Kıbrıs sorununa çözüm bulmayı amaçlayan ‘Annan Planı referandumunun’ bugün 20’inci yıldönümü… Bir başka deyişle 24 Nisan 2004 tarihi, Kıbrıs Türk halkına atılan en büyük kazık! Söz konusu tarih, bu halkın aldatıldığı, iyi niyetinin istismar edildiği gün! Plana ‘evet’ diyen Kıbrıs Türk halkının cezalandırıldığı, buna karşın ‘hayır’ diyen Kıbrıs Rum halkının ödüllendirildiği bir tarih.

Dünyada, çözüm planına hayır diyenin ödüllendirildiği, evet diyeninse cezalandırıldığı bir başka örnek var mıdır?

Referandum öncesi başta BM, AB ve ABD olmak üzere; Rumların hayır, Türklerinse evet demesi durumunda, Kıbrıs Türklerinin açıkta bırakılmayacağı, izolasyonların kaldırılacağını söylemişlerdi. Ne var ki, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da ifade ettiği gibi, aradan 20 yıl geçmiş olmasına rağmen, verilen sözlerin bir teki bile yerine getirilmezken, Kıbrıs Türk halkı hala daha zulüm niteliğindeki insanlık dışı ambargolarla cezalandırılıyor.

Bu arada CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Kıbrıslı Türklerin hukuksal dayanağı Annan Planı referandumudur” diyerek, federasyonun tek gerçekçi çözüm modeli olduğunu söylemenin bilgiye dayanan bir tespit olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da, “Bize en büyük kötülüğü BM ve AB yapmıştır. Onlara güvenmiyoruz. Dünyaya çözümcü olunduğunu ispatlama gibi bir vizyon Kıbrıs Türk halkının faydasına değildir” dedi.

Annan Planı 2002’lerden beri tartışılıyor. Referandum gününe kadar neler, ne paralar dönmedi bu ülkede? Evet dersek sanki de Avrupa Birliği’ne girecek, gökten Euro yapacaktı. Bazı gazetelerde internetten alınan havuzlu villaların fotoğrafları yayınlanıyor, evet karşılığında bunlara sahip olunacağına dair yayınlar yapılıyordu. Halkı inandırabilmek için her çareye başvurulmuştu. Yabancı diplomatlar, Türk kesimine adeta pamuklu şekerle, elma şekerleriyle geliyorlardı. Bir başka deyişle safça referandumda evet demek için Türk halkının ağzına bir parmak çalacaklardı. Ondan sonra gerisi Allah kerim!

Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve belirli çevreler tedirgindi, üzgündü. Arap’ın, hurma ağacının tepesindeyken kurban adadığını, ancak başkalarının yardımı ile sağ salim indikten sonra ‘Mafiş kurban’ diyeceğini çok iyi biliyordu. Emperyal güçlere güveni yoktu ve Kıbrıs Türk halkına oyun çekeceklerini tahmin ediyordu. Nitekim de öyle oldu! Daha önce plana evet diyeceğini söyleyen AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas bile, CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’ı kandırmış ve EOKA’cı Rum Cumhurbaşkanı Tasos Papadopulos ile aynı çizgide buluşarak, referandumda ‘Ohi’ (hayır) demişti.

Çünkü Kıbrıs sorunu söz konusu oldu mu, Rumlar öteden beri sağcısıyla solcusuyla bütünleşmeyi, tek vücut olmayı bilmektedirler. Bizdeki gibi hala Annan Planı hayalleriyle yatıp kalkmazlar. O günlerde AB’nin Genişlemeden Sorumlu Yüksek Komiseri Günter Verheugen’in sözlerini bile değerlendiremedik. Verheugen, Kıbrıs sorununa ilişkin müzakere süreci devam ederken, “Sorun çözülse de, çözülmese de Kıbrıs’ı (Rum tarafını) Avrupa Birliği’ne alacağız” dememiş miydi? Kıbrıs Türk tarafı müzakere masasında oyalamaya tabi tutuluyor, hayır demelerine rağmen, Rumlara AB kapıları açılıyordu. Kıbrıs Türkü böyle bir tuzağın içine çekildi, en büyük kazığı yedi.

Buna karşın hala federasyon diye sayıklayanların aklına şaşmamak mümkün mü? Halk ne diyor bugün? “Evet dedik de ne oldu, başımız göğe mi erdi?”

***

Lefkoşa’nın çınarlarından Kozal

dün son yolculuğuna uğurlandı

Lefkoşa’nın çınar isimlerinden, merhum Mehmet Kozal’ın eşi, iyi insan Feriha Kozal 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günü Lefkoşa’da son yolculuğuna uğurlandı. Evlatları Süleyman Kozal (merhum), Ayşe-Hasan Tanyel (merhum), Lisani Kozal, Hüseyin-Nazime Kozal, Erol-Sevim Kozal ve tüm torunları ile torun çocukları, tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyururken, sonsuz acılar içerisinde olduklarını ifade ederek, “Sevgili annemiz, canımız ninemizin vefatı nedeniyle acımız büyüktür. Mekânında rahat uyu. Yattığın yer nur, mekânın cennet olsun” dediler.

Bu arada KTMMOB Mimarlar Odası, geçen gün vefat eden üyeleri Tomaç Erhat’a Tanrı’dan rahmet, yaslı ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileğinde bulundu.

QOSHE - Kıbrıs Türkü’nün en büyük kazığı yediği günün yıldönümü - Akay Cemal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kıbrıs Türkü’nün en büyük kazığı yediği günün yıldönümü

26 39
24.04.2024

Kıbrıs sorununa çözüm bulmayı amaçlayan ‘Annan Planı referandumunun’ bugün 20’inci yıldönümü… Bir başka deyişle 24 Nisan 2004 tarihi, Kıbrıs Türk halkına atılan en büyük kazık! Söz konusu tarih, bu halkın aldatıldığı, iyi niyetinin istismar edildiği gün! Plana ‘evet’ diyen Kıbrıs Türk halkının cezalandırıldığı, buna karşın ‘hayır’ diyen Kıbrıs Rum halkının ödüllendirildiği bir tarih.

Dünyada, çözüm planına hayır diyenin ödüllendirildiği, evet diyeninse cezalandırıldığı bir başka örnek var mıdır?

Referandum öncesi başta BM, AB ve ABD olmak üzere; Rumların hayır, Türklerinse evet demesi durumunda, Kıbrıs Türklerinin açıkta bırakılmayacağı, izolasyonların kaldırılacağını söylemişlerdi. Ne var ki, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da ifade ettiği gibi, aradan 20 yıl geçmiş olmasına rağmen, verilen sözlerin bir teki bile yerine getirilmezken, Kıbrıs Türk halkı hala daha zulüm niteliğindeki insanlık dışı ambargolarla cezalandırılıyor.

Bu arada CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Kıbrıslı Türklerin hukuksal dayanağı Annan Planı referandumudur” diyerek, federasyonun tek gerçekçi çözüm modeli olduğunu söylemenin bilgiye dayanan bir tespit olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da, “Bize en büyük kötülüğü BM ve AB yapmıştır. Onlara güvenmiyoruz. Dünyaya çözümcü olunduğunu ispatlama gibi bir vizyon Kıbrıs Türk halkının faydasına değildir”........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play