Ben GSM yani cep telefonu ile tanıştığında 30 yaşındaydım.

Tuşlu telefonları alabilmek için bir kamyon odun satanları hatırlıyorum. Sonrasında akıllı telefonlar girdi dünyamıza. Bu vesileyle de sosyal medya ağları kuruldu.

Televizyon kitabı, muhabbeti kısmen öldürdü. Akıllı telefonlar ve internet dünyası, yani sanal alem, modern çağın insanının bilincini tarumar etti. Dezenformasyon denilen şeyle de bu vesileyle tanıştık. Küçücük çocuğun elinden akıllı telefonunu aldığınızda basbas bağırıyor. Zaptedene aşk olsun. Hoş yetmişlik ihtiyarın elinde bile cep telefonu var. Karısını, çoluğunu- çocuğunu ihmal edip bir köşeye çekilip sosyal medyada gününü öldüren milyonlarca insan var. Artık evlilikler de sosyal medya üzerinden yapılıyor. Sohbet, muhabbet bitti. Peki, tüm bunlar iyi mi?

Teknolojiye karşı olmak için, ya aklını peynir ekmekle yemiş olman gerekiyor ya da dünyadaki gelişmelerden haberdar olmaman..Mesele bu değil. Bu teknolojiyi yerinde ve zamanında kullanıp kullanmamak. Zihin dünyamızı şöyle bir yoklayalım. Acaba bu gidiş, hayra mı alamet, yoksa şerre mi?

Tabi ben tüm bunları düşünürken, imdadıma Haşmet Babaoğlu'nun "bir düşünün bakalım" başlıklı makalesi yetişti. Çağı, fertleri, devletleri sorgulayan Babaoğlu, çok önemli gerçeklerin altını çiziyor. Buyurun okuyalım.

"Nasıl bir dünyaya doğru müthiş bir hızla ilerlediğimizin farkında değiliz.

Bizler günübirlik yaşıyoruz.

Devletler mi?

Onların gelecek projeksiyonları da "güvenlik" çerçevesine sıkıştı kaldı

Yapay zekâ ve robotik teknoloji yoluyla "üretim ve hizmetler" alanından çekilecek kitlelere ne olacak? Sanayi devrimi işçi sınıfını doğurmuştu. Şimdi onlara gerek kalmadı.

Kısırlaştırılarak ve uyuşturularak yok olmaları mı beklenecek?

İşte ürpertici soru...

Harari konu buralara geldiğinde pis pis sırıtıp geçiştiriyor.

Ama Harari'nin ülkesi İsrail'in...

Ve Harari'nin bağlı bulunduğu "küreselci merkez"in hepimizi şu veya bu yolla bir "kitlesel imha"ya hazırlamadıklarına emin misiniz?

Netflix'te, Prime'de, Disney'de sürekli pazarlanan dizi ve filmlerde ne anlatıldığını sanıyorsunuz?

Bir düşünün bakalım!"

Ne dersiniz, Babaoğlu haksız mı?

İnsan hayatına dair söyleyecek sözü olanların tam da konuşma zamanı. Şimdi konuşmaz veya tedbirinizi almazsanız, ileride söyleyeceğiniz şeyler kalmaz. Kim bilir belki de o gün hayatta bile olmayabilirsiniz.

QOSHE - Hele Bir Düşünün - Abdullah Şanlıdağ
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hele Bir Düşünün

2 0
18.12.2023

Ben GSM yani cep telefonu ile tanıştığında 30 yaşındaydım.

Tuşlu telefonları alabilmek için bir kamyon odun satanları hatırlıyorum. Sonrasında akıllı telefonlar girdi dünyamıza. Bu vesileyle de sosyal medya ağları kuruldu.

Televizyon kitabı, muhabbeti kısmen öldürdü. Akıllı telefonlar ve internet dünyası, yani sanal alem, modern çağın insanının bilincini tarumar etti. Dezenformasyon denilen şeyle de bu vesileyle tanıştık. Küçücük çocuğun elinden akıllı telefonunu aldığınızda basbas bağırıyor. Zaptedene aşk olsun. Hoş yetmişlik ihtiyarın elinde bile cep telefonu var. Karısını, çoluğunu- çocuğunu ihmal edip bir köşeye çekilip sosyal medyada gününü öldüren milyonlarca insan var. Artık evlilikler de sosyal medya üzerinden yapılıyor. Sohbet, muhabbet bitti. Peki, tüm bunlar iyi........

© Maraş Gündem


Get it on Google Play