Kıbrıs Türk Edebiyatı’nın önemli şairlerinden Osman Türkay’a ithafen Semra Eren-Nijhar tarafından hazırlanan “Uzayın Şairi Osman Türkay” kitabı, geçtiğimiz akşam Atatürk Kültür Merkezi’nde Cumhurbaşkanlığı himayelerinde tanıtıldı. Nijhar, Osman Türkay’ın ismini Londra’da Kıbrıs Türk Cemiyeti’nde duyduğunu ifade ederek, “Gördüğüm, okuduğum, araştırdığım Osman Türkay, Goethe, Neruda, Shakespeare değerinde, ama biz onu tanımıyoruz” dedi.

Semra Eren-Nijhar, Kıbrıs’ta yeterince bilinmeyen Osman Türkay’ın kitabının Çin’de de basıldığını söyledi, 40 yılını İngiltere’de geçiren, eserleriyle dünyaya açılan,100 yıl sonrasını görebilen Osman Türkay’ın çocuklara öğretilmesi gerektiğini kaydetti.

Bu arada Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkay’ın eserlerinde Kıbrıs’taki yaşanmışlıklara, acılara, sevinçlere, mücadeleye ve vatan sevgisine de yer verdiğini vurguladı, Tatar, “Kısacık ömrüne saymakla bitmeyecek başarılar sığdırdı, Kıbrıslı Türk şair olarak adımızı dünyaya duyurdu” dedi. Eşi Sibel Tatar da, kısa bir biyografisine ve bir şiirine 10’uncu sınıf kitaplarında rastladığını belirtti, “Okul kitaplarımızda Osman Türkay’dan dünya şairi, uzay şairi, Kıbrıslı Türk şair diye daha çok bahsedilmeli” şeklinde konuştu.

Osman Türkay’ı 60 yıl öncesinden tanırdım. ‘Bozkurt’ gazetesinde köşe yazarıydı. Merhum Tekin Yüksel ile birlikte aynı odayı paylaşırlardı. Ahmet Tolgay’ın dediğine göre, ilk profesyonel köşe yazarıydı Bozkurt’ta. İçine kapanık, ciddi bir kişiliğe sahipti. Hatta Tekin Yüksel ile İzzet Rıza Yalın kendisine arada bir takılır, o ciddiyetini bozmaz, yazmaya devam ederdi. Sonraki yıllarda hayatını gittiği Londra’da geçirdi. Son günlerinde rahatsızlığı artınca, Ahmet Tolgay’ın, Başbakan Mustafa Çağatay’a durumunu anlatması üzerine Kıbrıs’a getirilerek tedavisine devam edilmişti.

Başlıkta da vurguladığım gibi, ömrünü Londra’da geçiren Uzay Şairi Osman Türkay, orada Kıbrıs Türk Cemiyeti’nin bulunduğu binada ayrılmaz ikiliydiler. Uzun yıllar Cemiyetin başkanlığını yapmış olan Gençsoy ile Osman Türkay el ele vererek, dergiler çıkarmışlar, çok yayınlar yapmışlardı. Onlar Londra’da idi, ancak yürekleri Kıbrıs için çarpardı. Kıbrıs’a geldiklerinde mutlak surette ‘Halkın Sesi’ne uğrar ve görüşür, sohbet ederdik. O zamanın yöneticileri kendilerini daha yakından anlamış olsalardı, belki de çok daha büyük hizmetlerde bulunabilirlerdi. Buna rağmen Osman Türkay’la Mustafa Gençsoy, kendi olanaklarıyla didinip uğraştılar ve önemli işlere imza attılar.

ABD ile Rusya’nın uzayla ilgili çalışmalar başlattığı, aya insan gönderdikleri dönemde, Osman Türkay uzayla ilgili araştırmalar yapmış ve şiirler döşemişti. Bu nedenle ‘Uzay Şairi’ unvanı verilmişti kendinse. Özetle mensubu olduğu topluma çok hizmetleri geçen bir düşünce adamıydı. Gerek Osman Türkay, gerekse Gençsoy, yılda en az bir kez doğup büyüdükleri vatan toprağına gelir, akraba ve dostlarını ziyaret eder, sohbetlerini eksik etmezlerdi. Bir bakıma Londra ile Kıbrıs arasında köprü kuranlardı aynı zamanda.

Osman Türkay çok az, hafiften gülümserdi. Kahkaha attığına hiç tanık olmadım da, beni ziyarete geldiğinde, nasıl güldüreceğimi keşfetmiştim. Saç modeli ve rengini, yüzünün şeklini, nesilleri tükenmekte olan ‘BengalKaplanı’na benzetirken, bunu kendisini söylediğimde çok hoşuna gitmiş ve bir kahkaha atmıştı. “Bunu hiç unutmayacağım” demişti bana.

Geçtiğimiz günlerde değerli dostum Şevket Öznur, Halkın Sesi gazetesinde Osman Türkay hakkında geniş bir yazı döşemişti. Topluma hizmetleri geçen bu gibileri gelecek nesillere anlatmazsak vebali boynumuzda kalır. Bir kez daha rahmetle anar, Semra Eren-Nijhar’a teşekkür ederiz.

Yazıyı yazarken, Altay Sayıl’ı kaybettiğimizi öğrendim. Yıllar boyu Halkın Sesi’nde birlikte çalıştık. Altay, ‘Dr. Fazıl Küçük Müzesi’nin Müdürüydü ve önemli hizmetlerde bulundu. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.

***

Kamuran Oktay’la Tarsuslu Lefkoşa’da,

Cemal Ogan Sazlıköy’detoprağa verildi

Lefkoşa dün bir çınarını toprağa verdi. 1917 doğumlu Kamuran Oktay’ın son yolculuğuna uğurlandığı tüm akraba, dost ve sevenlerine üzüntü ile duyuruldu. Oktay ve Özbal Aileleri, sonsuz acılar içerisinde olduklarını, yokluğuna hiçbir zaman alışamayacakları, canlarından çok sevdikleri sevgili anne ve ninelerini kaybetmenin derin acısı içerisinde olduklarını ifade ettiler, nur içinde yatmasını, mekânının cennet olmasını dilediler.

Önceki gün Lefkoşa’da defnedilen Şifa Tarsuslu da bir çınar isimdi. Cahit Mustafa Tarsuslu’nun eşiydi. Tüm dost ve akrabalarına üzüntü ile bildirilirken evlatları İlkay ve Sonay Tarsuslu, Semray-Yusuf Sucuoğlu, Tülay-Salih Demirkan (merhum), torunları Çilem, Özge, Özlem, Mehmet, Cahit, Birce-Buğra Çakır, torun çocukları Aleyna, Tuana, Zeynep, Arhan Mustafa-Demir Salih Çakır ve Salih Demirkan, “Yokluğuna asla alışamayacağımız canımız annemiz, ninemizi kaybettik. Acımız sonsuzdur. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun” dediler.

Bu arada aslen Sazlıköy’lü olup, uzun yıllar Londra’da ikamet eden, iyi insan Cemal (Emin) Ogan geçen Cumartesi günü Sazlıköy’de toprağa verildi. Eşi Fatma (Emin) Ogan daha önce hayatını kaybetmişti. Oğulları Metin-Dayan (Emin) Ogan ve Ersoy (Emin) Ogan, torunları Lara ve Tolga, derin üzüntülerini dile getirerek, acılarının büyük olduğunu ifade ettiler.

Öte yandan Düzova’nın sevilen isimlerinden Hüseyin Ergün (74) namı diğer Emindayı, Düzova’da defnedilirken, Vadili’nin babacan evladı Mustafa Güven de kendi köyünde toprağa verildi. Türkmenköy’de sakin ve çevresinde sevilen bir kişi olarak bilinen Nurten Gül’ün zamansız vefatı herkesi yasa boğdu. Önceki gün kendi köyünde son yolculuğuna uğurlandı.

QOSHE - Osman Türkay’la Mustafa Gençsoy ‘ayrılmaz ikiliydiler’ - Akay Cemal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Osman Türkay’la Mustafa Gençsoy ‘ayrılmaz ikiliydiler’

5 1
19.02.2024

Kıbrıs Türk Edebiyatı’nın önemli şairlerinden Osman Türkay’a ithafen Semra Eren-Nijhar tarafından hazırlanan “Uzayın Şairi Osman Türkay” kitabı, geçtiğimiz akşam Atatürk Kültür Merkezi’nde Cumhurbaşkanlığı himayelerinde tanıtıldı. Nijhar, Osman Türkay’ın ismini Londra’da Kıbrıs Türk Cemiyeti’nde duyduğunu ifade ederek, “Gördüğüm, okuduğum, araştırdığım Osman Türkay, Goethe, Neruda, Shakespeare değerinde, ama biz onu tanımıyoruz” dedi.

Semra Eren-Nijhar, Kıbrıs’ta yeterince bilinmeyen Osman Türkay’ın kitabının Çin’de de basıldığını söyledi, 40 yılını İngiltere’de geçiren, eserleriyle dünyaya açılan,100 yıl sonrasını görebilen Osman Türkay’ın çocuklara öğretilmesi gerektiğini kaydetti.

Bu arada Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkay’ın eserlerinde Kıbrıs’taki yaşanmışlıklara, acılara, sevinçlere, mücadeleye ve vatan sevgisine de yer verdiğini vurguladı, Tatar, “Kısacık ömrüne saymakla bitmeyecek başarılar sığdırdı, Kıbrıslı Türk şair olarak adımızı dünyaya duyurdu” dedi. Eşi Sibel Tatar da, kısa bir biyografisine ve bir şiirine 10’uncu sınıf kitaplarında rastladığını belirtti, “Okul kitaplarımızda Osman Türkay’dan dünya şairi, uzay şairi, Kıbrıslı Türk şair diye daha çok bahsedilmeli” şeklinde konuştu.

Osman Türkay’ı 60 yıl öncesinden tanırdım. ‘Bozkurt’ gazetesinde köşe yazarıydı. Merhum Tekin Yüksel ile birlikte aynı odayı paylaşırlardı. Ahmet Tolgay’ın dediğine göre, ilk profesyonel köşe yazarıydı Bozkurt’ta. İçine kapanık, ciddi bir kişiliğe sahipti. Hatta Tekin Yüksel ile İzzet Rıza Yalın kendisine arada bir takılır, o ciddiyetini bozmaz, yazmaya devam ederdi. Sonraki yıllarda hayatını gittiği Londra’da geçirdi. Son günlerinde rahatsızlığı artınca, Ahmet Tolgay’ın, Başbakan Mustafa Çağatay’a durumunu anlatması üzerine Kıbrıs’a getirilerek tedavisine devam edilmişti.

Başlıkta da vurguladığım gibi, ömrünü........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play