(Cumartesi günkü köşe yazımızdan, devamla)

* * *

Günümüzden 35 yıl önce,“Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi”nin öncüsü olan araştırmacı yazar Sn. Sabahattin İsmail, kamuoyuna sunulan bildirgedeki temel tezi, şu sözlerle açıklar:

* * *

– “Kıbrıs’ta self-determinasyon ve ayrı devlet kurma hakkına sahip iki eşit halk vardır.

KKTC, self-determinasyon hakkımıza dayanarak kurulmuştur.

O nedenle, mutlaka tanınması gerekmektedir.

Tanınma eşitlik gereğidir ve tanınma olmadan görüşme yapılmamalıdır.”

* * *

Self-determinasyon hareketi kurulduktan hemen sonra, Kurucu Cumhurbaşkanı Sn. Denktaş ile görüşerek kendisine bilgi verilir, destek ve takdiri alınır. Farklı siyasi görüşlere sahip aydınların KKTC’yi savunmak ve TANINMA için çalışmak amacıyla biraraya gelmesi O’nu çok mutlu eder.

* * *

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için el ve gönül birlikteliğinde 35 yıl önce bir araya gelen gazeteci, yazar ve aydınlarımızdan Sn. Şener Levent’le Sn. Sabahattin İsmail’in düşünsel ve eylemsel yolları bugün için birbirlerinden çok uzağa düşse de, 35 yıl önce “Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi”nin nedenlerini – niçinlerini anlatmak için ilk olarak Ankara’ya, kısa süre sonrasında da o günlerin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne giderler…

Araştırmacı gazeteci – yazar Sn. Sabahattin İsmail şu bilgileri paylaşır:

* * *

– “Anavatan Büyükelçisi Ertuğrul Kumcuoğlu ve müsteşarı Ertuğrul Apakan’ın da kurduğumuz Harekete büyük desteği vardı ve durumu Ankara’ya bildirmişlerdi. Bir süre sonra, TC Dışişleri Bakanlığı, Büyükelçilik üzerinden bizi Ankara’ya davet etti. Ben, Ahmet Okan, Şener Levent, Ergin Birinci ve Akay Cemal’den oluşan heyet, Ankara’da devlet misafiri olarak ağırlandı.

Dışişleri Bakanlığı’nın organizasyonu ile TRT’de açık oturum, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı yaptık. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı, aralarında Erdal İnönü ve Süleyman Demirel’in de bulunduğu siyasi parti liderleri ve Gazeteciler Cemiyeti ile görüştük. Bu temaslarda vurguladığımız şuydu:

– KKTC tanınmadan, eşit statümüz kabul edilmeden hiçbir görüşme yapılmamalıdır.”

* * *

Burada bir parantez açarak, konuyla ilgili akademik bir yazıya değinmek istiyorum.

“Uluslararası Toplum Araştırma Dergisi” (OPUS), 2021 yılı Ağustos ayı (Sayı 40, Cilt 18) yayınında Furkan Terzi – Uğur Yasin Aral adlı iki akademisyenin ortak çalışması olan “Doğu Akdeniz’deki Gelişmelerin Kıbrıs Sorununa Yansıması: Enerji Jeopolitiğinde Yeni Dönem ve Jeostratejik Dönüşüm” başlıklı makalesine yer verir.

Bu makalede649 Sayılı Karar’a da atıfta bulunularak, (özetle) şu bilgi paylaşılır:

* * *

– “Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun Kıbrıs Sorunu’na ilişkin iki toplumlu ve iki kesimli federasyon kurulması esasına dayanan çözüm önerileri farklı sayıdaki kararlar ile gündeme gelmiş, ancak bunlardan hiçbiri somut bir ilerlemenin öncüsü olamamıştır.

Bu kararlardan (biri olan) 649 Sayılı Karar, ön plâna çıkanlar arasında olmuştur.

649 Sayılı Karar; ada üzerinde “iki toplum” ve “iki kesim” temelinde bir federal sistem kurulmasına yönelik içeriği ile ön plâna çıkmaktadır. Söz konusu karar Kıbrıs Adası üzerindeki toplumsal farklılığı uluslararası alanda ifade etmesi bakımından, önem taşımaktadır.”

* * *

İki akademisyenin ortak makalesinde yer alan ve “Kıbrıs Adası üzerindeki toplumsal farklılığı uluslararası alanda ifade etmesi bakımından, önem taşımaktadır” değerlendirilmesi yapılan 649 Sayılı Karar, özünde,“Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi”nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na değin yansıması, olumlu bir sonucudur.

Araştırmacı gazeteci – yazar Sn. Sabahattin İsmail de yukarıda adı geçen iki akademisyene ek olarak şu ayrıntıları da paylaşır:

* * *

– “(Ankara daveti üzerine) Dışişleri Bakanlığı’nda bize destek verip davet edenler Kıbrıs sevdalısı Dışişleri Bakanlığı müsteşarı rahmetli Büyükelçi Korkmaz Haktanır ile Kıbrıs Masası Başkanı Büyükelçi Duray Polat idi.

İkisini de yakından tanıyordum ve sürekli temasım vardı.

Cumhurbaşkanı Denktaş ile birlikte, “SİYASİ EŞİTLİK” ilkesini BM kararları içine koymak ve BM parametresi haline getirmek için büyük mücadele veriyorlardı.

Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi de bu mücadeleye katkıda bulunmaktaydı…

Neticede, bu mücadelemiz sonuç verdi ve 12 Mart 1990 tarihli 649 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına ilk kez SİYASİ EŞİTLİK kavramı girerek çözümün temel parametresi haline geldi.”

* * *

Ancak…

Şimdi biz, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 649 Sayılı Karar’ının henüz alınmadığı üç ay öncesine, Ocak ayına, geri dönelim…

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, 649 Sayılı Karar’dan üç ay önce, “Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi”nin kurucu isimlerini konuyla ilgili olarak lobi yapmak üzere, Birleşmiş Milletler Genel Kurul üyesi de olan Sovyetler Birliği’ne gönderir.

Sn. Sabahattin İsmail, Sovyetler ziyaretiyle ilgili göz tanıklığını, şu bilgilerle paylaşır:

* * *

– “Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi ve araştırmacı yazar Ahmet Gazioğlu’nun sahibi olduğu Kıbrıs Araştırma ve Yayın Merkezi olarak, Dışişleri Bakanlığı ve Novosti Press Ajansı’nın organizasyonu ile Sovyetler Birliği’ne gittik.

Gezinin tüm giderleri, yine, TC Dışişleri Bakanlığı tarafından karşılandı.

14 Ocak 1990’da başlayıp 29 Ocak 1990’da biten 15 günlük temaslara katılan heyette;ben, Ahmet Okan, Ahmet Gazioğlu, Harid Fedai ve Şener Levent vardı.”

* * *

35 sene önce; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması bildirgesine birlikte imza atan, bu hedef için yolculuklara çıkan çok değerli iki gazeteci, yazar ve aydınımızın, 35 yıl sonra birbirlerine karşı köşe yazılarına değin taşıdıkları ağır ve kırıcı eleştirilerini bugünlerde okurken, benim aklıma da “Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi”nin öyküsü geldi işte…

Sn. Levent’le Sn. İsmail’in kişisel tartışmaları, kendilerini ilgilendirir elbet…

Beni, Cumhuriyet Tarihimiz adına son derece önemli bulduğum“Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi”nin öyküsüdür, ilgilendiren…

Perşembe günkü köşe yazımızda, konuyu noktalamak üzere…

QOSHE - “Hareket” Ortaklığından “Hakaret” Ayrılığına…(2) - Bülent Fevzioğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Hareket” Ortaklığından “Hakaret” Ayrılığına…(2)

19 1
22.04.2024

(Cumartesi günkü köşe yazımızdan, devamla)

* * *

Günümüzden 35 yıl önce,“Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi”nin öncüsü olan araştırmacı yazar Sn. Sabahattin İsmail, kamuoyuna sunulan bildirgedeki temel tezi, şu sözlerle açıklar:

* * *

– “Kıbrıs’ta self-determinasyon ve ayrı devlet kurma hakkına sahip iki eşit halk vardır.

KKTC, self-determinasyon hakkımıza dayanarak kurulmuştur.

O nedenle, mutlaka tanınması gerekmektedir.

Tanınma eşitlik gereğidir ve tanınma olmadan görüşme yapılmamalıdır.”

* * *

Self-determinasyon hareketi kurulduktan hemen sonra, Kurucu Cumhurbaşkanı Sn. Denktaş ile görüşerek kendisine bilgi verilir, destek ve takdiri alınır. Farklı siyasi görüşlere sahip aydınların KKTC’yi savunmak ve TANINMA için çalışmak amacıyla biraraya gelmesi O’nu çok mutlu eder.

* * *

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için el ve gönül birlikteliğinde 35 yıl önce bir araya gelen gazeteci, yazar ve aydınlarımızdan Sn. Şener Levent’le Sn. Sabahattin İsmail’in düşünsel ve eylemsel yolları bugün için birbirlerinden çok uzağa düşse de, 35 yıl önce “Kıbrıs Türk Aydınları Self Determinasyon Hareketi”nin nedenlerini – niçinlerini anlatmak için ilk olarak Ankara’ya, kısa süre sonrasında da o günlerin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne giderler…

Araştırmacı gazeteci – yazar Sn. Sabahattin İsmail şu bilgileri paylaşır:

* * *

– “Anavatan Büyükelçisi Ertuğrul Kumcuoğlu ve müsteşarı Ertuğrul Apakan’ın da kurduğumuz Harekete büyük desteği vardı ve durumu Ankara’ya bildirmişlerdi. Bir süre sonra, TC Dışişleri Bakanlığı, Büyükelçilik üzerinden bizi Ankara’ya davet etti. Ben, Ahmet Okan, Şener Levent, Ergin Birinci ve Akay Cemal’den oluşan heyet, Ankara’da devlet misafiri olarak ağırlandı.

Dışişleri Bakanlığı’nın organizasyonu ile TRT’de açık oturum, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı yaptık. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı, aralarında Erdal İnönü ve Süleyman Demirel’in de bulunduğu siyasi parti liderleri ve Gazeteciler Cemiyeti ile görüştük. Bu temaslarda vurguladığımız........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play