MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Dünyada en fazla kullanılan Google arama motoruna, yabancıların, Kuzey Kıbrıs'ta mülk satın almakla ilgili sıklıkla sordukları soru aynen şöyledir:

Kuzey Kıbrıs'ta mülk satın almanın riskleri nelerdir?

Google'un verdiği cevap:

"Kuzey Kıbrıs'ta Kıbrıslı Rumlara ait bir mülk alırsanız, uluslararası kabul görmüş bir tapuya sahip olmazsınız çünkü asıl sahibi, evi veya mülkü size kendisi satmamıştır..."

Aslında bu açıklama çok şey ifade ediyor...

Peki KKTC'de bunu bilmeyen var mı?

Herkes bunu biliyor sadece bunu bilmezden geliyor...

Geçenlerde Kıbrıslı bir Türk avukatın KKTC'de, Kıbrıs Rum mallarının satışına dâhil olmasıyla ilgili olarak, hakkında çıkarılan Avrupa tutuklama emriyle birlikte, İtalya'nın başkenti Roma'da kaldığı otelde tutuklanması ve ortaya atılan iddialar oldukça önemli ve ciddi bir gelişmedir... Böyle bir dava nedeniyle, yurtdışında ilk kez bir Kıbrıslı Türk'ün tutuklandığı ve yabancı kaynaklara göre de, yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilecek, çok önemli suçlamalarla da karşı karşıya olduğu ifade edilmektedir... (Kaynak: Financial Mirror, "Turkish Cypriot arrested over Greek Cypriot properties scam")

https://www.financialmirror.com/2024/01/06/turkish-cypriot-arrested-over-greek-cypriot-properties-scam/

Peki şimdi ne olacak?

Uluslararası hukuki zeminde, yasal olmayan yollardan, Kıbrıs'ın kuzeyindeki Rum mallarının KKTC'de satışından, ortaya çıkacak çok ciddi riskler ve sonuçlar, şimdi daha fazla ortaya çıkmaya başlayacak...

Anlayacağınız, hukuki belirsizlikler ve cezai yaptırımlar yolda...

KKTC'de, son yıllarda giderek artan bir şekilde Rum mallarının yasal olmayan yollarla satılması ve bu satışlara aracılık edilmesi, şimdi daha fazla riski beraberinde getiriyor... Bu durum, sadece hukuki anlamda değil, aynı zamanda siyasi, toplumsal ve diplomatik düzeyde de çok ciddi önemli sorunlara yol açabilir...

Yabancı kaynaklarda, yasal olmayan yollarla Rum mallarının satılması uluslararası hukuka aykırı olduğu vurgulanırken, bu durumun, satıcılar ve aracılar için hukuki belirsizliklere ve ciddi cezai yaptırımlara da neden olabileceği üzerinde duruluyor...

Anlayacağınız, diplomatik gerilimler ve uluslararası ilişkilerdeki riskler, şimdi daha fazla artıyor...

Rum mallarının uluslararası hukuka aykırı yasadışı yollarla KKTC'de yoğun bir şekilde satılması, Kıbrıs sorunun diplomatik boyutuna, daha fazla etki yapacağına artık herkes kesin gözle bakıyor... Tüm bu gelişmeler, Kıbrıs'ın kuzeyinin yani KKTC'nin, uluslararası arenadaki itibarını şimdi daha fazla olumsuz yönde etkileyerek, Kıbrıs adasındaki siyasi istikrarsızlığı daha da büyütecektir...

Toplumsal tepkiler, huzursuzluklar ve gerilimler şimdi daha fazla artıyor...

Mülkiyet hakları sorunları tamamen çıkmaza doğru ilerliyor...

KKTC'de Rum mallarının ticareti, malların gerçek mülkiyetlerine dair belirsizlikleri, gerçek sahipleri konusundaki tartışmaları ve gelecekte daha da fazla ortaya çıkabilecek yabancı mülkiyet hakları sorunlarını, daha da devasa sorunlara dönüştürebileceğini artık kimse, göz ardı etmemelidir...

Sorunları görmezden gelmek, çözüm bulmaktan kaçmak demektir... Çözüm bulmak ise, gemiyi su alırken tamir edip, daha güçlü hale getirmek demektir...

Peki biz ne yapıyoruz?

Bilmezden geliyoruz...

Bilmezden gelmek, sorunları çözmek yerine onları aslında büyütmektir... Sorunları görüp, kabul etmek ise, çözmenin ilk adımıdır...

Peki neyi bekliyoruz?

KKTC'de Rum mallarının uluslararası hukuka aykırı yasadışı yollarla satılması ve bu ticarette aracılık edilmesi, çok ciddi riskleri de beraberinde getirdiğini artık, daha iyi görmeye başlamalıyız...

Gelinen noktada bu durum, hukuki, siyasi, diplomatik ve toplumsal açılardan çok daha dikkatlice ele alınmalıdır artık... Uluslararası hukukla birlikte yasalara uygun hareket etmek, riskleri azaltmanın ilk adımı olacaktır... Aksi takdirde bu durumun çok ciddi, kısa, orta ve uzun vadeli olumsuz sonuçları ve zararları olacaktır...

Hatırlanmalıdır ki, gerçekleri görmek istemeyenler, su almakta olan gemiyi de fark etmeyecekler...

Bilgiye rağmen görmezden gelmek, su alan geminin batmasına sebep olacaktır...

Geminin su aldığını bilmek, onu kurtarmak için ilk adımdır; görmezden gelmekse çöküşü daha da hızlandıracaktır...

KKTC'deki Rum mülklerinin satışı veya aracılık edilmesiyle ilgili ticaretin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi kanalıyla Avrupa mahkemesi tarafından çıkarılan ve/veya çıkarılacak tutuklama emirlerini artırabileceğini kimse göz ardı etmemelidir artık...

Yaklaşmakta olan krizin kapıda olduğunu, herkes çok iyi anlamalı ve anlatmalıdır...

Şimdi, herkesin merak ettiği o soruya bir bakalım;

Peki kriz, yayılır mı?

Evet, KKTC ve Türkiye'nin tavrına göre kriz, yayılabilir de, çok daha fazla genişleyebilir de, hatta çok daha fazla yıkıcı olabilir de...

Yabancı kaynakların izlenimleri de aslında, tam da bu yönde... Savunulan temel iddia; Kıbrıs'ın kuzey kesimindeki Rum mallarının, suistimal edildiğidir... Rum mallarının yasa dışı satışlarıdır...

Güney Kıbrıs kaynaklarında kullanılan temel ifade de aynen şöyledir: "Mallarımızı gasp edenler, adalet önüne çıkarılacaktır..."

Güney Kıbrıs Rum Kesimi, son yaşanılan olayda, ilgili kişinin, iadesini istemesiyle birlikte, bu konuların peşini bırakmayacağını herkese gösteriyor... Tüm bu son gelişmeler, KKTC'deki Kıbrıs Rum mallarının istismar edilmesiyle ilgili olarak, yeni ve daha etkili bir mücadelenin başlandığını resmen ortaya çıkarıyor... Şimdi, bu malları satın alan yabancılar da, büyük bir risk altında...

Aslında görünen şudur ki Rum tarafının amacı sadece, "panik yaratmak" veya "korkutmak" değil, gelinen noktada, Rum mallarının alımı ile satışlarındaki ciddi artışlarla alakalı, bu konulara müdahil olan çok sayıdaki kişinin, peşine kararlılıkla düşmektir... Açıklamalar, tamamen bu yöndedir ve KKTC açısından da oldukça hayati derecede önemlidir...

Bilinmelidir ki tüm bu gelişmeler, sadece basit düşünülmesi gereken konular değildir artık...

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, KKTC'deki Rum mallarının yasadışı satışı, ihlali ya da gaspı söz konusu olduğunda, kurulan ve güncellenip aktif edilen, yeni etkin önlem mekanizmasıyla, bunları engelleyip, ilgilileri artık cezalandırmak istiyor... İrade tamamen bu yöndedir...

Anlayacağınız, Güney Kıbrıs, hem hukuki hem de siyasi önlemlerini en üst düzeye getirmiş durumda... Güncellenen yeni planlar ve uygulamalar var artık...

Konu, sadece adanın kuzeyindeki Kıbrıslı Rum mallarının satışına aracılık etmek değil, bunun paralelinde, bu tür suçlamalarla birlikte, bu mallarla ilgili olarak ortada dönen çeşitli komploların, başkasına ait arazileri yasadışı bulundurmanın, kullanmanın ve/veya kullandırmanın olduğudur. Hatta, sahte beyan yoluyla, bu malları elde etmek gibi çok çeşitli farklı suç kategorilerinin, bulunulduğuna da dikkat çekiliyor...

Anlayacağınız, konunun boyutu, sadece Kıbrıslı Rum mallarının satışıyla ilgili değil, konu çok daha büyüktür...

Rum mallarının satışı ve rantı üzerinde gerçekleştirilen her şey artık, sorgulanmaya başlıyor...

Peki, Rum malları karşısında, KKTC'nin tapu sistemine şimdi ne olacak?

Rum malları üzerinden yürütülen rant düzeninin, iflasa doğru sürüklenebileceği de ortadadır...

Tüm bu gelişmeler karşısında Kıbrıs'ın kuzeyinde derin bir sessizliğin hüküm sürdüğünü de gözlemlemekteyiz... Ülke yöneticilerinden ve muhalefetten çok fazla ses çıkmıyor...

Bu aşamada, önemli olan noktalardan biri de, Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, Avrupa Birliği'ne katıldığı günden itibaren, mülkiyet konularına yönelik planlı düzenlemelerinin yaptırılmış olması ve Avrupa Birliği'nin gelinen bu son aşamada yenilenip güncellendiği, suçlu ve/veya şüphelilerin iadesi konusunda birlik ülkelerinin yakın işbirliklerinin, artırılmış olmasıdır... Bu da şu demektir; tüm Avrupa Birliği ülkelerinde, hakkınızda tutuklama kararlarının kolaylıkla çıkarılabileceği, yakalanma ve iadenin de kolaylıkla yapılabileceğidir... Kuzeyden güneye geçenlere de aynı şekilde rahatlıkla davalar açılabileceği, tutuklamaların kolaylıkla yapılabileceğidir...

Yabancı kaynaklarca da ifade edilen tüm bu gelişmeler, KKTC açısından önemlidir ve hayati derecede ciddidir...

Rum mallarının satışlarıyla ilgili riskler, artık KKTC'de daha fazla konuşulmalı ve değerlendirilmelidir...

Peki, bu riskler neler olabilir, gelin şimdi biraz da bunlara bakalım...

Hukuki Riskler: Rum mallarının satışı veya aracılığı, uluslararası hukuki anlaşmazlıklar ve mülkiyet hakları konusunda, çeşitli çok ciddi sorunlara yol açabilir... KKTC dışında, bu malların geçerliliği veya yasallığıyla ilgili tartışmalar, daha da büyüyebilir ve içinden çıkılmaz bir hal alabilir.

Diplomatik Riskler: Rum mallarının satılması veya ticareti, Kıbrıs sorununun diplomatik boyutunu farklı yönlerden etkileyebilecektir... Bazı ülkeler, bu tür faaliyetleri siyasi bir sorun olarak görebilir, diplomatik ve ticari ilişkileri kısıtlayabilir.

Toplumsal Tepkiler: Bazı kesimler Rum mallarının satışını veya ticaretini onaylayabilir veya bazı kesimler de eleştirebilirler, böylece toplumsal tepkiler daha da farklı boyuta girebilir... Bu durumlar, yerel toplumlarda daha fazla tartışmalara, bölünmelere ve baskılara yol açar.

Mülkiyet Hakları Sorunları: Rum mallarının mülkiyeti konusunda belirsizlikler ve çekişmeler genişleyebilir... Bu durumlar, alıcılar veya satıcılar için gelecekteki mülkiyet haklarıyla ilgili sorunları, daha da çıkmaza sokabilir.

Tüm bu olası riskler, Kıbrıs adasının tarihsel ve siyasi geçmişiyle, ülkelerin tutumuyla yakından ilişkilidir... Bu nedenle, Rum mallarının satışı veya ticaretiyle ilgili herhangi bir işlem yapmadan önce yabancılara, potansiyel riskleri anlamak ve bu riskleri en aza indirmek için, uluslararası hukuk zemininde, detaylı araştırma ve bu konuda hukuki uzmanlardan, diplomatik kaynaklardan, ilgili resmi otoritelerden, danışmanlık hizmeti almaları vurgusu sürekli dile getirilebilir... Bu da güven duygularını olumsuz etkiler ve ülkesel itibarı daha da azaltır...

Anlayacağınız, uluslararası ilişkiler bağlamında Kuzey Kıbrıs'ta, Rum mallarının satışında ciddi risklerin ve tehlikelerin olduğu artık, daha fazla gün yüzüne çıkmaya başlıyor... Dikkatli olmak, bireysel ve toplumsal önlem almak, artık kaçınılmazdır...

KKTC yönetimi ülke olarak, Rum mallarının satışı ve/veya ticaretiyle ilgili potansiyel risklere daha fazla odaklanmalı ve acil önlemleri hemen artırmalıdır... Uluslararası hukuki risklerle dolu yolda ilerlenildiğinin farkına şimdi, bireysel, toplumsal ve ülkesel olarak daha fazla varılmalıdır... Bu konulardaki gelişmelerin, cezai yaptırımları ve hukuki sonuçları olduğunu kimse artık göz ardı etmemelidir...

KKTC'de Rum malı ticareti, hukuki zeminde kaynama noktasında olduğu, bilinmelidir artık!

Hatırlanmalıdır ki, hayat gibi ülkeler de, bir gemi gibidir... Herkes su aldığını bilir ama çoğu zaman bu gerçeği görmezden gelir...

Birçok insan geminin su aldığını bilir, ancak çoğu umursamaz ve rotasına devam eder...

Gerçekleri görmek için geminin su aldığını fark etmek yeterli değildir, önemli olan bu durumu düzeltmeye karar vermektir...

Su alan gemiyi görmek, sorunları inkar etmek değil, çözüm bulma vaktinin geldiğini bize bildirmektedir...

Hayatta, su alan gemilere dikkat etmek gerekir; çünkü görmezden gelinen sorunlar, zamanla daha büyük felaketlere yol açabilir...

Geminin su aldığını görmek, bilinçli bir tercih yapma vaktidir; ya sorunları çözersiniz ya da, batmaya mahkum olursunuz...

Geminin su aldığını görmek, değişime ihtiyaç olduğunu kabul etmektir; çünkü inkar, sadece felaketin büyümesine yol açar...

Hayatta, geminin su aldığını görmek, bir seçim anıdır; ya felaketi kabul eder ya da güçlü bir şekilde mücadele edersiniz...

Herkes sorunları biliyor, ama çoğu kişi görmezden geliyor; unutmayınız, su alan gemi, görmezden gelinen sorunlar yüzünden batar...

Gerçekler, bazen rahatsız edici olabilir, ama onları görmezden gelmek, sorunları asla çözmez... Onları daha da büyütür ve gün gelir onları, çok daha çözülmesi zor devasa boyutlara getirir...

QOSHE - KKTC'de Rum malı ticareti, hukuki zeminde kaynama noktasında! - Mert Mapolar C.Ht.
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

KKTC'de Rum malı ticareti, hukuki zeminde kaynama noktasında!

12 19
12.01.2024

MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Dünyada en fazla kullanılan Google arama motoruna, yabancıların, Kuzey Kıbrıs'ta mülk satın almakla ilgili sıklıkla sordukları soru aynen şöyledir:

Kuzey Kıbrıs'ta mülk satın almanın riskleri nelerdir?

Google'un verdiği cevap:

"Kuzey Kıbrıs'ta Kıbrıslı Rumlara ait bir mülk alırsanız, uluslararası kabul görmüş bir tapuya sahip olmazsınız çünkü asıl sahibi, evi veya mülkü size kendisi satmamıştır..."

Aslında bu açıklama çok şey ifade ediyor...

Peki KKTC'de bunu bilmeyen var mı?

Herkes bunu biliyor sadece bunu bilmezden geliyor...

Geçenlerde Kıbrıslı bir Türk avukatın KKTC'de, Kıbrıs Rum mallarının satışına dâhil olmasıyla ilgili olarak, hakkında çıkarılan Avrupa tutuklama emriyle birlikte, İtalya'nın başkenti Roma'da kaldığı otelde tutuklanması ve ortaya atılan iddialar oldukça önemli ve ciddi bir gelişmedir... Böyle bir dava nedeniyle, yurtdışında ilk kez bir Kıbrıslı Türk'ün tutuklandığı ve yabancı kaynaklara göre de, yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilecek, çok önemli suçlamalarla da karşı karşıya olduğu ifade edilmektedir... (Kaynak: Financial Mirror, "Turkish Cypriot arrested over Greek Cypriot properties scam")

https://www.financialmirror.com/2024/01/06/turkish-cypriot-arrested-over-greek-cypriot-properties-scam/

Peki şimdi ne olacak?

Uluslararası hukuki zeminde, yasal olmayan yollardan, Kıbrıs'ın kuzeyindeki Rum mallarının KKTC'de satışından, ortaya çıkacak çok ciddi riskler ve sonuçlar, şimdi daha fazla ortaya çıkmaya başlayacak...

Anlayacağınız, hukuki belirsizlikler ve cezai yaptırımlar yolda...

KKTC'de, son yıllarda giderek artan bir şekilde Rum mallarının yasal olmayan yollarla satılması ve bu satışlara aracılık edilmesi, şimdi daha fazla riski beraberinde getiriyor... Bu durum, sadece hukuki anlamda değil, aynı zamanda siyasi, toplumsal ve diplomatik düzeyde de çok ciddi önemli sorunlara yol açabilir...

Yabancı kaynaklarda, yasal olmayan yollarla Rum mallarının satılması uluslararası hukuka aykırı olduğu vurgulanırken, bu durumun, satıcılar ve aracılar için hukuki belirsizliklere ve ciddi cezai yaptırımlara da neden olabileceği üzerinde duruluyor...

Anlayacağınız, diplomatik gerilimler ve uluslararası ilişkilerdeki riskler, şimdi daha fazla artıyor...

Rum mallarının uluslararası hukuka aykırı yasadışı yollarla KKTC'de yoğun bir şekilde satılması, Kıbrıs sorunun diplomatik boyutuna, daha fazla etki yapacağına artık herkes kesin gözle bakıyor... Tüm bu gelişmeler, Kıbrıs'ın kuzeyinin yani KKTC'nin, uluslararası arenadaki itibarını şimdi daha fazla olumsuz yönde etkileyerek, Kıbrıs adasındaki siyasi istikrarsızlığı daha da büyütecektir...

Toplumsal tepkiler, huzursuzluklar ve gerilimler şimdi daha fazla artıyor...

Mülkiyet hakları sorunları tamamen çıkmaza doğru ilerliyor...

KKTC'de Rum mallarının ticareti, malların gerçek mülkiyetlerine dair belirsizlikleri, gerçek sahipleri konusundaki tartışmaları ve gelecekte daha da fazla ortaya çıkabilecek yabancı mülkiyet hakları sorunlarını, daha da devasa sorunlara dönüştürebileceğini artık kimse, göz ardı etmemelidir...

Sorunları görmezden gelmek, çözüm bulmaktan kaçmak demektir... Çözüm bulmak ise, gemiyi su alırken tamir edip, daha güçlü hale getirmek demektir...

Peki biz ne yapıyoruz?

Bilmezden geliyoruz...

Bilmezden gelmek, sorunları çözmek yerine onları aslında büyütmektir... Sorunları görüp, kabul etmek ise, çözmenin ilk adımıdır...

Peki neyi bekliyoruz?

KKTC'de Rum mallarının uluslararası hukuka aykırı yasadışı yollarla satılması ve bu ticarette aracılık edilmesi, çok ciddi riskleri de beraberinde getirdiğini artık, daha iyi görmeye başlamalıyız...

Gelinen noktada bu durum, hukuki, siyasi, diplomatik ve toplumsal açılardan çok daha dikkatlice ele alınmalıdır artık... Uluslararası hukukla birlikte yasalara uygun hareket etmek, riskleri azaltmanın ilk adımı olacaktır... Aksi takdirde bu durumun çok ciddi, kısa, orta ve uzun vadeli olumsuz sonuçları ve zararları........

© Kıbrıs Postası


Get it on Google Play