Karşılaşmakta olduğumuz çözümsüzlükler, duyarsızlıklar ve iş bilmezlikler karşısında en fazla şikayetçi olduğumuz konudur liyakatsizlik… Ve şimdi, aramızdaki liyakatsizliğin diplomasını almış diploma sahtekârlarıyla da yüzleşmeye başladık!… Eyvah!..
Önce “liyakat”ın sözlük anlamına bir bakalım… Yeterlilik, nitelik, ne yaptığını iyi bilmek ve sorumluluk demektir liyakat… Vatandaş vergileriyle maaşları ödenen makam ve mevki ne olursa olsun, orası bir emanettir… Bu bilinçte ve nitelikte olan liyakatli kişi, emanetinde olan o makama ya da mevkie ihanet etmez… Makamında sadakat ve sorumlulukla oturur ve o makamın gereklerini tam bir adalet ve dürüstlükle yerine getirir…
Çünkü liyakat, bir kişinin insan olarak bir emaneti, bir görevi ve sorumluluğu üstlenmeye layık, yaraşır veya uygun olma durumunu, insanî, hukuki ve ahlâkî anlamda yeterlilik niteliğini ifade eder.
***
Kamuda liyakate dayalı bir yönetim uygulanması temelde iki açıdan gerekliliktir. Bunlardan birincisi Anayasa’da yer alan eşitlik ilkesinin bir gereği olarak kamu hizmetine girişte hiçbir kişi, grup veya düşünceye ayrıcalık tanınmamasının bir zorunluluk olmasıdır. Demokrasi ve hukuk devleti olmanın bir gereği olarak da kamu kadro ve pozisyonları liyakat temelinde tüm vatandaşlara açık olmalıdır.
Liyakat ilkesinin uygulanmasının ikinci temel gerekçesi kamu yönetiminde başarı sağlanmasının, kamu görevlilerinin yetkinliğine bağlı olmasıdır. Gerek kamu hizmetine alım esnasında gerekse üst kademe görevlere atamalarda liyakatin esas alınması insan kaynağından en iyi şekilde faydalanmak suretiyle kamu yönetiminde etkinlik ve verimliliğin sağlanmasına en çok katkı yapacak husustur.
Liyakatli hizmetin uygulanabilmesi için atama ve görevlendirmelerde gerekli kriterlere özen gösterilir… Gelişigüzel popülist atama ve görevlendirmeler liyakat bunalımına yol açmaktan başka bir sonuç getiremez…
***
Türkiye’deki duruma bakalım… Bütün gelişmiş demokratik ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de yasal olarak “liyakat ilkesi” kabul edilmiştir. Daha Osmanlı döneminde, 1876 yılında kabul edilen Kânûn-i Esâsî’den bu yana, hizmete girişte “liyakat ilkesi” bizzat anayasayla güvence altına alınmıştır. Kânûn-i Esâsî’nin 39’uncu maddesinde kanunlarla belirlenecek koşullara göre, ancak kabiliyetli ve hak etmiş kişilerin memurluğa seçileceği hüküm altına alınmıştır. Kânûn-i Esâsî’den sonra yürürlüğe giren diğer anayasalar ve kanunlarda da “liyakat ilkesi” benimsenmiş, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda (DMK) da “liyakat”, “sınıflandırma” ve “kariyer” ile birlikte Türk kamu personel sisteminin üç temel ilkesinden biri olarak kabul edilmiştir. Liyakat, kamu personel sisteminde uygulanması gereken temel ilkelerden biri olarak kurumsallaştırılmıştır…
Bu kurumsallaşmaya aykırı davranışlar hükümetlerin hanesine yazılan olumsuz puanlar olarak algılanmaktadır…
***
Liyakat ilkesi kapsamında en çok tartışılan konulardan biri siyaset ile bürokrasi arasındaki ilişkiler ve bu kapsamda siyasi iktidara kamu görevlilerinin belirlenmesine yönelik verilecek yetkinin kapsamıdır.
Genel olarak kabul edilen görüşe göre “liyakat ilkesi”nin bir gereği olarak kamu görevlilerinin siyaseten tarafsızlığının sağlanması için üst kademe kamu yöneticilerinin atanması, iktidar değişikliklerinden etkilenmeyecek şekilde yapılmalıdır. Bu nedenle siyasi iktidarların atama yetkisi sınırsız olmamalıdır.
Ancak diğer bir görüşe göre de siyasi iktidarın beraber çalışacağı üst kademe kamu yöneticilerini seçme hakkına sahip olması gerekir. Bu görüşe göre, siyasi otoritenin bürokrasi üzerindeki yetkisi azaldığında, bürokrasi ayrı bir güç olarak siyasi otorite karşısında bir vesayet makamı hâline gelebilmektedir.

QOSHE - Liyakat ilkesi - Ahmet Tolgay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Liyakat ilkesi

4 1
07.03.2024

Karşılaşmakta olduğumuz çözümsüzlükler, duyarsızlıklar ve iş bilmezlikler karşısında en fazla şikayetçi olduğumuz konudur liyakatsizlik… Ve şimdi, aramızdaki liyakatsizliğin diplomasını almış diploma sahtekârlarıyla da yüzleşmeye başladık!… Eyvah!..
Önce “liyakat”ın sözlük anlamına bir bakalım… Yeterlilik, nitelik, ne yaptığını iyi bilmek ve sorumluluk demektir liyakat… Vatandaş vergileriyle maaşları ödenen makam ve mevki ne olursa olsun, orası bir emanettir… Bu bilinçte ve nitelikte olan liyakatli kişi, emanetinde olan o makama ya da mevkie ihanet etmez… Makamında sadakat ve sorumlulukla oturur ve o makamın gereklerini tam bir adalet ve dürüstlükle yerine getirir…
Çünkü liyakat, bir kişinin insan olarak bir emaneti, bir görevi ve sorumluluğu üstlenmeye layık, yaraşır veya uygun olma durumunu, insanî, hukuki ve ahlâkî anlamda yeterlilik niteliğini ifade eder.
***
Kamuda liyakate dayalı bir yönetim uygulanması temelde iki açıdan gerekliliktir. Bunlardan birincisi Anayasa’da yer alan eşitlik ilkesinin bir gereği olarak kamu hizmetine girişte hiçbir kişi, grup veya düşünceye ayrıcalık tanınmamasının bir zorunluluk olmasıdır. Demokrasi ve hukuk devleti olmanın bir gereği olarak da kamu kadro ve........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play