ATEŞ ÇEMBERİNİN ORTASINA İTİLMEK: Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, ABD’nin, AB’nin ve İngiltere’nin de yönlendirmesiyle, İsrail’i kendine stratejik müttefik seçti… Hedef de belirleyerek ortak tatbikatlar yapıyorlar… Şu Hristodulidis Rejimi’ndeki cürete bakar mısınız!.. Son ortak tatbikatın senaryosunda hedef olarak İran vardı… Ve bu son tatbikattan sonra şok boyutlarında olanlar tarihe kazınıyor… Zaten beklentide olan İran – İsrail savaşının başladığını gösteren çarpıcı olaylar yaşanmaya başlandı… Taraflar – ittifaklar belirlendi, su yüzüne çıktı… Şimdi Artık İsrail’e düşman olanların da hedefinde, İsrail müttefiki Güney Kıbrıs var… Bunu kim yadsıyabilir ki?.. Dahası Kıbrıs’ı hedef tahtasına dönüştürecek diğer gelişmeler de, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sakıncalı stratejisine ekleniyor…
Örneğin İsrail’i savaşta destekleyen İngiliz savaş uçaklarının Kıbrıs’taki İngiliz egemen üslerinden kalkmakta olması!… İngiliz Hava Kuvvetleri, İran’ı hedef alan uçuşlarını ve sortilerini aşikâr olarak Kıbrıs’tan yapmaktadır… İran, Kuzey – Güney ya da İngiliz askeri üssü ayrımı yapmadan çılgınların elinde stratejik oyuncağa dönüştürülen bu Kıbrıs’ı füze yağmuruna tutarsa burasının da Gazze’ye dönüşmesi işten bile değildir… Her an yanabileceğimiz bir ateş oyununun ortasında bırakıldık…
Ortadoğu kazanında etleri hiçbir zaman birlikte kaynamayan İsrail ile İran Ortadoğu’nun en tehlikeli iki ülkesi… İkisi de nükleer güç sahibi… Aralarındaki çatışma, nükleer bir hesaplaşmaya kadar gidebilir… Ve gerek Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, gerekse emperyalizmin Kıbrıs’taki ayağı İngiltere böylesi ölümcül bir hesaplaşmayı alenen tahrik etmektedirler…
İsrail ve İran’ın ortak tek bir özelliği var, o da Türkiye karşıtlığı… Her iki Orta Doğu ülkesi de bölücü terörü Türkiye’ye karşı açıkça destekliyor… Bu iki ülkenin bölgemiz için ne denli tehlikeli pozisyonlarda olduklarının bir diğer göstergesidir bu durum…
***
YUNAN PARMAĞI: Doğu Akdeniz’deki gelişmelerde Yunan parmağı da vardır ki, bu da asla yadsınamaz, görmezden gelinemez… Yunan hayranlığı ve yandaşlığı ciddi politik kanıtlarıyla ortada olan Joe Biden Beyaz Saray’daki stratejik görevine seçilir, ya da getirilirken, ünlü Amerikalı yazar Michael Rubin “Artık Amerika’nın önemle odaklanacağı nokta Doğu Akdeniz olacak. Oradaki görevin gereği olarak da Yunan topraklarında askeri üsler oluşturulacak” temalı bir yazı yayınlamıştı… Rubin’in vurguları kısa sürede aynen gerçekleşti…
Lütfen dikkat: Rubin, hiç de sıradan bir yazar değildir… Bu Michael Rubin hakkında ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler internet kaynaklarına girebilirler… Yazdıkları hep gerçekleşmekte olan bu Amerikalı akademisyen yazar tabii ki bir kâhin değildir… Amerikan duyarlı kurumlarının içindeki uzmandır… “American Enterprise Institute” isimli düşünce kuruluşunda yoğun çalışan bir akademisyendir. Daha önce Pentagon’da Ortadoğu meseleleriyle ilgilenen görevli olarak çalışmıştı… Adamın Yunan hayranlığı ise su götürmez biçimde ortadadır.,
***
KÂHİN DEĞİL BİLİRKİŞİ: Rusya ve Avrupa arasındaki doğalgaz hattının sabotaja uğradığı hafızası güçlü olanlar tarafından çok iyi biliniyor… Bu eylemi gerçekleştirenin ABD olduğunu açıkça duyuran haber kaynaklarına tanık olundu… Tam da bu sabotaj günlerinde işte bu Michael Rubin, Türkiye ve Azerbaycan için “Rusya’nın gazını kara para aklar gibi aklıyorlar” iddialı yazısında, Türkiye enerji koridorunun da bir an önce imha edilmesi gerektiğini savundu. Bu açık savunma bile sabotajın gerçek uygulayıcısını deşifre eder nitelikteydi…
Rubin, yakın geçmişteki bir yazısında ise daha ileri telkinlerde bulunarak “Rusya – Azerbaycan – İran -Türkiye gözden çıkarılmalı, onlara dersleri artık verilmelidir” çeklindeki Amerikan düşüncesini açıklamıştı…
Türkiye’nin Rusya ile gelişen ilişkilerinin ABD’yi ne denli rahatsız ettiğinin satır araları bu yazıdadır… Arşivleri karıştırarak daha da gerilere gidecek olursak, Rubin’in 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişimini de önceden haber veren “kâhin” olduğunu görürüz… Bu yazar, ABD’nin İsrail’in ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz doğal gazını Güney Kıbrıs – Yunanistan hattı üzerinde Avrupa’ya ulaştıracak projeye büyük önem verdiği açıkça ve sıkça vurgulamaktadır… Yazdıkları tümüyle arşivlerdedir… Aslında bir kâhin değil, yüksek profilli bir bilirkişidir..
***
YÖNTEM: AB ve ABD, kısaca Batı dünyası Rusya dahil Türkiye ve İran gibi bağımsızlığına düşkün Avrasya ülkelerini önce sindirme ve yıpratma sonra da ele geçirip parçalama yöntemini denemektedir… Yıllarca üstü kapaklı yürütülen bu politikalar artık net şekilde ortaya çıkmış durumda… ABD, özellikle Türkiye’deki 2016 darbe ve işgal girişiminden sonra, amaca ulaşamamanın tedirginliğiyle, çok daha kanlı ve saldırgan politikaları uygulamaya koymuştur. Bu uygulamalar çerçevesinde de bölgesel ittifaklarla daha yoğunluklu savaş ortamlarına zemin hazırlayan silah yığınakları devrededir. Mikro ve makro ve de megalo milliyetçilik akımları da silahlandırılanların beyinlerinde alabildiğine harekete geçirilmektedir… Batı Trakya’dan başlayıp Ege Yunan adalarına uzanan, oradan da Güney Kıbrıs’a ulaşan Amerikan askeri üslerine ve önlemlerine harita üzerinden bakmak bile ABD’nin Doğu Akdeniz’in enerji üretimini Avrupa’ya ulaştıracak hattı da öncelikle güvenceye almaya çalıştığının altını çizer…
Yunanistan’daki üslenmelerini kısa sürede tamamlayan ABD için şimdi sıra Güney Kıbrıs’ı militarist donatmaya gelmiştir… Büyük tehlikeleri içinde barındıran İsrail – Güney Kıbrıs stratejik dayanışmasına bu açıdan bakılması isabetli olur..

QOSHE - Pazartesi Notları: Tehlikeli stratejiler - Ahmet Tolgay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Pazartesi Notları: Tehlikeli stratejiler

7 1
22.04.2024

ATEŞ ÇEMBERİNİN ORTASINA İTİLMEK: Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, ABD’nin, AB’nin ve İngiltere’nin de yönlendirmesiyle, İsrail’i kendine stratejik müttefik seçti… Hedef de belirleyerek ortak tatbikatlar yapıyorlar… Şu Hristodulidis Rejimi’ndeki cürete bakar mısınız!.. Son ortak tatbikatın senaryosunda hedef olarak İran vardı… Ve bu son tatbikattan sonra şok boyutlarında olanlar tarihe kazınıyor… Zaten beklentide olan İran – İsrail savaşının başladığını gösteren çarpıcı olaylar yaşanmaya başlandı… Taraflar – ittifaklar belirlendi, su yüzüne çıktı… Şimdi Artık İsrail’e düşman olanların da hedefinde, İsrail müttefiki Güney Kıbrıs var… Bunu kim yadsıyabilir ki?.. Dahası Kıbrıs’ı hedef tahtasına dönüştürecek diğer gelişmeler de, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sakıncalı stratejisine ekleniyor…
Örneğin İsrail’i savaşta destekleyen İngiliz savaş uçaklarının Kıbrıs’taki İngiliz egemen üslerinden kalkmakta olması!… İngiliz Hava Kuvvetleri, İran’ı hedef alan uçuşlarını ve sortilerini aşikâr olarak Kıbrıs’tan yapmaktadır… İran, Kuzey – Güney ya da İngiliz askeri üssü ayrımı yapmadan çılgınların elinde stratejik oyuncağa dönüştürülen bu Kıbrıs’ı füze yağmuruna tutarsa burasının da Gazze’ye dönüşmesi işten bile değildir… Her an yanabileceğimiz bir ateş oyununun ortasında bırakıldık…
Ortadoğu kazanında etleri hiçbir zaman birlikte kaynamayan İsrail ile İran Ortadoğu’nun en tehlikeli iki ülkesi… İkisi de nükleer güç sahibi… Aralarındaki çatışma, nükleer bir hesaplaşmaya kadar gidebilir… Ve gerek Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, gerekse emperyalizmin Kıbrıs’taki ayağı İngiltere böylesi ölümcül bir hesaplaşmayı alenen tahrik etmektedirler…
İsrail ve İran’ın ortak tek bir özelliği var, o da Türkiye karşıtlığı… Her iki Orta Doğu ülkesi de bölücü terörü Türkiye’ye karşı açıkça destekliyor… Bu iki ülkenin bölgemiz........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play