Sizi biraz 1990’lı yıllara getirip oradan paragraf açmak istiyorum. Büyük Birlik Hareketinin tarihçesini izah etmeden bugünü okuyabilmemiz eksik kalır.

Tarihler henüz 1992 yılını gösteriyordu. Keş dağında katledilen Muhsin Yazıcıoğlu ve dava arkadaşları henüz Büyük Birlik Partisini kurmamıştı. BBP kurulmadan önce, ocakta pişen bir fikir akımı ile önce fiziki olarak vücut bulmadan önce 1 Ekim 1992 yılında Nizam’ı Alem Ocakları Dergisi olarak start verdi. Dergi 1992 yılında maddi imkansızlıklar nedeniyle kapandı. Dergi 4 ay yayın yapabildi.

Derginin maddi imkansızlıklar içerisinde kapanmasının ardından Merhum Yazıcıoğlu ve dava arkadaşları 29 Ocak 1993 tarihinde Büyük Birlik Partisini kurdular. Sancılı bir süreçti, baskıların, tehditlerin kol gezdiği dönemde korkusuzca hareket ettiler. Ülkücü hareketin başbuğu olan Alparslan Türkeş, Yazıcıoğlu ve dava arkadaşlarına yönelik baskıcı tutumun önüne geçti. Bir lidere, devlet adamlığına yakışan siyasi nezaket ile hareket etti Türkeş. Etmeyebilirdi, nefsine yenik düşebilirdi fakat o siyasi erdemlik ortaya koydu.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu her kesimden saygı ve sevgi duyulan bir lider oldu. Yazıcıoğlu’na yönelik oluşan sempati sandığa hiçbir aman yansımadı. O sevgi gönüllerde kaldı. Yazıcıoğlu’nun siyasi oluşumu ve akabinde izlediği politik yol haritasında popülizme yer yoktu. BBP, siyaseti Anadolu insanı için yaptı, rantın, siyasi makam hırsı için değil. Tıpkı siyasi hareketi çilelerle dolu olan Milliyetçi Çalışma Partisi gibi. Ülkücü hareket her ne kadar siyasi bir organizasyon olarak Türk siyasal yaşamına girse de öncesinde bir çok çileler çekmiş, şehit vermiş, genç kuşaklarını gözyaşları içerisinde toprağa vermiş bir hareketti. Milliyetçilerin partileşme süreci, zindanlardan, tabutlardan ve C5 hücrelerinden oluşmaktadır.

2000’li yılların siyasetinde dünyada birçok sistem değişikliği yaşandı. Sınırlar değişti, ülkeler dağıldı, Türkiye’de de aynı politik ayrışmalar ve değişimleri yaşadı. Yazıcıoğlu ve dava arkadaşlarına, küresel sermayeden birçok teklif yapıldı. Tıpkı Ülkücü Hareketin başbuğu Alparslan Türkeş’e yapıldığı gibi. Kabul etmediler, ülkücü camia her ne kadar belli şer odaklar tarafından 1980 tarihinde ABD’nin ileri gücü olarak lanse edilse de, kapının arkasında Anadolu’nun temiz evlatlarının mücadelesi yatıyordu. Küresel sermaye ülkücü camianın içerisinde park edemedi. Zaman zaman nüfus etmeye kalkışsa da ülkücü hareketin hücrelerine sızamadı. 2000 sonrasında Türkiye’de yaşanan siyasal değişim ve dönüşüm sonrasında Ülkücü hareket yine küresel sermayenin hedef tahtasına oturtuldu. Keş dağında harekete geçtiler. Küresel sermaye her ne kadar KEŞ dağında kirli yüzünü gösterse de, zindanlarda olgunlaşmış, çile çekmiş ülkücü hareketin hücrelerine giremedi. Türkiye’deki bugününün siyasi organizasyon teması bunu çok güzel özetliyor. Elbet gönül isterdi ki, Türk Milliyetçileri iktidar olsun… Sandıktan çıkan sonuçlar bazen gerçeği kendisi de olmayabiliyor. Önemli olan devletin dinamik kadrolarında ehlîleşmek bazen en doğrusu olabiliyor.

Biliyorum, uzattım, sıkıldınız, BBP’nin ilimizdeki kontenjan hareketini yazacaksın, 1980 yılından giriş yaptın diyorsunuz. Lakin bugün ki siyasi organizasyonların nasıl ilerlediğini düne bakarak görmeliydik. Unutuyoruz, hafızamız tıpkı balığın hafızası gibi. MHP’nin, BBP’nin bugün devlet kadrolarında ve siyasal yaşamdaki etkin ağırlığının bu günlerde vücut bulması hiç kolay olmadı.

Hadi gelelim kentimizdeki BBP’nin kontenjan hareketine. BBP’nin yereldeki yol haritasını da 1993 yılından almak isterdim fakat çok sıkılacağınızı bildiğim için özet geçeceğim. BBP’nin ilimizdeki kuruluşunda kuruluşunda Abdülkadir Küpeli, Mehmet Korkmaz, Sedat Ayhan, Hakkı Yumrucu, Nihat Yazan, Süleyman Pekin, Nurettin Kocaman ve ismini sayamayacağım birçok değerli isim büyük emek verdiler.

1980 ve 90’lı yıllarda ülkücü camianın verdiği emeğin izdüşümünü Türkiye’de örnekleri ile kısaca belirttim. Bugünün BBP Kocaeli İl Teşkilatının gelişmesinde, Kocaeli halkının vicdanında ve sokakta yer edinmesine de vesile olanları hatırlatmak gerekiyordu.

BBP, kentimizde tıpkı MHP gibi önemli bir hamle yaptı. Cumhur ittifakının yerel teşkilatları ile yürüttüğü diyalog ikliminde bir çok ilçe belediyede meclis üyeliğine sahip oldu. BBP İl Başkanı Kaan Şengil, koordinatör Metehan Küpçü ve il, ilçe teşkilatları cumhur ittifakının bileşenleri ile yürütülen seçim işbirliği çalışmasın meyvelerini verecek gibi duruyor. İl Başkanı Kaan Şengil’i pek iyi tanımıyorum fakat 31 Mart tarihine nasıl hazırlandıklarını da çıkan şablondan ölçebiliyorum.

BBP, İzmit İlçesinde Gökhan Aladağ’ı Belediye Başkan yardımcısı olarak gösterdi. Darıca İlçesinde 12. Sırada Vedat Yılmaz, Derince’de 13 sırada Samet Çetin, İzmit’te 19. Sırada Batıkan Mehmet Akballı, Kandıra’da 12. Sırada Murat Küçüktecer, Kartepe ilçesinde 12. Sırada Sedat Bal ve Körfez’de 14. Sırada Bayram Kurtaran.

Dışarıdan baktığım bir göz olarak;

AK Parti’nin Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, kentimizde ülkücü camiayı incitmeden ve tartışmalara da yol açmadan, AK Parti teşkilatlarının da kabul görebileceği bir oluşuma imza attı.

Kolay değil, kenti yönetmekten, proje sunmaktan başka da ittifakın tüm paydaşlarının sesine kulak verebilmek.

MHP ve BBP’de süreci çok iyi yönetti, parti tabanında geniş bir kırgınlığa yol açmadan liste hazırlamak hiç kolay değil.

Kısaca, BBP masada kazandı şimdi sahada kazanması gerekiyor. Seçimlere sayılı günler kaldı, BBP’nin sahada ki çalışmasını izleyeceğiz.

QOSHE - BBP’nin kontenjan hareketi - Gökhan Karabulut
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

BBP’nin kontenjan hareketi

9 5
25.02.2024

Sizi biraz 1990’lı yıllara getirip oradan paragraf açmak istiyorum. Büyük Birlik Hareketinin tarihçesini izah etmeden bugünü okuyabilmemiz eksik kalır.

Tarihler henüz 1992 yılını gösteriyordu. Keş dağında katledilen Muhsin Yazıcıoğlu ve dava arkadaşları henüz Büyük Birlik Partisini kurmamıştı. BBP kurulmadan önce, ocakta pişen bir fikir akımı ile önce fiziki olarak vücut bulmadan önce 1 Ekim 1992 yılında Nizam’ı Alem Ocakları Dergisi olarak start verdi. Dergi 1992 yılında maddi imkansızlıklar nedeniyle kapandı. Dergi 4 ay yayın yapabildi.

Derginin maddi imkansızlıklar içerisinde kapanmasının ardından Merhum Yazıcıoğlu ve dava arkadaşları 29 Ocak 1993 tarihinde Büyük Birlik Partisini kurdular. Sancılı bir süreçti, baskıların, tehditlerin kol gezdiği dönemde korkusuzca hareket ettiler. Ülkücü hareketin başbuğu olan Alparslan Türkeş, Yazıcıoğlu ve dava arkadaşlarına yönelik baskıcı tutumun önüne geçti. Bir lidere, devlet adamlığına yakışan siyasi nezaket ile hareket etti Türkeş. Etmeyebilirdi, nefsine yenik düşebilirdi fakat o siyasi erdemlik ortaya koydu.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu her kesimden saygı ve sevgi duyulan bir lider oldu. Yazıcıoğlu’na yönelik oluşan sempati sandığa hiçbir aman yansımadı. O sevgi gönüllerde kaldı. Yazıcıoğlu’nun siyasi oluşumu ve akabinde izlediği politik yol haritasında popülizme yer yoktu. BBP, siyaseti Anadolu insanı için yaptı, rantın, siyasi makam hırsı için değil. Tıpkı siyasi hareketi çilelerle dolu olan Milliyetçi Çalışma Partisi gibi. Ülkücü hareket her ne kadar siyasi bir organizasyon olarak Türk siyasal yaşamına girse de öncesinde bir çok çileler çekmiş, şehit vermiş, genç kuşaklarını gözyaşları içerisinde toprağa vermiş bir hareketti. Milliyetçilerin partileşme süreci, zindanlardan, tabutlardan ve C5 hücrelerinden oluşmaktadır.

2000’li yılların siyasetinde dünyada birçok sistem değişikliği yaşandı. Sınırlar........

© Kocaeli Koz


Get it on Google Play