Kasımpaşa maçındaydık.
Bu sezon 9. deplasmanıma, 5. kez de İstanbul deplasmanına gittim.
Son haftalarda özellikle deplasman temposu düşen takımımız, Kasımpaşa önünde de bu durumdaydı.
Düşük tempo, kopuk bloklar ve etkisiz hücumlara, bir de savunmadaki basit hatalar eklenince erken yediğimiz bir golle mağlup olduk.
Son haftalarda özellikle iç sahada maçın son bölümlerinde rakibi baskı aldığımız bölümleri aklımıza getirdiğimizde Kasımpaşa maçında bu durum da gerçekleşmedi.
Nitekim mağlubiyet...
Tesellimiz Konya, Hatay, Gaziantep ve Pendik'in de yenilmesi ve Ankaragücü'nün de puan kaybetmesi oldu.
Son 5 haftada sadece 3 puan toplayabilmemize rağmen 'cepten yedik' desek yerinde bir tabir olacaktır.
******************
Ligde kaldı 4 hafta...
Bu haftaki rakip Trabzonspor...
Taraftarlarımızın özellikle sosyal medyada bu maça farklı bir anlam yüklediklerini görüyorum.
Karadeniz derbisi öncesi Samsunspor taraftarı her zamanki olgunluk ve duruşunu göstererek, ortamı gerecek, takımımızı baskı altına alacak söylem ve eylemlerden uzak durmalı diye düşünüyorum.
Bu süreçte sakin kalmak kazandıracaktır...
*******************
Trabzonspor maçı bilet fiyatlarının afaki şekilde yükseltilmesi ise kabul edilebilir bir durum değil.
Bazı tribünlerde bir önceki iç saha maçına göre 6-7 kat fiyat artışı yapıldı.
Bu taraftarı 'müşteri' olarak görmenin en güzel fotoğrafıdır.
Takımın 5 haftadır kazanamadığı, oyunun düştüğü, takımın iç sahada taraftarın gücüyle daha iyi oynadığı bir durumda 'nasıl olsa taraftar gelecek' mantığıyla kâr amacı gütmek akıl işi değil.
Celil Sağır ağabeyin sosyal medyada yazdığı 'fiyatı değil taraftar sayısını nasıl yükseltebiliriz diye düşünülmeliydi' sözü bu konunun imzası gibi...
Bu kafayla gidilirse, önümüzdeki sezon ne bu kadar kombine, ne de bu kadar lisanslı ürün satılabilir.
Burada asıl problem bilet fiyatlarının artması değil, taraftarı müşteri olarak görmenin dışa yansımasıdır. O zaman müşteri galibiyet istiyor, çıkın kazanın...
Kalın sağlıcakla...