Aylardır süren gizem en sonunda geçtiğimiz Cuma akşamı sona erdi ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kıbrıs Özel Temsilcisini resmen atadı: Maria Cuellar.

Kıbrıs sorununda ismi yer alacak ve BM Eski Genel Sekreteri Perulu Perez de Cuellar’dan sonra kısaca 2.Cuellar dönemi olarak anılacak bu dönemin nasıl bir dönem olacağı bir kenara kaç ay -ya da zaman- süreceği konusunda ise gizem hala daha sürüyor. Buna geleceğiz.

Peki CV’si başarılarla dolu, Sarbonne mezunu Eski Kolombiya Dışişleri Bakanı Maria Cuellar, dünyanın başına bela olmuş bu Kıbrıs sorununa tüm verilerin alt alta konulup hesaplanacağı bir ‘son çizgi’ çekebilecek mi?

Buna bu makalenin sonunda bir başka soruyla cevap veriyorum ama oraya gidene kadar bir takım işaret ve açıklamaları okumak lazım diye değerlendiriyorum.

Bir kere Maria Cuellar, Guterres’in tam olarak ‘neyidir’, ilk onu sorgulamak gerekir.

Yanlış anlaşılmasın, ‘Kolombiya’da yaşayan kardeşinin kızıdır’ tadında bir ‘neyidir’ sorusu değil bu, görevi anlamında soruyorum.

Guterres’in kişisel özel temsilcisi mi? Yoksa özel ulağı mı? Nedir?

Bu konuda atama sonrası açıklama yapan TC Dışişlerine bakacak olursanız, Cuellar, Guterres’in “Şahsi Temsilcisi.”

Ersin Tatar’ın ofisine göre ise ‘Kişisel Temsilcisi.’

BM resmi açıklamasındaysa bu tanımlama İngilizce karşılığıyla ‘Personal Envoy’ olarak verilmiş.

Türk tarafı, geçen senenin ikinci yarısında özellikle de Eylül’deki olağan BM toplantıları sırasında, atanacak olan ‘temsilcinin’ BM Güvenlik Konseyi’ne değil de BM Genel Sekreterine bizzat bağlı, pek de fazla yetkisi olmayan, bir nevi ‘haber getir götüren’ birisi olmasını istemişti.

Elbette bu isteğin stratejik bir sebebi vardı.

Çünkü Türk tarafı, bizzat Güvenlik Konseyi kararlarıyla belirlenen ve Kıbrıs sorunu müzakerelerinde ‘BM parametresi’ bir çözüm modeli olan federasyonu görüşmek istemiyordu. Bu modelin tüketilmiş olduğunu tekrarlıyordu. Keza, bu durum atama sonrası yapılan TC Dışişleri açıklamasında da açıkça ifade edilmiş durumda.

Hal böyle olunca, bir orta yol olarak, atanan temsilcinin sadece Guterres’e bağlı bir şekilde, konseyi bir bakıma devreden çıkardığı görüntüsü istendi ve bulundu.

Ama durum gerçekte böyle mi?

Bir kere Genel Sekreterin, ita amiri olduğu Güvenlik Konseyine aykırı bir şekilde özel bir ‘manda’ yarattığı düşünülemez. Yine Genel Sekreterin, anlaşılmış BM kriterleri dışında herhangi bir çözümü görüşmesi de hem teknik hem de siyasal anlamda düşünülemez. Bu ancak bir takım kararların çöpe gitmesi ve yeni bir dünya kurulmasının ardından olabilecek bir şeydir.

O zaman Genel Sekreter bu atamayı neden yaptı sorusu gündeme çabucak gelebilir.

Cuellar tam olarak neyi görüşecek, sahi?

Türk tarafı “biz federasyon görüşmeyiz” diyor.

Rum tarafı ise “Crans Montana’dan kaldığımız yerden devam edelim” diyor. Yani federasyon.

İki tarafın ve özellikle de Türkiye’nin tavrı ortadayken, Guterres neyin peşinde olabilir?

Bir çeşit -adına eskiden Güven Yaratıcı Önlemler-, şimdilerde ise ‘iş birliği’ modelinin mi?

Cuellar’ın arayacağı ortak zemin bir çeşit iş birliği modeli mi?

Bu soruların cevabını almak için önümüzdeki 6 aylık süreye bakacağız demeyi çok isterdim ama görünüşe göre o noktada da tam olarak belirli bir durum yoktur.

Bir kere Cuellar’ın atamasıyla ilgili yapılan resmi BM açıklamada herhangi bir zaman tahdidi, yani “6 ay” tanımlaması yoktur. Bu da BM’nin kelimelerini dikkatle seçmesinden çok, 6 aylık süre dolduğu zaman bir nevi uzatma yapma niyetinde olduğuna işaret olabilir.

Bildiğiniz gibi 1964’ten beri adada olan, 1974’te mandası değişen ama burada kalmaya devam eden BM Barış Gücünün görev süresi her 6 ayda bir uzatılmaktadır. Bu durumda Cuellar da bu rutinin içinde mi değerlendirilecek?

Bunu bilemem ama yine TC Dışişlerinin açıklamasına dönecek olursak, bu 6 aylık süre açıkça yazılmış ve daha da ileri gidilerek herhangi bir zemin olduğunun anlaşılıp, anlaşılamayacağı noktasında bu sürenin “ziyadesiyle yeterli olacağı” ifadesi kullanılmıştır.

Kısacası açıklamaya bakılırsa Türkiye’nin 6 aylık süre sonundaki tavrı için şimdiden “uzatma istemiyor” demek mümkündür.

Dikkat ederseniz, Türkiye’nin açıklaması üzerinden bu makaleyi yazıyorum çünkü Kıbrıs Türk tarafının bu süreç içinde herhangi bir ‘özne’ olduğunu hiç düşünmüyorum. Dolayısıyla Ersin Tatar’ın ne dediğinin ve ne yaptığının pek bir önemi yoktur.

Ve inanın bana bu cümleleri yazarken aslında hicap duyuyorum.

Çünkü 1968’den beri devam eden Kıbrıs müzakerelerinde bu kadar yokları oynadığımız bir dönem olmadığını çok iyi biliyorum.

Ama bu konuyu bir kenara bırakacak olursak, makalenin sonuna yaklaştığımız şu satırlarda, olur da şu 6 ay konusu resmileşirse ve bir geri sayım başlarsa, bunun sonunda ne gibi bir senaryo ile karşılaşabiliriz, kısaca aldığım duyumu da yazayım.

Geçtiğimiz günlerde bir etkinlikte bir araya geldiğim üst düzey bir BM yetkilisine de aynı soruyu yönelttim. Bana verdiği cevap endişe vericiydi. Özetle dedi ki “Genel Sekreter, Kıbrıs konusundan çok bıkmış durumda. Çözümün hala daha mümkün olduğuna inancı yüksek ve bu konuda çalışacak. Ancak 6 ayın sonunda herhangi bir gelişme olmazsa Kıbrıs sorununun çözümsüz kaldığını ilan edebilir.”

E hadi o zaman, madem herkes fikrini açık seçik söylüyor; tarafların arasında uçurum var; o zaman ben de sorayım:

Bu ‘Şahsi Temsilci’ niye atandı?

Zaman dolunca çözümsüzlüğü ilan etmek için mi?

QOSHE - BM, Cuellar’ı neden atadı? - Ulaş Barış
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

BM, Cuellar’ı neden atadı?

5 1
08.01.2024

Aylardır süren gizem en sonunda geçtiğimiz Cuma akşamı sona erdi ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kıbrıs Özel Temsilcisini resmen atadı: Maria Cuellar.

Kıbrıs sorununda ismi yer alacak ve BM Eski Genel Sekreteri Perulu Perez de Cuellar’dan sonra kısaca 2.Cuellar dönemi olarak anılacak bu dönemin nasıl bir dönem olacağı bir kenara kaç ay -ya da zaman- süreceği konusunda ise gizem hala daha sürüyor. Buna geleceğiz.

Peki CV’si başarılarla dolu, Sarbonne mezunu Eski Kolombiya Dışişleri Bakanı Maria Cuellar, dünyanın başına bela olmuş bu Kıbrıs sorununa tüm verilerin alt alta konulup hesaplanacağı bir ‘son çizgi’ çekebilecek mi?

Buna bu makalenin sonunda bir başka soruyla cevap veriyorum ama oraya gidene kadar bir takım işaret ve açıklamaları okumak lazım diye değerlendiriyorum.

Bir kere Maria Cuellar, Guterres’in tam olarak ‘neyidir’, ilk onu sorgulamak gerekir.

Yanlış anlaşılmasın, ‘Kolombiya’da yaşayan kardeşinin kızıdır’ tadında bir ‘neyidir’ sorusu değil bu, görevi anlamında soruyorum.

Guterres’in kişisel özel temsilcisi mi? Yoksa özel ulağı mı? Nedir?

Bu konuda atama sonrası açıklama yapan TC Dışişlerine bakacak olursanız, Cuellar, Guterres’in “Şahsi Temsilcisi.”

Ersin Tatar’ın ofisine göre ise ‘Kişisel Temsilcisi.’

BM resmi açıklamasındaysa bu tanımlama İngilizce karşılığıyla ‘Personal Envoy’ olarak verilmiş.

Türk tarafı, geçen senenin ikinci yarısında özellikle de Eylül’deki olağan BM toplantıları sırasında, atanacak olan ‘temsilcinin’ BM Güvenlik Konseyi’ne değil de BM Genel Sekreterine bizzat bağlı, pek de fazla yetkisi olmayan, bir nevi ‘haber getir götüren’ birisi olmasını istemişti.

Elbette bu isteğin stratejik bir sebebi vardı.

Çünkü Türk tarafı, bizzat Güvenlik Konseyi kararlarıyla belirlenen ve Kıbrıs sorunu müzakerelerinde ‘BM........

© Kıbrıs Postası


Get it on Google Play