Geçen pazar günü sizlere söz vermiş ve demiştik ki, değerli meslektaşımız Züleyha Karaman’ın “Tarihin Tozlu Raflarında Kalmış Hisler-İLHAK”tan pek çok malzeme olduğundan bugün de bahsedeceğiz. Dönemin ‘Halkın Sesi’ ve ‘Bozkurt’ gazetelerinden, bu arada Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) bültenlerinden alınan kupürler ve siyah-beyaz fotoğraflarla desteklenen yazıların yer aldığı kitapta, Annan Planı ve daha sonra Crans Montana görüşmelerinden sonra federasyon tezinin çöktüğüne dikkat çekiliyor, şöyle deniliyor:
“KKTC, Ekim 2020’de yapılan ve Ersin Tatar’ın kazandığı Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından, Türkiye’nin de desteğiyle “Kıbrıs Türk halkının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü haklarının tescil edilmesini” öngören yeni vizyonunu ilan etti.”
Kitapta, Bülent Ecevit’in, eşi Rahşan Ecevit ve beraberinde bir heyetle 2-5 Ocak 1975 tarihinde deniz yoluyla Kıbrıs’a geldikleri ifade edilirken, Barış Harekâtı’ndan yaklaşık 5 ay sonra gerçekleşen bu ziyaretinde, siyasi ve iktisadi açılardan yerinde gözlem ve tespitler yaparak, tarihi mesajlar verdiği kaydediliyor, şunlar vurgulanıyor:
“Ecevit’in Mağusa’da, Namık Kemal Meydanı’ndaki konuşmasından önce çok kısa bir konuşma yapan Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanı Rauf Denktaş, “Sayın Ecevit aramızdadır, gönlümüzdedir. Biz kendilerine yürekten teşekkürler, yürekten hoş geldiniz der ve sözü kahraman, milliyetperver, halkçı Ecevit’e bırakırım, hoş geldiniz.” Denktaş’ın bu konuşmasından sonra, mikrofona gelen Ecevit, sürekli alkışlarla kesilen konuşmasını yaptı ve şunları söyledi:
“Sevgili Kıbrıslı kardeşlerim, uzun yıllar büyük acılar çektiniz, ama acı çekmeden daha ağır bir şey vardır; o da acı çekenlerin, acı çeken dostlarınızın, kardeşlerinizin yanına koşup onun acılarını dindirememek… İşte biz Türkiye’de yıllarca bu acıyı çektik. Acılarınızı dindirememenin ağır ıstırabını yüreğimizde duyduk. Şimdi bu acıdan kurtulduğu için bütün Türkiye, bütün Türk ulusu mutludur. Yıllarca büyüklü küçüklü dünya devletleri Yunanistan’daki diktayı yıkamamışlardı. Bu rejimi yıkan da Türkiye’nin özgürlükçü ve barışçı harekâtı oldu. Yunanistan, Türkiye’nin bu harekâtı sayesinde demokrasiye kavuştu.
Askeri harekâta geçmeden önce, bütün barışçı yolları denedik. Kâğıt üzerindeki güvencelerin, Kıbrıs’ta işe yaramadığı, uzun ve acı yıllar boyunca görülmüştür. Onun için Kıbrıs’ın gelecekteki statüsünü Kıbrıs’ın toprağına yazdık. Dünyada herkes, Kıbrıs’ta varılan noktadan geri dönüş olanağı olmadığını, olamayacağını bilsin.”
Konuşmasında, Türkiye’nin yardımlarına da değinen Ecevit’in şu sözü oldukça anlamlıydı: “Bir gün bize, Türkiye’ye gelip diyeceksiniz ki, ‘Artık bizim Türkiye’den yardım almaya ihtiyacımız kalmadı. Biz Kıbrıs Türkleri, Türk toplumunu kendi başımıza kendi gücümüzle ayakta tutuyoruz.’ İşte bunu dediğiniz gün, Türkiye’ye bu şekilde seslendiğiniz gün, bizler rahat uyuyacağız. Kıvançların en büyüğünü, Kıbrıs Türk toplumu Türkiye’den tek yanlı yardım alır durumdan çıkıp, Türkiye ile kardeşçe yardımlaşır duruma geldiği gün duyacağız.”
Çok önemli ve anlamlı mesajlar içeren Ecevit’in şu sözleri dikkat çekiciydi:
“Sorunlarınızı siz kendiniz çözeceksiniz. Özgürlüğün gereği budur. Türkiye’den bekleyebileceğiniz yardımların nasıl olması gerektiğini de biz kararlaştırmayacağız. Sizlerden öğreneceğiz. Gerçek kahramanlığın ne olduğunu Kıbrıslı Türkler, mücahitler, Kıbrıs’ta savaşan Türk ordusu ile sizler dünyaya gösterdiniz. Kıbrıs’ta geçmişi geri getirmeye, geride bıraktığımız acılı düzene doğru, bir adım geri götürmeye hiçbir kimsenin ve hiçbir devletin gücü yetmeyecektir. Bütün dünya şunu da bilmelidir ki, Kıbrıs’ın yeni statüsü söz konusu olduğunda Kıbrıs Türkleri ile Türkiye birlik olacaklardır. Birlikte hareket edeceklerdir. Türkiye, Kıbrıs’ın doğan garantörüdür. Türkiye’ye Kıbrıs’ın garantörlüğü yetkisini hukuk meselelerinden öte tarih vermiştir, coğrafya vermiştir. Tarih değiştirilmedikçe, Türkiye’nin garantörlük hakkı da değiştirilmeyecektir.”
Ecevit’in, “Özgürlük içinde birliğinizi korumaya önem gösterin. Nimetlerden yararlanırken de aranızda ayrılık olmasın, adalet olsun” sözleri de tarihi tavsiye niteliği taşıyor.
Ve Züleyha Karaman, kitabını şu sözlerle noktalıyor:
“Yeni Rum lider Nikos Hristodulidis, daha 1 Nisan 2023’te “EOKA’nın yolundan gideceğiz” derken, kısaca Rumların Enosis hayalleri capcanlı devam ederken, Rum meclisinde Enosis kararı dururken, Kıbrıs Türkleri için güvenlik sorunu bitmiş midir? Peki ya, tozlu raflarda kalan, yüreklere gömülen o kutlu hisler?”
İyi pazarlar.
***

Tozduman, Lefkoşa’nın

renkli simalarındandı

Başkent Lefkoşa, bir renkli simasını daha kaybetti. Çevresinde sevilen bir kişi olarak bilinen, sohbetine doyum olmayan, iyi insan Hasan Tozduman dün Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlandı. Tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu. Sevgili eşi Sevilay Hanım, evlatları Zehra-Soner Karasalih, Sevinç Tozduman-Mustafa Gertik, torunları Görçem Karasalih, Hasan Tozduman Gertik, “Acısına ve yokluğuna hiçbir zaman alışamayacağımız kıymetli eşim, canım babamız, dedemizi kaybettik. Acımız sonsuzdur. Yattığın yer nur, mekânın cennet olsun.” dediler.
Bu arada Çatalköy’ün sevilen simalarından, yardımsever, iyi insan Tomris Ataseli’nin vefatı ailesi ve sevenlerini yasa boğdu. Ataseli, Çatalköy’de toprağa verildi. Lefkoşa’da sakin Hasan Özdenak (72) da başkentte toprağa verilirken, ailesi ve sevenleri nur içinde yatmasını diledi. Ağırdağ’ın çınarlarından sevilen bir kişi olan İlker Bartın da Ağırdağ’da son yolculuğuna uğurlandı. Vefatı ailesi ve sevenleri arasında derin üzüntü yarattı.

QOSHE - Ecevit, “Nimetlerden yararlanırken, aranızda ayrılık olmasın” demişti… - Akay Cemal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ecevit, “Nimetlerden yararlanırken, aranızda ayrılık olmasın” demişti…

3 1
17.03.2024

Geçen pazar günü sizlere söz vermiş ve demiştik ki, değerli meslektaşımız Züleyha Karaman’ın “Tarihin Tozlu Raflarında Kalmış Hisler-İLHAK”tan pek çok malzeme olduğundan bugün de bahsedeceğiz. Dönemin ‘Halkın Sesi’ ve ‘Bozkurt’ gazetelerinden, bu arada Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) bültenlerinden alınan kupürler ve siyah-beyaz fotoğraflarla desteklenen yazıların yer aldığı kitapta, Annan Planı ve daha sonra Crans Montana görüşmelerinden sonra federasyon tezinin çöktüğüne dikkat çekiliyor, şöyle deniliyor:
“KKTC, Ekim 2020’de yapılan ve Ersin Tatar’ın kazandığı Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından, Türkiye’nin de desteğiyle “Kıbrıs Türk halkının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü haklarının tescil edilmesini” öngören yeni vizyonunu ilan etti.”
Kitapta, Bülent Ecevit’in, eşi Rahşan Ecevit ve beraberinde bir heyetle 2-5 Ocak 1975 tarihinde deniz yoluyla Kıbrıs’a geldikleri ifade edilirken, Barış Harekâtı’ndan yaklaşık 5 ay sonra gerçekleşen bu ziyaretinde, siyasi ve iktisadi açılardan yerinde gözlem ve tespitler yaparak, tarihi mesajlar verdiği kaydediliyor, şunlar vurgulanıyor:
“Ecevit’in Mağusa’da, Namık Kemal Meydanı’ndaki konuşmasından önce çok kısa bir konuşma yapan Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanı Rauf Denktaş, “Sayın Ecevit aramızdadır, gönlümüzdedir. Biz kendilerine yürekten teşekkürler, yürekten hoş geldiniz der ve sözü kahraman, milliyetperver, halkçı Ecevit’e bırakırım, hoş geldiniz.” Denktaş’ın bu konuşmasından sonra, mikrofona gelen Ecevit, sürekli alkışlarla kesilen konuşmasını yaptı ve şunları söyledi:
“Sevgili Kıbrıslı kardeşlerim, uzun yıllar büyük acılar çektiniz, ama acı çekmeden daha ağır bir şey vardır; o da acı çekenlerin, acı çeken dostlarınızın, kardeşlerinizin yanına koşup onun acılarını dindirememek… İşte biz Türkiye’de yıllarca bu acıyı çektik. Acılarınızı dindirememenin ağır ıstırabını yüreğimizde........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play