Fazla değil daha 3 gün önce Perşembe akşamı, Avrupa mücadelesi veren Galatasaray, Ankara deplasmanından 3 puanla dönüyor.

Zorluk derecesi yüksek, tempolu ve yorucu bir karşılaşmanın ardından Sarı-Kırmızılıların zorlanacağı bekleniyordu. Rakip Ankaragücü her zaman tehlike yaratacak bir özelliğe sahipti. Üstelik, cezası biten taraftar tribünleri doldurmuştu.

Zeminin bozukluğu da çok tartışılan bir konuydu maç öncesi. Tüm bu somut örnekler yorumcuların tahminlerini şekillendirdi. Ancak, öngörüler tutmadı.

Çünkü, sahada öyle harika bir Galatasaray izledik ki aman aman. Futbolcular, bu işi uzatmanın anlamı yok. Biran önce şu maçı bitirip işimize bakalım dercesine ilk yarı maçın fişini çektiler.

İlk dakikadan itibaren rakip alana yerleşen Sarı-Kırmızılılar, ev sahibi takıma oynama fırsatı hatta pas yapma şansı bile tanımadı. İlk 45 dakika atılan 9 korner, 22 şut, ceza sahasında 31 kez topla buluşma ve 3 gol maçın yorumunu en iyi şekilde özetliyor aslında.

Sparta Prag maçının ardından bu kadar iyi oynamayı nasıl başardılar diye düşünmek yerine, sahadaki oyuna bakmalıyız. Takım olarak müthiş bir istek, kazanma arzusu, mücadele gücü ve coşku taraflı tarafsız herkesi şaşırttı.

Önde yapılan baskı karşısında eli ayağına karışan Ankara ekibi, pas yapmayı bir yana bırakın topa vurmaktan bile aciz kaldı. Topu taca atarak, uzun vurmaya çalışarak Galatasaray’ı durdurmayı düşündüler. Gerçi düşündüklerini yapamadıklarını gördük. Galatasaray bu yarıda skoru çok daha farklı yapabilirdi. 3-0 yeter diye düşündüler sanırız.

Şurası da bir gerçek. Kadro kalitesi ve gücü ortada. Zor gibi gözüken deplasmanı kolaya çeviren Galatasaraylı oyuncular kazanmayı ortak bilinç haline getirmişler. Bunun için, her oyuncu görevini eksiksiz hatta fazlasıyla yerine getirdi. Bu sonuç ve oyun Sarı-Kırmızılıların gövde gösterisiydi. Şampiyonluk yarışındaki tek rakibi Fenerbahçe’ye verilen bir mesajdı. 2 puanlık üstünlüğü sürdürmek, psikolojik baskıydı aslında.

Galatasaray, ikinci yarı tempoyu istediği gibi yönlendirdi. Maç zaten bitmişti. Zorlamaya hiç gerek yoktu. Yorgunluk, sakatlık olmasın diye son bölümü antrenman havasına soktular haklı olarak.

Aslında, sorgulanması gereken Sarı-Kırmızılı takımdaki liyakat hatta forma adaletidir. Okan Buruk, bu işi çok iyi yapıyor. Sorun çıkmıyor. Oynayan, oynamayan, yedek kalan tüm oyuncular sürekli hazır olmayı kafalarına yerleştirmiş. Biliyorlar ki, sıra mutlaka kendilerine de gelecek. Ankaragücü maçında Torreira yedek kalmıştı. Uzun süredir forma şansı bulamayan Sergio, son bölümde sahadaydı. Direkten dönen güzel de bir şutu vardı. Anlaşılan, Muslera ile Icardi dışında kalan her oyuncu yerimiz garanti değil bilincinde. Başarının, performans yüksekliğinin bu denli iyi olmasının özeti Okan Buruk’un liyakat ve adaletidir. Bunu en yakın takipçisi Fenerbahçe iyi düşünmeli.

Okan Buruk istediği sol beki sonunda buldu. Yeni transfer Köhn, hatasız oynadı. Savunma özelliği yanı sıra ofansif gücü yüksek. Sürekli atakların içerisindeydi. İlk maçı olmasına rağmen geçer not aldı.

Ankaragücü karşısındaki güzel oyunun önemli taktiksel ayrıntısı savunmanın oyun kurgusunu üstlenmesi oldu. Davinson öne çıkan isimdi. Savunma orta alanın işini de üstendi bir anlamdı. Böyle olunca, rakip çok adamla gelen organize akınlar karşısında pes etti.

Elbette, Ankaragücü takımının bu kadar kötü oyunu ayrıca sorgulanmalı. Elinde iyi oyuncular var. İlk yarı yedek kalanlar, ikinci yarı oyuna girince biraz daha direnç gösterdiler. Teknik ekip bu konuda kendisini sorgulamalı.

QOSHE - Galatasaray'ın acelesi var! - İbrahim Yıldız
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Galatasaray'ın acelesi var!

101 0
19.02.2024

Fazla değil daha 3 gün önce Perşembe akşamı, Avrupa mücadelesi veren Galatasaray, Ankara deplasmanından 3 puanla dönüyor.

Zorluk derecesi yüksek, tempolu ve yorucu bir karşılaşmanın ardından Sarı-Kırmızılıların zorlanacağı bekleniyordu. Rakip Ankaragücü her zaman tehlike yaratacak bir özelliğe sahipti. Üstelik, cezası biten taraftar tribünleri doldurmuştu.

Zeminin bozukluğu da çok tartışılan bir konuydu maç öncesi. Tüm bu somut örnekler yorumcuların tahminlerini şekillendirdi. Ancak, öngörüler tutmadı.

Çünkü, sahada öyle harika bir Galatasaray izledik ki aman aman. Futbolcular, bu işi uzatmanın anlamı yok. Biran önce şu maçı bitirip işimize bakalım dercesine ilk yarı maçın fişini çektiler.

İlk dakikadan itibaren rakip alana yerleşen Sarı-Kırmızılılar, ev sahibi takıma oynama fırsatı hatta pas yapma şansı bile tanımadı. İlk 45 dakika atılan 9 korner, 22 şut, ceza sahasında 31 kez topla buluşma ve 3 gol maçın yorumunu en iyi şekilde özetliyor aslında.

Sparta Prag maçının ardından bu kadar iyi oynamayı nasıl başardılar diye düşünmek yerine, sahadaki oyuna bakmalıyız. Takım olarak müthiş bir istek, kazanma arzusu, mücadele gücü ve coşku taraflı........

© Habertürk


Get it on Google Play