Canlılığın, hayatın, yeni ifadeyle yaşamın dört unsuru (anasır-ı erbaa); hava, toprak, güneş ve su.

Hava: Gözle görülmez, elle tutulmaz. Yer kürenin her boşluğuna girebilen maddenin en ince hali…

Toprak: Her şeyin kökeni. Canlılar için ana rahmi. “Oradan geldik oraya gideceğiz, oradan da O’na döneceğiz” …

Güneş: Güneş ya da ateş. Hayatın enerjisi. Kötüleri ve kötülükleri yakan. İyilere şifa ve kuvvet, iyiliklere bereket…

Su: Hayatın ışığı ve cennete ait bir unsur. Damladan deryaya yaratılışın mayası…

Bu dört unsur, büyük âlem kabul edilen kâinatın (evrenin), ve küçük âlem olan insanın temel yapısını oluşturuyor. Bu benzerlik veya ilişki “Her ne var ise alemde, o da vardır ademde” vecizesi ile ifade edilmekte (1).

Su: Herkesin tanıdığı ama belki de çok az bildiği şey… Malumu ilam (bilineni açıklamak) olsa da hatırlayalım. Yerkürenin üçte ikisi (%67’si) su ile kaplı. Dünyadaki suyun %97.5’i okyanuslardaki tuzlu su. Geriye kalan %2.5’i tatlı su. Tatlı su büyük oranda kutuplarda, buzullarda ve jeolojik tabaklarda yer altı suyu olarak bulunmakta. Gözelerde, göllerde, derelerde, çaylarda ve nehirlerdeki su toplam tatlı su potansiyelinin %1’inden daha az.

Ağırlık olarak insan bedenin %50-70’ni su oluşturuyor. Yani yeryüzündeki su oranı ile insan vücudundaki su oranı benzer. İnsandaki ana ve kılcal damarlar, yeryüzündeki ırmak ve derelerle eşleştirilir. İnsan yaşlandıkça vücuttaki su oranı azalır. Dünya da yaşlandıkça kullanıma elverişli su oranı azaldığına dair çok işaretler söz konusudur. Yani “Her ne var ise âlemde, örneği var âdemde”.

Su konusunda hazırlanan bir raporuna göre, sadece Türkiye’de 60 yılda, 70 küçük göl maalesef kurudu (2). Bu göllerin büyüklüğü Van gölü ile eşdeğer. Van gölü, Tuz Gölü, Meke gölü gibi göllerde önemli düzeyde su çekilmesi gözlemleniyor. Dünyada kuraklığın artışının en açık göstergesi Aral Gölü gerçeği. Aral Gölü, aşırı ve bilinçsiz tarımsal sulama ve ekosistemin bozulması nedenleri ile kuraklığın en açık delili olarak gösteriliyor. Tarih sürecinde Aral gölündeki kuruma ekteki resimden izlenebilir. Tablo ne kadar üzüntü verici değil mi!

Hayat su ile başlar ve devamı suya bağlıdır. Susuz kalan canlı; bitki, hayvan fark etmez ölür. Su olmazsa tohum çimlenmez, bakteri çoğalmaz. En temel sağlık bilgisi; bir insan genellikle havasızlığa (oksijen) en fazla üç dakika, susuzluğa en fazla üç gün dayanabilir. Üç gün sonra böbrekler iflas eder, kanı süzemez ve hayat sona erer. Su hayattır, hayat sudur. Hava olmadan hayat söz konusu olamadığı gibi susuz bir hayat düşünülemez.

İnsanoğlu olarak bizler tatlı suyu kullanıyoruz. Bu suyun %69 tarım amaçlı, %19 endüstriyel ve %12 ev tüketiminde kullanılmakta. Toprağın tava gelmesi, tohumun çimlenmesi, bitkinin büyümesi, sebzelerin, meyvelerin ürün vermesi hepsi suya bağlı. Kıraç şartlardaki tarım, toprağın kar ve yağmur sularını tutma kapasitesi ile ilgili. Hayvan yetiştiriciliği için meralar, yaylalar ve çayırlardaki ot gelişimi “Alemin Sahibinin” yağmur ve kar suyu serpmesinin sonucu. Günde 20-30 kg süt veren 500-600 kg ağırlığındaki bir süt ineği günde 100-120 litre su tüketmesi gerekli. Kısaca susuz tarım, tarımsız hayat düşünülemez. Yani su olmadan tarım düşünülemez. Tarım; hayat işaretidir. Hayata can veren görünür sebep ise sudur.

Geçmişte, günümüzde ve gelecekte su hep önemli olmuş ve olacaktır. Ayrıca zaman sürecinde yerkürede kullanılabilir tatlı su gün geçtikçe azalmakta ve dünyanın yakın gelecekte susuzluk (veya kuraklık) tehlikesi ile karşı karşıya kalacağı öngörülmektedir.

Bu kuraklık probleminin sebepleri bu makalenin kapsamı dışında bırakarak, görünürde olan kuraklık ve susuzluk probleminin çözümü konusunda neler yapılabilir konusunu irdelemek gerekir. Ancak burada vurgulamak gerekir ki çevre-toprak ve hava kirliliği nihai olarak su kirliliği ile sonuçlanıyor. Yani atıklarla her türlü çevre kirliliği taban sularını hatta kaynak suları ve deniz sularının kirletiyor. Sonra bu kirlilik, toprak ve suda yetiştirilen veya yetişen canlılara, en sonunda da kirliliğe neden olan insana geri dönmektedir.

Suyun önemine binaen, Dünya Su Konseyi’nin bir organizasyonu olarak “Dünya Su Forumu” 1997 yılından beri her 3 yılda bir düzenlenmektedir. Türkiye Belediyeler Birliği bu Konseyin üyesidir. Bu Forumda su meseleleri dünya kamuoyunun gündemine getirilerek, su alanında acil veya yeni politikalar oluşturulmaktadır (3).

Konunun önemi nedeniyle ülkemizde su konusu ile ilgili çok sayıda kurum söz konusudur. Tarım Bakanlığı içinde, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Su Enstitüsü kurumları ve Çevre Bakanlığı içinde Su ve Toprak Yönetimi Dairesi Başkanlığı mevcuttur. Her bir kurumlar su kaynaklarının etkili ve verimli kullanımını sağlama husussunda faaliyet göstermektedir.

Ulusal ve uluslararası bu kurumsal yapıların faaliyetlerine rağmen su meselesi güncelliğini her gün daha fazla hissettirmektedir. Su meselesinde ferdi olarak bizler ne yapabiliriz. En başta evimizde, bahçemizde, tarlamızda su israfından kaçınmakla işe başlamak gerekir. Evde, okulda, büroda, kurumda, sokakta, boşa akan muslukların kapatılmasında herkes kendisini görevli kabul etmelidir. Lavabo suyunu klozet rezervuarına bağlayarak, çatı sularını merdiven ve bina girişi temizliği ile bahçe sulamada kullanarak su tasarrufuna başlayabiliriz. Büyük şehirlerde çatı sularının rögarlara verilmesi yerine uygun yerlerde depolanarak su baskınlarının önüne geçilemez mi? Bu bağlamda yağmur suyu toplama ile ilgili yönetmelik 2000 m2 ve üzeri parsellerde ve yeni yapılan binalarda su toplama tankını zorunlu kılıyor. Yağmur suyu hasadı ile ilgili mecburiyet daha küçük parsellere ve oluk sistemi olan diğer binalara da genişletilebilir. Ayrıca yağmur suyu arıtılarak içilebilecek nitelikte kıymetli bir su olup israf edilmemelidir. Su idaresi için bu girişimler küçümsenmemelidir. Unutmayalım ki göller damlaların birikimidir. Ülkemizde bu yıl bazı bölgelerde kuraklık mevcutken bazı şehirlerde sel baskınları yaşanıyor. Bu yıl farklı bir iklim değişikliği yaşıyoruz.

Su iki harf, iki element, tek hece, tek molekül. Allah’ın açık mucizesi. Su için söylenen ve yazılanların değil bir veya birkaç kitap, bir kütüphane oluşturulsa tüm raflar eminim ki dolar. Her bilim dalı; kimya, fizik, biyoloji, jeoloji … su ile ilişkilidir. Mühendisler, filozoflar, teologlar, edipler, şairler mutlaka bir şekliyle su ile muhatap olmuştur. (4) Mitolojide, sanatta ve tasavvufta suya çok anlamlar yüklendiği gibi, fen bilimlerinin birim ölçeği suya dayalıdır. Ağırlık, sıcaklık, kalori gibi ölçeklerin her birinin ölçeklendirilmesinde su esas alınır. Bir 1 ml suyun kütlesi de 1 grama eşittir. Kalori; atmosfer basıncında 1 gram suyun sıcaklığını 1 °C (derece santigrat) artırmak için gerekli olan enerji miktarıdır. Suyun donma noktası 0 °C, kaynama noktası 100°C kabul edilmiştir, hakeza…

Su hayatın her çağında, doğumdan ölüme geçen her anda ihtiyaç duyulan aziz bir varlıktır. Yeni doğan yavruların su ihtiyacını Yaratıcı ana sütüyle memeler çeşmesinden ikram ediyor. Sekerat acısını (ölüm anı acısı) bir nebze dindirende yine yutulan bir kaşık su veya dudaklara sürülen bir damla sudur.

Su damlasının kıymetini bilelim.

Aral gölünün kuruma süreci, Kaynak BBC

Kaynaklar:

  1. Kılıç, M.M (2023), https://medium.com/ hava-toprak-su
  1. Kesici E. (2023) https://www.ntv.com.tr/galeri/turkiye/60-yilda-70e-yakin-gol-kurudu
  1. https://www.tbb.gov.tr/Tr/Haberler_9-dunya-su-konseyi-senegalde-toplandi
  1. Cemalnur, S (2009). https://cemalnur.org/contents/detail/sudaki-can

Mayıs 2024

Prof. Dr. Ömer AKBULUT

QOSHE - Hayata Can Veren!  - Prof. Dr. Ömer Akbulut
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hayata Can Veren! 

21 1
02.05.2024

Canlılığın, hayatın, yeni ifadeyle yaşamın dört unsuru (anasır-ı erbaa); hava, toprak, güneş ve su.

Hava: Gözle görülmez, elle tutulmaz. Yer kürenin her boşluğuna girebilen maddenin en ince hali…

Toprak: Her şeyin kökeni. Canlılar için ana rahmi. “Oradan geldik oraya gideceğiz, oradan da O’na döneceğiz” …

Güneş: Güneş ya da ateş. Hayatın enerjisi. Kötüleri ve kötülükleri yakan. İyilere şifa ve kuvvet, iyiliklere bereket…

Su: Hayatın ışığı ve cennete ait bir unsur. Damladan deryaya yaratılışın mayası…

Bu dört unsur, büyük âlem kabul edilen kâinatın (evrenin), ve küçük âlem olan insanın temel yapısını oluşturuyor. Bu benzerlik veya ilişki “Her ne var ise alemde, o da vardır ademde” vecizesi ile ifade edilmekte (1).

Su: Herkesin tanıdığı ama belki de çok az bildiği şey… Malumu ilam (bilineni açıklamak) olsa da hatırlayalım. Yerkürenin üçte ikisi (g’si) su ile kaplı. Dünyadaki suyun .5’i okyanuslardaki tuzlu su. Geriye kalan %2.5’i tatlı su. Tatlı su büyük oranda kutuplarda, buzullarda ve jeolojik tabaklarda yer altı suyu olarak bulunmakta. Gözelerde, göllerde, derelerde, çaylarda ve nehirlerdeki su toplam tatlı su potansiyelinin %1’inden daha az.

Ağırlık olarak insan bedenin P-70’ni su oluşturuyor. Yani yeryüzündeki su oranı ile insan vücudundaki su oranı benzer. İnsandaki ana ve kılcal damarlar, yeryüzündeki ırmak ve derelerle eşleştirilir. İnsan yaşlandıkça vücuttaki su oranı azalır. Dünya da yaşlandıkça kullanıma elverişli su oranı azaldığına dair çok işaretler söz konusudur. Yani “Her ne var ise âlemde, örneği var âdemde”.

Su konusunda hazırlanan bir raporuna göre, sadece Türkiye’de 60 yılda, 70 küçük göl maalesef kurudu (2). Bu göllerin büyüklüğü Van gölü ile eşdeğer. Van gölü, Tuz Gölü, Meke gölü gibi göllerde önemli düzeyde su çekilmesi gözlemleniyor. Dünyada kuraklığın artışının en açık göstergesi Aral Gölü gerçeği. Aral Gölü, aşırı ve bilinçsiz tarımsal sulama ve ekosistemin bozulması nedenleri ile kuraklığın en açık delili olarak gösteriliyor. Tarih sürecinde Aral gölündeki kuruma ekteki resimden izlenebilir. Tablo ne kadar üzüntü verici değil mi!

Hayat su ile başlar ve devamı suya bağlıdır. Susuz kalan canlı; bitki, hayvan fark etmez ölür. Su olmazsa tohum çimlenmez, bakteri çoğalmaz. En temel sağlık bilgisi; bir insan genellikle havasızlığa (oksijen) en fazla üç dakika, susuzluğa en fazla üç gün dayanabilir. Üç gün sonra böbrekler iflas eder, kanı süzemez ve hayat sona erer. Su hayattır, hayat sudur. Hava olmadan hayat........

© Maarifin Sesi


Get it on Google Play