Bugün, 4 Mart 2024…

Günü gününe, 60 yıllık tarihsel bir olayın, yıldönümü bugün.

60 yıl önce bugün; Kıbrıs Türk ve Rum halklarının eşit ortaklığında kurulan (16 Ağustos 1960) “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin adalı komşularımız tarafından silâh zoruyla yıkılmasından sonra, sözde, adaya “barışı getirmek ve huzuru korumak için!” Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda alınan 186 sayılı kararla, “Barış Gücü” askerleri Kıbrıs’ta göreve başlar.

* * *

Neydi, günümüzden tam 60 yıl önce, 4 Mart 1964 günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda alınan ve 60 yıldır halen daha adamızda görevli bulunan Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerinin burada konuşlanmasını yaratan, 186 sayılı karar?

* * *

Prof. Dr. Sn. Ata ATUN, 2007 yılı Ağustos ayında ve Samtay Vakfı yayınları arasında yayınlamış olduğu “Kıbrıs Antlaşmaları, Plânları ve Önemli BM, AB Kararları (1571-1983) (Cilt 1) başlıklı kitabında aynen, şu bilgileri verir:

Uthant Formülü Veya

(186 Sayılı)

BM Güvenlik Konseyi Kararı

(4 Mart 1964)

“BM Genel Sekreteri U Thant, Güvenlik Konseyince de kabul edilen bir karar sureti hazırladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Kıbrıs konusuyla ilgili 18 Şubat 1964 tarihinden başlamak üzere 4 Mart’a kadar devam eden birleşiminde, aşağıdaki kararı oybirliğiyle kabul etmiştir:

(186 Sayılı)

BM Güvenlik Konseyi Kararı:

Güvenlik Konseyi Kıbrıs’ta hâlihazırdaki durumun uluslararası barış ve güvenliği tehdit etmek üzere olduğu, barışın sağlanması ve kalıcı çözümün bulunması için derhal ilâve tedbirlerin alınmaması halinde daha da kötüye gideceğini belirterek,

Tarafların, Lefkoşa’da 16 Ağustos 1960’ta imzalanan Antlaşmalarla elde ettiği konumlarını göz önünde bulundurarak;

Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin ilgili hükümleri ile “Üye devletler, uluslararası ilişkilerinde herhangi bir devletin toprak bütünlüğü veya siyasi bağımsızlığına yönelik tehdit ve silâh kullanımından veya Birleşmiş Milletler’in maksatlarına ters düşecek herhangi bir tutumdan sakınacaktır” şeklindeki 2. maddesinin 4. paragrafını akılda tutarak;

1) Tüm üye devletlere, Birleşmiş Milletler Sözleşmesinden doğan yükümlülüklerine sadık kalarak, egemen Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki durumu kötüleştirebilecek veya uluslararası barışı tehlikeye atacak herhangi bir hareket veya hareket tehdidinden kaçınmaları çağrısında bulunur;

2) Hukuk ve düzenin sağlanması ve yeniden temininden sorumlu olan Kıbrıs Hükümeti’nden, Kıbrıs’ta şiddet ve kan dökülmesine bir son verilmesi için gerekli olan tüm ilâve tedbirleri almasını ister;

3) Kıbrıs’taki toplumlara ve liderlerine son derece ölçülü davranmaları çağrısında bulunur;

4) Kıbrıs Hükümeti’nin de rızasıyla, Kıbrıs’ta bir Birleşmiş Milletler Barış Gücü oluşturulmasını tavsiye eder; Genel Sekreter, Kıbrıs, Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık Hükümetlerine danışarak, Gücün oluşum şekli ve büyüklüğünü belirler.

Gücün Komutanı, Genel Sekreter tarafından atanır ve Genel Sekreter’e rapor verir.

Gücü oluşturan Hükümetlere tam bilgi verecek olan Genel Sekreter, faaliyetleriyle ilgili Güvenlik Konseyi’ne düzenli dönemlerde rapor sunacaktır;

5) Gücün işleyişinin, uluslararası barış ve güvenliğin korunması amacıyla, çatışmaların yeniden başlamasını önlemek, hukuk düzeninin restore edilmesi, idame ettirilmesi ve normal koşullara dönülmesinin sağlanması için gerektiğinde katkıda bulunmak şeklinde olmasını tavsiye eder,

6) Gücün, meydana gelebilecek tüm masraflarının Güvenlik Konseyi, birlikleri sağlayan Hükümetler ve Kıbrıs Hükümeti’nin kararlaştıracağı bir şekilde karşılanmasını, konuşlanma süresinin üç ay süreli olmasını tavsiye eder.

Genel Sekreter, aynı zamanda bu maksatla yapılacak gönüllü katkıları da kabul eder.

7) Genel Sekreter’in, Kıbrıs Hükümeti ve Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık Hükümetleri’yle anlaşarak, toplumların ve belirtilen dört hükümetin temsilcileriyle Kıbrıs’ta barışçıl çözümün sağlanması ve sorunun Birleşmiş Milletler Sözleşmesi uyarınca anlaşmayla çözümlenmesi amacıyla yakın çalışacak, tüm Kıbrıs halkı­nın iyiliğini ve uluslararası barış ve güvenliğin korunması hususlarını gözetecek bir arabulucu atanmasını tavsiye eder.

Arabulu­cu, Genel Sekreter’e düzenli aralıklarla çabalarıyla ilgili rapor sunacaktır;

8) Genel Sekreter’den, arabulucu ve çalışanlarının sayısal düzenle­mesi ve masrafları için, Birleşmiş Milletler fonlarından, uygun görüldüğü kadar, ayırmasını talep eder.

1102’nci toplantıda, oybirliği ile karar alınmıştır.”

* * *

“Akritas Plânı”ndan hareketle Kıbrıslı Türklere yönelik soykırımın ilk adımı olan “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin tedhiş, terör ve silâh zoruyla yıkılmasından hemen sonra Kıbrıslı Türkler, hem kendi yerleşim bölgeleri arasında birbirleri ile hem adada yaşanan kanlı ve saldırgan vahşete ilişkin seslerini dış ülkelere acilen duyurmak – haberleşmek için mucizevi bir çabada önce “Bayrak Radyosu”nu (25 Aralık 1963), hemen birkaç ay içerisinde de “Mücahit – Sancak Radyoları”nı hayata katarlar.

Sancak Radyolarından biri de, “Mağusa Sancağı”na bağlı olarak 10 Şubat 1964 sabahı bölgesel yayınlarına başlayan, “Mağusa Canbulat Radyosu” idi.

Kıbrıs Türk basınının, yayıncılığının, köşe yazarlığının ve siyasetinin unutulmaz isimlerinden Sn. İsmet KOTAK, yayınlarına başladığı andan itibaren “Mağusa Canbulat Radyosu”’nda her akşam günün iç ve dış haberlerini değerlendiren yorumları ile mikrofon karşısına geçer, Kıbrıslı Türklerin öncel ihtiyaçlarından biri olarak moral ve motivasyon yönünden güçlü bir sorumluluk üstlenirdi.

Kıbrıslı Türklerin milli mücadele yılları adına Sn. KOTAK’ın tarihsel değere sahip olan ve o günlerin koşullarında daktiloda yazılan bu radyo haber – yorumları belgesel birer kaynak olarak yıllarca kendisi tarafından korunup saklanmış ve nihayetinde 2012 yılı Ocak ayında, bu satırların yazarı olarak benimle birlikte ilk altı ayın (10 Şubat 1964 – 31 Temmuz 1964) yorumları “Şu Bizim Kıbrıs: 1 – Unutulan Tarihi Gerçekler – İsmet KOTAK” başlığı altında 450 sayfa halinde kitaplaştırılarak yazınsal arşivlerimize kazandırılmıştır.

* * *

186 Sayılı kararı, Birleşmiş Milletler için kara bir leke” olarak değerlendiren Sn. KOTAK, tee 60 yıl önceden, şöyle der:

* * *

Perşembe günkü köşe yazımızda, devam etmek üzere…

QOSHE - 60 Yıllık Bir Tarihi Yeniden Anımsarken… (1) - Bülent Fevzioğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

60 Yıllık Bir Tarihi Yeniden Anımsarken… (1)

14 19
04.03.2024

Bugün, 4 Mart 2024…

Günü gününe, 60 yıllık tarihsel bir olayın, yıldönümü bugün.

60 yıl önce bugün; Kıbrıs Türk ve Rum halklarının eşit ortaklığında kurulan (16 Ağustos 1960) “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin adalı komşularımız tarafından silâh zoruyla yıkılmasından sonra, sözde, adaya “barışı getirmek ve huzuru korumak için!” Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda alınan 186 sayılı kararla, “Barış Gücü” askerleri Kıbrıs’ta göreve başlar.

* * *

Neydi, günümüzden tam 60 yıl önce, 4 Mart 1964 günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda alınan ve 60 yıldır halen daha adamızda görevli bulunan Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerinin burada konuşlanmasını yaratan, 186 sayılı karar?

* * *

Prof. Dr. Sn. Ata ATUN, 2007 yılı Ağustos ayında ve Samtay Vakfı yayınları arasında yayınlamış olduğu “Kıbrıs Antlaşmaları, Plânları ve Önemli BM, AB Kararları (1571-1983) (Cilt 1) başlıklı kitabında aynen, şu bilgileri verir:

Uthant Formülü Veya

(186 Sayılı)

BM Güvenlik Konseyi Kararı

(4 Mart 1964)

“BM Genel Sekreteri U Thant, Güvenlik Konseyince de kabul edilen bir karar sureti hazırladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Kıbrıs konusuyla ilgili 18 Şubat 1964 tarihinden başlamak üzere 4 Mart’a kadar devam eden birleşiminde, aşağıdaki kararı oybirliğiyle kabul etmiştir:

(186 Sayılı)

BM Güvenlik Konseyi Kararı:

Güvenlik Konseyi Kıbrıs’ta hâlihazırdaki durumun uluslararası barış ve güvenliği tehdit etmek üzere olduğu, barışın sağlanması ve kalıcı çözümün bulunması için derhal ilâve tedbirlerin alınmaması halinde daha da kötüye gideceğini belirterek,

Tarafların, Lefkoşa’da 16 Ağustos 1960’ta imzalanan Antlaşmalarla elde ettiği konumlarını göz önünde bulundurarak;

Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin ilgili hükümleri ile “Üye devletler, uluslararası ilişkilerinde herhangi bir devletin toprak bütünlüğü veya siyasi bağımsızlığına yönelik tehdit ve silâh kullanımından veya Birleşmiş Milletler’in maksatlarına ters düşecek herhangi bir tutumdan sakınacaktır” şeklindeki 2. maddesinin 4. paragrafını akılda........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play