“Toookkk” diye bir sesi izleyen acı çığlıkları duyunca “Köpeğe vurdular” dedim sevgili eşime. Balkona çıktık ve henüz yetişkin bile olamamış bir köpeğin, etrafında toplanan insanların arasında kaldırımda hareketsiz yattığını gördük. Köpeğin yaşamadığını düşündüğümden, eşimin olay yerine gitmesini istemedim; ancak kendisi beni dinlemedi. Aslında o görüntüyü görmek istemediğimden, köpeğin yanına gitmekten korkan da bendim.

‘Ağzı kanıyormuş, topallıyormuş, şoka girmiş ve veterinere götürülmek üzere bindirildiği araçtan inmeye çalışmış fakat buna gücü yetmemiş. Çarpan sürücü de kaçmış lakin esnaf abimiz “Kameradan bulacağım onu” diyormuş. Veteriner masraflarını da yine esnaf bir kadın arkadaş üstlenmiş.’

KIBRIS gazetesinin eski yerinin önünde de yakın geçmişte böyle bir olay yaşanmış ve çarpılan köpek ağlayarak kaçmaya çalışırken, çarpan şahıs ‘arabasından düşen parçayı alıp’ hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmişti.

Esnaf abimiz, dediği gibi ‘çarpıp kaçanı’ bulsa, buna yönelik bir cezai yaptırımımız var mı? Yoksa hayvanlara eziyeti,bu devirde dahi suç değil; ‘kabahat’ olarak mı görüyoruz?

Bir de ‘can sıkıcı’ soru: Sokak köpeğine çarptığında bile kaçan, birisinin çocuğuna çarptığında ‘ne’ yapar?

Bu canlıların yerinin sokaklar olmadığını, hayvan refahına uygun barınaklarda sahiplenmeyi beklemeleri gerektiğini; ancak “Pet-shop” denilen yerlerde canlı hayvan satışı engellenmeden, sahipli hayvanlar çiplenmeden ve en önemlisi yeni yetişen nesillerin belleğine, hayvanın ‘heves geçince sokağa atılacak bir oyuncak olmadığı’ bilinci kazınmadan bu sorunun önüne ‘dünya tersine dönse’ geçilemeyeceğinden…daha önceki bir makalemde de ayrıntılı şekilde bahsetmiştim; ki bu yazımı da ‘yazmaktan ve konuşmaktan usandığım’ bu konuya ayıracaktım fakat…

Mezuniyet için gün sayan üniversiteli bir genç, bisikletiyle bir yerlere gider veya bir yerlerden gelirken alkollü, aşırı süratli ve ehliyetsiz bir sürücünün kurbanı oldu.

İngiltere, “Road tax” denilen ‘yol vergisini’, yolların bakım ve onarımının yanı sıra sürücü eğitimine ve yol güvenliğine harcıyor. Bizim seyrüseferlerin ‘buna’ gitmediği gerçeğiyle yaşamaya zaten artık alıştık. Pekiyi alkollü, ehliyetsiz ve aşırı süratli sürüşe verilen cezaların ‘caydırıcı olmaktan çok uzak’ olduğu gerçeğiyle yüzleşmek için de ‘ek bütçeye’ falan mı ihtiyaç var?

Uzmanlar söylemekten, gazeteciler yazmaktan bıktı ama en basitinden fiyatı, motor gücü ve ‘forsu’ diğer araçlardan farklı araçların vergisinin, ‘bu aracı alanın yaşı da gözetilerek’ belirlenmesi gerektiğine yönelik olsun bir adım dahi atılmadı ve atılmıyor.

Okullar Yolu gibi ‘yola her an çocuğun atılabileceği’ bir yerde bile ‘bir köpeğin kemiğini kırabilecek’ hızda araç sürenler, alkollüyken direksiyon başına oturanlar ve ehliyeti olmadan trafiğe çıkanlar, bu cesareti sizce ‘nereden’ alıyor?

Çağın gerekliliklerini karşılamaktan uzak yasaları güncellemek için trafiğe daha ‘kaç’ kurban vermeliyiz?

Alkollü, ehliyetsiz ve aşırı süratli sürücüler sokaklarda cirit atıyor; 50 bin TL kadar gelirinizin olmaması durumunda ‘yoksul’ kategorisine gireceğiniz bir ülkede, asgari ücret belirleme toplantısına katılan işveren temsilcisi “Beğenmeyen yurt dışında çalışsın” diyor; esnaflar, yanında çalışan personelleri tarafından ‘Amerikan filmlerindeki gibi’ katledilerek soyuluyor; bahçelerden tüp, eczaneden ilaç, motosikletlerden benzin sirkat ediliyor; asgari ücrete ‘zam geleceği söylentisi’ bile piyasada fahiş zamların yapılmasına yetiyorve bütün bunlar yaşanırken, siyaset kurumumuz “Yakıt sıkıntısı çözülürse, Mars’ta koloni kurmamız çok yakın” kabilinden açıklamalar yapıyor.

Ekonomik anlamda bütün dünyayı sarsan 1929 Büyük Buhran dönemini, ünlü boksör James J. Braddock’un gerçek yaşam öyküsüyle harmanlayarak çarpıcı şekilde anlatan“Cinderella Man”adlı filmden bir replikle bitirelim. Esas oğlan, yanlış hatırlamıyorsam ‘tekrar dövüşmesini istemeyen’ eşine şöyle diyordu: Bırak da ringe çıkayım. Hiç olmazsa bana kimin vurduğunu bilirim!

QOSHE - Teker teker gelin - Ali Çatal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Teker teker gelin

17 0
31.12.2023

“Toookkk” diye bir sesi izleyen acı çığlıkları duyunca “Köpeğe vurdular” dedim sevgili eşime. Balkona çıktık ve henüz yetişkin bile olamamış bir köpeğin, etrafında toplanan insanların arasında kaldırımda hareketsiz yattığını gördük. Köpeğin yaşamadığını düşündüğümden, eşimin olay yerine gitmesini istemedim; ancak kendisi beni dinlemedi. Aslında o görüntüyü görmek istemediğimden, köpeğin yanına gitmekten korkan da bendim.

‘Ağzı kanıyormuş, topallıyormuş, şoka girmiş ve veterinere götürülmek üzere bindirildiği araçtan inmeye çalışmış fakat buna gücü yetmemiş. Çarpan sürücü de kaçmış lakin esnaf abimiz “Kameradan bulacağım onu” diyormuş. Veteriner masraflarını da yine esnaf bir kadın arkadaş üstlenmiş.’

KIBRIS gazetesinin eski yerinin önünde de yakın geçmişte böyle bir olay yaşanmış ve çarpılan köpek ağlayarak kaçmaya çalışırken, çarpan şahıs ‘arabasından düşen parçayı alıp’ hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmişti.

Esnaf abimiz, dediği gibi ‘çarpıp kaçanı’ bulsa, buna yönelik bir cezai yaptırımımız var mı? Yoksa hayvanlara eziyeti,bu devirde dahi suç değil; ‘kabahat’ olarak mı görüyoruz?

Bir de ‘can sıkıcı’ soru: Sokak köpeğine çarptığında bile kaçan, birisinin çocuğuna çarptığında ‘ne’ yapar?

Bu canlıların yerinin sokaklar olmadığını, hayvan refahına uygun barınaklarda........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play