Çivisi çıkmış bu dünyanın derler. Futbol için de bunu söylesek sanki doğru olacak gibi. Aklımıza ne geliyor maç seyrederken, hakem maçı yönetecek, teknik direktör taktik-moral verecek, oyuncular aldığı taktikle beraber kişisel beceri ve hünerlerini sergileyecek. Bizim ülkemizde bu olay değişik boyutlara gitmeye başladı. Kulüp başkanları, hem hakem hem teknik direktör, genç olursa futbolcu bile olabiliyor.

Kısaca her şeyi çok iyi biliyorlar. Çoğu özellikleri iş insanı olması…

Yeni bir özellikleri daha çıktı mafyavari takılmak. Hakemi tehdit etme, futbolcu tehdit etme, MHK başkanı tehdit etme, nasılsa arkasında binlerce milyonlarca taraftara güven. Mesela Ertuğrul Doğan, başkan olmasa Mete Kalkavan için bataklık sineği diyebilir miydi? Hakemler için ‘soytarılık yapıyorlar’ ‘adam değiller’ söylemini kullanabilir miydi? Ankaragücü eski başkanı, Halil Umut Meler’e yumruk atabilir miydi?

Eski başkan Ahmet Ağaoğlu rakip takımın çalışanlarına saldırı teşebbüsünde bulunabilir miydi? Yönettiği takımın ileriye gitmesi için sportif anlamda bir girişi var mı bazı başkanların transfer yapmak dışında?

Seçilmeden önceki en büyük projeleri altyapı seçilince durum ortada. Maddi durum ise içler acısı yaraya tuz basmayalım.

Siyasete kurban verdiğimiz futbolu şimdi magazine veriyoruz. Üç günde maç yapma temposu büyük takımları yoruyor gibi söylemler oluyor. Büyük takımların geniş kadrosu var, yetmezse altyapısı var.

Zaten ülkede oynanan futbol temposuz, karşılaşma süreleri 55 dakikayı geçmiyor. Burada yorgunluk idmanı sağlam dinlenmeyi az tutarsa olabilir.

Rotasyona girse dahi aynı oyun sisteminden vazgeçmeyen sarı lacivertliler ön alan baskısı ile başladığı oyuna Mert Hakan ile başlayan baskı ile kazandığı topu penaltı ile buldu. Batsman penaltısına cevabı İrfan Eğribayat kurtararak karşılık verip Batshuayi ile ikinci golü bulan Fenerbahçe rahat bir oyun sergilemeye başladı. İsmail Kartal oyuna ilk müdahalesini sakatlanan King yerine Tadic değişikliği ile ikinci devre başında yaptı. Oyun üstünlüğünü eline alan Fenerbahçe’de İsmail Kartal, oyuna Cengiz Ünder-Çağlar-Ferdi üçlüsünü alarak sarı lacivertlileri tekrar oyuna motive etti. Ligde düşme hattında olan Sumudica kupayı bir kenara atarak rotasyona girerek puan alma isteğini başka bahara bıraktı.

Rotasyonlu bir şekilde olsa dahi Fenerbahçe, güçlü kadrosuyla rakibini eleyip çeyrek finale çıktı. Yol kazasına izin vermeyen İsmail Kartal, hem süre almayan isimleri kazandı hem de kupa hedefine bir adım daha yaklaştı.

QOSHE - Geniş kadronun gücü - Gökhan Aktürk
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Geniş kadronun gücü

9 0
08.02.2024

Çivisi çıkmış bu dünyanın derler. Futbol için de bunu söylesek sanki doğru olacak gibi. Aklımıza ne geliyor maç seyrederken, hakem maçı yönetecek, teknik direktör taktik-moral verecek, oyuncular aldığı taktikle beraber kişisel beceri ve hünerlerini sergileyecek. Bizim ülkemizde bu olay değişik boyutlara gitmeye başladı. Kulüp başkanları, hem hakem hem teknik direktör, genç olursa futbolcu bile olabiliyor.

Kısaca her şeyi çok iyi biliyorlar. Çoğu özellikleri iş insanı olması…

Yeni bir özellikleri daha çıktı mafyavari takılmak. Hakemi tehdit etme, futbolcu tehdit etme, MHK başkanı tehdit etme, nasılsa arkasında binlerce milyonlarca taraftara güven. Mesela Ertuğrul Doğan, başkan olmasa Mete Kalkavan için bataklık sineği diyebilir miydi? Hakemler için ‘soytarılık yapıyorlar’ ‘adam değiller’ söylemini kullanabilir miydi?........

© Karar


Get it on Google Play