Aşağılık karmaşası (kompleks), Alfred Adler’in ortaya attığı bir kavramdı. Buna göre, yetersizlik ve güvensizlik kaynaklı kimi davranışlar aşağılık karmaşasına bağlanıyordu. Bu da düşük benlik saygısına yol açıyor; kendini küçük görmenin telafisi için birtakım davranışlar sergileniyordu. İlk akla gelen örnek ise, kısa boyuyla Napoleon oluyordu. Son yıllarda ise, bu kavram, toplumlara uygulanmaya başladı. Buna göre, toplumlar arasında psikolojik bir hiyerarşi vardı. Örneğin, ortalama bir Türk Afganları aşağılayabiliyor ama Avrupalılar karşısında kendini küçük görüyordu. Adler’in bir diğer kavramı ise bunun tersi: Üstünlük karmaşası. Bunu da Amerikalılarda görüyoruz. Bu da aşırı yüksek bir “bizlik” saygısına karşılık geliyor. Bu psikolojik üstünlük/aşağılık duygu ve düşünceleri, sömürgeci bağımlılıkla ilişkilendirilebiliyor ama daha geniş bir zeminde incelenmesi gerekir.

“Bizden bir şey olmaz”

Görebildiğimiz kadarıyla, toplumsal aşağılık/üstünlük karmaşası sabit değildir; tarihsel olarak değişmiştir/değişmektedir. Türkiye ve Vietnam gibi kurtuluş savaşı vermiş halklarda, savaş sırasında bizlik saygısı yüksektir. Bu iki tür karmaşayı da yaşamazlar. Fakat kurtuluş sonrasında işler değişebilir. Kahramanlık ve feda anlatıları büyük oranda unutulur ve eski “bizden bir şey olmaz” hissi geri döner. Elbette, bu konuda bireysel farklar vardır. Kimilerindeki yüksek bizlik saygısı, toplumsal kurtuluşu getirirken; kimileri, 68 kuşağından Mustafa Zülkadiroğlu’nun dediği gibi, “vasallık ruhunu besler; kendine güvenmediği için manda ister.”

Beyazların psikolojik üstünlüğü

Ulusal aşağılık karmaşası kavramının ilk kez 1958’de Brezilyalı gazeteci Nelson Rodrigues tarafından dile getirildiği ileri sürülüyor (dos Santos ve Pereira, 2021), ancak bundan önceki kullanımlar da söz konusu (örneğin, Higgins, 1955). Rodrigues, Brezilyalıların dünya karşısında kendilerini aşağı olarak gördüğünü düşünür. Gerçi burada bir not düşmeliyiz: Burada ‘ulusal’tan kasıt, tekçi ulus-devletler değildir; kast edilen toplumdur. Bu nedenle, biz ‘toplumsal aşağılık karmaşası’ ifadesini yeğleyeceğiz. Yapılan araştırmada, Brezilyalıların Avrupalılara ve beyaz Brezilyalılara ayrıcalık sağladığı ortaya çıkıyor (dos Santos ve Pereira, 2021).

Rusya’nın ötekileri

Benzer bir konu, Rusya bağlamında incelenmiş ve toplumsal aşağılık karmaşası, kimlik bunalımına bağlanmış (Shestopal, 2021a). Aynı araştırmacının bir başka çalışmasına göre, Rusya 1980-2000 yılları arasında kendini aşağı görmüş; fakat bu değişiyor. Ruslar genel olarak başka ülkeleri şöyle sınıflandırıyor: Komşular (Sovyet sonrası ülkeler), stratejik ortaklar (Hindistan ve Çin), unutulmuş müttefikler (Latin Amerika ve Afrika), önemli ötekiler (Avrupa ülkeleri), düşman (ABD) ve turizm merkezleri (Türkiye ve Tayland) (Shestopal, 2021b). Bizde de, içeriği aynı olmamakla birlikte, benzer bir sınıflandırma düzeneği olduğunu söyleyebiliriz.

Tarihe gerileme

Bulgaristan üstüne bir araştırmada, toplumsal aşağılık karmaşası, çaresizlik ve zayıflıkla ilişkilendiriliyor (Nikolova, 2023). İlginç bir bulgu ise şu: Kendini bugün aşağı gören toplumlar, tarihteki altın çağa özlem duyuyor, psikolojik açıdan o döneme doğru geriliyor. Diğer bir deyişle, hayaller içinde yaşıyor. Bizim tarihi dizilerimiz de belki bu durumun bir yansıması olarak görülebilir.

Güney Kore ile ilgili bir tartışmada ülkenin halkı tarafından bir yandan gelişmiş bir ülke (seonjinguk), bir yandan da az gelişmiş bir ülke (hujinguk) olarak algılandığı görülüyor ve bu, toplumsal aşağılık karmaşasına bağlanıyor (Marshall, 2020). Kavram, bir de, Kanada bağlamında, “geçmişte toplumsal aşağılık karmaşamız vardı” denerek anılıyor (Higgins, 1955).

Sonuç

Toplumsal aşağılık karmaşası, henüz Türkiye özelinde akademik olarak incelenmiş değil. Birkaç gazete yazısında bu ifade geçiyor ama bunlar derinlikli değil. Toplumumuzu anlamak için bu konuda daha fazla çalışma yapılması gerekiyor.

ulasbasar@gmail.com

Kaynakça

dos Santos, M. F., & Pereira, C. R. (2021). The social psychology of a selective national inferiority complex: Reconciling positive distinctiveness and system justification. Journal of Experimental Social Psychology, 95, 104118.

Higgins, B. H. (1955). Nationalism and colonialism:(radio address over Trans-Canada network as part of the Canadian Institute on Public Affairs Annual Conference, August 17, 1955). [Cambridge, Mass.: Massachusetts Institute of Technology, Center for International Studies, 1955].

Marshall, C. (2020). The Comforts of South Korea’s Coronavirus Response. The New Yorker.

Nikolova, Y. (2023). “Bulgaria on three seas!”: An example of regression as a defense mechanism experienced by a large‐group in a response to its national inferiority complex. International Journal of Applied Psychoanalytic Studies.

Shestopal, E. (2021a). Russian Society in the Search of a New Vision of Itself and Others: from the „National Inferiority Complex” to a New Identity. Studia Socjologiczno-Polityczne. Seria Nowa, 14(1), 127-142.

Shestopal, E. (2021b). They and We: Russian Citizens Perception of Their Own and Foreign Countries. Obshchestvennye nauki i sovremennost, (2), 90-102.

Ulaş Başar Gezgin

1978 İstanbul doğumlu Ulaş Başar Gezgin, Türkiye, Vietnam, Tayland ve Malezya’da 20 yıl ders verme deneyimine ve Yeni Zelanda (doktora), Avustralya (ortak proje) ve Latin Amerika’da (gazetecilik) araştırma deneyimine sahip bir akademisyen-yazardır. Eğitimini Darüşşafaka (1989-1996), Boğaziçi Üniversitesi (Eğitim Bilimleri, lisans, 2000; Sosyal Psikoloji, yüksek lisans 2002), ODTÜ (Bilişsel Bilimler, doktora, 2006) ve yurtdışında (2009, üniversite düzeyinde ders verme yetkisi, Avustralya; Darmstadt Teknik Üniversitesi, Şehir Plancılığı, yüksek lisans, 2011) tamamlayan Gezgin’in toplam 109 kitabı bulunmaktadır. Akademik çalışmalar dışında, çeşitli dergi ve gazetelere köşe yazıları yazmakta; şiir, şarkı sözü, şarkı, deneme, yazınsal inceleme, öykü, film öyküsü, film çözümlemesi, tiyatro oyunu, masal ve roman türlerinde yapıtlar vermekte ve çeşitli ülkelerden şairleri ve şarkıcıları Türkçeye kazandırmaktadır. Ayrıca henüz gün yüzü görmemiş 100’ü aşkın bestesi bulunmaktadır. Çeşitli çalışmaları 12 dile (Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Japonca, Vietnamca, Tayca, Gürcüce ve Azerbaycanca) çevrilmiştir. Blog: http://ulasbasargezginkulliyati.blogspot.com/

QOSHE - Toplumsal aşağılık karmaşası - Ulaş Başar Gezgin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Toplumsal aşağılık karmaşası

12 0
22.12.2023

Aşağılık karmaşası (kompleks), Alfred Adler’in ortaya attığı bir kavramdı. Buna göre, yetersizlik ve güvensizlik kaynaklı kimi davranışlar aşağılık karmaşasına bağlanıyordu. Bu da düşük benlik saygısına yol açıyor; kendini küçük görmenin telafisi için birtakım davranışlar sergileniyordu. İlk akla gelen örnek ise, kısa boyuyla Napoleon oluyordu. Son yıllarda ise, bu kavram, toplumlara uygulanmaya başladı. Buna göre, toplumlar arasında psikolojik bir hiyerarşi vardı. Örneğin, ortalama bir Türk Afganları aşağılayabiliyor ama Avrupalılar karşısında kendini küçük görüyordu. Adler’in bir diğer kavramı ise bunun tersi: Üstünlük karmaşası. Bunu da Amerikalılarda görüyoruz. Bu da aşırı yüksek bir “bizlik” saygısına karşılık geliyor. Bu psikolojik üstünlük/aşağılık duygu ve düşünceleri, sömürgeci bağımlılıkla ilişkilendirilebiliyor ama daha geniş bir zeminde incelenmesi gerekir.

“Bizden bir şey olmaz”

Görebildiğimiz kadarıyla, toplumsal aşağılık/üstünlük karmaşası sabit değildir; tarihsel olarak değişmiştir/değişmektedir. Türkiye ve Vietnam gibi kurtuluş savaşı vermiş halklarda, savaş sırasında bizlik saygısı yüksektir. Bu iki tür karmaşayı da yaşamazlar. Fakat kurtuluş sonrasında işler değişebilir. Kahramanlık ve feda anlatıları büyük oranda unutulur ve eski “bizden bir şey olmaz” hissi geri döner. Elbette, bu konuda bireysel farklar vardır. Kimilerindeki yüksek bizlik saygısı, toplumsal kurtuluşu getirirken; kimileri, 68 kuşağından Mustafa Zülkadiroğlu’nun dediği gibi, “vasallık ruhunu besler; kendine güvenmediği için manda ister.”

Beyazların psikolojik üstünlüğü

Ulusal aşağılık karmaşası kavramının ilk kez 1958’de Brezilyalı gazeteci Nelson Rodrigues tarafından dile getirildiği ileri sürülüyor (dos Santos ve Pereira, 2021), ancak bundan önceki kullanımlar da söz konusu (örneğin, Higgins, 1955). Rodrigues, Brezilyalıların dünya karşısında kendilerini aşağı olarak gördüğünü düşünür. Gerçi burada bir not düşmeliyiz: Burada ‘ulusal’tan kasıt, tekçi ulus-devletler değildir; kast edilen toplumdur. Bu nedenle, biz ‘toplumsal aşağılık karmaşası’........

© Medya Günlüğü


Get it on Google Play