Geçen hafta sonu Merzifon Kitap Fuarı'ndaydım. En çok rağbet yine kişisel gelişim kitaplarınaydı. En uzun imza kuyruğu da kişisel gelişim yazarının önünde.

Suç örgütü liderliğinden aranan Sedat Peker, "bir kamerayla bir tripoda yenileceksiniz" diyordu.

Gerçek edebiyat, kişisel gelişim zırvalıklarına yeniliyor.

Saçını süpürge edip yaranamamaktan mutsuz ev kadınları, hayran hayran ne vaazları dinlemeye koşuyor, dersiniz... Kendilerini sevmeyi öğrenmezlerse mutlu olamayacakları, mutlu hissetmeden de kocaları ve çocuklarını daha mutlu edemeyecekleri gibi harcıâlem lakırdıları tabii ki. Hem de ağızları açık dinliyorlar.

Daha önce de "Sultan Slogan'a yeniliyor muyuz" başlığıyla yazmıştım. Yine bir kitap fuarında, Wattpad yazarlarına gösterilen yoğun ilgi şaşırtmıştı beni.

Genç kız ağırlıklı okurlar; güneşin altında kuyruğa girmiş, yaşıtları olan yazarların gelmesini bekliyordu.

Adını bile duymadığım yeni yetme yazarlar, ne okumuştu da yazıyordu? Yeni yetme okurlar, ne buluyordu da okumak için kuyruğa giriyordu?

Necip Fazıl'a atfedilen bir hınzırlığı hatırlatıyor. Hangi kitapları okuduğu sorulduğunda siz hiç süt içen inek gördünüz mü, dediği söylenir.

Bizim varlığından dahi haberimiz yokken kitabın bir TikTok dünyası oluşmuş.

Wattpad, amatör kalemlerin, pembe ergenlik fantezilerini içlerinden geldiği gibi döktürdüğü, güya edebiyat paraladığı bir çevrimiçi platform.

Hikayesi, sözü olduğuna inanan liselilerin kendini gösterdiği bir ağ. Birikim, dil zenginliği, anlatım becerisi, kelime dağarcığı hak getire. Yine de o platformda çok tutanlar basılıyor ve milyon satıyorlar.

Hayranları, Wattpad fenomenlerini pop star gibi görüyor.

Müzik kalitesinde de benzer bir trend yaşanmıyor mu?

Spotify, 2023'ün en çok dinlenenlerini listelemişti. Sezen Aksu dışında bana tanıdık gelen isim ve parça yoktu. Liste, arabesk rap denen yeni bir türün istilası altındaydı. Ve başı çeken şarkılar, şöyle sözlerden geçilmiyordu: Ben burada kansızlara savaşıyom caney/ Sen nerdesin haney...

"Tahammül mülkünü yıktın, Hülâgü Han mısın kâfir" diyen Nedim'in dizeleri nerede, şu dildeki aşk isyanı nerede...

"Zeytin gözlüm sana meylim nedendir/ bu sevmenin kabahati kimdedir" gibi şarkılarla büyüyenlerin bildiği müzik değil bu.

SLOGANIN SALTANATINDA ÇÜRÜYEN BİR CEHALET VAR

Daha iki lafı bir araya getiremeyen heveskârlara, kırık dökük Wattpad fantezilerine edebiyat da yeniliyor, müzik de.

İfade yetersizliğinin, sığlığın alıp yürümesi; ifade gücünü, okuduğunu anlama kabiliyetini ölçen testlerde niye gerilere düştüğümüzü açıklıyor.

Kalabalıklarımızın, yüzeysel sloganlarla nasıl sevk ve idare edilebildiğiyle de örtüşüyor.

Devir, Sultan Slogan'ın devri. Ne kadar ucuz, ne kadar basitse o kadar yok satıyor.

Peyami Safa da bundan mustaripti ki kuyruk halk pazarında olur, kuyumcu kapısında olmaz, diyordu. Geçinmek için çok satması gerektiğinde de takma isimle kibar hırsız Cingöz Recâi'nin maceraları serisini yazmış ama edebi olarak adını vermeye değer bulmamıştı.

Kitabın edebi değeri yükseldikçe anlaşılırlığı ve okunurluğu düşüyor hâlâ. Alın size yozlaşma.

İroniyi gerçek, mecazı hakikat zannedenlere hangi edebi kaliteyle ulaşabilirsiniz ki?

Bizim Wattpad romancılarının, kişisel bilişim yazarlarının, arabesk rap şairlerinin şöhretini ve satış rakamlarını, yaşarken Ahmet Hamdi Tanpınar görmedi. Peyami Safa'ya nasip olmadı. Onlar da kim, diyeceklerse ilgiden başını kaldıramıyor.

Bob Dylan yanılmış, yalnızca büyük bir ikiyüzlülük dolaşmıyor ortada.

Mehmet Akif de tutturamadı; bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz gözden ibaret değil menfaatperestlerin bütün sermayesi.

Sorun, soyut düşünmenin gelişmediği bir somuttan öteye geçememe sığlığına saplanmış olmamız.

Sonuçsa depremde gecikmeyle ekonomik çöküntüden sonra götürdükçe götürmenin hesabı da sadece muhalefetten sorulacak, sanmak. Yolsuzluklara dur demek için, sandıkta CHP'ye artık bir ders vermeye çağrılmayı yadırgamamak.

Hatta... DEM Parti'yi terörün siyasi kolu saymıyor ve Diyarbakır'da kazandıkları başkanlığa kayyum atamasını savunmuyormuş gibi, İstanbul'da belediyeyi kazanacak bir iddia ortaya koymalarını dileyebilmeye kadar gider ucu.

QOSHE - Bizim büyük kişisel gelişemememiz - Akif Beki
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bizim büyük kişisel gelişemememiz

126 1
09.03.2024

Geçen hafta sonu Merzifon Kitap Fuarı'ndaydım. En çok rağbet yine kişisel gelişim kitaplarınaydı. En uzun imza kuyruğu da kişisel gelişim yazarının önünde.

Suç örgütü liderliğinden aranan Sedat Peker, "bir kamerayla bir tripoda yenileceksiniz" diyordu.

Gerçek edebiyat, kişisel gelişim zırvalıklarına yeniliyor.

Saçını süpürge edip yaranamamaktan mutsuz ev kadınları, hayran hayran ne vaazları dinlemeye koşuyor, dersiniz... Kendilerini sevmeyi öğrenmezlerse mutlu olamayacakları, mutlu hissetmeden de kocaları ve çocuklarını daha mutlu edemeyecekleri gibi harcıâlem lakırdıları tabii ki. Hem de ağızları açık dinliyorlar.

Daha önce de "Sultan Slogan'a yeniliyor muyuz" başlığıyla yazmıştım. Yine bir kitap fuarında, Wattpad yazarlarına gösterilen yoğun ilgi şaşırtmıştı beni.

Genç kız ağırlıklı okurlar; güneşin altında kuyruğa girmiş, yaşıtları olan yazarların gelmesini bekliyordu.

Adını bile duymadığım yeni yetme yazarlar, ne okumuştu da yazıyordu? Yeni yetme okurlar, ne buluyordu da okumak için kuyruğa giriyordu?

Necip Fazıl'a atfedilen bir hınzırlığı hatırlatıyor. Hangi kitapları okuduğu sorulduğunda siz hiç süt içen inek gördünüz mü, dediği söylenir.

Bizim varlığından dahi haberimiz yokken kitabın bir TikTok dünyası oluşmuş.

Wattpad, amatör kalemlerin, pembe ergenlik fantezilerini içlerinden geldiği gibi döktürdüğü,........

© Karar


Get it on Google Play