8 Mart kadınlar gününe takaddüm eden günlerde kadınların toplumsal karnelerinin pek iç açıcı olmadığını görüyoruz. Gerçekleri gizleyerek ve popülizm yaparak ağır durumu hafifletecek değilim. Bu üstelik doğrudan kadınları suçlama da değil. Yine de çuvaldızı kendimize iğneyi de onlara batıralım. Kadın cinayetleri üzerinden sürekli erkekler hırpalanıyor. Halbuki mesele birleşik kaplar teorisindeki gibi epey karmaşık. Erkekler yumuşayınca kadınlarda adalelerini gösteriyor ve sertleşiyorlar. Durum tahterevalli gibi. Pasifleşen ve görevlerini ihmal eden hatta kötüye kullanan erkekler rollerini kaybediyorlar. Çözüm kestirmeden herkesin kendi rolüne geri dönmesi. Ama nasıl? İşte bu sorunun cevabı zor. İrade ve iyi niyet gerektiriyor. Sorunu da temelden anlamalıyız. Bu alanda da heva baskın çıkıyor. Çözümü bunun için zor. Erkekleri suçlayarak hatta yok farz ederek bir çözüm formülü bulmak imkan dışı.

Son sıralarda Seçil Erzan tipli kadınların yükselişe geçtiklerini ve sayılarında artış olduğunu görüyoruz. Suç makinası gibiler. Onların şahsında pederşahilik yerini maderşahiliğe terk ediyor. Baba erkil değil ana erkil bir topluma doğru kayıyoruz. Bırakın nüfusumuzu artırmayı veya korumayı ailemizi bile korumaya gücümüz yetmiyor. Hanım ağalar devrine doğru gidiyoruz. Bu elbette fıtratın bozulmasıdır. Seçil Erzan gibiler doğru yapıyorsa gam değil, doğru yolda sayılırız! Bozulma değil düzelme yolundayız! Zaten yanlışı başka yanlışlarla düzeltmeye alıştık

Kadınlar gününe takaddüm eden saatlerde yeni bir vukuata uyandık. Bu hiçbirine benzemiyor. Yeni bir kadın tipiyle de karşılaştık. Eylem Tok isimli bayan yazar oğlunun işlediği bir kazaya müdahale ederek cinayete çevirmiştir. 16 yaşındaki oğlu Timur Cihantimur ehliyetsiz kullandığı araçla kaza yapıyor taksiratla Oğuz Murat Acı’nın ölümüne neden oluyor. İlk yardım sunacağı yerde olay yerinden kalleşçe sıvışarak ardından sırra kadem basıyor. Daha doğrusu annesiyle birlikte ilk uçakla Mısır’a damlıyor. Ardından da ver elini pasaportunu taşıdığı ABD illerine. Olayın geç duyulması için de muhterem annesi kazazedelerin telefonlarına toplayıp alıp götürüyor. Burası kazaya falan değil taammüde giriyor. Yani tam teşekküllü bir cinayet. Bu yönüyle Kanıt dizisine senaryo olabilir. Artık buna kaza demenin imkanı yok. Anne Eylem Tok yazar olduğundan dolayı yazdığı kitapları merak ettim. Hakkında ön bir bilgim bulunmuyordu. Belli ki ilgi alanlarımız kesişmiyor. İyi ki de öyle. Yazdıkları oldukça garip türden kitaplar. Mihr (2013) ve Allah’ın Piyonları (2014)… Bu kitaplar da yazarının alelade bir yazar olmadığını garip bir psikolojiye sahip olduğunu gösteriyor. Sonraki davranışları da bunu doğruluyor.

Daha doğrusu aile garip bir aile. Anne Mısır üzerinden ABD’ye uçtuktan sonra ‘bugün olsa yine yaparım’ diyerek pişkinliğe güzelleme yapıyor.

Bu vaka bana bir Türk filmini hatırlattı. Münir Özkul’un başrollerinde oynadığı Aile Şerefi filmi. Burada Timur Cihantimur’a benzeyen uçarı tipli bir genç (gerçek hayatta Eriş Akman) vardır. Adı Oktay. Bağdat Caddesinde fink ve cirit atmaktadır. Arkadaşlarıyla yarış yaparken Yaşar Usta’nın (Münir Özkul) küçük oğluna çarparlar ve sakat bırakırlar. Akıbetiyle hiç ilgilenmezler. Sonrasında Oktay’ın vukuatları hız kesmeden devam eder. Süreçte kazazede çocuğun ablasını gören Oktay ona vurulur ve arkadaşlarıyla kaçırmaya kalkar. İşler sarpa sarar. Süreçte yeni vukuatlar işler. Sonunda aile şerefini korumak için Yaşar Usta harekete geçer ve Oktay’ı öldürmek zorunda kalır. Aile şerefini korumuş olarak yatar ve çıkar. Aile de kenetlenerek kaybettiği mutluluğu yeniden yakalar.

Eylem Tok ve oğlu vakasında Oğuz Murat Acı’nın babası da tonton hali ve yapıcı sözleriyle Yaşar Usta’yı hatırlatmaktadır. Oktay’ın ölümüne babası sebebiyet vermiştir. Vukuatlarına arka çıkmış ve özendirmiştir. Varlıklı bir babanın himayesine mazhar bıçkın delikanlı Oktay da canavar olup çıkmıştır. Babası kalantor ve pederşahi tipli birisidir. Şimdi o kuşak gitmiş yerine maderşahi kadınlar almıştır. Eylem Tok bu yeni tipi temsil etmektedir.

İnşaallah karşımızda Gariboğlu gibi bir aile tipi çıkmaz. Fakat Eylem Tok’un kaleme aldığı kitaplar normal ve düzgün olmayan bir psikolojiyi yansıtıyor. Bir numunesine bu olayda tanık olduğumuz şekilde İnsanlık korkunç bir anafora doğru sürükleniyor. İstircal döneminde yaşıyoruz. Bu istircal yani kadınların erkeksileşme hali bizi maderşahi aile yapısına doğru götürüyor. Eylem Top bu yapının taşlarından ya da ürünlerinden birisi.

Mustafa Özcan

QOSHE - Pederşahi toplumdan maderşahi topluma - Mustafa Özcan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Pederşahi toplumdan maderşahi topluma

24 3
09.03.2024

8 Mart kadınlar gününe takaddüm eden günlerde kadınların toplumsal karnelerinin pek iç açıcı olmadığını görüyoruz. Gerçekleri gizleyerek ve popülizm yaparak ağır durumu hafifletecek değilim. Bu üstelik doğrudan kadınları suçlama da değil. Yine de çuvaldızı kendimize iğneyi de onlara batıralım. Kadın cinayetleri üzerinden sürekli erkekler hırpalanıyor. Halbuki mesele birleşik kaplar teorisindeki gibi epey karmaşık. Erkekler yumuşayınca kadınlarda adalelerini gösteriyor ve sertleşiyorlar. Durum tahterevalli gibi. Pasifleşen ve görevlerini ihmal eden hatta kötüye kullanan erkekler rollerini kaybediyorlar. Çözüm kestirmeden herkesin kendi rolüne geri dönmesi. Ama nasıl? İşte bu sorunun cevabı zor. İrade ve iyi niyet gerektiriyor. Sorunu da temelden anlamalıyız. Bu alanda da heva baskın çıkıyor. Çözümü bunun için zor. Erkekleri suçlayarak hatta yok farz ederek bir çözüm formülü bulmak imkan dışı.

Son sıralarda Seçil Erzan tipli kadınların yükselişe geçtiklerini ve sayılarında artış olduğunu görüyoruz. Suç makinası gibiler. Onların şahsında pederşahilik yerini maderşahiliğe terk ediyor. Baba erkil değil ana erkil bir topluma doğru kayıyoruz. Bırakın nüfusumuzu artırmayı veya korumayı ailemizi bile korumaya gücümüz yetmiyor. Hanım ağalar devrine doğru gidiyoruz. Bu elbette fıtratın bozulmasıdır. Seçil Erzan gibiler doğru yapıyorsa gam değil, doğru yolda sayılırız! Bozulma değil düzelme yolundayız! Zaten yanlışı başka yanlışlarla düzeltmeye alıştık

Kadınlar gününe takaddüm eden saatlerde........

© Maarifin Sesi


Get it on Google Play