ÖNEMLİ BİR YIL DÖNÜMÜ: Çanakkale savaşı, dünya tarihinde, Birinci Dünya Savaşı’nın dönüm noktalarından biridir… 109 yıl önce yaşanan o müthiş olayda itilaf devletlerinin temel amaçları şu başlıklar altında toplanabilir: Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’u alarak stratejik İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek… Bolşeviklerle iç savaşta olan Çarlık Rusya’sına güvenli bir lojistik yol açmak… Başkent İstanbul’u zapt etmek suretiyle Almanya’nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakmak ve İttifak Devletlerini zayıflatmak… Osmanlı Devletinin başkentinden başlayarak Türkiye’yi işgal etmek… Türk kurtuluş savaşının önsözü sayılan Çanakkale direnişi, tabii ki 6 yıl sonra kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinde de büyük önem taşımaktadır. 1915 ve 1916 yılları arasında, Birinci Dünya Savaşı tüm şiddetiyle çeşitli cephede sürerken dünyanın gözü o çetin ve stratejik savaşa yönelmişti… Türk milleti vatanını, bağımsızlığını ve özgürlüğünü korumaktaki kararlılığını aşılmaz Çanakkale siperlerinden tüm dünyaya duyurmuştu…
Dünya tarihine geçen, karada ve denizde cereyan eden bu savaşta; İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu yarımadasını geçemeyerek askerlerini tahliye etmek ve ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kalmıştı. Her siperde ayrı bir destan yazan Türk askerleri, emperyalizme karşı dünya savaş tarihinde ders nitelikli destansı bir savunmaya kanlarıyla imza atmıştı…
İngiliz siyaset üstadı Winston Churchill’in de dediği gibi “Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir.”
***
ÖLÜMÜNE SAVAŞMAK: Ama çağın en ileri tekniğine karşı bu diklenme neler pahasına gerçekleşmişti?.. Türk ulusu, Çanakkale’nin aşılmazlığını kanıtlarken, çoğu üniversite ve lise öğrencisi olan 200 bin gencini feda etmişti… Aydın bir nesil, kefensiz Gelibolu’ya gömülmüştü.. Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’ndaki “Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda” vurgusunun bir anlamı da budur işte… “Şüheda” şehitler demektir…
Cepheye gelir gelmez askerine “Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” diyen kararlı bir komutandı Albay rütbeli Mustafa Kemal… Şu sözler de yine o günlerden ve ona ait:
“Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım bile geri gitmek yoktur. Uyku ve dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalması manasını taşıdığını hepinize hatırlatırım.”
***
BAŞARILAMAYAN AMAÇ: Dönemin en gelişmiş silahlarıyla ve tüm gücüyle Çanakkale’ye yüklenen itilaf devletlerinin temel amaçlarından biri de Karadeniz’e açılarak Çarlık Rusya’sındaki Bolşevik ihtilalini bastırmaktı… Ama bu amaç da gerçekleşmemiş ve Rusya’da çarlık rejimi ihtilalin alevleri arasında son bulmuştu… Dünya tarihinde ve siyasal dengelerinde yeni bir dönem başladı böylece… Çanakkale direnişinin tarihin akışını etkileyen bir diğer özelliği de işte budur… 1919’da başlayan Türk kurtuluş savaşına en büyük desteği veren de Rusya’nın ihtilalci rejimi olacaktı… Rus ihtilalciler, Çanakkale’de kendilerine tanınan muhteşem şansı unutmamışlar ve Türk ulusuna vefa göstermişlerdi…
***

TÜRK ESİRLER KIBRIS’TA: Gazimağusa’daki Çanakkale Şehitliği o savaşın Kıbrıs’la olan bağlantısını vurgular… Birinci Dünya Savaşı, Çanakkale, Hicaz, Kanal cephelerinde çarpışan Türk askerlerinden esir düşenler İngilizler tarafından Kıbrıs’a getirilerek Mağusa’nın Karakol Bölgesi’ne (şimdiki Gülseren Eğitim Kampı) yerleştirilmişlerdi. Bu esirlerin sayısı Eylül 1916’da 4000’e kadar yükseldi. Esirlerin önceleri halkla ilişkilerine izin verilmişse de, sonraları bu izin kaldırıldı. Esirler bakımsızdı… Arpa unundan yapılmış ekmekle kabak yedikleri, hastalananlara iyi bakılmadığı, Ermeni ve Rum doktorların yüz kızartıcı kötü davranışlarının olduğu bilinmektedir. Tutsakların bazıları özgürlüklerine kavuşmak için kaçmış, bir kısmı İngiliz askerlerince vurularak veya kötü şartların etkisi altında şehit olmuştu. 217 Türk askerinin esir kampında hayatını yitirdiği kayıtlara geçti. Ama toplu gömmeler hesaba katılırsa bu sayı daha da yükselir… Mağusa Türk Mezarlığı’na gömülen ve zaman içinde kaybolan mezarlar, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği ile İngiliz Yüksek Komiserliği’nin ortak çalışmaları sonucu ortaya çıkarıldı… Bulunan kemikler, “şehitlik” olarak anılan yerde mevcut 33 mezarın ortasına topluca aktarıldı… Yazılı mezar taşına sahip sadece 33 şehit bulunmaktadır.
Türk esirlerinden sağ kalanların bir kısmı Kıbrıs’a yerleşmiş, büyük bir bölümü de 20 Şubat 1920’den sonra iki kafile halinde Kıbrıs’tan ayrılmıştır. Esirler, ölen arkadaşlarına cenaze töreni düzenler, Mağusa’nın Türk halkı da imkânlar ölçüsünde bu törenlere katılırdı… 1978–1980 yılları arasındaki çalışmalarla şehitlik yeniden düzenlenerek bir de anıt yapılmıştır… Anıt 15 Şubat 1980’de törenle açıldı…

QOSHE - Pazartesi notları: Kurtuluşun önsözü Çanakkale - Ahmet Tolgay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Pazartesi notları: Kurtuluşun önsözü Çanakkale

4 1
18.03.2024

ÖNEMLİ BİR YIL DÖNÜMÜ: Çanakkale savaşı, dünya tarihinde, Birinci Dünya Savaşı’nın dönüm noktalarından biridir… 109 yıl önce yaşanan o müthiş olayda itilaf devletlerinin temel amaçları şu başlıklar altında toplanabilir: Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’u alarak stratejik İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek… Bolşeviklerle iç savaşta olan Çarlık Rusya’sına güvenli bir lojistik yol açmak… Başkent İstanbul’u zapt etmek suretiyle Almanya’nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakmak ve İttifak Devletlerini zayıflatmak… Osmanlı Devletinin başkentinden başlayarak Türkiye’yi işgal etmek… Türk kurtuluş savaşının önsözü sayılan Çanakkale direnişi, tabii ki 6 yıl sonra kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinde de büyük önem taşımaktadır. 1915 ve 1916 yılları arasında, Birinci Dünya Savaşı tüm şiddetiyle çeşitli cephede sürerken dünyanın gözü o çetin ve stratejik savaşa yönelmişti… Türk milleti vatanını, bağımsızlığını ve özgürlüğünü korumaktaki kararlılığını aşılmaz Çanakkale siperlerinden tüm dünyaya duyurmuştu…
Dünya tarihine geçen, karada ve denizde cereyan eden bu savaşta; İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu yarımadasını geçemeyerek askerlerini tahliye etmek ve ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kalmıştı. Her siperde ayrı bir destan yazan Türk askerleri, emperyalizme karşı dünya savaş tarihinde ders nitelikli destansı bir savunmaya kanlarıyla imza atmıştı…
İngiliz siyaset üstadı Winston Churchill’in de dediği gibi “Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir.”
***
ÖLÜMÜNE SAVAŞMAK: Ama........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play