Yıllardır Doğu Akdeniz’i, bölgedeki enerji rezervlerini, deniz yetki alanlarını, havadaki haklarımızı, mavi vatanımızdaki hak, hukuk ve menfaatlerimizi, Rumların gasp etme girişiminde bulunduğu alanları ve bölgemizde konuyla ilgili yaşanan çeşitli gelişmeleri farkındalık oluşturmaya yönelik olarak yazıyorum.
Bakınız uluslararası medya organlarında yayınlanan haberler üzerinden Doğu Akdeniz denilince akla ilk olarak petrol ve doğal gaz getirilmek üzere bir algı dizaynı yapılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu kapsamda yakın geçmişte hatırlanacağı üzere uluslararası bazı araştırma merkezlerinin Doğu Akdeniz bölgesinde büyük oranda petrol ve doğal gaz var olduğunu öngördüğü raporları yayımlanmıştır. Adı üzerinde bunlar öngörüye dayalıdır!
Son 50 yılda Doğu Akdeniz’de bulunan bütün doğalgaz miktarı dünya doğal gaz rezervlerinin % 2’si kadardır. Dünyadaki en büyük doğal gaz rezervlerine sahip ülkeler açısından bakıldığında ise son 50 yılda Doğu Akdeniz’de bulunan bütün doğalgaz miktarı ancak %10 civarı olduğu görülmektedir. Bu nedenle konuyla ilgili olarak Doğu Akdeniz bölgesinde yapılan abartılı doğal gaz keşfedildiğine ilişkin haberleri bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini altını çizmek isterim…
Ancak, Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’ye ait Deniz Yetki Alanlarının tamamına uluslararası hukuk zemininde sahip çıkılması büyük önem arz etmektedir. Çünkü, Türkiye ve KKTC’ye ait Mavi Vatanlar öncelikle Egemenlik, Güvenlik ve Beka meselesidir…
Türkiye ve KKTC’ye ait Mavi Vatanlarda çeşitli hidrokarbon(petrol-gaz) rezervlerinin bulunma ihtimali tabi ki önemlidir. Ancak öncelik sıralaması açısından sonraki konudur! Çünkü hidrokarbon rezervleri bugün bulunsa dahi ömrü olan enerji kaynaklarıdır. Sınırlı kaynaklardır! Bir ülke için Egemenlik, Güvenlik ve Beka’sı sınırlı ve geçici zenginliklerden daha önce gelir…
***
Uzun yıllar önce yazılarımda gaz hidrat konusuna değinmiştim. Ancak aradan geçen süre zarfında kamuoyunda konunun pek bilinmediğini ve unutulmaya yüz tuttuğunu anımsadım. Dolayısıyla bu yazımda izninizle gaz hidrat konusuna değinmek istiyorum…
Gaz hidratlar, düşük sıcaklık ve yüksek basınç altında, düşük moleküler ağırlıklı gazların, su molekülleri tarafından bir kafes yapısı içerisinde tutulmasıyla oluşan donmuş buza benzeyen, çoğunlukla beyaz renkli kırılgan kristalimsi oluşumlardır.
Gaz hidratları önemli kılan ise sıkı durun, sadece 1 m3‟ünde standart basınç ve sıcaklık koşullarında 164 m3 gibi yüksek bir oranda doğal gaz içermesi. Evet, yanlış okumadınız 1 metreküp gaz hidratı 164 metreküp oranında doğal gaz içeriyor!
Kendi hacminden 164 kat daha büyük hacimdeki doğalgazı bünyesi içerisine hapsedebilme özelliğinden dolayı gaz hidratlar yakın geleceğin enerji kaynağı olarak da değerlendirilmektedir.
Gaz hidratları bu bağlamda geleceğin enerji kaynağı olarak gösterilmektedir. Gaz hidratlar kara ve çoğunluk deniz tabanında bulunan kristal yapıda, su molekülleri içine hapsolmuş metan, etan ve propan gibi hafif doğal gazlardan oluşan katılar olarak tarif edilmektedir.
Gaz hidratlar, 18. yüzyılın ilk çeyreğinde laboratuar ortamında tesadüfen keşfedilmiştir. Gaz hidratların doğada kendiliğinden oluşabildiği ise 1960’lı yıllarda Rusya’nın Messoyakha bölgesindeki donmuş toprak (permafrost) alanlarından gaz hidrat çıkarılmasıyla anlaşılmıştır. Son 30 yılı aşkın süredir gaz hidratların denizel tortullarda da oluşabildiği bilinmektedir.
Doğu Akdeniz’de gaz hidrat ve gaz potansiyelini araştırmaya yönelik olarak projelerin 1993 yılında UNESCO’nun TTR programı dâhilinde başlatılmış olduğu belirtiliyor.
Fransa-Rusya ortaklığında ANAXIPROBE programı kapsamında Fransız, L “Atalante” ve Rus, “Gelendzhik” Araştırma gemileri yine bunun yanında Fransa-Almanya ortaklığında MEDINAUT/MEDINETH programı kapsamında Fransız L‟Atalante” Araştırma Gemisi Doğu Akdeniz’de gaz ve gaz hidrat araştırmaları yapmışlar!
2003 yılında ise Fransız denizaltısı “Nautile” Akdeniz’in derin sularına indirilerek gaz hidrat ve gaz potansiyel rezervlerine ilişkin olarak çeşitli alanlarında araştırmalar yapılmış. Doğu Akdeniz’de yapılan söz konusu araştırmalar sonucunda 100’e yakın çamur volkanı(potansiyel alanlar) tespit edilerek haritalandırılmış.
Bazı Batılı ülkeler Ortadoğu ile Doğu Akdeniz’deki çıkar ve menfaatlerini korumanın peşindedirler. Petrolün, doğal gazın ve gaz hidratların peşindedirler. Mesele bu kadar açık ve net!
Türk tarafı (Türkiye ve KKTC) Doğu Akdeniz’de Libya anlaşması sonrasında elini son derece güçlendirmiş oldu. Türk tarafı hatırlanacağı üzere konuyla ilgili olarak ilk günden itibaren zenginlikleri bölge ülkeleri ile istişare ederek paylaşılması gerektiği düşüncesini savunmakta ve bugüne kadar da bu yönde çok sayıdaki önerilerini devamlı suretle kamuoyu aracılığı ile gündeme taşımıştır!
Türk tarafı olarak zaman kaybetmeden dünyada gaz hidratlardan doğal gaz üretimine yönelik üretim ve test aşamasına geçmiş ülkelerle yakın işbirliği içerisine girilmelidir.
Gaz hidratlar konusunda uzmanlık ve bilgi birikimleri bulunan ülkelerin deneyim ve tecrübelerinden yararlanılarak Türk tarafının bu alanda ilerlemesine yönelik adımlar geciktirilmeden atılması gerektiğini düşünüyorum. Japonya’nın bu anlamda çok ciddi araştırma ve yatırımları olduğu biliniyor.
Sonuç itibarı ile her ne kadar da Türkiye ve KKTC’ye ait Mavi Vatanlarda en öncelikli konu egemenlik, güvenlik ve beka olsa da, enerji rezervleri ve bu bağlamda petrol, doğal gaz ile bunun yanında gaz hidrat konusunda da gözümüzü açarak daha bilinçli hareket etmemiz gerekiyor.

QOSHE - Doğu Akdeniz, hidrokarbon kaynakları, gaz hidrat - Gökhan Güler
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Doğu Akdeniz, hidrokarbon kaynakları, gaz hidrat

4 1
29.03.2024

Yıllardır Doğu Akdeniz’i, bölgedeki enerji rezervlerini, deniz yetki alanlarını, havadaki haklarımızı, mavi vatanımızdaki hak, hukuk ve menfaatlerimizi, Rumların gasp etme girişiminde bulunduğu alanları ve bölgemizde konuyla ilgili yaşanan çeşitli gelişmeleri farkındalık oluşturmaya yönelik olarak yazıyorum.
Bakınız uluslararası medya organlarında yayınlanan haberler üzerinden Doğu Akdeniz denilince akla ilk olarak petrol ve doğal gaz getirilmek üzere bir algı dizaynı yapılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu kapsamda yakın geçmişte hatırlanacağı üzere uluslararası bazı araştırma merkezlerinin Doğu Akdeniz bölgesinde büyük oranda petrol ve doğal gaz var olduğunu öngördüğü raporları yayımlanmıştır. Adı üzerinde bunlar öngörüye dayalıdır!
Son 50 yılda Doğu Akdeniz’de bulunan bütün doğalgaz miktarı dünya doğal gaz rezervlerinin % 2’si kadardır. Dünyadaki en büyük doğal gaz rezervlerine sahip ülkeler açısından bakıldığında ise son 50 yılda Doğu Akdeniz’de bulunan bütün doğalgaz miktarı ancak  civarı olduğu görülmektedir. Bu nedenle konuyla ilgili olarak Doğu Akdeniz bölgesinde yapılan abartılı doğal gaz keşfedildiğine ilişkin haberleri bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini altını çizmek isterim…
Ancak, Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’ye ait Deniz Yetki Alanlarının tamamına uluslararası hukuk zemininde sahip çıkılması büyük önem arz etmektedir. Çünkü, Türkiye ve KKTC’ye ait Mavi Vatanlar öncelikle Egemenlik, Güvenlik ve Beka meselesidir…
Türkiye ve KKTC’ye ait Mavi Vatanlarda çeşitli hidrokarbon(petrol-gaz) rezervlerinin bulunma ihtimali tabi ki önemlidir. Ancak öncelik sıralaması açısından sonraki konudur! Çünkü hidrokarbon rezervleri bugün bulunsa dahi ömrü olan enerji kaynaklarıdır. Sınırlı kaynaklardır! Bir ülke için Egemenlik, Güvenlik ve Beka’sı sınırlı ve geçici zenginliklerden daha önce........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play