Basketbol, freni patlamış otobüs misali kontrolden çıkan bir vaziyette uçuruma doğru giderken, bizler de bunu dıştan izlemek zorunda kalıyoruz. İşin dramatik yönü ise bu kontrolden çıkışın yaratıcılarının yıllarını basketbola adamış isimlerden oluşmasıdır.

Orhun Mevlit’in göreve gelmesinin ardından MHK’sinde gerçekleştirdiği değişim ile başlayan sancılı süreç, akabinde Spor Dairesi Genel Yönetim Kurulu ile yaşanan tartışmalarla beraber kendisine nur topu gibi bir muhalif grup doğurtturdu. Bunları yaparken Mevlit haklı mıydı, evet haklıydı. Bu değişimlerin ve yetki karmaşalarının üzerine gidilmesi gerekiyordu ve gidildi.

Netice itibarı ile muhalif bir grubun oluşması da bir camia için hayırlı bir şeydir. Ancak bu kitabına uygun hareket edildiği sürece uygundur. Görevde olan bir yönetimi sırf “isim alerjiliği” ve “tekrar hakemlik yapma” nedeni ile alaşağı etme girişiminde bulunmak destek görmeyecek bir adımdı. Geçtiğimiz yıl bu denendi ve niyet okuyanların fazlalığı nedeni ile sonuç alınamadı.

Bu yaz ise olması gerektiği gibi genel kurul sürecine gidilerek adımlar atılmaya başlandı. Yol doğru seçilse de enstrümanlar hatalıydı. Seçim hakkı olmayan bir kişi üzerinde ısrarcı olmak hem zaman kaybettirdi hem de yasal çerçevenin dışına çıkılarak umutsuz bir vakaya dönüştü.

Tüm bunları hesap edemeyenler çoğunluğu elinde bulundurmasına rağmen Mevlit’in başkanlığını istemeye istemeye kabul etmek durumunda kaldı.

Bu stratejik hatanın rahatsızlığı belli ki sürüyor. Basketbolun yönetimini kendi bakış açısı ile sağlamak isteyenler Kulüpler Birliği adı altında yeni bir alternatif çözüm şekli geliştirdi. Ancak bu da sorunlarla başlayan bir adım olarak karşımıza çıktı. Öncelikle böyle bir birliğin yasal süreci tamamlayarak kayıtlı bir kurum haline gelmesi gerekiyor. Bu adım eksik bırakılması kısa sürede “Öz Kulüpler Birliği”, “Yıldızlı Kulüpler Birliği” gibi türemelere imkan sağlayacak bir pozisyon yaratacaktır.

Yasal çerçevede kurulacak bir kulüpler birliğinin de önceliğini adı üstünde “birlik” yaratmaya ayırması gerekiyor. Tüm kulüplerin içinde olacağı, her kulübün düşüncesinin ortaya konularak konsensusla karar üreten bir yapılanma ancak sağlıklı sonuç doğurur.

Şu anda yasal statüsü olmayan ilgili oluşum bir hata daha yaparak federasyon yönetiminin hakimiyet alanına dahil olarak basketbolu idare etme sevdasında hareket ediyor. Basketbola ayrılan devlet bütçesinin ne olacağı, hangi kategorilerde ligler olacağı gibi konular basketbol federasyonu yönetiminin işidir. Mevlit ve yönetimini pasifize ederek dıştan basketbolu idare etme düşüncesi, bu spora ileride tarifi mümkün olmayacak zararlar verecektir.

Orhun Mevlit tarzı, düşünceleri ve zaman zaman kontrol edilemez yaklaşımları ile basketbol ailesi içinde radikal bir figürdür. Değişim gerektiren bir konu söz konusu ise bundan kaçınmaz ve üzerine gider. Bu yönü ile sevilmemesi çok normaldir çünkü kimse kurulu bazı düzenlerin değişmesini istemez. Hakemler krizi tam da bu yüzden yaşanan bir hadiseydi ve benim için Mevlit’in en önemli özelliği yanlış olan ve hepimizin yanlış olduğunu kabul ederek bu kişilik şeklinin artıları ve eksileri mevcuttur. Yanlış olan durumlara muhalif bir grubun Son 2 yıldır yönetimi ele alma girişimleri bir türlü hayat bulamazken, yasal çerçevede başarılamayan konu, uyumsuz alternatif denemelerle devam ediyor.

QOSHE - Gidilen yol, yol değil… - Şükrü Burağan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gidilen yol, yol değil…

2 1
22.11.2023

Basketbol, freni patlamış otobüs misali kontrolden çıkan bir vaziyette uçuruma doğru giderken, bizler de bunu dıştan izlemek zorunda kalıyoruz. İşin dramatik yönü ise bu kontrolden çıkışın yaratıcılarının yıllarını basketbola adamış isimlerden oluşmasıdır.

Orhun Mevlit’in göreve gelmesinin ardından MHK’sinde gerçekleştirdiği değişim ile başlayan sancılı süreç, akabinde Spor Dairesi Genel Yönetim Kurulu ile yaşanan tartışmalarla beraber kendisine nur topu gibi bir muhalif grup doğurtturdu. Bunları yaparken Mevlit haklı mıydı, evet haklıydı. Bu değişimlerin ve yetki karmaşalarının üzerine gidilmesi gerekiyordu ve gidildi.

Netice itibarı ile muhalif bir grubun oluşması da bir camia için hayırlı bir şeydir. Ancak bu kitabına uygun hareket edildiği sürece uygundur. Görevde olan bir yönetimi sırf “isim alerjiliği” ve “tekrar hakemlik yapma” nedeni ile alaşağı etme girişiminde bulunmak destek görmeyecek bir adımdı. Geçtiğimiz yıl bu denendi ve niyet okuyanların fazlalığı nedeni ile sonuç alınamadı.

Bu yaz ise olması gerektiği gibi genel kurul sürecine gidilerek adımlar atılmaya başlandı. Yol........

© Kıbrıs Gazetesi


Get it on Google Play