“TEPE üstü yürüyoruz… (On marche sur les têtes)

Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ayaklanan çiftçilerin geçen yıl başlattıkları eyleminin en etkili sloganıydı…

Yerinden söküp ters astıkları yol tabelalarıyla, “dünyanın tersine döndüğüne” işaret ederken, içinde bulundukları zorlukları da tepe üstü yürüdüklerini belirten sloganla dile getiriyorlardı.

Etkili de oldular…

Hollanda’da yollara gübre dökerek başlattıkları eylemleri Fransa ve Almanya’ya ulaştı, bugün de bütün Avrupa’ya yayıldı.

Orada da kalmadı, kıta aşıp ABD’yi de etkisi altına aldı.

KIRSAL İSYANIN PANDEMİSİ

Bugün farklı ülkelerde yaşananlar kırsal isyanın pandemisi gibi…

Eylemlerine neden de teknolojinin kentlerde fırsat ekonomisine dönüşürken, kırsalda tersi etkiye yol açması, gerileme yaratması...

Çevreci politikaların üzerlerine bindirdiği ekonomik yükü de cabası…

AB’nin Yeşil Anlaşma ile getirdiği pestisit ve herbisit yasaklarının yarattığı kısıtlar en can yakan konularının başında geliyor.

Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay’ın oluşturduğu Güney Amerika Ortak Pazarı ile AB’nin ucuz et almak için imzaladığı hayvansal ürünler anlaşması da işin tuzu biberi oldu.

Güney Amerika ülkelerinin çevre koruma konusunda duyarlı olmadıklarını, dolayısıyla daha ucuza et üretebildiklerini savunuyorlar.

Rusya ile savaşına güç katması için Ukraynalı çiftçilere destek amacıyla getirilen kolaylıklar da canlarını yakan bir diğer başlık…

Savaş, yandan mazot dahil enerji maliyetini arttırıp nakliyeyi arttırırken, tarım ilacı fiyatlarının da ani patlamasına da yol açmış...

Ekonomik kriz dolayısıyla fonlara getirilen kısıtlama da en çok çiftçiyi vurmuş; borçları patlamış…

ÇİFTÇİ SAYISI 15 YILDA %40 AZALDI

AB’nin sıkıntıları gidermek için getirdiği çözümler de aspirin dahi olmuyor.

Verilere göre 2005 ile 2020 arasında geçen 15 yıl içinde AB’deki çiftçi sayısı oranı %40 azaldı, yaklaşık 5,3 milyon çiftçi işsiz kaldı…

Çözüm üretilmeyen her sorun da radikallere olan desteği arttırdı.

Nitekim, AB liderler zirvesi için Brüksel’de bulunan Macaristan Başbakanı Victor Orban AB Parlamentosu önünde eylem yapan çiftçileri ziyaret edip destek verdi.

Belçikalı aşırı sağcı Flaman Çıkarı Partisi de “İşte gerçek Başbakan” diyerek Orban’a destek açıklaması yaptı.

Çiftçilerin içine girdikleri sarmalda aşırı sağ siyasete desteğe yönelmesi sadece Avrupa’da yaşanan bir durum değil…

ABD DEMOKRASİSİNE TEHDİT

ABD’de de yükselen bir gelişme…

Nitekim son günlerde ABD medyası da kırsaldan yükselen bu öfkenin nelere yol açabileceğini inceleyen bir kitabı konuşuyor…

Maryland Üniversitesi siyaset bilimi Profesörlerinden Tom Schaller ile Washington Post’un eski köşe yazarlarından gazeteci Paul Waldman’ın çıkardıkları “Beyaz Kırsal Öfke: Amerikan Demokrasisine Tehdit…” kitabı ABD’nin kırsal kesiminde yaşanan vatanseverlik paradokslarına işaret ediyor.

Teknolojik gelişmeler ve çevre bilincinin artmasının getirdiği yeniliklerin getirdiği olumsuzluklara en yoğun yaşayan çiftçilerin “kitlesel işsizlikle yüz yüze kalacak mıyım?” endişesini arttırdığına vurgu yapıyor.

Schaller ve Waldman, teknolojik gelişmenin kırsaldaki gerilemenin en itici gücü olduğunu var sayıyor.

Verilere göre teknolojik gelişmeler sonucu elde edilen ilaçlar, yeni tohumlar, böcek ilaçları ve tarımsal iş gücünün azalması dolayısıyla Amerikalı çiftçilerin üretimlerinde 75 yıl içinde 5 kat düşüş yaşanmış…

Teknoloji büyük kentlerde ekonomik fırsatları arttırırken, çiftçi kesiminde kayba yol açmış…

Kırsal kesimde var olan “yozlaşmış şehirliler gibi değiliz, geleneksel değerlerimiz ve vatan sevgimiz güçlüdür” anlayışında da gerileme olmuş…

“ÜLKEMİ SEVİYORUM AMA ÜLKEMİZİ SEVMİYORUM…”

Vatanseverlik paradoksuna yol açmış, “Ülkemi seviyorum, ama ülkemizi sevmiyorum…” olgusuna dönüşmüş…

Bu da kırsal öfkeni daha çabuk yükselmesine ve Başkanlığa yeniden adaylığını koyan Donald Trump’a olan ilgiyi arttırmış.

Schaller ve Waldman, kırsal kesimde yükselen “beyazların öfkesini” çok büyük tehdit olarak görüyor.

Sağlık hizmetlerine erişimde yetersizlik, altyapı sorunları, imalat ve çiftçilik iş kayıplarından muzdarip olan kırsal kesimin demokratik normlardan uzaklaşıp, geleneklerini terk ettiklerine de vurgu yapıyor.

Aşırı sağcı muhafazakar politikacıların da kırsalda yükselen bu tepkiye benzin döktüklerini belirtiyor.

Kırsalın içine germesine yol açan sorunların biran önce giderilmesi gerektiğine işaret ediliyor; yoksa ABD demokrasisi açısından ciddi sorunlara ve tehditlere neden olacağının altı çiziliyor.

ABD’deki kırsal kesime yönelik yerinde tespitler aslında AB’deki durumun da farklı değil…

Kırsaldan yükselen yeni tip tepki dalgasının sadece ulus devletler değil, Avrupa Birliği açısından da tehdit oluşturduğu açık…

Kentlerde tepkinin bastırılması kolaydır…

Ancak kırsalda ne denli zor olduğu son iki haftadır Avrupa’nın farklı kentlerinde yaşanan eylemlerde görülüyor…

Bütün dünyaya yayılan bu tepkinin nasıl bir sonuç üreteceğini de kestirilemiyoruz…

Fransız çiftçilerin sloganlarındaki gibi “tepe üstü yürüyoruz…”

QOSHE - "Beyaz kırsal öfke…" - Muharrem Sarıkaya
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

"Beyaz kırsal öfke…"

21 0
28.02.2024

“TEPE üstü yürüyoruz… (On marche sur les têtes)

Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ayaklanan çiftçilerin geçen yıl başlattıkları eyleminin en etkili sloganıydı…

Yerinden söküp ters astıkları yol tabelalarıyla, “dünyanın tersine döndüğüne” işaret ederken, içinde bulundukları zorlukları da tepe üstü yürüdüklerini belirten sloganla dile getiriyorlardı.

Etkili de oldular…

Hollanda’da yollara gübre dökerek başlattıkları eylemleri Fransa ve Almanya’ya ulaştı, bugün de bütün Avrupa’ya yayıldı.

Orada da kalmadı, kıta aşıp ABD’yi de etkisi altına aldı.

KIRSAL İSYANIN PANDEMİSİ

Bugün farklı ülkelerde yaşananlar kırsal isyanın pandemisi gibi…

Eylemlerine neden de teknolojinin kentlerde fırsat ekonomisine dönüşürken, kırsalda tersi etkiye yol açması, gerileme yaratması...

Çevreci politikaların üzerlerine bindirdiği ekonomik yükü de cabası…

AB’nin Yeşil Anlaşma ile getirdiği pestisit ve herbisit yasaklarının yarattığı kısıtlar en can yakan konularının başında geliyor.

Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay’ın oluşturduğu Güney Amerika Ortak Pazarı ile AB’nin ucuz et almak için imzaladığı hayvansal ürünler anlaşması da işin tuzu biberi oldu.

Güney Amerika ülkelerinin çevre koruma konusunda duyarlı olmadıklarını, dolayısıyla daha ucuza et üretebildiklerini savunuyorlar.

Rusya ile savaşına güç katması için Ukraynalı çiftçilere destek amacıyla getirilen kolaylıklar da canlarını yakan bir diğer başlık…

Savaş, yandan mazot dahil enerji maliyetini arttırıp nakliyeyi arttırırken, tarım ilacı fiyatlarının da ani patlamasına da yol açmış...

Ekonomik kriz dolayısıyla fonlara getirilen kısıtlama da en çok çiftçiyi vurmuş; borçları patlamış…

ÇİFTÇİ SAYISI 15 YILDA........

© Habertürk


Get it on Google Play