Rusya’da devlet başkanlığı seçimine dair geçtiğimiz yıldan itibaren çeşitli yorumlar yapılmıştı… Bir kısım Avrupalı ve Ukraynalı siyasetçi ve kanaat önderine göre Vladimir Putin gücünü kaybediyordu… Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana Putin’in güç kaybettiğine dair yorum yapanlar yanılmış oldular...

Seçim sonuçlarına dair salt ''otoriterlik'' üzerinden hala daha yorum yapanların Rusya'nın siyasi kültürünü ve bugünkü mevcut şartları iyi analiz edemediklerini düşünmekteyim...

Seçimlere dair yanılmanın başlıca 3 sebebi olduğu düşüncesindeyim…

Birincisi Batılılar Rusya toplumunu iyi tanımıyorlar… Rusya toplumu kendi sorunlarını kendisi çözemeye çalışan ve siyasal anlamda değişimleri yapmak bağlamında Rusya merkezli düşünen bir toplum. Bir başka deyişle kendi liderinden kendisi ‘’hesap soran’’ bir anlayışa sahip…. Toplum, Rusya dışından kendi siyasilerine-liderlerine yapılan eleştirilere ve saldırılara karşı kenetleniyor… Burada dikkat çeken hususlardan bir tanesi de Komünist Parti adayı Nikolay Kharitonov’un %4.31 oranında bir oy almasıdır, halbuki Komünist Parti 2021’deki parlamento seçimlerinde %19.33 oranında bir oy almıştı. Bu örnek bizlere toplumsal dayanışmanın-kenetlenmenin Putin etrafında (ve kadrosu) olduğunun bir göstergesidir…

İkincisi Putin yalnız bir kişi değil, tam tersine bir kadro hareketinin içerisinde-başında yer alıyor, bu kadro hareketinin ekonomi politiği-jeopolitik, siyaset felsefesi ve sosyolojik anlamda bir donanımı var… Teorisyenlerin çizdiği çerçeve siyaseten pratik buluyor… Yakın geçmişte bu dış politika derinliğini hem teorik hem de pratik olarak temelini atan eski Başbakanlardan Yevgeni Primakov’dur… Primakov öldükten sonra da çizdiği yol, siyasiler ve kanaat önderleri-entelijansiya tarafından devam ettirildi…

Üçüncü sebep ise beklenenin aksine yaptırımlar Rusya’yı beklenen düzeyde etkilememiştir… Öyle ki, geçtiğimiz yıl Rusya ekonomisi yaklaşık %3 oranında bir büyümeyi gerçekleştirmiştir… Rusya ekonomisi elbette bir takım sıkıntıları yaşıyor ve sosyal anlamda da bu bakımdan sorunlar ortaya çıkıyor… Ancak merkezi hükümet sosyal anlamda sorunların siyasal bir eylemliliğe dönüşmemesi için önlemler aldı… Bu bağlamda büyük şehirlerdeki dinamikler farkında olunduğundan sosyal hizmetler bağlamında kesintiler minimum düzeyde, bunun yerine kırsala yapılan yatırımlarda bir miktar kesintiye gidilmiş durumda…

Batı’nın yaptırımları neticesinde ekonomik yıkımın olmamasının nedenlerinden bir tanesi de, mali gücü doğal gaz ihracatına bağlı olan Rusya’nın Çin ve Hindistan’ı alternatif pazar konumuna çevirmesidir… Rusya’nın bu bağlamda enerji pazarında çeşitlilik bağlamında 2000’li yılların ortalarından itibaren önlem almaya başladığını söylemek mümkündür…

Müslümanların yoğun olarak yaşadığı federal birimlerde Putin’in yine %90’ların üzerinde bir oya sahip olduğu görülürken, Yahudi Otonom Bölgesinde de %92.35 oranında bir oy alması dikkat çekmektedir.

Son dönemde Ukrayna’dan Rusya’ya katılan topraklarda da Putin’in %90’nın üzerinde bir oya sahip olması da ayrıca önemli bir olgu…

Rusya’daki seçimlerini veriler ışığında yorumlamaya çalıştım… Putin’in seçim rekorunu sürpriz olarak değerlendirmeyenlerdenim…

Putin iktidarını sağlamlaştırdı, ABD Başkanlık seçimleri de yaklaşıyor, Trump geri dönüyor mu? Hep birlikte göreceğiz…

QOSHE - Putin niye rekor kırdı? - Muhittin Tolga Özsağlam
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Putin niye rekor kırdı?

9 1
20.03.2024

Rusya’da devlet başkanlığı seçimine dair geçtiğimiz yıldan itibaren çeşitli yorumlar yapılmıştı… Bir kısım Avrupalı ve Ukraynalı siyasetçi ve kanaat önderine göre Vladimir Putin gücünü kaybediyordu… Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana Putin’in güç kaybettiğine dair yorum yapanlar yanılmış oldular...

Seçim sonuçlarına dair salt ''otoriterlik'' üzerinden hala daha yorum yapanların Rusya'nın siyasi kültürünü ve bugünkü mevcut şartları iyi analiz edemediklerini düşünmekteyim...

Seçimlere dair yanılmanın başlıca 3 sebebi olduğu düşüncesindeyim…

Birincisi Batılılar Rusya toplumunu iyi tanımıyorlar… Rusya toplumu kendi sorunlarını kendisi çözemeye çalışan ve siyasal anlamda değişimleri yapmak bağlamında Rusya merkezli düşünen bir toplum. Bir başka deyişle kendi liderinden kendisi ‘’hesap soran’’ bir anlayışa sahip…. Toplum, Rusya dışından kendi siyasilerine-liderlerine yapılan eleştirilere ve saldırılara karşı kenetleniyor… Burada dikkat çeken hususlardan bir tanesi de Komünist Parti adayı Nikolay Kharitonov’un %4.31 oranında bir oy almasıdır, halbuki Komünist Parti 2021’deki........

© Kıbrıs Postası


Get it on Google Play