Doğu Akdeniz Üniversitesi gözbebeğimiz...

Diğer bazı üniversitelerimiz gibi!

Ne DAÜ’nün ne de diğer üniversitelerimizden hiçbirinin kötü yönetilmesini veya üzerlerinde kara bulutlar dolaşmasını izlemek ise vicdan yarasından öte bir şey.

Hükümet olan tüm partiler ile siyasilerin yükseköğretim alanını ile ilgili bir devlet politikası oluşturmaktan bugüne kadar uzak olduğu ve partiler üstü bir duruş ile yükseköğretim alanını yönetemediği de acı bir gerçek!

Bazı hükümetlerin ve kimi siyasilerin bazı kurumlara yakın durarak ve sadece o kurumların çıkarlarını gözeterek kararlar alması karşısında diğer yükseköğretim kurumlarının enerjisini eğitimden öte var olma mücadelesi ile kimseye faydası olmayan bir kavgaya ayırdığı da diğer bir acı gerçek...

Son günlerde yükseköğretimde kalite tartışmaları süredursun bulunduğu bölgeye varlığı ile gerek psikolojik gerekse ekonomik olarak güç katan bir üniversitemizde yaşanan bazı olaylara dair de topyekün bir linç başlatılmasının da kimselere faydası olmayacağı ortada.

Bu noktada en önemli görev ise hükümeti ve muhalefeti ile birlikte tüm siyasilere düşmekte.

Nasıl ki DAÜ’nün geleceği için ince hesaplar ile politik oyunları bir tarafa bırakarak partiler üstü bir duruş ortaya koymak zorunda oldukları gibi.

...

Hükümet ve muhalefeti ile birlikte tüm siyasiler, özelde DAÜ’nün genelde ise tüm üniversitelerimiz ve yükseköğretim alanının geleceği için artık partiler üstü bir duruş ve anlayışla ile hareket etmek zorundalar...

DAÜ günahı sevabı ile tüm yükseköğretim alanının fotoğrafıdır demek ise hem doğru olur hem de belki birazcık haksızlık olur!

Ancak yükseköğretim alanının amiral gemisi olması ile övünen DAÜ’nün de artık günahları ile yüzleşerek yeni DAÜ’yü var etmek gibi bir misyonu olmalıdır...

Yılların hatalarının elbette şimdiki yönetime yüklenmesi doğru olamaz ancak bir gerçek var ki DAÜ’nün geleceği için zaman yüzleşme zamanıdır.

Şu anki DAÜ yönetimi ekonomik sorunlarını geride bırakacak politikaları üretmek ve uygulamak zorundadır!

...

Her yeni rektör ve yeni yönetim sonrası benzer yazıları yazmak veya benzer tartışmaları yapmanın da kimseye faydası olmadığını görerek ve üzülerek bugüne kadar hep birlikte yaşadık...

DAÜ rektör ve yönetimlerinin ise mazeretlere sığınma ve bahanelerin gölgesinde üniversitecilik oynama hakları yok demek haksızlık olmaz çünkü hepsi yıllardır DAÜ’nün içerisinde çalışan ve gerek ekonomik gerekse akademik sorunlara uzak olmayan daha net yazmak gerekirse hepsi de ailenin içerisinde olan aktörler!

Bedeli, herkes için acı reçete olsa da...

DAÜ’nün kuruluş ve emekleme dönemi sonrası ayağa kalkarak yürümeye başlama süreçlerini geride bırakarak bugün koşması ve altın çağını yaşaması gerekirken yıllardır ekonomik ve akademik sorunlarla boğuşması ise kabul edilir bir durum değil.

Ve DAÜ’nün bu mücadelesinde yalnız bırakılması da asla kabul edilir bir durum değildir.

Yıllarca çözüm bulmayan sorunların üzerine cesurca giderek DAÜ’de artık taşlar yerine oturmalı.

Oturmalı çünkü yükseköğretim alanının amiral gemisi DAÜ, bugünlerde göründüğünün aksine çok da sakin sularda yüzmemekte.

Görev önce DAÜ rektör ve yönetimine sonra da bizlere düşmekte.

QOSHE - DAÜ kaderine terk edilemez! - Levent Özadam
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

DAÜ kaderine terk edilemez!

10 21
23.02.2024

Doğu Akdeniz Üniversitesi gözbebeğimiz...

Diğer bazı üniversitelerimiz gibi!

Ne DAÜ’nün ne de diğer üniversitelerimizden hiçbirinin kötü yönetilmesini veya üzerlerinde kara bulutlar dolaşmasını izlemek ise vicdan yarasından öte bir şey.

Hükümet olan tüm partiler ile siyasilerin yükseköğretim alanını ile ilgili bir devlet politikası oluşturmaktan bugüne kadar uzak olduğu ve partiler üstü bir duruş ile yükseköğretim alanını yönetemediği de acı bir gerçek!

Bazı hükümetlerin ve kimi siyasilerin bazı kurumlara yakın durarak ve sadece o kurumların çıkarlarını gözeterek kararlar alması karşısında diğer yükseköğretim kurumlarının enerjisini eğitimden öte var olma mücadelesi ile kimseye faydası olmayan bir kavgaya ayırdığı da diğer bir acı gerçek...

Son günlerde yükseköğretimde kalite tartışmaları süredursun bulunduğu bölgeye varlığı ile gerek psikolojik gerekse ekonomik olarak güç katan bir üniversitemizde yaşanan bazı olaylara dair de topyekün bir linç başlatılmasının da kimselere faydası olmayacağı ortada.

Bu noktada en önemli görev ise hükümeti ve muhalefeti ile birlikte tüm siyasilere........

© Kıbrıs Postası


Get it on Google Play