BANKA SÖMÜRÜCÜLERİ: Ömrün sınırlı olduğu bu dünyada kefenlerine de cep diktirmeye başlayan arsız tipler tarafından kahrolası bireysel çıkarlar adına toplumsal düzen darmadağın edilirken soygunculuk, sahtekârlık, üç kâğıtçılık, yüzsüzlük sınır tanımaz boyutlara doğru seyretmekte… Bankaları bile dolandırma noktasına varan rezillikler… Bankalara geri dönmeyen kredilerin miktarı 4 milyar TL’yi aştı… Bunlar yargıya havale edilen dosyalardan fışkıran bilgiler… Banka yetkililerinden dinliyoruz, senetli – sepetli borçlarını inkâr edenler bile varmış!.. Bankacılık literatüründe bunlar “inkârcılar” olarak anılmakta… Haklarındaki davaları inkârcılıkla uzatarak zaman kazanmaya, oldukça geç gelen adaletin adaletsizliğinden yararlanıp zamana oynayarak kazanmaya çalışıyorlar…
Bu tür doyumsuz ve lüks içinde yaşayan, üstelik vergi kaçakçısı da olan o tipler ülkenin ve halkın ensesinde boza pişirip göz göre göre ateşle oynuyorlar… Ekonomimize kan sağlayan bankacılık sektörümüzü riske sokuyorlar… Bunlarla ilgili olarak adaletin en erken zamanda tecelli edebilmesi adına yasa yapıcılarımız etkin yasalar geçirmedikçe onlar da ciddi sorumluluk altına girmektedirler… Tarihimizde unutulmayacak çürümüş ve kokuşmuş bir döneme sürüklendik… İnanılmaz olaylara tanık olmaktayız her gün… Bu banka sömürücülüğü de bunlardan biri…
İşin şakaya gelir yanı yoktur… Ne demek efendim 4 milyar TL’yi aşkın geri dönmeyen kredi?.. Öylesi bir kaynakla bu az gelişmiş ülkemizde neler yapılmaz!.. Bu geri dönmeyen ve içimizde vicdansız, alt yapısız, hiç emeksiz milyonerler yaratan milyarlık kredilerin kaynağı sıradan insanlarımızın banka mevduatlarıdır… Kalkınma Bankası’nın kaynaklarını da vatandaş mevduatlarından aktarılanlar oluşturmaktadır… Ki oradaki dönmeyen krediler de dudak uçuklatıcı düzeyde…
***
DİJİTAL DEVRİM’İN GETİRDİKLERİ: Yeni Ercan Havaalanı’yla ilgili gözlemlerini okudum sevgili Dr. Bülent Dizdarlı’nın… Modern havaalanımızın eksiklerinin büyük ölçüde giderildiğini belirtirken bardağın dolu tarafına da bakılması gerektiğinin mesajını veren Dizdarlı, halen var olan eksiklerin başında da orada gazete – kitap ve dergi satışları olmamasını saydı… Alışılagelen havaalanları kurumlaşmasına bakıldığında okuma meraklıları için gerçekten göze batan bir eksiklik…
Ama bir acı gerçeğin altını da burada çizmek gerek… Dijital devrimle birlikte, bir ticaret malzemesi olarak ülkemizde değerini yitirme sürecine giren gazete, dergi ve kitaplarla ilgili raflara artık çoğu markette de rastlayamaz olduk… Marketçiler bu bağlamdaki ticareti kârlı görmüyorlar!… Dijital devrim karşısında yazılı yayıncılık dönemini mi kapatıyor?.. Kitap satışlarının hayli düştüğü ülkemizde, kitap yayınlamak da artık küçük bir serveti göze almak anlamına geliyor. Kaliteli kitapların yayınlanabilmesi ve hatta dijitale aktarılabilmesi, bunların tanıtımının yapılabilmesi için devletin bir yayınevinin olmasına ihtiyaç var. Bu konu, var olan sayısı az yazarlarımızın desteklenmesi ve yazarlığın teşvik edilmesi açısından da önemli…
***
YENİ TİYATRO BİNASI: Kültürle ilgili olarak göreve başlayan her bakanın gündeminde 1990’lı yıllarda yanan Devlet Tiyatroları salonunun tamiri ve kültürümüze kazandırılması var… Hükümet programlarına bile girmiş bir kültür gündem maddesi… Ama bu konuda verilen sözlerin yerine getirildiğini göremedik…
Ve şimdi aldığımız bazı bilgiler bu konuda sevindirici bir aşamaya gelindiğinin vurgusunu yapmaktadır en sonunda… 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde bu bağlamda resmi ağızlardan da açıklamalar geldi… Yeni tiyatro binası için ihaleye çıkılması yakınmış bu açıklama ve bilgilere göre…
Gelgelelim, bugüne dek o kadar bol açıklama yapıldı ki bu bağlamda… Tümü boşa çıktı… O nedenle, özlenen temelin atılacağı güne dek bu konudaki ihtiyatımızı sürdüreceğiz…
Etkinlikleri için Devlet Tiyatroları’nı “göçmen kuş”a dönüştüren, sanatçıları salon bulabiliyorlarsa oyunlarını sunabilen bir durum söz konusudur yıllardır…
Şu soruyu da sormak isterim bu arada: “Karkas inşaatı tamamlandıktan sonra Lefkoşa Belediye Sarayı’nın yanında atıl kalan o büyük ve iddialı proje, hem Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nu ve hem de Devlet Tiyatroları’nı kucaklayabilecek şekilde yapılandırılıp neden bitirilmiyor ki?..

QOSHE - Güncel çeşitleme - Ahmet Tolgay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Güncel çeşitleme

12 7
19.04.2024

BANKA SÖMÜRÜCÜLERİ: Ömrün sınırlı olduğu bu dünyada kefenlerine de cep diktirmeye başlayan arsız tipler tarafından kahrolası bireysel çıkarlar adına toplumsal düzen darmadağın edilirken soygunculuk, sahtekârlık, üç kâğıtçılık, yüzsüzlük sınır tanımaz boyutlara doğru seyretmekte… Bankaları bile dolandırma noktasına varan rezillikler… Bankalara geri dönmeyen kredilerin miktarı 4 milyar TL’yi aştı… Bunlar yargıya havale edilen dosyalardan fışkıran bilgiler… Banka yetkililerinden dinliyoruz, senetli – sepetli borçlarını inkâr edenler bile varmış!.. Bankacılık literatüründe bunlar “inkârcılar” olarak anılmakta… Haklarındaki davaları inkârcılıkla uzatarak zaman kazanmaya, oldukça geç gelen adaletin adaletsizliğinden yararlanıp zamana oynayarak kazanmaya çalışıyorlar…
Bu tür doyumsuz ve lüks içinde yaşayan, üstelik vergi kaçakçısı da olan o tipler ülkenin ve halkın ensesinde boza pişirip göz göre göre ateşle oynuyorlar… Ekonomimize kan sağlayan bankacılık sektörümüzü riske sokuyorlar… Bunlarla ilgili olarak adaletin en erken zamanda tecelli edebilmesi adına yasa yapıcılarımız etkin yasalar geçirmedikçe onlar da ciddi sorumluluk altına girmektedirler… Tarihimizde unutulmayacak çürümüş ve kokuşmuş bir döneme sürüklendik… İnanılmaz olaylara tanık olmaktayız her gün… Bu banka sömürücülüğü de bunlardan biri…
İşin şakaya gelir yanı yoktur… Ne demek efendim 4 milyar TL’yi aşkın geri dönmeyen........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play