1992 yılının 5 Mart günüydü.

Yabancı haber ajanslarından Türk haber ajanslarına bir küçücük haber geçildi.

Ve aynı haber, aynı dakikalarda dünyanın bütün haber şeflerinin masalarında yerini aldı.

İki paragraflık haberi öğreniverdi bütün dünya insanları, bir kısacık zaman içinde.

Kitle haber iletişim araçları yazdılar aynı anda:

– Masters İle Johnson, Boşandılar!

* * *

Mastersile Johnson; Ali ileFatma’ya, Robert ileLisa’ya, Yorgo ileEleni’ye ve dünyanın diğer sıradan çiftlerine benzemedikleri için boşanmaları da birliktelikleri kadar önemliydi dünya için…

Zaten sıra dışı olmalarından değil mi dünya haber ajanslarında da yer almaları?

Masters ile Johnson’un boşandıkları haberini, merakla okumuştum.

Çünkü, 21 yıllık süreli evlilikleri bir yana, son 26 yıldır “Çiftler Arasında Uyum” üzerine sayısız laboratuvar çalışması yapmak ve çalışma sonuçlarını bilimsel veriler halinde kitaplaştırarak birçok dilde dünya insanlarının hizmetine sunmakla bilinen uluslararası kimliğe sahip bu ünlü seksolog çift, demek ki aslında, testicinin kırık çömlekten su içmesi gibi su içiyorlarmış meğer!

Hani, biz Kıbrıslı Türklerde çok yaygın bir özdeyiş vardır, deriz:

– Kelin merhemi olsa, kendi başına sürer!

* * *

Masters ile Johnson başka kellere ve kelleşme belirtisi göstermeye başlayan nice adaylara bol kepçeden merhem dağıtırlarken, kendilerine de bir gün gerekebileceğini hiç düşünmemişler ve bir parçacık merhemi de paylarına ne ola ne kala diyerek ayırmamışlar nedense…

Siz (Masters ve Johnson olarak); 1966 yılından beri birliktelikle gelen cinsel ilişkiler konusunda kafa patlatınız, ortaya koyduğunuz bilimsel fikirlerle dünyanın her köşesinde büyük yankılar uyandırınız ve bu çalışmalarınız bütünlüğünde cinsel özgürlükler konusunda fırtınalar estiriniz, sonra da…

– “Biz boşandık”, deyiniz.

Eee, oldu mu ya?

Ne yapmalıyız şimdi o “uyumlu birliktelik”adına yazdığınız sayısız makalelerle, onlarca kitabınızı?

Belli ki Masters ile Johnson çifti yıllarca “bu iş böyle olur” diyerek ciltler dolusu yazdılar, ancak yazdıklarını kendileri de pek bir ciddiye alıp, okumadılar!

Vatandaş Masters ile Johnson, ünlü seksologlar Masters ile Johnson’un yazdıklarını okumuş olsalardı eğer, boşanmazlardı(!)

Hem de,

– Yaş 70 iş bitmiş, denilen bir durumda.

Ajans haberlerine göre boşanmış çiftten William Masters 76, Virginia Johnson ise 67 yaşında idi.

Bizde olsaydı eğer bu yaşta bir boşanma, fısıltıya dayalı ayaklı gazetelerimizin söyleyecekleri sözleri, herkeslerce malûmdu:

– “60’ından sonra azanı, teneşir paklar!”

* * *

Kendi adıma ben, ünlü çiftin 60’ından sonra azdıklarını düşünmüyorum.

Ayrılma kararlarına saygı da duyuyorum.

Ancaaak…

Olayın Ancaaak kısmı şu:

Masters ile Johnson bunca deneye, veriye ve çok uyumlu örnek bir çift olma yolundaki laboratuvar bilgilerine rağmen boşanabiliyorlarsa eğer, birliktelik kadar boşanma da herkes tarafından anlayışla kabul görmelidir.

Şu boşanma konusunu kendi coğrafyamız üzerine çeker ve altını hafiften eşelemeye başlarsak eğer, ne çıkıyor karşımıza:

Kavga, patırtı, rezillik, curcuna…

Zaman zaman polislenmeler, kırıp dökmeler, vurup kırmalar ve bazen de taraflardan birinin veya birilerinin hastanelik olmaları…

Tatlılıkla biten boşanmalarımız da oluyor elbet.

Ancak böylesi boşanmaların toplamı ne yazık ki bir elin parmak sayısını aşamıyor hiç.

* * *

Oysa evlilikle boşanma, doğumla ölüm gibi değil mi?

Evlilik olayına hoşgörüyle yaklaşan, boşanmaya da aynı hoşgörüyle yaklaşmalıdır.

– “Ben boşanmak istiyorum” dedi mi biri, çıkıveriyor çokları hemen, boşanma kararı alanın karşısına.

– “Daha önce aklın neredeydi ya?”

Yani; feşmekân sene önce ne evlendin be adam / be kadın demeye getiriyorlar suçlayıcı sözlerini.

– “Hay evlenmez olaydım” dense, bu kez de bu sitemi hakaret kabul ederek bulabildikleri ile yürüyorlar söyleyenin üzerine.

– “Alçak, namussuz…”

* * *

Oysa bir insanın boşanma isteği neden alçaklık ve namussuzluk olsun ki?

Bir insan şu kadar sene önce almış olduğu bir evlilik kararından dolayı neden hep onu korumakla yükümlü tutulsun?

Çürüyen bir dalı ağacından keseni, neden alçaklıkla suçlamıyorlar?

Ve neden çürük bir dal gibi görmüyor insanlar, yürüyemeyen bir evliliği?

Ol kişi:

– “Yürümüyor” diyor, onlar:

– “İtekle”, diyorlar…

İtekle ama nereye, nasıl ve daha ne kadar?

Bir yerde nefesin kesilmeyecek, kolların yorulmayacak mı ite­leyip durmaktan?

Bu zorla yürütmenin inadı nedendir?

Diyelim ki şu kadar zaman daha iteledin, yürüttün. Ya sonra?

Yürümüyor işte. Yü – rü – mü – yooor…

İnsanı insana gönül ve kabul dışı hapsetmenin mantığı, ne biçim ­bir mantıktır?

– “Boğuluyorum” dedikçe kişi, ağzına mendil bastırıyorlar ve;

– “Nefes al”, diyorlar…

Bu ne biçim bir nefes almaksa artık…

* * *

Masters ile Johnson, boşandı.

Seksüel araştırmaları ile dünyada önemli çığır açan ve bu yönleriyle de uluslararası büyük bir üne sahip bulunan bilim insan­larıydı onlar.

Binlerce, on binlerce kez deneyini yaptılar, çiftler arası uyumun.

Tepeden tırnağa irdelediler her şeyi…

Buna rağmen…

Buna rağmen bir noktaya geldi ki birliktelikleri, artık yürümez oldu.

Durdular, oturdular, konuştular.

“Bu iş böyle yürümez”, dedi biri.

Fakat diğeri,

– ‘İtekle”, demedi.

Saygıyla, sevgiyle, dostlukla ayrıldılar.

Bana göre hepimiz, Masters ileJohnson’un boşanmaları konusu üzerine uzun uzun oturup, düşünmeliyiz.

Çünkü ünlü seksologların almış oldukları boşanma kararı, bugüne değin yazmış oldukları sayısız makalelerinin ve kitaplarının en anlamlısıdır bence.

Ve işte, ajanslar da bunun için duyurdular, tüm dünyaya haberi.

-“Okuyunuz” dediler, “Okuyunuz… Masters ile Johnson bile boşandıktan sonra, siz hâlâ daha neyi itekleyerek, yürütmeye çalışırsınız?”

* * *

Kıssadan hissesi:

Yürümüyorsa bir şey, yürümüyor işte.

Görüldü.

Bilim bile yürütemiyor sonuçta, yürümeyeni.

Çünkü bu iş, yürek işi…

Ve yürek, çelik çekiç altında dövülmek suretiyle biçim kazandırılmış bir bakır levha da değildir yani.

Önce bunu, anlamak gerek, kanımca…

QOSHE - Masters ile Johnson… - Bülent Fevzioğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Masters ile Johnson…

43 25
29.04.2024

1992 yılının 5 Mart günüydü.

Yabancı haber ajanslarından Türk haber ajanslarına bir küçücük haber geçildi.

Ve aynı haber, aynı dakikalarda dünyanın bütün haber şeflerinin masalarında yerini aldı.

İki paragraflık haberi öğreniverdi bütün dünya insanları, bir kısacık zaman içinde.

Kitle haber iletişim araçları yazdılar aynı anda:

– Masters İle Johnson, Boşandılar!

* * *

Mastersile Johnson; Ali ileFatma’ya, Robert ileLisa’ya, Yorgo ileEleni’ye ve dünyanın diğer sıradan çiftlerine benzemedikleri için boşanmaları da birliktelikleri kadar önemliydi dünya için…

Zaten sıra dışı olmalarından değil mi dünya haber ajanslarında da yer almaları?

Masters ile Johnson’un boşandıkları haberini, merakla okumuştum.

Çünkü, 21 yıllık süreli evlilikleri bir yana, son 26 yıldır “Çiftler Arasında Uyum” üzerine sayısız laboratuvar çalışması yapmak ve çalışma sonuçlarını bilimsel veriler halinde kitaplaştırarak birçok dilde dünya insanlarının hizmetine sunmakla bilinen uluslararası kimliğe sahip bu ünlü seksolog çift, demek ki aslında, testicinin kırık çömlekten su içmesi gibi su içiyorlarmış meğer!

Hani, biz Kıbrıslı Türklerde çok yaygın bir özdeyiş vardır, deriz:

– Kelin merhemi olsa, kendi başına sürer!

* * *

Masters ile Johnson başka kellere ve kelleşme belirtisi göstermeye başlayan nice adaylara bol kepçeden merhem dağıtırlarken, kendilerine de bir gün gerekebileceğini hiç düşünmemişler ve bir parçacık merhemi de paylarına ne ola ne kala diyerek ayırmamışlar nedense…

Siz (Masters ve Johnson olarak); 1966 yılından beri birliktelikle gelen cinsel ilişkiler konusunda kafa patlatınız, ortaya koyduğunuz bilimsel fikirlerle dünyanın her köşesinde büyük yankılar uyandırınız ve bu çalışmalarınız bütünlüğünde cinsel özgürlükler konusunda fırtınalar estiriniz, sonra da…

– “Biz boşandık”, deyiniz.

Eee, oldu mu ya?

Ne yapmalıyız şimdi o “uyumlu birliktelik”adına yazdığınız sayısız makalelerle, onlarca kitabınızı?

Belli ki Masters ile Johnson çifti yıllarca “bu iş böyle olur” diyerek ciltler dolusu yazdılar, ancak........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play