Seçime dört gün kaldı. Pazar sabahı sandık başındayız. Bence kahir ekseriyet kararını verdi. Son dakikada karar veren, tercihini sandık başında değiştiren olmaz mı?

Olur ama sonucu fazla etkisi olmaz…

O zaman gelin seçim sonrası neler olabileceğine kafa yoralım. Bu yerel seçimi, belediye başkanı seçeceğiz ama bu öyle bir seçim ki sonuçları Türkiye siyasetini etkileyecek…

1 Nisan sabahı, 31 Mart sabahından farklı olacak…

Çok merak ediyorum; yoksullaşma sandığa yansıyacak mı? Toplumun patlayacak öfkesi sandığı patlatacak mı?

Hiperenflasyon altında ezilen, her geçen gün daha da yoksullaşan milyonlar ne yapacak? Oyunun yönü ne olacak?

Düşük maaşla yaşamak yerine haltta kalma savaşı veren emekliler…

Daha azla yetinmek zorunda kalan, yaşam kalitesi düşen orta sınıf…

Aldığı ücretin yarısından fazlasını kira olarak veren, kalanla etsiz, peynirsiz, proteinsiz hayat yaşayan işçiler…

Geleceğe umutla bakamayan, hayal bile kuramayan gençler…

Ne yapacak?

Her şeye rağmen AKP mi diyecekler, yoksa hoşnutsuzluk mesajı mı verecekler?

Aslında yerel seçimin kilit sorusu bu…

Kimileri bu yerel seçim genel seçimle kıyaslanmaz, seçmen ülkeyi kimin yöneteceği konusunda mayıs ayında seçimini yaptı diyebilir. Kısmen doğru da olabilir. Ama bu seçimi İstanbul üzerinden genel seçim havasına sokan Erdoğan…

Şehir, şehir, ilçe ilçe dolaşan Cumhurbaşkanı…

Bürokrat bakanların tümü sahada. Valiler, kaymakamlar oy istiyor. General rütbeli jandarma komutanları bile oy dilenciliğine çıktı. İşin içine devlet de girdi; devlet…

O zaman 31 Mart, yerel seçim görünümlü genel seçimdir. Sonuçları da Ankara’yı etkileyecektir/etkilemesi de gerekir.

Çünkü taşlar yerinden oynayacak. Hayat eskisi gibi akıp gidemez…

Erdoğan’ın ekonomi politikasının yarattığı zenginler ve yoksullardan oluşan ikili yapının daha fazla sürmesi imkansız!.

Yüksek enflasyonla yaşadığımız sürece adaletsiz yapı daha da derinleşecek. Zengin daha da zenginleşecek, yoksul daha da yoksullaşacak…

Ülke enflasyon zenginleriyle enflasyon yoksulları diye karnıyarık gibi ortadan ikiye ayrılacak. Ayrıldı zaten…

Çünkü iktidar zenginden alıp yoksula vermiyor. Yıllardır izlediği politika yoksuldan alıp zengine vermek üzerine kurulu…

Eskiden üstü örtülü yapılırdı. Tek adam rejimine geçtikten sonra açık açık yapılmaya başlandı.

Memura, işçiye, emekliye, öğrenciye yok…

Hazine garantili müteahhitlere havuduyla var… Lafı uzatmaya gerek yok. Kur Korumalı Mevduat uygulaması her şeyi anlatmıyor mu?

Zenginin parasının değeri yoksulun verdiği vergilerle korundu.

AKP/MHP ortaklığı kaybederse tepki bu düzene … Sandık isyanı uygulanan ekonomik politikayadır, adaletsizliğedir, eğitimde çağın gerisine düşmeyedir, işsizliğedir, tek öğün yemeğe mahkum edilmeyedir.

O halde… Cumhur İttifakı’nın adayları kaybederse …

Erdoğan kaybetmiş olacak…

Parti devleti anlayışı kaybetmiş olacak…

Seçime dört gün kaldı. Pazar sabahı sandık başındayız. Bence kahir ekseriyet kararını verdi. Son dakikada karar veren, tercihini sandık başında değiştiren olmaz mı?

Olur ama sonucu fazla etkisi olmaz…

O zaman gelin seçim sonrası neler olabileceğine kafa yoralım. Bu yerel seçimi, belediye başkanı seçeceğiz ama bu öyle bir seçim ki sonuçları Türkiye siyasetini etkileyecek…

1 Nisan sabahı, 31 Mart sabahından farklı olacak…

Çok merak ediyorum; yoksullaşma sandığa yansıyacak mı? Toplumun patlayacak öfkesi sandığı patlatacak mı?

Hiperenflasyon altında ezilen, her geçen gün daha da yoksullaşan milyonlar ne yapacak? Oyunun yönü ne olacak?

Düşük maaşla yaşamak yerine haltta kalma savaşı veren emekliler…

Daha azla yetinmek zorunda kalan, yaşam kalitesi düşen orta sınıf…

Aldığı ücretin yarısından fazlasını kira olarak veren, kalanla etsiz, peynirsiz, proteinsiz hayat yaşayan işçiler…

Geleceğe umutla bakamayan, hayal bile kuramayan gençler…

Ne yapacak?

Her şeye rağmen AKP mi diyecekler, yoksa hoşnutsuzluk mesajı mı verecekler?

Aslında yerel seçimin kilit sorusu bu…

Kimileri bu yerel seçim genel seçimle kıyaslanmaz, seçmen ülkeyi kimin yöneteceği konusunda mayıs ayında seçimini yaptı diyebilir. Kısmen doğru da olabilir. Ama bu seçimi İstanbul üzerinden genel seçim havasına sokan Erdoğan…

Şehir, şehir, ilçe ilçe dolaşan Cumhurbaşkanı…

Bürokrat bakanların tümü sahada. Valiler, kaymakamlar oy istiyor. General rütbeli jandarma komutanları bile oy dilenciliğine çıktı. İşin içine devlet de girdi; devlet…

O zaman 31 Mart, yerel seçim görünümlü genel seçimdir. Sonuçları da Ankara’yı etkileyecektir/etkilemesi de gerekir.

Çünkü taşlar yerinden oynayacak. Hayat eskisi gibi akıp gidemez…

Erdoğan’ın ekonomi politikasının yarattığı zenginler ve yoksullardan oluşan ikili yapının daha fazla sürmesi imkansız!.

Yüksek enflasyonla yaşadığımız sürece adaletsiz yapı daha da derinleşecek. Zengin daha da zenginleşecek, yoksul daha da yoksullaşacak…

Ülke enflasyon zenginleriyle enflasyon yoksulları diye karnıyarık gibi ortadan ikiye ayrılacak. Ayrıldı zaten…

Çünkü iktidar zenginden alıp yoksula vermiyor. Yıllardır izlediği politika yoksuldan alıp zengine vermek üzerine kurulu…

Eskiden üstü örtülü yapılırdı. Tek adam rejimine geçtikten sonra açık açık yapılmaya başlandı.

Memura, işçiye, emekliye, öğrenciye yok…

Hazine garantili müteahhitlere havuduyla var… Lafı uzatmaya gerek yok. Kur Korumalı Mevduat uygulaması her şeyi anlatmıyor mu?

Zenginin parasının değeri yoksulun verdiği vergilerle korundu.

AKP/MHP ortaklığı kaybederse tepki bu düzene … Sandık isyanı uygulanan ekonomik politikayadır, adaletsizliğedir, eğitimde çağın gerisine düşmeyedir, işsizliğedir, tek öğün yemeğe mahkum edilmeyedir.

O halde… Cumhur İttifakı’nın adayları kaybederse …

Erdoğan kaybetmiş olacak…

Parti devleti anlayışı kaybetmiş olacak…

Rejim kaybetmiş olacak…

Seçimin sonucunu büyük kentlerde enflasyon yoksulları belirleyecek. Belirlemesi de gerekir!...

QOSHE - Enflasyon Yoksulları Seçimde Ne Yapacak? - Mehmet Tezkan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Enflasyon Yoksulları Seçimde Ne Yapacak?

203 56
27.03.2024

Seçime dört gün kaldı. Pazar sabahı sandık başındayız. Bence kahir ekseriyet kararını verdi. Son dakikada karar veren, tercihini sandık başında değiştiren olmaz mı?

Olur ama sonucu fazla etkisi olmaz…

O zaman gelin seçim sonrası neler olabileceğine kafa yoralım. Bu yerel seçimi, belediye başkanı seçeceğiz ama bu öyle bir seçim ki sonuçları Türkiye siyasetini etkileyecek…

1 Nisan sabahı, 31 Mart sabahından farklı olacak…

Çok merak ediyorum; yoksullaşma sandığa yansıyacak mı? Toplumun patlayacak öfkesi sandığı patlatacak mı?

Hiperenflasyon altında ezilen, her geçen gün daha da yoksullaşan milyonlar ne yapacak? Oyunun yönü ne olacak?

Düşük maaşla yaşamak yerine haltta kalma savaşı veren emekliler…

Daha azla yetinmek zorunda kalan, yaşam kalitesi düşen orta sınıf…

Aldığı ücretin yarısından fazlasını kira olarak veren, kalanla etsiz, peynirsiz, proteinsiz hayat yaşayan işçiler…

Geleceğe umutla bakamayan, hayal bile kuramayan gençler…

Ne yapacak?

Her şeye rağmen AKP mi diyecekler, yoksa hoşnutsuzluk mesajı mı verecekler?

Aslında yerel seçimin kilit sorusu bu…

Kimileri bu yerel seçim genel seçimle kıyaslanmaz, seçmen ülkeyi kimin yöneteceği konusunda mayıs ayında seçimini yaptı diyebilir. Kısmen doğru da olabilir. Ama bu seçimi İstanbul üzerinden genel seçim havasına sokan Erdoğan…

Şehir, şehir, ilçe ilçe dolaşan Cumhurbaşkanı…

Bürokrat bakanların tümü sahada. Valiler, kaymakamlar oy istiyor. General rütbeli jandarma komutanları bile oy dilenciliğine çıktı. İşin içine devlet de girdi; devlet…

O zaman 31 Mart, yerel seçim görünümlü genel seçimdir. Sonuçları da Ankara’yı etkileyecektir/etkilemesi de gerekir.

Çünkü taşlar yerinden oynayacak. Hayat eskisi gibi akıp gidemez…

Erdoğan’ın ekonomi politikasının yarattığı zenginler ve yoksullardan oluşan ikili yapının daha fazla sürmesi imkansız!.

Yüksek enflasyonla yaşadığımız sürece adaletsiz yapı daha da derinleşecek. Zengin daha da zenginleşecek, yoksul daha da........

© HalkTV


Get it on Google Play