Bütün planların saati saatine alt üst olduğu, kıran kırana bir rekabetin yaşandığı, inanılmaz bir siyasi atmosferin içinde yürüyoruz.

Başak Demirtaş’ın İstanbul’dan aday olmayacağını söylemesi nereden bakarsanız bakın sürpriz oldu.

Bu planlı bir hamle miydi? Acaba DEM ve Demirtaş bu tartışmayı koordinasyon halinde mi yürüttü? Yoksa DEM, Demirtaş’ın hamlesine karşı hamle mi yaptı?

Bugün size DEM Parti’nin içindeki havayı ve gelişmelerin perde arkasını anlatacağım.

Taban üzerine atılan atom bombası

Başak Demirtaş’ın İstanbul’dan aday olmayacağını açıklaması taban üzerine atom bombası gibi düştü.

Diyeceksiniz ki bundan birkaç hafta önce böyle bir şey akıllarda bile yoktu taban bariz bir talepte bulunuyordu, sokakları inletiyordu da biz mi duymadık?

Doğru DEM tabanında CHP’ye yönelik kırgınlık olmakla birlikte zannediyorum böyle bir ihtimali düşünmedikleri için Başak Demirtaş’ın adaylığına yönelik kitlesel bir talep yoktu.

Uyuyan devi uyandıran çıkış

Ancak Selahattin Demirtaş’ın son derece akıllıca hamlesi ile yapılan çıkış uyuyan devi uyandırdı.

2019’dan beri kırgınlıklarını içine atan ve mayıs seçimlerinden sonra kurulan halk meclislerinde şikayetlerini dile getiren Dem tabanı Demirtaş ismini duyunca bir anda canlandı.

Bu Selahattin Demirtaş’ın ‘ben ölmedim aksine cezaevinde bulunduğum süre içinde liderliğimi pekiştirdim’ mesajıydı aslında.

Partinin hoşuna elbette gitmedi. Bir emrivaki ile karşı karşıya kalındı ancak buna olumsuz bakma sinyali vermek ters tepeceği için sıcak mesajlar verildi.

Kandil’i ürküten olasılık

Öte yandan Başak Demirtaş’ın mayıs seçimlerinde HDP’nin aldığı yaklaşık yüzde 8 oyun epey üzerine çıkma ihtimali hem mevcut parti yönetimini hem de Kandil’i ürküttü.

Demirtaş’ın açıklamasında 5 Şubat'ta parti yönetimi ile yaptıkları toplantıya işaret etmesi bu karara parti tarafından ikna edildiğini açıkça gösteriyor.

Cümle aynen şu: “5 Şubat Pazartesi tarihinde partimizi temsilen bir heyetle bir araya gelerek tüm gelişmeler hakkında bilgilendirildim…”

‘Bilgilendirildim’ kelimesinin bilinçli bir şekilde seçildiği kanaatindeyim.

Başak Hanım ve sonrasında parti kararına destek açıklaması yapan Selahattin Demirtaş bu sonuca bir anlamda maruz bırakıldılar ancak yine de bu hamleden kesinlikle kazançlı çıktılar.

İki birbiriyle çelişkili rahatsızlık var: Parti içinde Demirtaş’a yönelik rahatsızlık ve parti tabanında parti yönetimine yönelik rahatsızlık. Bu durumu hareketi içeriden bilen bir çok kişiyle konuştum.

Sandığa gitmeme ihtimali

Parti üyeliklerinden dünden beri istifalar var, taban ciddi şekilde sandığı protesto etmeyi tartışıyor. Bir kısım seçmen oy kullanmayabilir.

Her halükarda Dem Parti bu işten zararlı çıkacak gibi görünüyor.

Ya Başak Demirtaş’ın açıklama yapmasının önüne geçmelilerdi ya da o açıklamadan sonra adaylığının önünü açmalılardı…

Seçmenin sevmediği tutum

Sevgili okurlar siyasette kararsızlık olarak algılanabilecek tutumlar muhakkak seçmende ters tepiyor.

Meral Akşener’in 2 Mart'ta 6’lı Masa'dan kalkması da öyleydi. Ya kalkmayacak ya da tekrar oturmayacaktı Meral Hanım. Bu gel-git muhalif tabanda rahatsızlık yarattı.

Benzer bir tutum CHP’de Lütfü Savaş konusunda yaşanıyor. Ya Lütfü Bey aday yapılmayacaktı ya da aday yapıldıktan sonra ‘daha iyisini bulamadık’ minvalinde açıklama yapılmayacaktı ve 6 Şubat'taki protestolardan sonra ‘yeniden ölçüyoruz’ denmeyecekti.

Hangi parti tabanı olursa olsun seçmen kararlılık, net bir irade arıyor.

Peki bu aşamadan sonra ne olur?

‘Kürt kadın Türk erkek aday denklemi geçerliliğini koruyor’

Dem Parti’den farklı isimlerle konuştum, ismi Başak Demirtaş ile birlikte İstanbul adaylığı için geçen Ali Kenanoğlu ile KRT’de bir de canlı yayına katıldım.

Kenanoğlu’na ‘bundan sonra aday kim olur? Siz iddianızı koruyor musunuz? Hala iki aday mı çıkacak?’ diye sordum.

“Evet bir kadın bir erkek bir Kürt kadın bir Türk Alevi erkek aday denklemi geçerliliğini koruyor’ dedi.

İçinde kendi isminin de olduğu havuzu hatırlattı. Yani Başak Demirtaş yerine yine bir kadın aday gösterilme olasılığı yüksek.

Ancak bu düşük profilli bir aday mı olacak? Hiçbir isim şu aşamada Başak Demirtaş’ın yarattığı heyecanı karşılamaz ama kamuoyunda tanınırlık derecesine göre partinin tutumu da netleşecek.

Öte yandan Ali Kenanoğlu da tabanın Demirtaş konusundaki açıklamadan tatmin olmadığını kabul ediyor.

Ekrem İmamoğlu yeniden rahatlar mı?

Gelelim madalyonun diğer yüzüne… Başak Demirtaş’ın bu açıklaması Ekrem İmamoğlu’nu rahatlatmış gibi görünse de seçim hiçbir zaman basit matematik hesabı değildir.

Bu gelişme üzerine terör örgütü PKK elebaşlarından Mustafa Karasu’nun Kandil’den gelen ‘ittifaka devam’ açıklamasının ANF’de tam da dün servis edilmiş olması iktidar cephesi tarafından kullanılan CHP ve PKK denklemini daha da canlandıracak. Mayıs seçimlerini bu denklem üzerinden kuran ve sonuç alan iktidar cephesine önemli bir malzeme verecek.

Bu Ekrem İmamoğlu’na oy verme ihtimali olan İYİ Parti seçmeninin Buğra Kavuncu’ya dönmesine neden olabilir…

Öte yandan Dem tabanı da yaşadığı kırgınlık nedeniyle 2019’daki gibi topyekûn ve coşkuyla sandığa gitmeyecek. Bu taban kendisini haksızlığa uğramış, hatta kullanılıp atılmış hissediyor.

‘İYİ Parti’ye verilen önemin yüzde 1’i bize verilmedi, onlara belediyelerde koca koca bölümler tahsis edildi, bize gelince ise İçişleri Bakanlığı'nın göz korkutmasına boyu eğdiler, hatta Kadir Topbaş döneminde işe alınan Kürt belediye çalışanlarını işten attılar’ deniyor.

Kısacası Başak Demirtaş gelişmesi taşları yerinden oynattı ancak o taşlar kimin için nereye ne kadar oturacak henüz bilmiyoruz…

Birçok heyecanlı sandık yaşadık ancak İstanbul İstanbul olalı böyle bir seçim yarışı görmedi…

QOSHE - Dem'in Demirtaş hamlesi… Kim kazandı? Kim kaybetti? - Nagehan Alçı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dem'in Demirtaş hamlesi… Kim kazandı? Kim kaybetti?

69 0
08.02.2024

Bütün planların saati saatine alt üst olduğu, kıran kırana bir rekabetin yaşandığı, inanılmaz bir siyasi atmosferin içinde yürüyoruz.

Başak Demirtaş’ın İstanbul’dan aday olmayacağını söylemesi nereden bakarsanız bakın sürpriz oldu.

Bu planlı bir hamle miydi? Acaba DEM ve Demirtaş bu tartışmayı koordinasyon halinde mi yürüttü? Yoksa DEM, Demirtaş’ın hamlesine karşı hamle mi yaptı?

Bugün size DEM Parti’nin içindeki havayı ve gelişmelerin perde arkasını anlatacağım.

Taban üzerine atılan atom bombası

Başak Demirtaş’ın İstanbul’dan aday olmayacağını açıklaması taban üzerine atom bombası gibi düştü.

Diyeceksiniz ki bundan birkaç hafta önce böyle bir şey akıllarda bile yoktu taban bariz bir talepte bulunuyordu, sokakları inletiyordu da biz mi duymadık?

Doğru DEM tabanında CHP’ye yönelik kırgınlık olmakla birlikte zannediyorum böyle bir ihtimali düşünmedikleri için Başak Demirtaş’ın adaylığına yönelik kitlesel bir talep yoktu.

Uyuyan devi uyandıran çıkış

Ancak Selahattin Demirtaş’ın son derece akıllıca hamlesi ile yapılan çıkış uyuyan devi uyandırdı.

2019’dan beri kırgınlıklarını içine atan ve mayıs seçimlerinden sonra kurulan halk meclislerinde şikayetlerini dile getiren Dem tabanı Demirtaş ismini duyunca bir anda canlandı.

Bu Selahattin Demirtaş’ın ‘ben ölmedim aksine cezaevinde bulunduğum süre içinde liderliğimi pekiştirdim’ mesajıydı aslında.

Partinin hoşuna elbette gitmedi. Bir emrivaki ile karşı karşıya kalındı ancak buna olumsuz bakma sinyali vermek ters tepeceği için sıcak mesajlar verildi.

Kandil’i ürküten olasılık

Öte yandan Başak Demirtaş’ın mayıs seçimlerinde HDP’nin aldığı yaklaşık yüzde 8 oyun epey üzerine çıkma ihtimali hem mevcut parti yönetimini hem de Kandil’i ürküttü.

Demirtaş’ın açıklamasında 5 Şubat'ta parti yönetimi ile yaptıkları toplantıya işaret etmesi bu karara parti tarafından ikna edildiğini açıkça........

© Habertürk


Get it on Google Play