Başta Türkiye olmak üzere bütün dünya ayağa kalktı. Siyonizm ve Emperyalizmin temsilcileri, bir avuç Gazze’de mağlup oluyor.

Eskiden büyüklerimiz “Bazen kahır içinde lütuf olur.” buyurmuştur. Yani fena zannettiğimiz hadiselerin ardından yeni güzellikler gelebilir. Çok kararan gecelerin aydınlık sabahları yakındır. Bugün yaşanan budur! Evet, şükürler olsun ki insanlık vicdanı ayağa kalkıyor. Çocukların, kadınların ve yaşlıların katili olan soykırımcı İsrail terör örgütüne duyulan nefret, onu kayıtsız şartsız destekleyen ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’ya da yöneliyor. Bu nefreti gören, şer ittifakının hevesli üyesi Fransa Cumhurbaşkanı Macron yaptığı açıklamada, Gazze’deki katliamın bir gerekçesinin olamayacağını belirterek bir an önce saldırıların durdurulmasını talep etti. Zeki adam, çünkü bu kızıl ateşin yakında kendi ülkesini saracağını anladı. Sadece Fransa’yı değil, ABD’yi ve Avrupa’yı da topyekûn saracak ve sarsacak gibi görünüyor. Bu vahim tehlikeyi sezdiler, şimdi de geri adım adıyorlar. Yakında bu ‘çağın katliamı’nda teşvik ettikleri Netanyahu’yu suçlu ilan edecek, “Savunmada kalmadı, çok ileri gitti, çoluk çocuğu, hastaneleri, mabetleri bombaladı. Uyardık ama bizi dinlemedi.” diyecekler ve sözüm ona kendilerini aklamaya çalışacaklar. Peki bunu insanlar yutacak mı? Hayır! Şu anda sadece İsrail ve Netanyahu “savaş suçlusu” değil ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın da elleri bu kana bulaştı. Şimdiden 11 bin masum katilidir bunlar. Ve elbette bu büyük insanlık suçundan kendilerini asla kurtaramayacaklar. Günümüzün Hitler’i ve Stalin’i olanlar, hem dünyada yargılanacaklar hem de insanlık vicdanında sonsuza dek mahkûm olacaklar. Yeter ki Müslümanlar bu cihattan geri durmasınlar. O zaman sefer de, zafer de bizim olur.

DÜNYA MAZLUMLARIN YANINDA

Yeryüzündeki bütün mazlumların, mağdurların ve masumların biricik savunucusu ve hamisi olan Türkiye ayakta! Sultanahmet’te anneler İsrail’e karşı büyük bir protestoyu başlattılar. Hanım doktorlar meslektaşlarına destek olmak için bu protestoya katılıyor. Sadece İstanbul’un bütün ilçelerinde değil bu tepki Anadolu’nun dört bir yanında İsrail’in katliamına karşı büyük bir infial var. Memurlar, esnaf, işçiler, köylüler, kadınlar, çocuklar velhasıl bütün bir halkımız çağın bu işlenen büyük ayıbına karşı omuz omuza direniyor. Bütün marketlerde, bakkallarda İsrail, ABD ve diğer emperyalist ülkelerin ürünlerinin satışı hızlı bir şekilde düşüyor. Artık şuurlu birçok işyerinin kapısında “Burada katli İsrail’in ürünleri satılmıyor.” ibareleri görülüyor. İnsanlık büyük bir infial içinde. Ekranlarda bebeklerin, çocukların, annelerin o can yakıcı sahnelerini gören insanların keyfi kaçtı, içi yandı. Hiçbir şeyden lezzet alamaz olduk. Yemek yerken lokmalar boğazımızda diziliyor. İsrail’e olan nefret her saniye, her insanda ve her ortamda hissediliyor. İsrail’i savunan tek bir insan göremiyorum. Birileri, bu gözleri dönmüş azgınları müdafaa ediyorsa onlar zaten insan sayılmaz. Onları yanınızdan uzaklaştırın. O nadanları asla muhatap almayın. Onlar kendi cehennemlerine odun taşıyorlar. Bu arada vatandaşlarımız, kredi kartlarını yerli ve millî olan Troy’a çeviriyorlar. Büyük İslam âlimleri bundan yüz yıl önce Batı mamullerini boykot etmişlerdi. Biz geç de olsa uyandık. Artık hiçbir Müslüman sofrasında zehirli kolalar görmeyeceğiz inşallah.

BÜTÜN KESİMLER AYAKTA

Türkiye’de toplumun bütün kesimleri, İsrail terör örgütüne karşı ayağa kalktı. Toplantılar, yürüyüşler ve gösteriler yapılıyor, açıklamalarda bulunuluyor. Yediden yetmişe bütün insanlarımız, günümüzün Hitler’i Netanyahu’nun Filistinli Müslümanlara yaptığı katliama karşı şiddet ve öfke ile kıyam ediyor. Kanaat önderleri, yazar kuruluşları, aydınlar, gazeteciler, farklı kurum ve kuruluşların temsilcileri, kanayan yaraları durdurmak için ayağa kalkmış durumda.

İstanbul Fatih’te devam eden “İstanbul Sohbetleri”nin müdavimlerinin ilim, sanat, fikir ve kültür dünyamızın mensupları, İsrail’in Gazze’de hunharca sürdürdüğü katliamı lanetledi. Toplantıların devam ettiği Hekimoğlu Ali Paşa Kültür Merkezi’nde bir araya gelen katılımcılar, bütün dünyada nefretle karşılanan soykırımın bir an önce ve şartsız sona erdirilmesini istedi. Bebeklere, çocuklara, kadınlara, yaşlılara ve bütün sivillere yapılan bombardımanın artık tahammül edilemez hâle geldiği ve vicdanları kanattığı belirtilen bildiride, Filistin davasıyla ilgili bazı gerçek dışı bilgilerin özellikle yaygınlaştırıldığına da dikkat çekildi. Açıklamada “İsrail’in terörist olduğu” vurgulanırken Hamas’ın kendi ülkesini savunan millî bir kuruluş olduğu, “Filistin’in Kuvayı Milliye”si olduğu ifade edildi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“ASIL TERÖRİST İSRAİL’DİR”

Gazze’de ABD ve Avrupa destekli İsrail terörü devam ederken maalesef bazı odaklar olayı saptırmak ve tarih bilgisinden yoksun insanları aldatmak için üç asılsız iddiayı tekrar gündeme getiriyorlar.

Birincisi HAMAS’ın bir terör örgütü olduğunu iddia ediyorlar. Bu iddia siyonistlerin dünya kamuoyunu yanıltmak için kullandıkları taktiklerden biridir. Doğrusu Hamas, kendi ülkesini savunan millî bir kuruluştur. Yüzyıllardır yaşadıkları toprakları işgal eden siyonist teröristlere karşı, istiklal mücadelesi veren Filistin’in ‘Kuvayı Milliyesi’dir. Ayrıca Hamas, 2006 yılında Filistin’de ilk defa yapılan adil ve demokratik seçimde yüksek oy oranına ulaştı. Asıl terörist olan İsrail’dir. 75 yıldır devlet olamayan, siyonist terör örgütleri tarafından kurulan savaş suçlusu bu katiller güruhu, vahşice çoluk çocuk binlerce masumu öldürmeye devam etmektedir. Müslüman ülkeler acilen İsrail’i terör örgütü ilan ederek ona karşı her türlü yaptırımı uygulamalıdır. İkinci bir iftira da, Filistinlilerin topraklarını Yahudilere sattığı iddiasıdır. Bunun gerçek dışı olduğunu anlamak için sadece Büyük Felaket NEKBE olayına bakmak kâfidir. 1948’de Siyonist teröristler tarafından nüfusunun yüzde sekseni yurtlarından sürülmüş olan ve topraklarının dörtte üçü işgal edilen Filistinli Müslümanlar acaba kime ne satabilirdi? Zaten işgalcilerin satın alma gibi bir niyetleri hiç olmamıştır. Çünkü el koyarak gasp etmek onlar için daha kolay ve masrafsız bir yöntemdir. 19. Yüzyılda Filistin’e ilk göç hareketleri (Aliyah) sırasında bazı Hıristiyan Araplardan satın alınıp çiftlik yapılan toprakların oranı ise, yüzde bir bile değildir.

Üçüncüsü ise Arapların Birinci Dünya Savaşı sırasında bizi arkadan vurdukları iddiasıdır. İngiltere’nin savaştan çok önce bölgeye gönderdiği Lawrence ve Gertrude Bell gibi casuslar, İslam diyarlarında yıllarca yaptığı faaliyete ve dağıttığı binlerce altına rağmen sadece Şerif Hüseyin ve oğullarını kandırabilmiştir. Düzenli bir ordusu olmayan ve etrafındaki üç beş bin bedeviyi İngiliz silahlarıyla donatan bu hainin, Osmanlı ordusuna verdiği ciddi bir kayıptan da söz edilemez. Tam tersine Gazzeli, Kudüslü, Şamlı, Bağdatlı on binlerce kahraman, hem güney cephesinde, hem de Çanakkale’de bizimle beraber düşmana karşı savaşmış ve şehit olmuştur. Haçlı ve siyonist propagandanın etkisinde kalıp bu iftira ve iddialara inanarak Filistinli Müslüman kardeşlerimizi terörist zannetmek, katil işgalci İsrail’i de kendini savunuyor diye mazur görmek çok büyük bir gaflettir.”

AYDINLAR AYAĞA KALKIYOR

“İstanbul Sohbetleri” adıyla iki yıldan beri bir araya gelen Türkiye’nin seçkin aydınları, yazarları, gazetecileri, akademisyenleri, sanatkârları ve kanaat önderleri İsrail’in küstahlığına karşı ortak ses verdiler. Bu açıklamaya imza atarak zulüm karşısında sessiz durmayan, gazetemizden yazarların da aralarında bulunduğu “İstanbul Sohbetleri Grubu”na mensup olanların isimleri şöyle:

Abdulhamit Avşar, Abdullah Kılıç, Abdullah Uçman, Abdurrahman Şen, Ahmet Maraşlı, Ali Akben, Ali Erkan Kavaklı, Bekir Tuncel Salihoğlu, Bestami Yazgan, Bülent Katkak, Can Alpgüvenç, Davut Nuriler, Durali Yılmaz, Dursun Ali Taşçı, Dursun Gürlek, Ersin Nazif Gürdoğan, Fahri Sarrafoğlu, Fehmi Atay, Halil Ovalı, Haluk İmamoğlu, Harun Yöndem, Hasan Güneş, Hikmet Barutçugil, Hüseyin İpek, İhsan Işık, İhsan Kabil, İrfan Çalışan, İsmail Fatih Ceylan, İsrafil Kuralay, Mahmut Şener, Mehmet Arif, Mehmet Arif Vural, Mehmet Cangir, Mehmet Fatih Can, Mehmet Kâmil Berse, Mehmet Nuri Yardım, Muhammet Sani Adıgüzel, Mehmet Uyar, Mesut Uçakan, Muammer Erkul, Muhsin Duran, Murat Sevinç, Müslim Ülgen, Mustafa Doğan, Mustafa Gül, Mustafa Nadir Önay, Mustafa Tuncel, Müslim Ülgen, Nazif Tunç, Necati Tuncer, Necip Dinç, Nurettin Taşkesen, Osman Karabacak, Recep Garip, Recep Koçak, Sabri Nergiz, Sait Yıldırımer, Sefa Saygılı, Selahaddin Eş Çakırgil, Selahattin Arslan, Suphi Saatçi, Sücaettin Erdem, Süleyman Berk, Süleyman Zeki Bağlan, Şaban Çobanoğlu, Şerif Aydemir, Turgay Kaymakçı, Ünal Bolat, Volkan Vacit Daylan, Yalçın Ersan, Yaşar Karayel, Yusuf Dursun.

Filistin, Gazze ve Kudüs’e dair yurt içinde birçok yerde toplantılar düzenlenir, protestolar yapılırken dün de tarihçi yazar Nurettin Taşkesen, Birlik Vakfı’nda “Kudüs, Gazze ve İsrail Terörü”nü anlattı. TYB İstanbul’da ise Temel Hazıroğlu, Yüksel Kanar ve Mustafa Yürekli, “Sezai Karakoç’un Filistin’e Bakışı ve İslam Birliği Düşüncesi”ni dile getirdiler.

EL ELE GAZZE ŞERİDİ

Bizim merhametli ve vicdanlı olan milletimiz, başkalarına benzemez. Bir kötülüğü gördü mü önce eliyle durdurmak ister, yapamazsa diliyle, sözüyle, kalemiyle engellemeye çalışır. Bunu da yapamazsa en azından kalbinin bütün gücüyle kötülüğü lanetler. Türkiye ayakta! İstanbul kaynıyor! Bugün “El Ele Gazze Şeridi” oluşturuluyor Edirnekapı Beyazıt arasında. Bir insan zinciri oluşturuluyor. Çoluk çocuk, aileleler bu haysiyet ve vicdan konvoyuna katılıyor. Bugün saat 15.00’de başlayacak olan büyük hareket hakkında “Gazze Şeridi” hareketi tarafından yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Hastaneler, okullar, fırınlar, su depoları, ambulanslar, yardım konvoyları vuruluyor! Çocuklar, masumlar, siviller öldürülüyor, soykırım yapılıyor! Vicdan sahibi insanların yaptığı ateşkes, soykırımı durdurma çağrıları reddediliyor. Susmuyoruz! Unutmuyoruz!”

İSRAİL VE DESTEKÇİLERİ KAYBETTİ

21. yüzyılda nefretle anılacak olan İsrail terör örgütünün kirli tarihi şimdiden yazılmaya başlandı. Yaşananları gören ve kaydeden tarihçiler, Gazze’yi kana bulayan alçakların insanlığın yüz karası olduklarını tespit etti. Bundan sonra İsrail işgal ettiği topraklarda asla rahat edemeyecek. Onunla ticari ilişki kurmaya tevessül edecek olanlar da 57 İslam ülkesinden ve 2 milyar Müslümandan kopacak. İsrail hep “lanetle” anılacak ve hatırlanacak. Onu, emperyalist ülkeler de asla koruyamayacak, kurtaramayacaklar. Zira Müslümanlar dirildi, insanlık da uyandı. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Zira savaşların anası başladı. Bu harbi hiç kimse tereddüt etmesin ki, Müslüman Filistinliler, çocuklar ve insanlık vicdanı kazanacak.

Dünyada olağanüstü günlerden geçiyoruz. Tarih boyunca başta Amerika ve Afrika kıtaları olmak üzere yeryüzünü kana bulayanlar, milyonlarca Kızılderili’yi ve zenciyi hunharca katleden ‘Vahşi Batı’nın artık sonu geliyor. Gerçek çehresi ortaya çıkıyor. Bundan sonra hiç kimseyi ‘uygarlık’ maskesi takarak kandıramayacaklar. İşgal ettikleri topraklardan da, dolandıkları denizlerden de defolup gidecekler. İnsanlık onuru ve haysiyeti Siyonizmi, Faşizmi ve Emperyalizmi yenecek. Allah’ın izniyle…

QOSHE - ​Siyonizm ve emperyalizm Gazze'de… - Mehmet Nuri Yardım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

​Siyonizm ve emperyalizm Gazze'de…

14 0
12.11.2023

Başta Türkiye olmak üzere bütün dünya ayağa kalktı. Siyonizm ve Emperyalizmin temsilcileri, bir avuç Gazze’de mağlup oluyor.

Eskiden büyüklerimiz “Bazen kahır içinde lütuf olur.” buyurmuştur. Yani fena zannettiğimiz hadiselerin ardından yeni güzellikler gelebilir. Çok kararan gecelerin aydınlık sabahları yakındır. Bugün yaşanan budur! Evet, şükürler olsun ki insanlık vicdanı ayağa kalkıyor. Çocukların, kadınların ve yaşlıların katili olan soykırımcı İsrail terör örgütüne duyulan nefret, onu kayıtsız şartsız destekleyen ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’ya da yöneliyor. Bu nefreti gören, şer ittifakının hevesli üyesi Fransa Cumhurbaşkanı Macron yaptığı açıklamada, Gazze’deki katliamın bir gerekçesinin olamayacağını belirterek bir an önce saldırıların durdurulmasını talep etti. Zeki adam, çünkü bu kızıl ateşin yakında kendi ülkesini saracağını anladı. Sadece Fransa’yı değil, ABD’yi ve Avrupa’yı da topyekûn saracak ve sarsacak gibi görünüyor. Bu vahim tehlikeyi sezdiler, şimdi de geri adım adıyorlar. Yakında bu ‘çağın katliamı’nda teşvik ettikleri Netanyahu’yu suçlu ilan edecek, “Savunmada kalmadı, çok ileri gitti, çoluk çocuğu, hastaneleri, mabetleri bombaladı. Uyardık ama bizi dinlemedi.” diyecekler ve sözüm ona kendilerini aklamaya çalışacaklar. Peki bunu insanlar yutacak mı? Hayır! Şu anda sadece İsrail ve Netanyahu “savaş suçlusu” değil ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın da elleri bu kana bulaştı. Şimdiden 11 bin masum katilidir bunlar. Ve elbette bu büyük insanlık suçundan kendilerini asla kurtaramayacaklar. Günümüzün Hitler’i ve Stalin’i olanlar, hem dünyada yargılanacaklar hem de insanlık vicdanında sonsuza dek mahkûm olacaklar. Yeter ki Müslümanlar bu cihattan geri durmasınlar. O zaman sefer de, zafer de bizim olur.

DÜNYA MAZLUMLARIN YANINDA

Yeryüzündeki bütün mazlumların, mağdurların ve masumların biricik savunucusu ve hamisi olan Türkiye ayakta! Sultanahmet’te anneler İsrail’e karşı büyük bir protestoyu başlattılar. Hanım doktorlar meslektaşlarına destek olmak için bu protestoya katılıyor. Sadece İstanbul’un bütün ilçelerinde değil bu tepki Anadolu’nun dört bir yanında İsrail’in katliamına karşı büyük bir infial var. Memurlar, esnaf, işçiler, köylüler, kadınlar, çocuklar velhasıl bütün bir halkımız çağın bu işlenen büyük ayıbına karşı omuz omuza direniyor. Bütün marketlerde, bakkallarda İsrail, ABD ve diğer emperyalist ülkelerin ürünlerinin satışı hızlı bir şekilde düşüyor. Artık şuurlu birçok işyerinin kapısında “Burada katli İsrail’in ürünleri satılmıyor.” ibareleri görülüyor. İnsanlık büyük bir infial içinde. Ekranlarda bebeklerin, çocukların, annelerin o can yakıcı sahnelerini gören insanların keyfi kaçtı, içi yandı. Hiçbir şeyden lezzet alamaz olduk. Yemek yerken lokmalar boğazımızda diziliyor. İsrail’e olan nefret her saniye, her insanda ve her ortamda hissediliyor. İsrail’i savunan tek bir insan göremiyorum. Birileri, bu gözleri dönmüş azgınları müdafaa ediyorsa onlar zaten insan sayılmaz. Onları yanınızdan uzaklaştırın. O nadanları asla muhatap almayın. Onlar kendi cehennemlerine odun taşıyorlar. Bu arada vatandaşlarımız, kredi kartlarını yerli ve millî olan Troy’a çeviriyorlar. Büyük İslam âlimleri bundan yüz yıl önce Batı mamullerini boykot etmişlerdi. Biz geç de olsa uyandık. Artık hiçbir Müslüman sofrasında zehirli kolalar görmeyeceğiz inşallah.

BÜTÜN KESİMLER AYAKTA

Türkiye’de toplumun bütün kesimleri, İsrail terör örgütüne karşı ayağa kalktı. Toplantılar, yürüyüşler ve gösteriler yapılıyor, açıklamalarda bulunuluyor. Yediden yetmişe bütün insanlarımız, günümüzün Hitler’i Netanyahu’nun Filistinli Müslümanlara yaptığı katliama karşı şiddet ve öfke ile kıyam ediyor. Kanaat önderleri, yazar kuruluşları, aydınlar, gazeteciler, farklı........

© Milat


Get it on Google Play