yalçın’ı tüm bu kötülükler içerisinde açan bir çiçek gibi güzel oyundan dolayı kutlarız.

Galatasaray, Sparta Prag yengilisi sonrası fiziksel ve mental yorgunluk içerisinde. Taraftarın coşkusu ile ikinci yarı toparlandılar. Rakip yorulunca oyuna hakim oldular. Kaçan penaltı morallerini bozsa da oyunu bırakmadılar. Yapılan hamleler takımın enerjisini yükseltti. Fakat, Icardi arandı demek doğru olur. Icardi’nin yerine forma giyen Vinicius sahada var mı, yok mu belli değildi. Oyunda kaldığı süre içerisinde bir pası vardı. Olumlu hareketi yoktu. Takım eksik oynadı. Sarı-Kırmızılıların sol beki Köhn kalitesini ortaya koydu. Savunmada olduğu kadar ofansif olarak da iyi işler yaptı. Birkaç oyuncunun yüksek ritmi olmasa iş zorlaşabilirdi. Alınan 3 puan şampiyonluk yolunda önemli bir kazanım oldu.

QOSHE - Futbol konuşulmuyor! - İbrahim Yıldız
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Futbol konuşulmuyor!

42 0
27.02.2024

Galatasaray, sahasında Antalyaspor’u Kerem Aktürkoğlu’nun attığı gollerle yenerek liderlik koltuğunu devraldı.

Karşılaşmayı Sarı-Kırmızılı takım kazanırken, yine hakem kararları tartışma konusu oldu. Fenerbahçe-Kasımpaşa maçındaki penaltı kararı gibi, Galatasaray’ın kazandığı penaltı da yine gündemin ilk sırasına oturdu. Antalya cephesine göre, penaltı yanlış, ikinci gol ise ofsayttı.

Aslında maç öncesine dönmek doğru olur. Fenerbahçe’nin galip geldiği Kasımpaşa maçı sonrası sporseverler karşılıklı açıklamalara tanık oldu. Galatasaray ile Fenerbahçe kendilerini haklı çıkarmak adına saat başı bildiri yayımladılar. İşler iyice içinden çıkılmaz hale geldi. Kim haklı, kim haksız sorusu ortada kaldı. Kafalar karıştı. Kaos ortamı gittikçe büyüdü. Bir süredir yürütülen karalama ve suçlama kampanyası zirve yaptı. Ligin bitimine 10 hafta kala tansiyonun bu derece yükseltilmesinin kime ne faydası var? Anlamak mümkün değil. Saha içinden daha çok saha dışını konuşur, tartışır hale geldik. Şampiyonluk yarışını sürdüren iki takımın tutumu, futbolun kalitesini........

© Habertürk


Get it on Google Play