(Cumartesi günkü köşe yazımızdan, devamla)

* * *

– “Elden mi geçti, kendisi direkt mi hediye etti, Hıfsıye Hacıbulgur Hanımefendi vardı bir zamanların, bu memlekette tanınmış Hocanımlarından, Hacıbulgur ailesinin, Kadriye Hanım’ın, Melâhat Hanım’ın, Vecihe Hanım’ın ablalarıydı, onda bulundu…

Dolayısıyla, 1981 yılında, Kadriye Hanım bu değerli, manevi değeri yüksek olan, esirin yaptığı yadigârı bana hediye etti… Onların da tüm esirlerimizin de ruhu şad olsun…

Sigara tablasının üzerinde, bir yanında Osmanlı Tuğrası bulunmaktadır.

O malûm tuğra vardı ya, birçok Türk eserlerinde, taşa da işlenmiş tuğra… O bir tarafında da esir olarak bulunduğu Kıbrıs adasının haritası vardır. Çok güzeldir. Üzerindeki yazılar çok önemlidir.

Evet… Burada diyor ki,

– “20 Eylül 334 Olalı Esaret…”.

Demek ki bu efendi 20 Eylül 334, eski takvime göre, esir olduğu tarihi yazmış… “Bütün etrafımız silsile-i vahşet” diye güzel bir iki dize halinde yazıyor üstelik yazısını… Evet, yine devam ediyoruz.

Tuğranın yine sağ tarafında:

* * *

– “Ya Rab bu ise asrı medeniyet – Olsun ona yüz binlerce lânet” diye medeniyeti, yani, hani bir zamanlar Avrupa şöyle Avrupa böyle medeni deyip de Türkün öz vatanını zorladıkları için bu esir vatandaşı son derece duygulandırıyor.

Bu dizeler kendinin mi değil mi ondan emin değilim ama gayet güzel bir şekilde duygularını ifade ediyor ve o dönemin Avrupa’sını da açıkça teşhir ediyor burada…

* * *

Bir de Kıbrıs haritası olan tarafı vardır bunun. Haritanın bir tarafında, şurada meselâ, “Kıbrıs Mağusa” diye yazılar mevcuttur, onun altında, “Tarihi İmali” diye, 336 tarihi, eski takvime göre, Hicri Takvime göre…

Evet, bunun yanında gayet güzel sözleri var yine. Burada “Var Olsun Yurdumuz İçin Çalışanlar” ibaresi yazılıdır. Bunun yanında, tekrar, “Tarihi İmali” diye, 336 tarihini görüyoruz…

* * *

Ve en altında “Çorumlu Pehlivan Bekir Hulusi Efendi yadigâr olarak” yazı yazılmıştır üzerine… Bu biraz daha siyah bir biçimde işlenmiştir, bilmiyorum, o zaman kendisi mi yaptı yoksa sonradan mı belirgin olsun diye yazdılar, bu şekilde bu yadigâr da ta bugüne kadar ulaştı, çok iyi yerde muhafaza edilmiştir… Ben de aynı şekilde, bu kıymetli hatırayı saklamaktayım…

Bu manevi değeri yüksek armağanı bana armağan eden, merhume, değerli Hocanımlarımızdan, Hıfsıye Hacıbulgur Hanımefendi’ye ve tüm ailesine Tanrı’dan rahmet dilerim…”

* * *

Osmanlı savaş esirlerinden günümüze, birçok evde, onlardan kalan bu hediyelerden bulmak, mümkündür.

El oyması yadigârlardan biri de, Mağusa Canbulat Müzesi’nde bulunan ve altı ayrı çekmeceden oluşan, komodindir…

Değerli dost, Araştırmacı yazar,Prof. Dr. Sn. Ulvi Keser, 20 Temmuz Barış Harekâtı günlerinde bir Rum evinde bulunan bu komodinle ilgili olarak, şu bilgileri verir (11):

* * *

– “Bu komodin, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında Mehmetçik Köyü’nden emekli öğretmen Ahmet Şener tarafından Gazimağusa’daki surlar bölgesinin dışında Massey Ferguson bölgesi olarak bilinen yerde, terk edilmiş bir Rum evinde bulunarak Gazimağusa’daki Canpolat Müzesi’ne teslim edilmiştir.

Komodinin dört tarafı da kabartma ve oyma süslemelerle işlenmiştir…

Üstteki iki köşesinde ay yıldız, ortasında kanatları açık bir kartal ve kanatların altında da birer gül motifi vardır.

Sağ tarafında asma dalına uzanmış bir köpek, sol tarafında ise bir tavus kuşu motifi bulunmaktadır.

Komodinin birinci sırasında bulunan çekmecelerinde çiçekler ve kuşlar, ikinci sırasındaki çekmecelerde ise doğan cinsi yırtıcı bir kuş ve kraliyet tacı, iki tarafı kanatlı bir daire içerisinde ise “RAF” ifadesi bulunmaktadır. Ayrıca, bazı bitki motifleri de vardır.

Üçüncü sıradaki çekmecelerde ise duran iki asker, çarpışan iki asker ve son olarak oturan bir asker motifleri bulunmaktadır.

Komodinin arka yüzüne ise eski harflerle ve el yazısıyla bir takım yazılar, kalp, çapraz olarak ok ve hançer gibi motifler kazınmıştır.

Komodinin üzerinde:

* * *

– “25. 7. 1919. Kıbrıs adasının Famagusta Kal’ası şimal-i garbi sevahilinde usera ikametgâhında bulunan müstakil Balıkesir Sancağının Bandırma Manyas’ından 1802 numorolu onbaşı Hüseyin,

– 1841 numorolu nefer Ramazan ve

– 10278 numorolu, nefer Sinan tarafından tezyin edilmiştir. Fi sene 1335 Temmuz 20. Ah felek, yandı yürek. Zalim esaret” ifadesi yer almaktadır.

Burada söz konusu edilen üç Türk askerinin mezarları, halen, Çanakkale Şehitliği’nde değildir ve akıbetleri de meçhuldür.”

* * *

Yararlanılan Kaynaklar:

11) Prof. Dr. Ulvi KESER, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi, acasam. comu. edu. tr / dosyalar/sayı 5.doc.

* * *

Perşembe günkü köşe yazımızda, günümüzden 109 yıl önceye ait tarihsel belgelerle” Kıbrıs’taki Çanakkale” konumuza, devam etmek üzere…

QOSHE - Kıbrıs’taki “Çanakkale”(4) - Bülent Fevzioğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kıbrıs’taki “Çanakkale”(4)

8 1
25.03.2024

(Cumartesi günkü köşe yazımızdan, devamla)

* * *

– “Elden mi geçti, kendisi direkt mi hediye etti, Hıfsıye Hacıbulgur Hanımefendi vardı bir zamanların, bu memlekette tanınmış Hocanımlarından, Hacıbulgur ailesinin, Kadriye Hanım’ın, Melâhat Hanım’ın, Vecihe Hanım’ın ablalarıydı, onda bulundu…

Dolayısıyla, 1981 yılında, Kadriye Hanım bu değerli, manevi değeri yüksek olan, esirin yaptığı yadigârı bana hediye etti… Onların da tüm esirlerimizin de ruhu şad olsun…

Sigara tablasının üzerinde, bir yanında Osmanlı Tuğrası bulunmaktadır.

O malûm tuğra vardı ya, birçok Türk eserlerinde, taşa da işlenmiş tuğra… O bir tarafında da esir olarak bulunduğu Kıbrıs adasının haritası vardır. Çok güzeldir. Üzerindeki yazılar çok önemlidir.

Evet… Burada diyor ki,

– “20 Eylül 334 Olalı Esaret…”.

Demek ki bu efendi 20 Eylül 334, eski takvime göre, esir olduğu tarihi yazmış… “Bütün etrafımız silsile-i vahşet” diye güzel bir iki dize halinde yazıyor üstelik yazısını… Evet, yine devam ediyoruz.

Tuğranın yine sağ tarafında:

* * *

– “Ya Rab bu ise asrı medeniyet – Olsun ona yüz binlerce lânet” diye medeniyeti, yani, hani bir zamanlar Avrupa şöyle Avrupa böyle medeni deyip de Türkün öz vatanını zorladıkları için bu esir vatandaşı son derece duygulandırıyor.

Bu dizeler kendinin mi değil mi ondan emin değilim ama gayet güzel bir şekilde duygularını ifade ediyor ve o dönemin Avrupa’sını da açıkça teşhir ediyor burada…

* * *

Bir de Kıbrıs haritası olan tarafı vardır bunun. Haritanın bir tarafında, şurada meselâ, “Kıbrıs Mağusa”........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play