Nitelikli haberciliğin her zaman topun ağzında olduğu bu coğrafyada gazeteciler, çocuklarının da bu mesleği yapmasını ister mi? Farklı mecralardan 6 deneyimli gazeteciye ve iletişimciye bu soruyu sorduk. Peki siz ne dersiniz?

Gazeteci Şule Aydın, çocuğun seçeceği mesleğe ilişkin olarak “isterim” ya da “istemem” deme hakkını kendinde görmediğini belirterek başlıyor sözlerine. “Bunun nedenlerini anlatmak istemem ancak bu soruyu mesleğin sorunlarına ilişkin birkaç kelam etme açısından yanıtlamak isterim” diyerek şunları söylüyor:

“Hoş geldin, iyi ki mücadeleyi seçtin” derim

“Çocuğumun gazeteci olmasını isterim ama…”

Independent Türkçe’nin Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek, “Evet, çocuğumun gazeteci olmasını isterim ama orada ikinci bir şey devreye giriyor. Hangi zamanda, hangi şartta, hangi ülkede sorusu” diyor. Açıklaması ise şöyle:

“Meslektaşım olmasından onur duyarım”

Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyesi gazeteci Misket Dikmen, sorumuzu yurtdışından yanıtladığını belirterek başlıyor sözlerine. “Bu soruyu buradaki dostlarımla paylaştığımda şöyle bir sonuçla karşılaştım. Yaş ortalaması 30’larda, 40’larda olanlar hiç düşünmeden evet derken 50 yaş üstü olanlar epeyce düşünüp ‘bugünün koşullarında hayır’ dediler” ifadesini kullanan Dikmen, şöyle devam ediyor:

Sol üstten saat yönünde: Şule Aydın, Nevzat Çiçek, Misket Dikmen, Ender İmrek, Çiler Dursun, İrfan Aktan

“Mesele sizin değil, çocuğunuzun ne istediği”

Gazeteci İrfan Aktan, haberciliğin “yoğun emek gerektiren, yıpratıcı ve stresli bir meslek” olduğunu vurgulayarak “Belki madencilikten, AVM’de tezgâhtarlık yapmaktan daha kolay ama örneğin çiftçilikten çok daha zor” diyor. “Doğrusu gazeteciliğe başladığım 19 yaşıma geri dönebilseydim, gazetecilik yerine köyde çiftçilik yapmayı tercih edebilirdim. Ama bir Kürt olarak baktığımda, özgür basın emekçilerinin büyük bedellere rağmen Kürtler’in yaşadıklarını aktarma çabalarını hatırladığımda, gazetecilik yerine çiftçiliğin benim için bir tercih değil, olsa olsa kaçış olacağını da kabul ediyorum” diye devam ediyor Aktan.

“Türkiye’de ise gerçek manada gazetecilik yapmanın koşulları büyük ölçüde ortadan kaldırıldığını” belirten Aktan’a göre gelecek kuşakları mesleğe özendirecek bir dayanak bulmak bugün için çok zor. Bu şartlarda “bizim deneyimlediğimiz zorlukları başkalarının yaşamasını istemek mümkün değil” diyen Aktan, yine de gazeteciliğin “yıpratıcı, örseleyici olduğu kadar geliştirici bir iş” olduğunu hatırlatarak şunları söylüyor:

“Alternatif medyada gazetecilik yapmasını desteklerdim”

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Çiler Dursun, çocuğunun gazeteci olmasına çok sıcak bakmasa bile alternatif medyada görev almak isterse bunu destekleyeceğini ifade ediyor:

“Gerçekleri dile getiren bir çocuğumun olması onur verir”

Türkiye’de gazeteciliğin “ateşten gömlek” olduğunu öldürülen habercilerin uzun tarihini anımsatarak anlatan Ender İmrek, “Kürt gazeteciler için durum çok daha vahim” diyor. Kendisinin de yazdıklarından ve konuşmalarından dolayı defalarca yargılandığını belirten İmrek, gazetecilerin 1990’lardan sağ çıkmasını bile “şans” sayıyor. 22 yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında ise rüşvet haberlerinin sansürlenmesinden cumhurbaşkanına hakaret davalarına dek gazeteciliğe saldırıların çeşitlendiğini ifade edip sorumuzu şöyle yanıtlıyor İmrek:

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: GAZETECİLİĞİN TANIMI

Gazetecilik nedir, gazeteciler ne iş yapar? 30 gazeteciden 30 tanım

QOSHE - Çocuğunuzun gazeteci olmasını ister misiniz? Haberciler yanıtlıyor - İhsan Birgül
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çocuğunuzun gazeteci olmasını ister misiniz? Haberciler yanıtlıyor

10 1
05.03.2024

Nitelikli haberciliğin her zaman topun ağzında olduğu bu coğrafyada gazeteciler, çocuklarının da bu mesleği yapmasını ister mi? Farklı mecralardan 6 deneyimli gazeteciye ve iletişimciye bu soruyu sorduk. Peki siz ne dersiniz?

Gazeteci Şule Aydın, çocuğun seçeceği mesleğe ilişkin olarak “isterim” ya da “istemem” deme hakkını kendinde görmediğini belirterek başlıyor sözlerine. “Bunun nedenlerini anlatmak istemem ancak bu soruyu mesleğin sorunlarına ilişkin birkaç kelam etme açısından yanıtlamak isterim” diyerek şunları söylüyor:

  • Türkiye’de gazetecilik yaşamda olduğu gibi çiçekli bir bahçe vaat etmiyor; belki en kısa yoldan üç sözcük onu açıklıyor: Düşük maaş, siyasi baskı ve bitmek bilmeyen bir mobbing… Üstelik kadınsanız bir de o bahçenin her yerini sarmış dikenlerle yürümek zorundasınız. Erkek egemen bir “mahallenin” sıkı sıkıya sarıldığı köşe taşları var. Sarıp sarmaladıkları bir dil var. O mahallede eşit koşullarda çalışmak için mücadeleyle başlıyor yolculuk. Bunun üstüne ekonomik güvencesizlikler, ağır patronaj baskısı ve iktidarın sopası ekleniyor. Ve şimdi kavganın en temel ve zorlu yerindesiniz.

“Hoş geldin, iyi ki mücadeleyi seçtin” derim

  • Haberin temel sorusu 5N1K yerini ‘kime dokunuyor’a bıraksın isteyen patronaj, kamu yararını siyasî ve ekonomik ilişkilerinin kıskacına hapsetmek istiyor. Ve başarısız olduğu söylenemez! Oysa basın özgürlüğü, halkın gerçekleri öğrenme hakkıdır. Gerçeğin herkese göre eğilip büküldüğü bir zamanda gazetecilik en zor dönemlerinden geçiyor. Bununla mücadelenin yolu gazetecilerin dayanışmasıyken burada da büyük bir kopuş var, üstelik sendikalaşma yok denecek kadar az ve tepki bildirilerine indirgenmiş durumda. Yani hem içeride hem dışarıda tepeden tırnağa mücadele demek gazetecilik. Hem otoriteye karşı kamu yararı için, hem de kendi haklarınız için direnmek zorundasınız.
  • Sorunuzdaki o olmayan çocuğuma sesleneyim aracılığınızla: Hakikat için koşmak istiyorsan, patronun sana çizdiği sınırları aşmaya, siyasî iktidarların özgürlüğüne ilişkin tepende sallandırdığı sopasını kırmaya, hayat gerçeklerinin getirdiği kaçınılmaz korkularının kendi otosansürüne dönüşmesine engel olmaya hazırsan hoş geldin ve iyi ki mücadeleyi seçtin.

“Çocuğumun gazeteci olmasını isterim ama…”

Independent Türkçe’nin Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek, “Evet, çocuğumun gazeteci olmasını isterim ama orada ikinci bir şey devreye giriyor. Hangi zamanda, hangi şartta, hangi ülkede sorusu” diyor. Açıklaması ise şöyle:

  • Bu ülkede gazeteci olmasını isterim ama bu ülkenin gazeteciliğinde insanların daha rahat gazetecilik yapabilecekleri, manevî anlamda, maddî anlamda özgürlük anlamında, böyle bir ortamda olmasını isterim. Eskilerin sözüdür, “gazetecilik şerefli bir meslektir ve ben de bu işi yapıyorum” diye. Dolayısıyla yaptığınız işle ilgili kirlenmiyorsanız, yaptığınız işle ilgili gerçekten bir ütopyanız varsa, bir hedefiniz varsa çok güzel bir iş.
  • Aslında bazen de bu genetik bir şey. Ben kendi hayatıma bakıyorum mesela. Ticaretten geldim bu işe. Gazetecilikte yıllar içerisinde kazanacağım parayı ticarette belki bir senede kazanıyordum ama tatmin etmiyordu, bu mesleğe geldim. Bugün olsa yine yaparım. İşimi seviyorum, insanlara aktarımı seviyorum, onlarla bir........

    © Journo


Get it on Google Play