Ankara’da bir laf var: “Sabaha kadar ışıkları yanan bir bina varsa, bilin ki o Dışişleri Bakanlığı’dır.”
Dünyanın dört bir yanı ile irtibat halindedir orası. Olup bitenler izlenmekte, değerlendirilmektedir. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu en iyi bilenlerdendir. Neyi? Dışişleri Bakanı olmamasına rağmen, Osman Örek’in sabahın erken saatlerine kadar bir Dışişleri Bakanı gibi çalıştığını… Bu durumu en iyi bilenlerden biri de, uzun süre Osman Örek’le birlikte çalışan, tanınmış iş insanlarımızdan Işın Ramadan Cemil’dir.
O günlerin zor koşullarında Savunma Bakanı, Meclis Başkanı ve Başbakan olarak görev yapan Osman Örek’in dairesinin ışıkları hiç sönmezdi. Olayların patlak vermesiyle birlikte, Cumhurbaşkanlığı’nda BM Barış Gücü ile irtibata geçilir ve çalışmalar yürütülürdü. Şimdiki gibi ayrı bakanlık binaları yoktu. Bu nedenle Rauf Denktaş, Osman Örek, Niyazi Manyera, Fazıl Plümer ve diğer ileri gelenler orada, Dr. Küçük’ün dairesinde toplanır, çalışmalarını sürdürürlerdi.
Osman Örek, Varoluş ve Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük ile Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş için çok büyük bir şans ve dayanaktı. Çok iyi bir hukukçuydu ve Kıbrıs sorununa tam anlamıyla vakıftı. Hatta o dönemde, zihnimi kurcalayan bir husus oldu mu, Dr. Küçük’e sorduğumda, “Osman’a git ya da telefon et, o bilir” derdi. Kendisine uğrar, kafamı kurcalayan soru işaretlerini anlatır, Osman Bey de detaylı bilgi verirdi.
Zaten Dr. Küçük, Osman Örek için bana “O ayaklı kütüphanedir. Kafana bir şey takıldı mı hiç çekinme, sor” diye nasihatte bulunmuştu. Bu nedenle Osman Örek’i sık sık ziyaret etmekteydim.
Geçen gün Osman Örek’i anma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ailesinin yakınlığı nedeniyle Osman Örek ile çok zaman geçirdiğini, Hasan Örek ve Yeşim Örek’in çocukluk arkadaşları olduğunu anlattı. Örek vefat ettiğinde adaya henüz Türkiye’den su gelmediğini kaydeden Tatar, geçmişte Türk liderliğinin, Türkiye’den Kıbrıs’a suyun gelmesi gerektiğini Makarios ile paylaştığında, Makarios’un Osman Örek’e “Biz Türk suyu içmeyiz” dediğini anımsattı.
Kızı Yeşim Örek de, dünyada yaşanan savaşlara işaret ederek, “Bizler bu gün burada rahatça nefes alabiliyorsak, yıllarca verilen mücadele sonucundadır” dedi. Bereketçilerin vatan sevgisinin önemine işaret eden Yeşim Örek, Türkiye Cumhuriyeti’nin katkılarıyla 15 Kasım 2023’te hizmete giren “Kıbrıs Türk Tarih, Kültür ve Milli Mücadele Müzesi”nin büyük önem taşıdığını, verilen mücadelenin genç nesillere ancak böyle anlatılabileceğini belirtti.
Müzeyi ziyaret edenlerin, orada sergilenenlerin önemini ve heykeli dikilen 51 kişiyi merak edip, daha çok araştırmasını dileyen Yeşim Örek, babasının müzede elinde evrak çantasıyla canlandırıldığına işaretle, bunun bir aksesuar olmadığını, o çantanın içinden milli mücadelede kullanılan evrakların hiç eksik olmadığını ifade etti.
Aradan bir çeyrek asır geçmiş olmasına rağmen, bu günlere gelinmesinde Dr. Küçük ve Denktaş’la birlikte hayatının sonuna kadar çalışan, önemli hizmetler sunan Osman Örek’ten çok ders alınması gerekir. Haksızlıklar, yolsuzluklar, sahtecilikler bir yana, devlet çarkının hiçbir engele takılmadan tıkır tıkır çalışması gerekir. En zor koşullarda sorunların üstesinden nasıl gelindiğini ve başarıya ulaşıldığını Osman Örek bizlere göstermişti. Bir nebzecik de olsa örnek alabilsek, öyle sanıyoruz ki, ülkede laçkalıklar ortadan kalkar, halk da her bakımdan huzur bulur.
***
Lord, Vadili’de toprağa verildi
Vadili köyünde sakin, herkes tarafından sevilip sayılan, iyi insan Mehmet Lord dün kendi köyünde son yolculuğuna uğurlandı. Lord’un vefatı, ailesi ve sevenlerini yasa boğarken, nur içinde yatması, mekânının cennet olması temenni edildi.
Öte yandan bir süredir Onkoloji Hastanesi’nde tedavi gören 2 yaşındaki Nefes Özçağlar yaşama veda ederek dün Geçitkale köyünde toprağa verildi. Ailesi ve yakınları, artık onun bir melek olduğunu ifade ederek, nur içinde yatmasını dilediler.
Osman Örek’ten alınması gereken çok dersler vardır
3
1
27.03.2024
Ankara’da bir laf var: “Sabaha kadar ışıkları yanan bir bina varsa, bilin ki o Dışişleri Bakanlığı’dır.”
Dünyanın dört bir yanı ile irtibat halindedir orası. Olup bitenler izlenmekte, değerlendirilmektedir. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu en iyi bilenlerdendir. Neyi? Dışişleri Bakanı olmamasına rağmen, Osman Örek’in sabahın erken saatlerine kadar bir Dışişleri Bakanı gibi çalıştığını… Bu durumu en iyi bilenlerden biri de, uzun süre Osman Örek’le birlikte çalışan, tanınmış iş insanlarımızdan Işın Ramadan Cemil’dir.
O günlerin zor koşullarında Savunma Bakanı, Meclis Başkanı ve Başbakan olarak görev yapan Osman Örek’in dairesinin ışıkları hiç sönmezdi. Olayların patlak vermesiyle birlikte, Cumhurbaşkanlığı’nda BM Barış Gücü ile irtibata geçilir ve çalışmalar yürütülürdü. Şimdiki gibi ayrı bakanlık binaları yoktu. Bu nedenle Rauf Denktaş, Osman Örek, Niyazi Manyera, Fazıl Plümer ve diğer ileri gelenler orada, Dr. Küçük’ün dairesinde toplanır, çalışmalarını sürdürürlerdi.
Osman Örek, Varoluş ve Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük ile Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş için çok büyük bir şans ve dayanaktı. Çok iyi bir hukukçuydu ve Kıbrıs sorununa tam anlamıyla vakıftı. Hatta o dönemde, zihnimi kurcalayan bir husus oldu mu, Dr. Küçük’e sorduğumda,........
© Kıbrıs Gazetesi
visit website
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Nikkei Editorial
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
