1789’da Fransa’da başlayan halk ayaklanması, İtalya’dan Hollanda’ya kadar bütün ülkelerde rejimleri alaşağı etti...

Bu ülkelerin sarayları, barışçıl yollarla bir anayasa değişikliği yaparak...

Daha gelişmiş bir siyasal sistem oluşturabilirler miydi?..

Elbette bunu kolayca ve hiç kan dökülmeden yapabilirlerdi...

Ama...

Yapmadılar...

Az sayıdaki Fransız aydınının tahrik ettiği sokak çetelerinin ürettiği savaşa:

Mâni olamadılar...

Bunun sonucu olarak:

İngiltere’den Rusya’ya kadar çeşitli ülkelerde saray yönetimleri tepkilerini:

Devrim eğilimlerini ezerek gösterdiler....

Ilımlı görüşler ise her zaman olduğu gibi:

Soldan hakaretlere...

Sağdan ise tehditlere maruz kaldı...

İhtilalden önce Fransa maliyesi berbat vaziyetteydi ama...

Pek çok kişi bu ihtilalin altında:

Daha derin nedenler arıyorlardı...

Oysa...

Temel sebep:

Kırsaldan şehirlere göç eden mesleksiz bu yığınlara...

Şehirlerdeki fabrikalarda verilecek iş olmayışı...

Bunun ise:

Beslenme, giyinme ve barınma sorunları doğurmasıydı...

Bu toplumsal baskıyı dönemin Saray yönetimleri ya görmediler...

Ya da...

Sarayın yıkılmasını bekleyen saraydaki sahte dostlar söylemediler...

Köylerde ve şehirlerde:

İşsiz, güçsüz, mesleksiz yığınlar adeta tavşan gibi ürüyorlardı...

Şehirlerdeki yetkililer, köylerden kente akın akın gelen bu işsiz ve çok çocuklu ailelere iş bulamadıkları gibi:

Sorunlarına çare de olamıyorlardı...

Şehirlerde daha önce köyden göçüp gelmiş on binlerce işsiz:

Geceleri sokaklarda uyuyor...

Sabahları uyanınca yine sokakları dolduruyorlar ve sürekli bir savaş hali yaşatıyorlardı...

Ve canlarım:

Hapishaneler, fakirhaneler ve terk edilmiş bebeklerin korunduğu yuvalar ve hatta kumarhaneler:

Henüz telef olmamış ama...

Bir süre sonra ölü bedenleri sokaklarda yatacak insanlarla:

Dolup taşıyordu...

Canlarım...

Öncelikle AKP-MHP ortaklığı...

Ve tabii ki onlarla eş zamanlı olarak:

CHP ve DEM Parti yetkilileri bu sonuçları doğru okuyamazlarsa:

Van’dan başlatılan ve bölgede OHAL ilânına doğru götürülen bu tahrikler:

Ülkemizi yangın yerine döndürür...

Ülkemizi de...

Halkımızı da yakar...

AKP ve MHP bu orduyla tabii ki iktidarda kalabilir...

Ama...

Bu iktidar o kadar kısa sürer ki...

Sonuçları görmeye:

Ömürleri bile yetmez...

“Vicdan sürü ahlâkına direnen bir tür meydan okumadır...”.

Edmund Burke

Fıkra bu ya...

Devlet Başkanı kendi dalkavuğunun seçimini danışmanlarına bırakmayıp kendi seçmek istemiş...

Huzura ilk alınan kişiye sormuş:

“Sen dalkavuk musun?..”

“Evet efendim...”.

Başkan itiraz etmiş:

“Hiç de dalkavuğa benzemiyorsun?..”.

“Olur mu efendim?” diyen dalkavukluk adayı, referanslarını sıralamış...

Devlet Başkanı eliyle kapıyı işaret etmiş...

Daha sonra gelenlerin de hepsi:

“Hiç de dalkavuğa benzemiyorsun?..” denildiğinde referanslarını sıralamışlar...

Derken bir kişi daha huzura alınmış:

“Sen dalkavuk musun?” diye sormuş Devlet Başkanı...

“Dalkavuğum efendim...”.

“Yok canım, sen hiç de dalkavuğa benzemiyorsun?..”

“Haklısınız efendim; pek dalkavuğa benzemem...”.

“Dur bakayım yahu, sanki biraz benziyorsun?..”.

“Evet sultanım, biraz benzerim...”.

“Tamam” demiş Devlet Başkanı, “geri kalanlarla görüşmeye gerek yok zira aradığım dalkavuğumu buldum...”.

Erdoğan, kendi bulduğu dalkavuklara “danışmanlık” görevi vererek:

Yanlış yaptı...

Van’da, yargıyı istismar edenin Erdoğan olduğuna inanmam...

İnanamam...

İnanmak da istemem...

Tabii ki bilgi değil ancak...

Tahminim o ki:

Bu uygulamayı yapabilmek için ortam seçimden önce yaratıldı...

Nasıl mı?..

Kısaca anlatayım...

Zeydan’ın adaylığı kabul edildiğinde AKP yerel yöneticileri:

Kulaklarının üstüne yattılar...

Zeydan’ın seçimi kazanacağından emindiler...

Daha önce itiraz edebilir...

Yargı üzerindeki güçlerini de kullanarak...

Zeydan’ın adaylığını engelleyebilirlerdi...

Ama onu yapmadılar...

Zeydan’ın bir süre bile olsa siyasi yasaklı olması işlerine geliyordu...

Eğer onun adaylığına en başta engel olsaydılar...

DEM Parti, “sıfır risk” birini aday gösterebilir...

Ve yine kazanırdı...

Ancak...

AKP, o seçilecek başkanı görevden alacak bir bahane üretmezdi...

Ve canlarım...

Aynen, AKP yerel yöneticilerinin bekledikleri gibi oldu...

Kendi adayları %27 oyla ikinci sırayı alırken...

Zeydan, %55.7 ile seçildi...

Ve canlarım...

Zeydan

Seçim meydanlarında, İBB Büyükşehir Belediye Başkanı ve adayı İmamoğlu’na:

“Seçimi kaybettiğinin farkında değil” diyebilme nezaketsizliğini gösteren bakanlık:

Zeydan’ın kaldırılan siyasi yasağının yeniden konulması için mahkemeye başvurdu...

Tabii ki hukukî olmayan bu başvuru kabul edildi...

Zeydan’ın yasal itiraz hakkı bile beklenmeden mazbatası elinden alınarak:

Cumhuriyet tarihinin en ayıplı yargı eylemi yaratılmış oldu...

NOT: Bu yazımı gazeteye gönderdikten sonra, Zeydan’ın mazbatasının iade edildiği haberi geldi.

Yani; yanılmamışım…

Yargı ayıbı gerçekten de Erdoğan’a ait değilmiş...

Büyük ekonomistin yönetimindeki Türkiye, enflasyonda:

AB bölgesi ülkelere tur bindirdi...

Ya da bir başka deyişle:

Ülkemizin ekonomi ve dış politikasını kıskanan AB ülkeleri enflasyonda:

Sınıfta kaldı...

Büyük ekonomistin yönetimindeki Türkiye’de yıllık enflasyon 68,5 iken...

Büyük ekonomisti kıskanan AB ülkelerinde yıllık enflasyon:

%2,4’e geriledi...

Yıllarca iktidarda kalmayı başaran siyasetçilere göre AB ülkeleri bu kafayla giderlerse...

Daha uzun yıllar...

Ülkemizdeki yıllık %68.5 enflasyon oranına:

Erişemeyecekler...

Hiç kimse:

Enseyi karartmasın...

Hiç kimse:

Hakkı olduğu halde sokaklara dökülüp bu adaletsiz bakanların eline fırsat vermesin...

H

Bugün her ne kadar iktidar Erdoğan’daysa da...

Son seçimler iktidarın halkın eline döndüğüne işaret ediyor...

Bunu nereden çıkardığımı, bir diğer yazımdaki tabloda göreceksiniz...

Erdoğan’dan AKP’li başkana “tebrik”:

“Takma kafana, zaferin küçüğü büyüğü olmaz...”.

Sayın Cumhurbaşkanımız burada da haklılar...

Meselâ üç büyüklerden biri:

Ha Muhacir Mahalle İdmanyurdu’nu yenmiş...

Ha Real Madrid’i yenmiş...

Ne fark eder?..

Zafer zaferdir...

Anayasamızın ilk dört maddesi halk oylarıyla garantiye alındı...

Şimdi sıra, Sayın Cumhurbaşka- nımızın:

Diyanet İşleri Başkanı...

Milli Eğitim Bakanı ve...

Adalet Bakanı’nı görevden almasına geldi...

abdullah naci

@abdullahnaci

Kürtler, sorunlarının “ümmet” anlayışı içinde çözüleceğini düşündükleri için en büyük desteği İslamcı partilere verdiler. AKP, kurulduğundan beri inanılmaz bir destek aldı bölgede. Ama Kürtleri en çok “kazıklayan” da İslamcılık anlayışı oldu. Çok dramatik...

QOSHE - Sonuçları görmeye ömürleri bile yetmez... - Memduh Bayraktaroğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sonuçları görmeye ömürleri bile yetmez...

80 1
04.04.2024

1789’da Fransa’da başlayan halk ayaklanması, İtalya’dan Hollanda’ya kadar bütün ülkelerde rejimleri alaşağı etti...

Bu ülkelerin sarayları, barışçıl yollarla bir anayasa değişikliği yaparak...

Daha gelişmiş bir siyasal sistem oluşturabilirler miydi?..

Elbette bunu kolayca ve hiç kan dökülmeden yapabilirlerdi...

Ama...

Yapmadılar...

Az sayıdaki Fransız aydınının tahrik ettiği sokak çetelerinin ürettiği savaşa:

Mâni olamadılar...

Bunun sonucu olarak:

İngiltere’den Rusya’ya kadar çeşitli ülkelerde saray yönetimleri tepkilerini:

Devrim eğilimlerini ezerek gösterdiler....

Ilımlı görüşler ise her zaman olduğu gibi:

Soldan hakaretlere...

Sağdan ise tehditlere maruz kaldı...

İhtilalden önce Fransa maliyesi berbat vaziyetteydi ama...

Pek çok kişi bu ihtilalin altında:

Daha derin nedenler arıyorlardı...

Oysa...

Temel sebep:

Kırsaldan şehirlere göç eden mesleksiz bu yığınlara...

Şehirlerdeki fabrikalarda verilecek iş olmayışı...

Bunun ise:

Beslenme, giyinme ve barınma sorunları doğurmasıydı...

Bu toplumsal baskıyı dönemin Saray yönetimleri ya görmediler...

Ya da...

Sarayın yıkılmasını bekleyen saraydaki sahte dostlar söylemediler...

Köylerde ve şehirlerde:

İşsiz, güçsüz, mesleksiz yığınlar adeta tavşan gibi ürüyorlardı...

Şehirlerdeki yetkililer, köylerden kente akın akın gelen bu işsiz ve çok çocuklu ailelere iş bulamadıkları gibi:

Sorunlarına çare de olamıyorlardı...

Şehirlerde daha önce köyden göçüp gelmiş on binlerce işsiz:

Geceleri sokaklarda uyuyor...

Sabahları uyanınca yine sokakları dolduruyorlar ve sürekli bir savaş hali yaşatıyorlardı...

Ve canlarım:

Hapishaneler, fakirhaneler ve terk edilmiş bebeklerin korunduğu yuvalar ve hatta kumarhaneler:

Henüz telef olmamış ama...

Bir süre sonra ölü bedenleri sokaklarda yatacak insanlarla:

Dolup taşıyordu...

Canlarım...

Öncelikle AKP-MHP ortaklığı...

Ve tabii ki onlarla eş zamanlı olarak:

CHP ve DEM Parti yetkilileri bu sonuçları doğru okuyamazlarsa:

Van’dan başlatılan ve bölgede OHAL ilânına doğru götürülen bu tahrikler:

Ülkemizi yangın yerine döndürür...

Ülkemizi de...

Halkımızı da yakar...

AKP ve MHP bu orduyla tabii ki iktidarda........

© Korkusuz


Get it on Google Play