Geldi yılın en sevdiğim günleri
31 Aralık akşamına hiçbir programım olmasa da ruhumun kendi kendine neşe dolduğu zamanlar.
Peki şu an en ufak bir kıpırtı var mı?
Bakayım... Yok.
Santa Claus bacadan Ho Ho Ho deyip girse ‘haydi baba haydi’ deyip kapıyı göstereceğim, o derece.
Sağı solu arıyorum belki bende bir nursuzluk vardır diye ama arkadaşlarımda da herhangi bir hayat belirtisi yok.
*
Yine de zorluyorum kendimi.
Bugün kalkınca haydi dedim artık bu kadar pijamaspor yeter.
Özene bezene giyindim kuşandım. Kontürlü montürlü bir makyaj yaptım.
Saçıma kırmızı-yeşil boncuklu tokalar taktım.
Kafam oldu yılbaşı ağacı.
Tırnaklarıma kırmızı ojeler.
Ayağıma topuklu bot.
Aynaya bir baktım, canlı yayında filtreyi açmayı unutunca erkek olduğu ortaya çıkan TikTok fenomeni gibi çok bozuldum.
Hiç beğenmedim kendimi.
O ben değildim çünkü artık.
Kendime yeni bir hayat seçeli çok oldu. O hayatta da sadelik var, rahatlık var, özgürlük var. Kendin olmak, kendini kimseye beğendirmek zorunda olmamak var.
Hemen çıkardım üstümü başımı, sildim abartılı makyajı, topuklular yine dolaba...
Tokalarla ojeler kaldı ama. Sevdim onların gri eşofmanla uyumsuzluğunu.
Zaten hayat mottom uzun zamandır “Kime ne? Sana ne?........
© İz Gazete
visit website