LEONARDO da Vinci’nin “Mona Lisa…” veya Claude Monet’nin “Gelincikler…”, “Gezinti…” eserleri kadar eşsiz tablolar üreten bir yapay zeka telif hakkını da kazanmış olur mu?

Soruyu yöneltmemin nedeni, kısa süre önce Çin’de Pekin Mahkemesi’nin bu konuda verilmiş olduğu karar…

Mahkeme, davalı kişinin Yapay Zeka kullanarak oluşturduğu bir görüntüyü, ticari nitelikte olmamasına karşın kullanmasını telif hakkının ihlali gördü.

Bu kapsamda davalının, Yapay Zeka ile ürettiği eseri izinsiz kullandığı için davalıdan özür dilemesini isterken, 500 Çin Yuanı ödemesine de hükmetti…

Pekin mahkemesinin kararı önemli, çünkü kısa süre önce de yine bir Çin mahkemesi, Yapay Zeka’nın makine öğrenmesi ile bir tablo yapması halinde telif kapsamına girmeyeceğine hükmetmişti.

Yani, algoritmasını eğer bir kişi yazdıysa ve bu yazılım sonucu Yapay Zeka bir tablo yaptıysa bunun telif hakkı doğuyor.

Ancak, Yapay Zeka makine öğrenmesiyle bir tablo yaptıysa, yaratıcısı veya kullanıcısı telif hakkına sahip olamıyor…

Tartışma da tam da bu noktada ortaya çıkıyor.

Çünkü ABD ve Avrupa’da olduğu gibi Türk hukuk sisteminde insanların telif haklarına konu olabilecek eserleri üretmeleri halinde ortaya çıkabilecek bir durum.

İngiltere’de de mahkeme, insan tarafından oluşturulmayan bir çalışmanın, bilgisayarların birbirlerinden öğrenmesiyle ortaya çıkmış olsa dahi telif hukuku yönünden kullanılamayacağına hükmetti.

Yapay Zeka’nın, bir yazarın kalemi veya daktilosundan farklı olmadığını; kalem ve daktilonun telif hakkının da bulunamayacağını belirtti.

Ancak bu noktada da durmadı, Fikri Mülkiyet Ofisi (UKIPO) kurarak Yapay Zeka ile ilgili ortaya çıkan benzer sorunların çözülmesini hedefledi.

İnsan tarafından yaratılan eserlerin telif hakkı çerçevesinde korunabileceği görüşü, AB’nin diğer ülkeleri açısından da kabul edilir bir hukuk kuralı haline geldi.

Bu konudaki en dikkat çekici dava ise “Basanta Davası” diye de bilinen mahkeme süreci.

Kanadalı Sanatçı Basanta, “eser üretme fabrikası” adını verdiği geliştirdiği Yapay Zeka ile tablolar üretip, sosyal medyasından yayınlıyor.

Günde 1000-1500 eser üreten Adam Basanta’nın Yapay Zeka’sının bu girişimi sanatçı Amel Chamandy ve Galerie NuEdge Fine Arts tarafından telif hakkının ihlali olarak gösteriliyor ve Montreal’de 40 bin dolarlık davaya konu oluyor.

Chamandy, Kağıtsız Dünyanız” adlı eserinin, Basanta Sanat Fabrikası tarafından üretilen çalışmayla ihlal edildiğini belirtiyor ve maddi zarara uğradığını belirterek 40 bin dolar tazminat talep ediyor.

Basanta ise geliştirdiği Yapay Zeka’nın makine öğrenmesi ise otonom çalışma içinde sürekli eser ürettiğine dikkat çekiyor; ayrıca Chamandy’nin eserlerinin hiçbir şekilde sergilenmediğini de vurguluyor.

MAKİNANIN TELİF HAKKI OLMAZ

Burada iki tartışma birden yaşanıyor.

Birincisi eğer Yapay Zeka makine öğrenmesi ile bir eseri bir yerlerden görüp benzerini yaptıysa sorumlusu kim olacak; algoritmayı yazan mı, yoksa makina mı suçlu olacak?

İkincisi ise bir eserin sergilenmemiş olması, onun tablo olup olmadığına hükmetmek için yeterli bir gerekçe midir; herhangi bir sosyal medya aracında da görünmesi onun sergilendiği anlamına gelir mi?

Bu tartışma başka konularda da karşımıza çıkan en önemli nokta…

Nitekim Yapay Zeka’nın benzer davaları üzerine uzun yıllardır çalışan Prof. Dr. Olgun Değirmenci, AB başta olmak üzere ülkelerin geliştirdiği hukuk sistemi içinde, makinanın, makine öğrenmesi ile gerçekleştirdiği eserlerin telif hakkına sahip olmamasına karar verildiğini anımsattı.

Buna karşın eğer algoritmanın geliştirilmesinin hemen ardından Yapay Zeka ile bir eser üretilmişse de bunun telif hakkı bulunduğuna da vurgu yaptı.

REFİK ANADOL’UN ESERLERİ…

Dolayısıyla, dünyaca da tanınan, sergileri beğeni ile izlenen Türkiye’nin bu alandaki en ünlü sanatçılarından Refik Anadol’un eserleri de ikinci gruba giriyor.

Çünkü algoritmasını kendisi hazırladıktan sonra eserleri Yapay Zeka aracılığıyla yaptığını birkaç demecinde kayda geçirmişti; eğer makinanın, makinalardan öğrenmesi ile yapılmış olsaydı, Anadol da telif talebinde bulunamayacaktı.

HUKUK NORMU OLUŞTURULUYOR

Aslında bir süredir bilim insanları da bu konuda ciddi emek harcıyor.

Bilişim ve ceza hukuku alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Leyla Keser Berber ve arkadaşları uzun süredir Yapay Zeka uygulamalarının yarattığı veya bundan sonraki süreçte yaratacağı hukuki sorunların giderilmesi için hukukçu kamu görevlileri ile metin yazıyor.

Türkiye bu alanda önemli adımları atan ülkelerin arasında bulunuyor.

BİR ASIRLIK TARTIŞMA

Yapay Zeka uygulaması çok yeni olsa da aslında tartışma 1930’lu yıllara kadar uzanıyor.

Edebiyatçı-Yazar Bertold Brecht ile edebiyat eleştirmeni, filozof, estetik kuramcı Walter Benjamin meşhur, sanat toplum için mi, yoksa sanat sanat için midir tartışması arasında, tabloların kopyalarının çoğaltılması üzerinde münakaşaya giriyor.

Brecht tabloların kopyalarının çoğaltılması gerektiğini, böylece bir kralın veya kontun şatosunda asılı olan tablodan toplumun da haberdar olacağını vurguluyor.

Tabloların bir mutlu azınlığın değil, toplum tarafından da görünmesi gerektiğini söylüyor…

Walter Benjamin ise “yeniden üretim teknikleriyle” bir sanat yapıtına sanatçının verdiği auranın yok olduğunu, auranın en temel malzemesi olan “biriciklik”, yani tek olma niteliğinin de ortadan kalktığını savunuyor.

Teknik gelişmelerin sanatın erişebilir olması açısından demokratikleşmeye yol açtığını kabul etmekle birlikte aura ve kolleksiyonerlerin elindeki biriciklik konusundaki çekincesini de hiç eksik etmiyor.

O gün printer tekniği ile yapılan kopyalanma, bugün Yapay Zekalar tarafından gerçekleştiriliyor; üstelik üzerine bir de kendine özgü teknik aurası da yüklenerek…

QOSHE - Yapay Zeka'nın milyon dolarlık telif hakkı… - Muharrem Sarıkaya
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yapay Zeka'nın milyon dolarlık telif hakkı…

28 0
02.02.2024

LEONARDO da Vinci’nin “Mona Lisa…” veya Claude Monet’nin “Gelincikler…”, “Gezinti…” eserleri kadar eşsiz tablolar üreten bir yapay zeka telif hakkını da kazanmış olur mu?

Soruyu yöneltmemin nedeni, kısa süre önce Çin’de Pekin Mahkemesi’nin bu konuda verilmiş olduğu karar…

Mahkeme, davalı kişinin Yapay Zeka kullanarak oluşturduğu bir görüntüyü, ticari nitelikte olmamasına karşın kullanmasını telif hakkının ihlali gördü.

Bu kapsamda davalının, Yapay Zeka ile ürettiği eseri izinsiz kullandığı için davalıdan özür dilemesini isterken, 500 Çin Yuanı ödemesine de hükmetti…

Pekin mahkemesinin kararı önemli, çünkü kısa süre önce de yine bir Çin mahkemesi, Yapay Zeka’nın makine öğrenmesi ile bir tablo yapması halinde telif kapsamına girmeyeceğine hükmetmişti.

Yani, algoritmasını eğer bir kişi yazdıysa ve bu yazılım sonucu Yapay Zeka bir tablo yaptıysa bunun telif hakkı doğuyor.

Ancak, Yapay Zeka makine öğrenmesiyle bir tablo yaptıysa, yaratıcısı veya kullanıcısı telif hakkına sahip olamıyor…

Tartışma da tam da bu noktada ortaya çıkıyor.

Çünkü ABD ve Avrupa’da olduğu gibi Türk hukuk sisteminde insanların telif haklarına konu olabilecek eserleri üretmeleri halinde ortaya çıkabilecek bir durum.

İngiltere’de de mahkeme, insan tarafından oluşturulmayan bir çalışmanın, bilgisayarların birbirlerinden öğrenmesiyle ortaya çıkmış olsa dahi telif hukuku yönünden kullanılamayacağına hükmetti.

Yapay Zeka’nın, bir yazarın kalemi veya daktilosundan farklı olmadığını; kalem ve daktilonun telif hakkının da bulunamayacağını belirtti.

Ancak bu noktada da durmadı, Fikri Mülkiyet Ofisi (UKIPO) kurarak Yapay Zeka ile ilgili ortaya çıkan benzer sorunların çözülmesini hedefledi.

İnsan tarafından yaratılan eserlerin telif hakkı çerçevesinde korunabileceği görüşü, AB’nin diğer ülkeleri açısından da kabul edilir bir hukuk kuralı haline geldi.

Bu konudaki en dikkat çekici dava ise “Basanta Davası” diye........

© Habertürk


Get it on Google Play