(Devam ediyoruz)
Bu Kadızdeler’in marifetlerini Çetin Altan çok anlatır. Meraklısı netten metten girip ne mal olduklarını okuyabilir ama tütün yasağının politik gerekçesini gizlemek üzere padişahın dini kisveye bürünmesine sarılarak, bir dönem İstanbul’da bu nedenle ayrı bir terör estirdikleri de meydanda… Bunlar sonradan Kıbrıs’a sürülmüşlerdir, torunları aramızda yaşıyor, haberiniz ola… Şaka bir yana, bu esnada padişah artık 1. Ahmet değil, tahta çıkıp düşen iki kardeşinden sonra, kendisi gibi bir çocuk padişah olarak tahta oturan oğlu, 4. Murad’dır… Zaten asıl facia da onun zamanında yaşanır. Bağdat Seferi esnasında, tütün tiryakisidir diye insanların parçalarına ayrılarak, padişahın otağının önünde bunların cesetlerin parçalarından bir kule yaptırıldığını anlatır, Hammer Tarihi… Goygoycusu da bu Kadızadeler tabii ki… Oysa padişah, 28 yaşında Gutt hastalığından ölür… Yemeden, içmeden, âlemden yâni… Gerçekten günah olduğuna inansa, kendi içmeyecek… Niyeti, besbelli ki başka…
Daha 1603’te, İngiltere’de Kral 1. James, tütün kullanımının, dine aykırı olduğunu, insanlarının ruhlarını teslim aldığını ileri sürerek, tütünü yasaklamış, Ralleigh’yi de sudan bir sebeple idam ettirmişti.
1610’da Japonya’da da tütün kullanımı yasaklanırken, aynı gerekçe ileri sürülür. Dini inançlara aykırılık… Evet…1628’de de Papa VIII. Urban, tütün içenleri aforoz etmiştir…
Ama tütün yasağı konusunda en ilginç örnek, Rusya’dır. Çar 1. Aleksi, ayni gerekçe ile, yani tütünün dinen caiz olmadığını ileri sürerek, 1634’te Rusya’da tütün kullanımını yasaklar. Tütün içerken yakalananların, ilk defasında burunları kesilir. İkinci yakalanmada, kelle gider… Bu yasak, taa Büyük Pedro gelip de serbest bırakıncaya kadar, iki yüzyıla yakın, devam eder Rusya’da…
“İran’da Şah Abbas Suçi tarafından şiddetle yasak edilmiş ve tütün içenlerin üst dudakları ve enfiye çekenlerin başları kesilmek suretiyle bu hususta pek çok kan dökülmüş ise de bu şiddetler; Üretiminin azalmasına değil, bilakis daha suratle etrafa yayılmasına sebebiyet vermiştir. (http://members.tripod.com/dagarcik_dagar/tutununmenseivetarihcesi.htm)
Bir defa, bu hangi dine aykırıdır, onu anlamak lâzım… O çağda İslâm, ortodoksi, Protestanlık ve katolisizm, birbirlerini kâfir olarak görmekte ve kırmaktadır. Japon animizmi ise bir başka âlem… Sünni de aykırı diyor, Şii de… Hepsine de karşıymış! Pekâlâ, güzel… Ve ikincisi: Hiçbiri de sağlığa aykırıdır diye yasaklamıyor… Ne var ki bugün Avrupa’da en çok tütün mamulleri kullanılan ülkeler, önce Rusya ve sonra Türkiye… En keskin yasaklamaların uygulandığı, iki ülke…
Tarih, tütün tiryakiliğine uygulanan her baskının, kullanımını artırdığını göstermektedir. Yukarıdaki iki en çarpıcı örneği bir yana bırakın, örneğin Kanada’da 1891’de 15 yaşın altında tütün kullanımı yasaklandı, arkasından 1895’te Kanada’da sigara satışı rekor kırdı, 66 milyon adet sigara satıldı… 1903’te ayni ülkede meclise sigaranın yasaklanması için bir yasa tasarısı sunuldu, ABD ve İngiltere’de sigara karşıtı kampanyalar düzenlendi, 1914’te dünya savaşının patlamasının ardından, 1920’de dünyada sigara içimi en tepe noktayı vurdu, milyarlarca sigara satıldı…

Amerikan animizminin, iyileştirici bir dinsel ritüel olarak uyguladığı tütün kullanımı, Avrupa ve Asya’da tam ters bir dinsel pratiğe muhatap oldu. Tütün karşıtlığının kökeninde, sağlığa verdiği zarar değil, yüzyıllarca devam etmiş olan bu dinsel karşı çıkış ve taassup vardır. Bunu da bilelim… Şimdi soru şudur:
Bu taassubun takipçisi mi olacaksınız, yoksa 21.yy bilgileri ile zararını anlatıp, kullanılmasını minimuma mı çekmeye niyetlisiniz? Sigara karşıtı toplu pagan ayini yapmak, biliniz ki yeni icat edilmedi… Engizisyondan beri var…
Tütünün zararlarını duyurup, kullanılmasını minimuma indirmek başka şey, tütün kullananlara karşı bu zararı argüman yapıp, linç girişimlerine girişmek ve buna dayanak olarak da linç kültürü en gelişmiş ülkeyi göstermek de başka bir şey… Mademki bu kadar karşıdır ve yasakladı Amerika, sormazlar mı adama o zaman, “Peki ama o puronun Oval Ofis’te ne işi vardı?”
Monica’nın ifadesini yazayım mı buraya?
Tütün mamulleri ve sigara kullanımı konusunda toplumu uyarıp, kullanılmasını en alt düzeye çekmek mi niyetindeyiz, yoksa Kadızadecili’lik mi oynamak istiyoruz? Taassubun yararlısı, zararlısı yoktur… Taassup, taassuptur… Ve bir tanedir…

QOSHE - Taassup bir tanedir - Nazım Beratlı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Taassup bir tanedir

18 1
17.02.2024

(Devam ediyoruz)
Bu Kadızdeler’in marifetlerini Çetin Altan çok anlatır. Meraklısı netten metten girip ne mal olduklarını okuyabilir ama tütün yasağının politik gerekçesini gizlemek üzere padişahın dini kisveye bürünmesine sarılarak, bir dönem İstanbul’da bu nedenle ayrı bir terör estirdikleri de meydanda… Bunlar sonradan Kıbrıs’a sürülmüşlerdir, torunları aramızda yaşıyor, haberiniz ola… Şaka bir yana, bu esnada padişah artık 1. Ahmet değil, tahta çıkıp düşen iki kardeşinden sonra, kendisi gibi bir çocuk padişah olarak tahta oturan oğlu, 4. Murad’dır… Zaten asıl facia da onun zamanında yaşanır. Bağdat Seferi esnasında, tütün tiryakisidir diye insanların parçalarına ayrılarak, padişahın otağının önünde bunların cesetlerin parçalarından bir kule yaptırıldığını anlatır, Hammer Tarihi… Goygoycusu da bu Kadızadeler tabii ki… Oysa padişah, 28 yaşında Gutt hastalığından ölür… Yemeden, içmeden, âlemden yâni… Gerçekten günah olduğuna inansa, kendi içmeyecek… Niyeti, besbelli ki başka…
Daha 1603’te, İngiltere’de Kral 1. James, tütün kullanımının, dine aykırı olduğunu, insanlarının ruhlarını teslim aldığını ileri sürerek, tütünü yasaklamış, Ralleigh’yi de sudan bir sebeple idam ettirmişti.
1610’da Japonya’da da tütün kullanımı yasaklanırken, aynı gerekçe ileri sürülür. Dini inançlara aykırılık… Evet…1628’de de Papa VIII. Urban, tütün içenleri aforoz etmiştir…
Ama tütün yasağı konusunda en ilginç örnek, Rusya’dır.........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play