İlk Çağ’da, Kıbrıs’ta pek çok değişik kavmin yanında, önemli bir de Yahudi topluluğu bulunmaktaydı. Asıl ana kitlesi bugünkü Mağusa’nın yanı başındaki Salamis’te yaşayan Yahudiler arasında, varlıklı bir ailenin oğlu olan, Joseph adında bir genç yaşıyordu.

Günün birinde, Salamis ve Kıbrıs, Joseph’e sıkıcı gelmeye başlar. Çevre ülkelere küçük bir gezi yapmaya karar verir. Ailesini, Salamis’teki çiftliklerinde bırakarak, bir gemiye atlar ve karşı kıyıya, Filistin’e geçer. Burada gezip tozarken, yolu Kudüs’e düşer. Kudüs’te, Kıbrıslı Joseph, genç bir marangozla tanışır. Bu gencin, çok ilginç, değişik inançları vardır. Joseph, onunla dost olup, sohbetlerini ilerletir. Bu genç marangoza o kadar bağlanır ki onun düşünceleri ve inançlarını yaymak için yaptığı çalışmalara katılır ve bu amaçla, genç marangozun ihtiyaçlarını karşılamak üzere, adadaki çiftliğini satar, varını yoğunu o yolda harcar. Kudüs’te o genç marangoz ve on iki arkadaşı ile Joseph için günler hiç de kolay geçmemektedir. Dile getirdikleri yeni inançlar, toplumun büyük tepkisini çekmekte, türlü aşağılama, hakaret ve saldırılar, onları yollarından döndürmemektedir.
Zaman, Roma devridir! Yer, Filistin!
Bir gün, hep beraber yenilen bir akşam yemeğinin ardından, Joseph’in on iki arkadaşından biri, hem geriye kalanlara ve hem de genç marangoza, ihanet eder. Gider, Romalılar’a olanları anlatır!
Ceza gecikmez!
O ince, zayıf, narin vücutlu, alçak sesle konuşan, Maria Magdalena’nın sevgilisi marangoz, el ve ayaklarından bir çarmıha gerilip çivilenerek, öldürülür.
Genç marangozun adı: İsa’dır… Meryem’in oğlu… Müminlerine göre, Allah’ın da oğlu!
Bizim Salamisli Joseph ise İsa’nın Oniki Havarisi’nden biri, Hıristiyanlık’ın büyük azizi St. Barnabas, olmuştur artık… İsa’nın öldürülmesinden sonra, St. Barnabas, yanına St. Paul’u da alarak, yurduna dönmeye karar verir. İki aziz, Filistin’i terk edip, bir gemiye binerek Kıbrıs’a doğru yola çıkarlar. Roma döneminde, adanın başkenti, Baf’tır. Oraya gelirler. Roma valisi Sergius Paulus’u Hıristiyan yaparlar. Kıbrıs dünyada, bir Hıristiyan tarafından yönetilen, ilk ülke olur. (MS. 45) Daha sonra Anadolu’ya geçip, orada da Hıristiyanlık adına önemli işlevler gören, St. Barnabas, en sonunda, kendi toprağına, Salamis’e döner. Ne var ki MS 75 yılında, kendi öz yurdunda, kendi insanları, Yahudiler tarafından, taşlanarak, öldürülür.
MS. 477 yılında, St. Barnabas’ın mezarı, Salamis yakınlarında bulunur. Cesedin bozulmamış olduğu ve göğsünün üzerinde, azizin kendi el yazması İncil’in olduğu gibi durduğu, görülür. Kıbrıs Başpiskoposu Anthemios, ceset ve İncil’i, Bizans’a götürüp, İmparator Zeno’ya sunar. Bizans imparatoru, bu olaydan sonra, Kıbrıs Kilisesi’ne bağımsızlık verir. Kıbrıs başpiskoposları da ondan sonra imparator gibi, kırmızı mürekkep ile imza atmak, asa taşımak ve törenlerde mor cübbe giymek gibi ayrıcalıklarla donatılırlar. Barnabas’ın mezarının bulunduğu yere de bir manastır inşa edilir.
Böylece, Salamis’li Joseph ölümünden dört yüzyıl sonra bile, yurduna hizmet etmeye devam eder… Bu adanın ilginç, acayipliklerinden biri de budur…

QOSHE - Salamisli Joseph - Nazım Beratlı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Salamisli Joseph

9 1
03.04.2024

İlk Çağ’da, Kıbrıs’ta pek çok değişik kavmin yanında, önemli bir de Yahudi topluluğu bulunmaktaydı. Asıl ana kitlesi bugünkü Mağusa’nın yanı başındaki Salamis’te yaşayan Yahudiler arasında, varlıklı bir ailenin oğlu olan, Joseph adında bir genç yaşıyordu.

Günün birinde, Salamis ve Kıbrıs, Joseph’e sıkıcı gelmeye başlar. Çevre ülkelere küçük bir gezi yapmaya karar verir. Ailesini, Salamis’teki çiftliklerinde bırakarak, bir gemiye atlar ve karşı kıyıya, Filistin’e geçer. Burada gezip tozarken, yolu Kudüs’e düşer. Kudüs’te, Kıbrıslı Joseph, genç bir marangozla tanışır. Bu gencin, çok ilginç, değişik inançları vardır. Joseph, onunla dost olup, sohbetlerini ilerletir. Bu genç marangoza o kadar bağlanır ki onun düşünceleri ve inançlarını yaymak için yaptığı çalışmalara katılır ve bu amaçla, genç marangozun ihtiyaçlarını karşılamak üzere, adadaki çiftliğini satar, varını yoğunu o yolda harcar. Kudüs’te o genç marangoz ve on iki arkadaşı ile Joseph için günler hiç de kolay geçmemektedir. Dile getirdikleri yeni........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play