Günümüzde bilişim ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişme, insanlık tarihinde toplumsal,

ekonomik, sosyolojik ve bilimsel değişimlerin yönünü bugün oldukça hızlı bir şekilde kültürel

açıdan değiştirmektedir. Bilişim teknolojilerinde sürekli yenilenen, güncellenen veriler insan hafızasını oldukça zorlamaktadır. 21.yüzyılda bilgiler pirinç tanesi büyüklüğünde bir alana depolanabilmekte. Akıllı cep telefonumuz artık bilgisayarımız, ölçüm aletimiz, takvimimiz, fotoğraf makinamız, müzik çalarımız, yön bulma aletimiz, radyomuz, veri depomuz, internetimiz, bankamız, fotoğraf albümümüz, telefon rehberimiz.

Bilişim teknikleri, uzay teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde bugün dünya müzeleri ile ören yerlerinde bilgi sağlama, eserleri tanıtma, ziyaretçinin eğiliminin tesbit edilmesi, eserlerin güvenliği, gösterim alanlarının çeşitlenmesi konularında etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Önümüzdeki yıllarda her alanda olduğu gibi müze teknolojisi de gelişerek karşımıza çok farklı boyutlarda ve insanlık mirasını güvence altına alacak yeniliklerle yeni yüzyıllara taşıyacaktır. 2017 yılında kuantum bilgisayarları, akıllı yazılımlar, kendi kendine öğrenen makine, sanal veya yapay zekâ gibi konular müzelerde de kullanımı gündemde. Değişen müze teknolojileri yeni sergileme sistemlerini karşımıza çıkarmıştır. Bunlar sırası ile son teknoloji olarak; dokunmatik sistemler, ses duşu, radyo frekansı sistemleri (RFID), uzaktan algılama, sergi alanları ile ilgili gösterim sistemleridir.

Kasım’ın 21’inde resmî olarak ziyaretçilere açılın Çatalhöyük Tanıtım ve Karşılama Merkezi’ni geçtiğimiz Çarşamba günü, dostlarla birlikte gezdik. Kapıdan girip “Danışma”ya doğru yönelirken kulağıma gelen bir sesle olduğum yerde durakladım. Karşımda bir adam duruyor, konuşuyor fakat sesinin nereden geldiğini bulmaya çalışıyorum. Belli bir noktada durduğumda sesin yukardan geldiğini işittim. Bir tablonun karşısında belli bir noktada durarak o tablo hakkında bilgiyi kulaklıklarınız olmadan ve etrafınızdakiler duymadan edinmenin zevkini yaşadım. İşte bu gezide Çatalhöyük’ün yeni dijital yüzüyle tanıştım. Tanıtım merkezine girmeden önce, bizi karşılayan “Çatalhöyük’e hoş geldiniz!” tabelasının altındaki şu yazı dikkat çekiyordu: “Çatalhöyük Ziyaretçi Merkezi, bizi bir zaman yolculuğuna davet ediyor. Önce Çatalhöyük’teki hayatın sırlarını ortaya çıkarmak için kullanılan bilimsel yöntemleri keşfedecek, sonra yerleşmenin ve evlerin içlerine doğru uzanarak gelecekteki uygarlıkların gelişimine öncelik eden bu insanların yaşamlarına yakından bakacağız.”

Nasıl ki Karahüyük, dönemin İkonia’sının ticaret ve borsa merkezi idiyse; M.Ö. 7.500 yılında kurulan Çatalhöyük de Neolotik dönemin ziraat merkezi olarak düşünebilirsiniz. İlk yerleşik şehir hayatı, ilk haritacılık, ilk ayna, ilk tekstil parçası, ilk tuzluk Çatalhöyük’teki kazılarda gün yüzüne çıkarılan objeler. Yüzde 10’u ancak kazılan Çatalhöyük’le ilgili bildiklerimiz o kadar az ki, alanın tamamı kazıldığında muazzam bir tarih önümüze serilecek ve bizler zamanda yolculuk yapmışçasına 9 bin yıl öncesini görmüş olacağız. “9 bin yıl nasıl ölçülür?” sorusunun cevabını, butonlara basarak kulaklıklı dijital teknikler sayesinde bulmak kolay!

Kapısız kerpiç evlerde ve ölüleriyle yaşayan Çatalhöyük halkının, M.Ö. 8.400 yıl öncesine kadar uzanan Aksaray’daki Aşıklı Höyük’ten suların yükselmesiyle birlikte ayrılıp daha verimli bir ovaya taşındıklarını tarihçilerden öğrenmiştik. Çumra’da iki tepe üzerine kurulu Çatalhöyük birçok yönü ile eşsiz özelliklere sahip bir yerleşim yeri. Buraya “şehir” yakıştırması yapılsa da aslında “Karkın” gibi büyük bir köy. İşin enteresan yanı ise Çatalhöyük halkının birbirleriyle 2000 yıl dayanışma içerisinde yaşamaları. Üç - dört bin insanın yaşadığı tahmin edilen Çatalhöyük’te, yeni kazılarda ortaya çıkarılan tahıllar, objeler ve buluntularla birlikte birtakım bilinmeyen gizemli sırlar, İngiliz arkeologların bakış açsısıyla değil de Müslüman Türk arkeologların zaviyesinden ve onların yorumlarıyla birlikte yeni hikâyeler yazılabilir. Bizim edebiyatı kuvvetli arkeologlarımız Çatalhöyük’ten pek çok başarı hikâyesi pekâlâ çıkartabilir.

KONYA’DA 1000’İN ÜZERİNDE HÖYÜK VAR

On dört kişiden oluşan gezi gurubumuza, dijital teknolojilerle donatılmış Çatalhöyük Tanıtım ve Ziyaretçi Karşılama Merkezi hakkında kısa bilgiler veren Konya Büyükşehir Belediyesi Müzeler Şube Müdürü Coşkun Bilgi, ilçelerde devam eden yeni müze evleri çalışmalarıyla birlikte 10 müzeye ulaşılacağını ifade etti. Müzeler Şube Müdürü Coşkun Bilgi, çay sohbeti esnasında Konya havzasında 1000’in üzerinde, İç Anadolu’da ise 10.000’e yakın höyük olduğunu söyledi.

Çatalhöyük Tanıtım ve Karşılama Merkezi, Çatalhöyük’ü tanıtma ve daha fazla turist çekme açısından geç kalınmış olsa da güzel bir çalışma olmuş. Çatalhöyük’e ulaşım yolları ve ören yerini daha güzel hale getirme açısından yapılacak daha çok şey var. Konya Büyükşehir Belediyesi ile Çumra Belediyesi’ni bu güzel hizmetlerinden dolayı kutluyor ve başkanlarımıza teşekkür ediyorum.

QOSHE - Çatalhöyük’ün Yeni Yüzü! - Mustafa Balkan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çatalhöyük’ün Yeni Yüzü!

2 0
01.12.2023

Günümüzde bilişim ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişme, insanlık tarihinde toplumsal,

ekonomik, sosyolojik ve bilimsel değişimlerin yönünü bugün oldukça hızlı bir şekilde kültürel

açıdan değiştirmektedir. Bilişim teknolojilerinde sürekli yenilenen, güncellenen veriler insan hafızasını oldukça zorlamaktadır. 21.yüzyılda bilgiler pirinç tanesi büyüklüğünde bir alana depolanabilmekte. Akıllı cep telefonumuz artık bilgisayarımız, ölçüm aletimiz, takvimimiz, fotoğraf makinamız, müzik çalarımız, yön bulma aletimiz, radyomuz, veri depomuz, internetimiz, bankamız, fotoğraf albümümüz, telefon rehberimiz.

Bilişim teknikleri, uzay teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde bugün dünya müzeleri ile ören yerlerinde bilgi sağlama, eserleri tanıtma, ziyaretçinin eğiliminin tesbit edilmesi, eserlerin güvenliği, gösterim alanlarının çeşitlenmesi konularında etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Önümüzdeki yıllarda her alanda olduğu gibi müze teknolojisi de gelişerek karşımıza çok farklı boyutlarda ve insanlık mirasını güvence altına alacak yeniliklerle yeni yüzyıllara taşıyacaktır. 2017 yılında kuantum bilgisayarları, akıllı yazılımlar, kendi kendine öğrenen makine, sanal veya yapay zekâ gibi konular müzelerde de kullanımı gündemde. Değişen müze teknolojileri yeni sergileme sistemlerini karşımıza çıkarmıştır. Bunlar sırası ile son teknoloji olarak; dokunmatik sistemler, ses duşu, radyo frekansı sistemleri (RFID), uzaktan algılama, sergi alanları ile ilgili gösterim sistemleridir.

Kasım’ın 21’inde resmî olarak ziyaretçilere açılın Çatalhöyük Tanıtım ve Karşılama Merkezi’ni geçtiğimiz Çarşamba günü, dostlarla birlikte gezdik. Kapıdan girip “Danışma”ya doğru yönelirken kulağıma gelen bir sesle........

© Merhaba Haber


Get it on Google Play