Geçen hafta yazdığım yazılarımın birinde, ‘Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü’, konularında, özellikle dıştan gelen soruların dolu dolu yanıtlanamadığını yazmıştım.

“… Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü… Yabancılarla yaptığım temaslarda gördüm ki, müzakerelerin başlaması için egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü, konusunda hangi adımların atılmasını istediğimiz noktasında, söylem ya da politika geliştirmeye gereksinimimiz var.

… Müzakere öncesi eşit uluslararası statü istersek, bunun açılımı şudur. Ya Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tanınmışlıktan kaynaklanan haklarını sonlandırıp, tanınmamış KKTC ile eşit konuma getirin, ya da KKTC’nin tanınması önündeki engelleri sonlandırın, KKTC, Kıbrıs Cumhuriyeti ile eşit uluslararası statüye gelsin.

Müzakerelerin başlaması için KKTC tanınsın, Ercan ve Mağusa Limanı uluslararası hava ve deniz trafiğine açılsın, Kıbrıs Türk Halkı üzerindeki izolasyonlar, kaldırılsın, dense, bunların hayata geçme şansı ne olursa olsun, anlaşılır bulurum.

Yalan mı söyleyim?… Müzakerelerin başlaması için, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü konusunda BM üzerinden dünyadan ne beklediğimizi, henüz anlamadım.”

Tırnak içinde aktardıklarım da o yazımdan alıntılar.

***

Bu yazımın ardından, Kıbrıs Türk tarafınca, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin, Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’a, son temaslarında aktarılanları sınırlı da olsa, dinleme, öğrenme imkanı buldum.

***

“Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü nasıl sağlanır?”

Türk tarafı, “Bunlar öyle kâğıt üzerinde yazılma ya da sadece konuşmayla olmuyor. Ya da bir çözümle birlikte ortaya çıkmaz. Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti’ni işgal ettiği 21 Aralık 1963’ün hemen sonrasında ortaya çıkan toplumlar arasındaki eşitsizlik, yıllardır sürdürülen müzakerelerdeki başarısızlığın ana nedenidir.?” dedi Holguin’e.

***

Kıbrıs Türk tarafı uluslararası camiadan beklentilerinin, adada fiilen var olduğunu da ifade ediyor.

Bunun açılmasını istediğim zaman şunlar söylendi:

“Adada taraflar, 50 yılı aşkın süredir, kendi sınırları içerisinde ayrı ayrı yetki ve otoritelerini icra ediyorlar. Özellikle 1974 sonrası, bu durum günlük yaşayışa en yaygın şekilde sirayet etmiştir ve sorgulanmamaktadır bile.

KKTC tarafından verilen pek çok belge, Güneyde, güvenilir belge olarak kabul ediliyor. Adaya Ercan’dan giriş yapan çok sayıda ülkenin vatandaşları, güneye rahatça geçiş yapıp dönüyor. Mağusa limanından giriş yapıp, KKTC’de gümrüklenen araçlar, Güney’de kullanılırken bu biliniyor, sorgulanmıyor. Kıbrıs Türk tarafı adada olan bu durumun uluslararası düzeyde de görünür olmasını talep ediyor. Rum tarafının tüm uğraşı da bunun uluslararası arenada görünmesini önlemek yönünde.”

***

Bunun biraz daha açılmasını istediğimde, “Yeni ve resmi bir müzakere süreci öncesinde egemen eşitlik bağlamında atılacak atımların geri döndürülemez adımlar olması yaşamsal öneme sahip. Geri döndürülemez adım demek Rumların rızasını ve itirazını içermemesi demek?” denildi.

***

Kıbrıs Türk tarafı, otorite ve yetki Kuzey Kıbrıs’taki yetkili makamlarda olacak şekilde, doğrudan uçuş, doğrudan ticaret adımlarının atılmasını istiyor.

Kıbrıs konusuna dair BM Güvenlik Konseyi toplantılarına, uyuşmazlığın bir tarafı olarak davet edilmek isteği de listede yer alıyor.

Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının görüşlerini aktarmaya engelleme çabası olarak görülen, KKTC Cumhurbaşkanıyla görüşme isteği olan ülke temsilcilerinin engellenmemesi, çeşitli örgütlere Kıbrıs Türk tarafının katılımının sağlanması gibi somut konularda müzakere sonucuna bağlı olmadan, atılması gereken adımlar olarak örnekleniyor..

QOSHE - Ne demek istediğimiz Holguin’e anlatıldı… - Hasan Hastürer
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ne demek istediğimiz Holguin’e anlatıldı…

11 1
18.03.2024

Geçen hafta yazdığım yazılarımın birinde, ‘Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü’, konularında, özellikle dıştan gelen soruların dolu dolu yanıtlanamadığını yazmıştım.

“… Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü… Yabancılarla yaptığım temaslarda gördüm ki, müzakerelerin başlaması için egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü, konusunda hangi adımların atılmasını istediğimiz noktasında, söylem ya da politika geliştirmeye gereksinimimiz var.

… Müzakere öncesi eşit uluslararası statü istersek, bunun açılımı şudur. Ya Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tanınmışlıktan kaynaklanan haklarını sonlandırıp, tanınmamış KKTC ile eşit konuma getirin, ya da KKTC’nin tanınması önündeki engelleri sonlandırın, KKTC, Kıbrıs Cumhuriyeti ile eşit uluslararası statüye gelsin.

Müzakerelerin başlaması için KKTC tanınsın, Ercan ve Mağusa Limanı uluslararası hava ve deniz trafiğine açılsın, Kıbrıs Türk Halkı üzerindeki izolasyonlar, kaldırılsın, dense, bunların hayata geçme şansı ne olursa olsun, anlaşılır bulurum.

Yalan mı söyleyim?… Müzakerelerin başlaması için, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü konusunda BM üzerinden dünyadan ne beklediğimizi, henüz anlamadım.”

Tırnak içinde aktardıklarım........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play