Biz bu yıl Ramazan'ı hangi temiz duygularla karşılayacağız? Orucun yüzüne nasıl bakacağız? Zekat, sadaka, teravihler bizi arındırmaya yetecek mi? Hergün gözümüzün önünde binlerce bebek, kanlar içinde şehit olurken hiçbir şey yokmuş gibi biz rutin hayatımıza devam ederken hangi rahmet melekleri kuşatacak ki bu ümmeti? Hangi mübarek ay paklayabilir bu duyarsız, taşlaşmış kalpleri?

Oruçla, namazla alakası olmayan Ramazan'da gece gündüz sıkılmadan yemek yiyen, Starbucks'ta kahvesini, Coca Cola'sını içen laik, seküler tayfadan bahsetmiyorum bile. Ya inananlar diyorum? "Vay o namaz kılanların haline!" ayeti kimler için, hiç düşündük mü Allah aşkına? Bir tas çorba alabilmek için gün boyu yemek sırası bekleyen yine de kabını dolduramayan, aç sabahlayan Gazzeli yetimler, kaç gece aklımıza düştü de uykusuz kaldık?

Saçını düzgün kesmediği için kuaföre dava açan kadın, trafikte yumruklaşan magandalar, köpeğine süt banyosu yaptıran zenginler, dolandırma ve aldatma haberlerinden sonra kapanış haberi olarak verilen Gazze'deki en önemsiz ve alışılagelmiş SOYKIRIM görüntüleri...

"Ha evet yine ölmüşler. Hep ölüyorlar. Allah'tan Suriyeliler gibi koşup gelemiyorlar. N'apardık bir de onlar gelip üreseydi Türkiye'de?" Toplumun faşist kesimi katliama böyle bakıyor. O yüzden çok rahatlar. Boykota lüzüm yok. Hatta İsrail ürünleri kullanılsın ki Arapların nesli çabuk tükensin kafasında.

Dünya hırsıyla kafası bir milyon olmuş muhafazakarların da Gazze için üzülecek hiç vakti yok. Gözler, kulaklar menfaat odaklı. Şu an seçim arefesi, bir yere kapağı atıp konfor odaklı hayatı devam edebilsin telaşında. Allah kurtarsın deyip hiçbir mesuliyet hissetmemekteler...

İki elin parmakları kadar yazar ve aktivist önderliğinde küçük bir Müslüman grup hergün boğazı yırtılana kadar bağırıyor. "Kardeşlerimiz ölüyor, İsrail'le ticareti durdurun. Bebekler ölüyor, havadan gıda yardımı yapalım. Ne olur uyanın, sırada sizin çocuklarınız, bizim çocuklarımız var. Bu katiller, vahşiler güçlendikçe sıra hepimize gelecek!"

"Bu deli mi, ne bağırıyor?" der gibi hayretle bakıyorlar. "Bize birşey olmaz ayol, biz çok güçlüyüz. Tarihimiz şanlı zaferlerle dolu, teknolojimiz düşman çatlatır, ne saçmalıyorsun, sahi kuzum, sen iyi misin?"

Sadece bir torba un alabilmek için Gazze'nin kuzeyinde şehit olan babanın kanı un torbasını kızıla boyuyor. Kollarını İsrail bombasıyla kaybeden küçük Mahmud Accur, protez elleriyle yemek yemenin, top oynamanın, kalem tutmanın hayalini kuruyor. Minik Usame, tüm ailesi ve kuşuyla birlikte İsrail bombalarıyla şehit olurken omzunda kuş fotoğrafı kalıyor geride. 11 yaşında Rahaf'ın "Siz iftarda ne yiyeceğinizi düşüneceksiniz. Biz zaten hep açız." sözleri balyoz gibi kafamızda patlıyor. İnsanlığımızdan şüphe ederek aynalara bakamaz hale geliyoruz. İşkence gören adamlar, tecavüze uğrayan kadınlar, açlıktan derisi kemiğine yapışıp ölen bebekler, ne kadın hakları savunucularının, ne insan ne çocuk haklarını sahiplenenlerin dikkatini çekebiliyor. Filistin'de açlıktan ölen hayvanlar bile köpekler için yerlerde yuvarlanan hayvan hukukçalarının vicdanını kıpırdatmaya yetmiyor.

Avrupa'da insani duyguları kaybolmamış yeni Rachel Corrieler de çıkmasa tamamen ümitsizlik kaplayacak yüreklerimizi. Eline Kuran'ı alıp mazlum coğrafya için gözyaşı döken, sokaklara çıkan, eylem yapan batılı insanlar bizi yalnızca şaşırtmıyor, ağlarken gülümsetiyor. Vicdan azabına dayanamayıp "Soykırımım bir parçası olmayacağım." diyerek kendini yakan ve "Filistin'e özgürlük" sözleriyle son nefesini veren ABD askeri Aaron Bushnell'in canını hiçe sayan devasa protestosu güneşin batıdan doğacağı müjdesini fısıldıyor gönlümüze.

Utanmaktan yorgun ve bitap düşen ruhumuza Allah'ın ayetleri şifa oluyor:
“Eğer yüz çevirirseniz; bilin ki ben, benimle gönderileni size tebliğ ettim. Rabbim (dilerse) sizden başka bir kavmi sizin yerinize getirir ve siz O'na bir zarar veremezsiniz. Şüphesiz Rabbim, her şeyi koruyup gözetendir.” (Hud, 57)

QOSHE - Ramazan hiç gelmese mi? - Havva Bütün Saraç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ramazan hiç gelmese mi?

27 0
01.03.2024

Biz bu yıl Ramazan'ı hangi temiz duygularla karşılayacağız? Orucun yüzüne nasıl bakacağız? Zekat, sadaka, teravihler bizi arındırmaya yetecek mi? Hergün gözümüzün önünde binlerce bebek, kanlar içinde şehit olurken hiçbir şey yokmuş gibi biz rutin hayatımıza devam ederken hangi rahmet melekleri kuşatacak ki bu ümmeti? Hangi mübarek ay paklayabilir bu duyarsız, taşlaşmış kalpleri?

Oruçla, namazla alakası olmayan Ramazan'da gece gündüz sıkılmadan yemek yiyen, Starbucks'ta kahvesini, Coca Cola'sını içen laik, seküler tayfadan bahsetmiyorum bile. Ya inananlar diyorum? "Vay o namaz kılanların haline!" ayeti kimler için, hiç düşündük mü Allah aşkına? Bir tas çorba alabilmek için gün boyu yemek sırası bekleyen yine de kabını dolduramayan, aç sabahlayan Gazzeli yetimler, kaç gece aklımıza düştü de uykusuz kaldık?

Saçını düzgün kesmediği için kuaföre dava açan kadın, trafikte yumruklaşan magandalar, köpeğine süt banyosu yaptıran zenginler, dolandırma ve aldatma haberlerinden sonra kapanış haberi olarak verilen Gazze'deki en önemsiz ve alışılagelmiş SOYKIRIM görüntüleri...

"Ha evet yine ölmüşler. Hep ölüyorlar. Allah'tan Suriyeliler gibi koşup gelemiyorlar. N'apardık bir de onlar gelip üreseydi Türkiye'de?" Toplumun faşist kesimi katliama böyle bakıyor. O yüzden çok rahatlar. Boykota lüzüm yok. Hatta........

© Hür Haber


Get it on Google Play