UKRAYNA Devlet Başkanı Zelensky, Rusya ile devam eden savaşın yıl dönümünde çizdiği yol haritası 10 yılı kapsıyordu:

“Ukraynalılar, meydanlarda, barikatlarda ve bugün siperlerde savaşmaya devam edecekler…”

Haksız da değil, çünkü Rusya ile ilk gerilim 2014’de Kiev’in merkezi Maidan’daki direniş ile başladı...

Ne zamanki Rusya yanlısı eski Devlet Başkanı Yanukoviç Avrupa ile bağları koparacak adımları parlamentoda attı, halk isyanını da tetikledi.

“BERLİN DUVARINDAN BU YANA GERİLİYOR…”

Aslında renkli devrimler dönemi olarak da isimlendirilen sürece gelinmesinin gerisinde, Rusya’nın 1989'dan bu yana süregelen güvenlik planının bozulduğuna yönelik kaygısı var...

Moskova batı karşısında Prof. Dr. Mitat Çelikpala’nın da tezinde her zaman vurguladığı gibi "Sovyetlerin yıkılması sonrası sürekli geriledi; bir diğer ülkeyi kendine kalkan yaparak geliştirdiği Sovyetik savunma stratejisi bozuldu..."

Berlin Duvarı’nın yıkılması ile başlayan süreçte önce Çekoslavakya kalkanını kaybetti, bunu Doğu Almanya, Polonya, Macaristan, Bulgaristan, Romanya izledi.

Hem de o denli bir kayıp oldu ki 1968’de Çekoslavakya’yı istilaya katılan Warşova Paktı üyesi 4 ülke, aradan geçen 21 yılın ardından 1989’da Çekoslovakya'ya karşı ardı sıra “özür açıklaması” yaparak yaşananlardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Hatta dönemin Rusya Başkanı Gorbaçov da 1968 istilasının bir hata olduğunu bildiri ile duyurdu ve Macaristan, Polonya, Bulgaristan gibi “Çekoslavakya halkından özür” diledi.

Bu adım başta Çekoslovakya olmak üzere Doğu Almanya, Polonya, ve Romanya hükümetlerini deviren halk devrimlerinin de önünü açtı.

ÖTEKİ ÜLKEYİ KALKAN YAPMA STRATEJİSİ BİTTİ

Öteki ülkeyi kendine kalkan yapma anlayışına oturan Sovyet Güvenlik sistemi bu tarihten sonra çöktü ve NATO Rusya sınırına kadar dayandı.

Gürcistan’da Abhazya ve Güney Osetya'da görüldüğü gibi bunu bir diğer ülkeden zorla kopararak oluşturduğu yöntemle kapatmaya çalıştı; Moskova, iş Ukrayna’ya gelince çok daha acımasız tutum aldı.

Önce Turuncu Devrim ile reform hareketini başlatan Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko’nun zehirlenmesinde rolü olduğu suçlamasıyla yüz yüze kaldı; sonrasında da ülkenin iç işlerine müdahale edip iktidardan uzaklaşmasını ve kendine bağlı birinin gelmesini sağladı.

Ancak bu gelişmeler Ukrayna’daki devrimci hareketi durdurmaya yetmedi; Rusya desteğindeki eski Devlet Başkanı Yanukoviç’in Avrupa ile yakınlaşmayı sağlayacak kanunların önüne geçme çabası da meydanların hareketlenmesine yol açtı.

Gençlerin başlattığı hareket sonuç aldı; o günün Maidan eylemcileri bugün Rusya ile devam eden savaşın ilk askerleriydi…

Yanukoviç de çareyi Moskova’ya kaçmakta buldu…

Batı da halk hareketleri ile bir ülkeyi daha saflarına katmakta önemli bir adım attı.

RUSYA’NIN PLEBİSİT ATAĞI

Bu Rusya’yı daha da öfkelendirdi; o da batının taktiklerine başvurdu ve Ukrayna’nın doğusunda yaşayan ve ülke ekonomisinin ağırlıklı bölümünü üreten Rusya kökenli halkları Kiev’e karşı ayaklandırdı.

Aradan geçen 8 yılda gerilim sürekli artış gösterdi; plebisit (referandum) yoluyla Kırım işgali işin tuzu biberi oldu.

Sonunda beklenen oldu ve Rusya 24 Şubat 2022’de Rusya Devlet Başkanı Putin, askerlerine Ukrayna’yı işgal etme emrini verdi.

Rusya’nın Kiev’i kısa sürede işgal edeceği varsayıldı.

Ancak batının hızlı hareketi ve Ukrayna ordusuna sağladığı silah desteği beklenen sonucu vermedi.

Rusya buna karşılık Suriye’de çatışma deneyimi kazanmış Wagner güçlerini sahaya sürdü.

Ancak onlar da daha fazla para ve güç talebi ile Rus Ordusu’nu yordu; sonunda Wagner'in başında bulunan ve bir zamanlar Putin'in aşçısı olan kişi “Rus işi” kokan uçak kazasında hayatını kaybetti.

UKRAYNA’NIN %18’İ KONTROLÜNE GEÇTİ

Birçok Ukraynalıya göre iki yıllık değil, 10 yıldır kıran kırana devam eden savaş sonucu Rusya önemli kazanımlar elde etti.

Ukrayna’nın %7 oranındaki alanına hakim iken bugün %18’ini kontrol ediyor.

Son dönem batının silah ve para desteğinin azaltılması nedeniyle Ukrayna birlikleri Donetsk’teki Avdiika kentinden geri çekildi…

Rusya’ya karşı bin kilometreye kadar uzanan (600 mil) cephede savaşan Ukrayna gücünün kaderi de ABD ve AB yardımlarının devam edip etmeyeceğine bağlı…

Belirsizliğin temelinde ise ABD’de kongre, AB’de ise Moskova ile ilişkilerini iyi tutma çabasında olan Macaristan yönetimi var…

ABD’de seçim yılı olması ve tekrar aday olan eski Başkan Trump’ın iktidara tekrar gelmesi halinde dışardaki tüm askerlerini ve askeri yardımlarını geri çekeceğini açıklaması; AB ülkelerinin de küresel ekonomik kriz nedeniyle harcamalarını kısması Kiev yönetiminin canını sıkan durum…

“BATININ BELİRLEYİCİ EKONOMİK GÜCÜ YOK”

İşin bir de diğer boyutu var…

Veriler Ukrayna istilası dolayısıyla Rusya’yı ekonomik yaptırımlarla sıkıştırmayı amaçlayan ABD’nin bu hedefine ulaşmaktan uzak olduğunu gösteriyor.

Oysa iki yıl önce savaş başladığında ABD Başkanı Biden, “Rusya’nın ekonomisine ağır bir darbe vuracağız” açıklamasında bulunmuştu.

The New York Times ve Washington Post'ta dün yer alan tablolar ve yazılar, Rus ekonomisinin Biden’ın birlikte darbe vuracaklarını belirttiği kendi ülkesi dahil, Almanya, Fransa ve Birleşik Krallıktan daha iyi gelişme gösterdiğini sergiliyor.

Haberde görüşüne yer verilen Cornell Üniversitesi’nden Nicholas Mulder’e göre Rusya’ya yapılan yaptırımlar gücünü kaybetmesine değil, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin gelişmesine yaradı.

Mulder’ın, “Yaşanan tüm büyük Asya ülkelerinin dahil olmadığı ilk jeopolitik kriz. Batının artık belirleyici bir ekonomik gücü yok. Hindistan ve Çin, Rusya’yı ayakta tutmaya yeter…” sözü de durumun özeti…

Veriler de Rusya’nın beklendiği gibi bir darbe almasının ötesinde, yarattığı Asya ittifakı ile batıya karşı yeni bir gücün oluşmasına katkı verdiğini sergiliyor.

IMF: RUSYA ABD’DEN FAZLA BÜYÜYECEK…

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) verisi de bunun en iyi örneği.

IMF’in geçen ayki rakamına göre Rusya’nın bu yıl %2,6 oranında büyümesi bekleniyor.

Rusya’ya karşı küresel ambargonun lideri ABD’nin büyüme hızının ise %2,1’de kalması öngörülüyor.

Savaş, bununla da kalmamış Rusya’nın enerji ve teknoloji alanındaki alımlarının yönünü de değiştirmiş.

Her ne kadar Rusya savaş öncesi Avrupa’nın kömürünün %50’sini, doğalgazının %40’ını karşılayıp, belirli bir miktar karşılığında da ürün alırken, bu ticaret Çin, Hindistan ve Kazakistan’a kaymış olsa da…

Rusya, ihtiyacı olan ürünlerin ağırlıklı bölümünü Çin’den karşılarken, Malezya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türk firmalarından da ciddi alım yapmış…

PUTİN’İN POLİTİK İMAJI YÜKSELDİ

Savaş Rusya’daki işsizliğin de çözümü olmuş; cepheye giden genç asker nüfusu dolayısıyla işsizlik tarihinin en düşük seviyesine inmiş, firmalar çalıştıracak işçi bulmakta zorlanmaya başlamış.

Buna cepheye gitme zorunluluğu dolayısıyla ülke dışına kaçan bir milyona yakın Rus gencin katkısını da eklemek gerekiyor…

Aslında iki yıl süren savaş “Rusya’yı yeniden yaratırken”, ABD’nin en büyük rakip gördüğü Çin’in de süreçten karlı çıkmasına destek olmuş.

Batının iki yıl önce öngördüğü gibi ekonomik çöküntü içinde bir Rusya ve politik olarak yıkılmış bir Moskova yok; tam tersi direnç kazanan ekonomisini büyüme yönüne çevirmiş ve siyasi olarak da güçlenmiş bir Putin var…

Bugün Rusya’da halkın üçte ikisi ekonomik refahın gittikçe arttığından söz ediyor.

SAVAŞIN KAZANINI ÇİN OLDU

Şurası açık ki savaş yapay zeka, uzay, dron ve uzun ömürlü hafif pil teknolojisi, elektrikli otomobillerin geliştirilmesi gibi alanlarda ülkelerin atak yaptığı dönemde geldi ve Rusya bir zamanlar önde olduğu Çin’in gerisinde kaldı.

Hatta bugün sokaklarında gezen 10 otomobilin 6’sının Çin markalarının oluşturduğu bir ülke durumuna dönüştü.

Son kertede yapılacak bir muhasebe dökümü ortaya konulursa, Suriye ve Libya’da varlığını geliştirip Doğu Akdeniz’de yer edinen, Ukrayna’nın da Kırım gibi Karadeniz hakimiyetini de sağlayacak %18 toprağına hakim bir Rusya var.

Muhalif Navalni’nin cezaevinde ölmesi nedeniyle içinde protestolara uğramış ve uluslararası arenada “demokrasiyi katleden, otoriter kimlik” algısı yükselse de Putin gücünü koruyor.

BARIŞ İHTİMALİ AZALDI

Savaşın ikinci yılında Rusya ile Ukrayna arasındaki barışın sağlanması ihtimali de gittikçe düşüyor.

Bunu anlamak için Mart 2022’de Türkiye’nin iki ülke nezdindeki eşit etkisiyle gerçekleştirdiği Antalya Diplomasi Formu’nda oluşturulan uzlaşı havası da yerle yeksan edilmiş bulunuyor.

Buna neden de AB’nin, “Barışı ancak ben sağlarım” harisliğinde kapılmış bazı üyeleri olduğunu herkes görüyor.

Getirdikleri noktada Ukrayna’nın içine düştüğü durum, 2022’nin çok gerisinde ve Kiev açısından her geçen gün daha can sıkıcı hale geldiği de açık…

Türkiye’den AB’nin 17, ABD’nin ise 16 şirketi ambargo listesine aldığı Rusya’ya yaptırım çare olmuyor, oluşan küresel boşluğu Çin ve Rusya birlikte dolduruyor.

Rusya enerji kartını oynağında da bundan en çok AB ülkeleri etkileniyor.

Savaşın ikinci yılı, Rusya’nın ekonomik olarak sıkışıp gelecek yıl barışa yönelteceği öngörüsünü de ortadan kaldırıyor…

QOSHE - Maidan isyanından, meydan savaşına…   - Muharrem Sarıkaya
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Maidan isyanından, meydan savaşına…  

34 0
25.02.2024

UKRAYNA Devlet Başkanı Zelensky, Rusya ile devam eden savaşın yıl dönümünde çizdiği yol haritası 10 yılı kapsıyordu:

“Ukraynalılar, meydanlarda, barikatlarda ve bugün siperlerde savaşmaya devam edecekler…”

Haksız da değil, çünkü Rusya ile ilk gerilim 2014’de Kiev’in merkezi Maidan’daki direniş ile başladı...

Ne zamanki Rusya yanlısı eski Devlet Başkanı Yanukoviç Avrupa ile bağları koparacak adımları parlamentoda attı, halk isyanını da tetikledi.

“BERLİN DUVARINDAN BU YANA GERİLİYOR…”

Aslında renkli devrimler dönemi olarak da isimlendirilen sürece gelinmesinin gerisinde, Rusya’nın 1989'dan bu yana süregelen güvenlik planının bozulduğuna yönelik kaygısı var...

Moskova batı karşısında Prof. Dr. Mitat Çelikpala’nın da tezinde her zaman vurguladığı gibi "Sovyetlerin yıkılması sonrası sürekli geriledi; bir diğer ülkeyi kendine kalkan yaparak geliştirdiği Sovyetik savunma stratejisi bozuldu..."

Berlin Duvarı’nın yıkılması ile başlayan süreçte önce Çekoslavakya kalkanını kaybetti, bunu Doğu Almanya, Polonya, Macaristan, Bulgaristan, Romanya izledi.

Hem de o denli bir kayıp oldu ki 1968’de Çekoslavakya’yı istilaya katılan Warşova Paktı üyesi 4 ülke, aradan geçen 21 yılın ardından 1989’da Çekoslovakya'ya karşı ardı sıra “özür açıklaması” yaparak yaşananlardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Hatta dönemin Rusya Başkanı Gorbaçov da 1968 istilasının bir hata olduğunu bildiri ile duyurdu ve Macaristan, Polonya, Bulgaristan gibi “Çekoslavakya halkından özür” diledi.

Bu adım başta Çekoslovakya olmak üzere Doğu Almanya, Polonya, ve Romanya hükümetlerini deviren halk devrimlerinin de önünü açtı.

ÖTEKİ ÜLKEYİ KALKAN YAPMA STRATEJİSİ BİTTİ

Öteki ülkeyi kendine kalkan yapma anlayışına oturan Sovyet Güvenlik sistemi bu tarihten sonra çöktü ve NATO Rusya sınırına kadar dayandı.

Gürcistan’da Abhazya ve Güney Osetya'da görüldüğü gibi bunu bir diğer ülkeden zorla kopararak oluşturduğu yöntemle kapatmaya çalıştı; Moskova, iş Ukrayna’ya gelince çok daha acımasız tutum aldı.

Önce Turuncu Devrim ile reform hareketini başlatan Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko’nun zehirlenmesinde rolü olduğu suçlamasıyla yüz yüze kaldı; sonrasında da ülkenin iç işlerine müdahale edip iktidardan uzaklaşmasını ve kendine bağlı birinin gelmesini sağladı.

Ancak bu gelişmeler Ukrayna’daki devrimci hareketi durdurmaya yetmedi; Rusya desteğindeki eski Devlet Başkanı Yanukoviç’in Avrupa ile yakınlaşmayı sağlayacak kanunların önüne geçme çabası da meydanların hareketlenmesine yol açtı.

Gençlerin başlattığı hareket sonuç aldı; o günün Maidan eylemcileri bugün Rusya ile devam eden savaşın ilk askerleriydi…

Yanukoviç de çareyi Moskova’ya kaçmakta buldu…

Batı da halk hareketleri ile bir ülkeyi daha saflarına katmakta önemli bir adım attı.

RUSYA’NIN PLEBİSİT ATAĞI

Bu Rusya’yı daha da öfkelendirdi; o da batının taktiklerine başvurdu ve Ukrayna’nın doğusunda yaşayan ve ülke ekonomisinin ağırlıklı bölümünü üreten Rusya kökenli halkları Kiev’e karşı ayaklandırdı.

Aradan geçen 8 yılda gerilim........

© Habertürk


Get it on Google Play