Erich Fromm, “Kendini Savunan İnsan” adlı eserinde şöyle diyor:

“Sanatlar yalnız tıp, mühendislik ve resimden ibaret değildir.

İnsanın yetenekli olduğu şeye doğru gelişme sürecidir;

yaşam sanatında insan, hem sanatçı hem de sanatın objesidir.

Bu sanatta o, hem yontucu hem mermer hem doktor hem de hastadır.

Sanırım biz bu gelişme ya da evrilme sürecinde yontucu ya da doktor olamayıp,

mermerden ve hastadan öteye gidemedik.

İnsanların ve toplumun yaşamış olduğu güvensizlik ortamını ranta dönüştüren kesimler, bu olumsuz durumun bitmesini hiç istemediğinden, insanların algıları ile sürekli olarak oynamışlar, korku politikalarını pişirip pişirip yeniden insanların önüne koymuşlar, böylelikle de sistemin gerçek anlamda kritik edilmesi engellenmiş, doğru sorular sorulmamış, paradigma değişmemiş, yontucu mermerleri yontmaya devam etmiş, kültürümüz ise yozlaştırılmıştır…

Çünkü kültür dediğimiz olgu,

kişisel ve toplumsal öykülere cevap bulduğumuz hikâyelerin ve öykülerin anlatıldığı,

“ne olmak”, “kim olmak” istiyoruz sorularının sosyal olarak inşa edildiği bir alandır.

Bizim kim olduğumuz vazifeleriymiş gibi, yontucular tarafından belirlenmektedir.

Buna kılavuzluk eden ise,

yurtseverlik ve inançlar yerine,

zaman zaman kökten milliyetçilik, zaman zaman da bağnaz dincilik olmuştur…

Bizler nasıl bir toplum olmayı hayâl etmiştik?

Ganimetçi mi?

İnançlı insanların ve gerçek yurtseverlerin duygularını istismar ederek hak yiyebilen mi?

Popülizm ile ayar bulan mı?

Avanta dağıtan ve rantını yiyen mi?

Sadece yontulacak mermer olan mı?

Nasıl?

İşte esas bu sorunun cevabını verelim:

Gerçekten de bizler nasıl bir toplum olmayı hayal etmiştik?

Çünkü toplum, ancak ve ancak güzel bir öykü içerisinde ve sosyal uzlaşı yoluyla inşa edilebilir…

Bu öykü yazılırken ve bir sosyal uzlaşı aranırken, aşağıdaki sorular bizlere kılavuzluk edebilir:

Nasıl bir Anayasa?

Nasıl bir seçim sistemi?

Nasıl bir ekonomi?

Nasıl bir kalkınma?

Nasıl bir eğitim sistemi?

Nasıl bir sağlık sistemi?

Nasıl bir insan?

Nasıl bir doğa?

Nasıl bir barış?

Nasıl bir özgürlük?

Nasıl bir gelecek?

Bu sorulara verdiğiniz cevaplar sonrasında, nasıl bir toplum hayal ettiğiniz, sizin tercihinize göre şekillenir.

Bu sorular ve nasıl bir toplum istiyoruz ana sorusu cevapsız kaldıkça;

biz daha çok kalırız yontulacak mermer ve tedavi edilecek hasta pozisyonunda.

Çok…

QOSHE - Yontulacak mermer! - Prof. Dr. Mehmet Çağlar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yontulacak mermer!

11 1
28.02.2024

Erich Fromm, “Kendini Savunan İnsan” adlı eserinde şöyle diyor:

“Sanatlar yalnız tıp, mühendislik ve resimden ibaret değildir.

İnsanın yetenekli olduğu şeye doğru gelişme sürecidir;

yaşam sanatında insan, hem sanatçı hem de sanatın objesidir.

Bu sanatta o, hem yontucu hem mermer hem doktor hem de hastadır.

Sanırım biz bu gelişme ya da evrilme sürecinde yontucu ya da doktor olamayıp,

mermerden ve hastadan öteye gidemedik.

İnsanların ve toplumun yaşamış olduğu güvensizlik ortamını ranta dönüştüren kesimler, bu olumsuz durumun bitmesini hiç istemediğinden, insanların algıları ile sürekli olarak oynamışlar, korku politikalarını pişirip pişirip yeniden insanların önüne koymuşlar, böylelikle de sistemin gerçek anlamda kritik edilmesi engellenmiş, doğru sorular sorulmamış, paradigma değişmemiş, yontucu mermerleri yontmaya devam etmiş,........

© Kıbrıs Postası


Get it on Google Play