Hani bir deyim var ya ”Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da oldu” diye, onun gibi bugün yolumuz Bulgur Palas diye bilinen binaya düştü. Aslında binanın bulgur ile alakası nedir derseniz, alakası halkın dili önemli, halkın gönlü önemli bu binaya ismi o dönem halkımız Bulgur Palas yani Bulgur Sarayı olarak dillendirilmiş. Neyse, biz emeği geçenlere teşekkür ediyor, geçmişi geçmişte bırakıyoruz. Allah en iyisini bilir ,herkese Allah hayır versin. Bulgur Palas’ın kısaca hikayesi şöyle:

BULGUR PALAS OLARAK BİLİNEN MEHMET HABİB BEY KONAĞI

Günümüzde ‘’Bulgur Palas’’ olarak bilinen tüccar Mehmet Habib Bey’in yaptırdığı konak 1912 yılında mimar Guillio Mongeri tarafından yapıldı. ‘’Bulgur Palas’’ ismini Mehmet Habib bey’in o dönemde fahiş fiyatlarda aldığı düşünülen bulgurlardan yani yolsuzluk ile yapıldığı düşüncesinden alır.

BULGUR KRALLIĞINDAN MALTA’YA SÜRGÜNE

1878 yılında dünyaya gelen Mehmet Habib Bey, Harbiye eğitiminin ardından asker olarak Manastır’a tayin edildi. Manastır’daki görevinde İttihat ve Terakki Cemiyeti ile tanışan Habib Bey, cemiyet içerisinde getirdiği görevlerle hızla yükseldi ve 2.ci Meşrutiyet’in 1908’de ilanının ardından yapılar seçimlerde Bolu Mebusu olarak Meclise girdi. İktidardaki İttihat ve Terakki Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için milli şirketler (‘’Milli Mahsulat’’, ‘’Milli Ekmekçiler’’, ‘’Milli Kantariye’’) kurdu. Mehmet Habib Bey de bu dönemde ticaret girerek yerli sermaye girişiminin öncülerinden oldu.

Bulgur, arpa ve buğday gibi hububatın ticaretini yapan Habib Bey parti üyelerine sağlanan ayrıcalıktan faydalanarak hatırı sayılır kazanç elde etti. O dönemde parti üyelerine sağlanan ayrıcalık vagon kiralamaydı. Elde ettiği kazançlar ‘’Bulgur Kralı Habib Bey’’ olarak anılan Habib bey’in, İstanbul’un yedi tepesinden biri olan Cerrahpaşa arazini satın almasını sağladı. 1912 yılında Bulgur Kralı Habib Bey Levanten mimar Mongeri ile kendi adına bir konak yapılması için anlaştı fakat İttihatçı olması dolayısı ile 10 Mart 1919’da İtilaf Devletleri’nin talebi doğrultusunda Malta’ya sürgün edildi. Sürgün dönüşü konağın yapılması için yurtdışından malzemeler getirtse de Habib Bey o konakta hiç yaşayamadı.

KONAKTAN BANKA ARŞİVLİĞİNE, BANKA ARŞİVLİĞİNDEN MÜZEYE

Ticaretten eskisi gibi para kazanamayan Habib Bey Osmanlı Bankasından kredi çekti. Anadolu’nun yokluk ve yoksulluk içinde bağımsızlık mücadelesi verdiği Millî Mücadele döneminde Habib Beyin yaptırdığı görkemli konak halkın tepkisini çekti.

Bulgur tüccarının yokluk yıllarında, 81 bağımsız bölümü, 1750 metrekare açık, 3 bin 750 metrekare kapalı alanı, 1000 metrekarelik müştemilatı ve 9 metrekarelik süs havuzlu görkemli konağı o dönem dilden dile anlatıldı. Bu görkemli yapı halk arasında “Bulgur Palas”, sahibinin ismi de “Bulgur Palas Habib Bey” olarak anıldı. 48 yaşında geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybeden Habib Bey halkın dilindeki o görkemli konağın bitmesini göremedi ve o konakta hiç yaşayamadı. Eşi Bedia Hanım borçları karşılığı konağı Osmanlı Bankasına devretmek zorunda kaldı. Konak, Osmanlı Bankası tarafından arşiv merkezi, kanaryahane ve Osmanlı Bankası çalışanları için konut olarak değerlendirildi. Binanın bodrum katında şubeler için kanarya yetiştirilirken üç daire çalışanlara tahsis edildi. Söz konusu arşiv ise Türkiye’nin uzun bir dönemine tekabül eden bankacılık, hukuk ile sosyal yaşam alanlarında verilere sahip önemli bir kurumsal yapıdaydı.

Uzun yıllar arşiv binası olarak hizmet veren Bulgur Palas, Osmanlı Bankasının 2001 yılında Garanti Bankası bünyesine katılmasıyla el değiştirdi. Bakımsızlık nedeniyle bazı bölümleri hasar gören konak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından satın alındı.’’ İBB konağı müze olarak değerlendirmek isteğini açıkladı.

QOSHE - Dimyat'a Giderken Evdeki Bulgurdan… - Fahri Sarrafoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dimyat'a Giderken Evdeki Bulgurdan…

25 13
09.03.2024

Hani bir deyim var ya ”Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da oldu” diye, onun gibi bugün yolumuz Bulgur Palas diye bilinen binaya düştü. Aslında binanın bulgur ile alakası nedir derseniz, alakası halkın dili önemli, halkın gönlü önemli bu binaya ismi o dönem halkımız Bulgur Palas yani Bulgur Sarayı olarak dillendirilmiş. Neyse, biz emeği geçenlere teşekkür ediyor, geçmişi geçmişte bırakıyoruz. Allah en iyisini bilir ,herkese Allah hayır versin. Bulgur Palas’ın kısaca hikayesi şöyle:

BULGUR PALAS OLARAK BİLİNEN MEHMET HABİB BEY KONAĞI

Günümüzde ‘’Bulgur Palas’’ olarak bilinen tüccar Mehmet Habib Bey’in yaptırdığı konak 1912 yılında mimar Guillio Mongeri tarafından yapıldı. ‘’Bulgur Palas’’ ismini Mehmet Habib bey’in o dönemde fahiş fiyatlarda aldığı düşünülen bulgurlardan yani yolsuzluk ile yapıldığı düşüncesinden alır.

BULGUR KRALLIĞINDAN MALTA’YA SÜRGÜNE

1878 yılında dünyaya gelen Mehmet Habib Bey, Harbiye eğitiminin ardından asker olarak Manastır’a tayin edildi. Manastır’daki görevinde İttihat ve Terakki Cemiyeti ile tanışan Habib Bey, cemiyet içerisinde getirdiği görevlerle hızla yükseldi ve 2.ci Meşrutiyet’in 1908’de ilanının ardından yapılar seçimlerde Bolu Mebusu olarak Meclise girdi. İktidardaki İttihat ve Terakki Cemiyeti,........

© Milat


Get it on Google Play