23 Nisan 1920, varlığına kastedilen Türk milletinin küllerinden yeniden doğuşunu, esaret zincirlerini kırarak, istiklal ve istikbaline sahip çıktığı günü simgelemektedir. 23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk milletinin egemenliğini ilân ettiği tarihtir.
Emperyalist devletlerin Osmanlı Devleti’ni parçalayarak bölüşmek üzere harekete geçtiği dönemde Türk Milleti Anadolu’da Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının etrafında kenetlenerek; egemenliği, istiklali ve istikbali için verdiği mücadeleyle Kurtuluş Savaşı’nı kazanarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kurabilmiştir…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 104 yıl önce TBMM’nin kuruluşunda “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek Büyük Millet Meclisi’nin açılışının yıldönümü olan 23 Nisan tarihini Türk çocuklarına Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak armağan etmiştir.
Atatürk, egemenliğin önemine her zaman dikkat çekmiş ve bu kapsamda ulusal egemenliğin önemini; “Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar mahvolur. Ulusların esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar” sözü ile en güzel şekilde açıklamıştır.
Kıbrıs Türkleri de Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde verilen kurtuluş mücadelesine hem fiili olarak katılarak destek vermiş hem de bu mücadeleden aldığı ilhamla egemenliği, istiklali ve istikbali için varoluş ve özgürlük mücadelesi vererek bugünlere gelebilmeyi başarmıştır…
***
Kıbrıs konusunda 55 yılı aşkın bir süre ite kaka federasyon temelinde sürdürülmeye çalışılan müzakereler bilindiği üzere en başından itibaren Rum tarafının katı ve uzlaşmaz tutumunu sürdürmesi neticesinde2017 yılı Temmuz ayı başında Crans Montna’da çökerek sonlanmıştır…
Kıbrıs konusunda kısır döngüye dönen federasyon temelinde bir çözümün bulunamayacağının anlaşılmasının ardından; 2020’de KKTC Cumhurbaşkanlığı’na aday olan Sayın Ersin Tatar, “Egemen Eşitlik ve Uluslararası Eşit Statüye Dayalı İki Devletli Çözüm” politikasını ortaya koyarak Kıbrıs Türk Halkının yarıdan fazlasının oyunu/desteğini alarak KKTC’nin 5. Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, Başbakanlık döneminden başlayarak egemenliğin bizler için ne kadar önemli olduğunu yapmış olduğu tüm konuşma, açıklama ve müzakerelerde ortaya koyarak savunmuştur…
Peki, egemenlik nedir? KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın savunduğu egemenlik neden bu kadar önemlidir?
Egemenlik nedir sorununun cevabı için devletin tanımına bakmak gerekir. Devletler hukukunda 1933 tarihli Amerikan Devletlerarası Montevideo Sözleşmesi’nin 1. maddesi devlet olmanın asgari şartlarını belirlemektedir.
Buna göre devlet; ülke(toprak), insan topluluğu ve iktidar olmak üzere üç temel unsura dayanmaktadır. Görüldüğü üzere devletler hukukunda bir devletin tanınması diye bir şart yoktur…
KKTC’nin, sınırları bellidir ve gümrük kapıları vardır. KKTC’de ortak özelliklere sahip (ırk, din, dil, kültür)Kıbrıs Türk Halkı yaşamaktadır ve Kıbrıs Türk Halkı üzerinde tek ve üstün güç/siyasi otorite yer almaktadır. Söz konusu iktidar gücü egemenliktir. Egemenlik kural koyma gücü ve hukuk yaratma kudretidir.
Uluslararası düzen içerisinde devletler nüfus, toplumsal/coğrafi yapı, askeri ve ekonomik güç gibi konularda birbirleriyle eşit pozisyonlarda olmasalar da tüm devletlerin kendi topraklarında mutlak egemenliğe sahiptirler. Bu kapsamda bütün devletler Birleşmiş Milletlerin ortaya koyduğu ülke, nüfus, anayasa unsurlarını sağladıkları koşullarda egemen ve eşit olarak kabul edilmektedir.
Devletlerin egemen eşitliği ise bir devletin, diğer devletler karşısında bağımsız ve kendi sınırları içinde meşru egemen olduğunu, hiçbir devletin de bir diğerinden üstün olmadığını niteleyen uluslararası hukuk ilkesidir.
Egemenlik günümüzde yalnızca bir devletin ülkesi üzerindeki sınırsız gücü olarak anlaşılmamaktadır. Uluslararası hukukun gerekleri egemenlik anlayışında birtakım sınırlama ve düzenlemeleri de beraberinde getirmiştir…
***
Bilindiği üzere Kıbrıs Türkleri 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı olmayı Lozan Antlaşması’nın 16, 20 ve 21. maddeleri sayesinde elde etmiştir. Çünkü Lozan’ın 16, 20 ve 21. maddeleri ‘ileride Kıbrıs’ın statüsü hakkında yeniden bir karar alınması ihtiyacı ortaya çıktığı zaman Türkiye’nin “ilgili” devlet’ olarak dikkatte alınmasına neden olmuştur.
16 Ağustos 1960 tarihinde bu kapsamda Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumları arasında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, kendine özgü kurucu antlaşmalara dayanılarak sınırlı bir egemenlik çerçevesinde kurulmuş ve 21 Aralık 1963 günü Kıbrıs Türkleri siyasi eşit ortak olduğu 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nden Rumlar tarafından silah zoru ile kovulmuştur…
Rumlar ve destekçileri 1960 Cumhuriyeti’nin sınırlı bir egemenlik ve kendine özgü olarak kurulduğu gerçeğini yıllardır unutturmaya çalışmak suretiyle kendi iddialarını öne çıkartmaya çalışmaktadırlar.
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk ve Rumlarının müktesep eşitliğine dayalı olarak bir tarafın diğeri üzerinde üstünlük kuramayacağı ve egemenlik iddia edemeyeceği prensipler ve düzenlemeler üzerine kurulmuştur. Yeri gelmişken kısaca hatırlatmak istedim…
***
Sonuç olarak; Egemenlik her devlet ve halk için çok büyük önem arz etmektedir. Kıbrıs konusunda Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın gündeme getirmiş olduğu Egemen Eşitlik ve Uluslararası Eşit Statüye Dayalı İki Devletli Çözüm müzakere masasındadır. Kıbrıs’ta iyi niyetle bir anlaşmaya ulaşılması isteniyorsa iki devletin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün kabulü gerekmektedir…
Bu duygu ve düşüncelerle TBMM’nin açılışının 104. yıl dönümünde tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum…

QOSHE - 23 Nisan ve Egemenlik - Gökhan Güler
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

23 Nisan ve Egemenlik

8 1
23.04.2024

23 Nisan 1920, varlığına kastedilen Türk milletinin küllerinden yeniden doğuşunu, esaret zincirlerini kırarak, istiklal ve istikbaline sahip çıktığı günü simgelemektedir. 23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk milletinin egemenliğini ilân ettiği tarihtir.
Emperyalist devletlerin Osmanlı Devleti’ni parçalayarak bölüşmek üzere harekete geçtiği dönemde Türk Milleti Anadolu’da Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının etrafında kenetlenerek; egemenliği, istiklali ve istikbali için verdiği mücadeleyle Kurtuluş Savaşı’nı kazanarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kurabilmiştir…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 104 yıl önce TBMM’nin kuruluşunda “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek Büyük Millet Meclisi’nin açılışının yıldönümü olan 23 Nisan tarihini Türk çocuklarına Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak armağan etmiştir.
Atatürk, egemenliğin önemine her zaman dikkat çekmiş ve bu kapsamda ulusal egemenliğin önemini; “Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar mahvolur. Ulusların esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar” sözü ile en güzel şekilde açıklamıştır.
Kıbrıs Türkleri de Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde verilen kurtuluş mücadelesine hem fiili olarak katılarak destek vermiş hem de bu mücadeleden aldığı ilhamla egemenliği, istiklali ve istikbali için varoluş ve özgürlük mücadelesi vererek bugünlere gelebilmeyi başarmıştır…
***
Kıbrıs konusunda 55 yılı aşkın bir süre ite kaka federasyon temelinde sürdürülmeye çalışılan müzakereler bilindiği üzere en başından itibaren Rum tarafının katı ve uzlaşmaz tutumunu sürdürmesi neticesinde2017 yılı Temmuz ayı başında Crans Montna’da çökerek sonlanmıştır…
Kıbrıs konusunda kısır döngüye dönen federasyon temelinde bir çözümün bulunamayacağının anlaşılmasının........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play