Türk ve İslam kavramları, dünyayı huzursuz edenlerin en çok ürktüğü, korktuğu iki bayrak kelime. Güç odaklarının kötülüğünü engelleyebilecek iki muhkem kale. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Astana’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı 10. Zirvesi’nde “ortak alfabe” çağrısında bulunması, çok hayati ve lüzumlu bir davettir. Yıllarca bu hedefin hayali ve heyecanıyla yaşadık. Çünkü bugünkü devletler topluluğunda aynı kaygıları taşıyan ülkelerin birlikteliği önem arz ediyor. İsrail terör örgütünün Gazze’de gerçekleştirdiği insanlık dışı saldırılar, bu hakikati bir kere daha bize gösterdi. Gazze’deki masum Filistinlilerle aynı inancı paylaşan 57 İslam ülkesi (Ki bunlara Türkçe konuşulan 6 Türk devleti dâhildir) bir ve beraber hareket edebilselerdi, emperyalizmin küstah öncüleri olan ABD ve suç ortakları, Akdeniz’de insanlığa gözdağı veremezdi.

Bugünlerde üstünde çok düşündüğüm bir ayet-i kerime var. Rabbimiz, Âl-i İmran suresinde, “Allah, işini güzel yapanları sever.” buyuruyor. Bu ayet, bütün Müslümanlara bir ikazdır ve en iyi şekilde çalışmayı emrediyor. Müminler hangi işi yapıyorlarsa en üst seviyede başarılı olmak mecburiyetinde. Yeryüzündeki 2 milyar Müslüman, bu ‘izzet’ kavramını kavrayabilselerdi bugün Gazze’de yaşananlara şahit olmazdık. Zilleti Siyonistler çekerdi. Müslümana izzetli olmak yakışır, zillete düşmek değil. Her mümin, elinden geldiği kadar en çalışkan, üretken, güçlü ve başarılı olmak mecburiyetindedir.

Yaşananlar içimizi acıtıyor. Üzülüyor, kızıyor, hüzünleniyoruz. Sonunda duaya sığınıyoruz. Bunlar tamam. Zaten haksızlık karşısında en azından bu tepki gösterilmeli. Ama niçin İsrail çevresindeki on İslam ülkesinin ortak bir askerî gücü yok? Olsaydı bugün yaşanan küstahlıklar olur muydu, sanmam. Elbette ABD, İngiltere ve diğer sömürgeci Batılı ülkeler, bu ittihadı istemeyecek ama Müslümana yakışan, bu kördüğümü çözmek değil mi? Asya’da ve Afrika’da yeni kurulan devletleri dizayn eden zihniyete karşı bir uyanışa geçilmesi gerekiyor. Afrika’da diriliş başladı şükürler olsun. Sıra Orta Doğu ve Asya’da! Herkes işini en iyi, en mükemmel şekilde yapmalı dedik. O zaman geceyi gündüze katarak çalışan ve iyi mecmuaları irfanımıza kazandıranlardan bahsedeyim. Dergilerin bir kısmı, kasım sayısında “Gazze”yi kapak ve dosya konusu yaptı. Diğerleri Aralık sayısı için hazırlıkta. Zira zulme sessiz kalan sanatçı da olamaz insan da. Dünyada müşterek bir vicdan uyanıyor. Farklı dinlere mensup insanlar, Netanyahu’ya ateş püskürüyor. İnsanlık ölmedi, protestolar her yerde devam ediyor.

Çok iyi dergilerimiz çıkıyor, üçünü anmalıyım. Türk Edebiyatı. 600’ncü sayıya ulaştı. “Cumhuriyet’in 100. Yılı”na adanan 824 sayfalık özel sayıda, Cumhuriyet Döneminde “Dil, Edebiyat, Sanat, Basın ve Eğitim” konuları ele alınıyor. Genel Yayın Yönetmeni İmdat Avşar’ın ‘Hasbihâl’inden sonra Serhat Kabaklı’nın “Cumhuriyet Manifestosu”nu okuyoruz. Kıymetli yazarların emek mahsulü makaleleri, değerlendirme ve tahlilleri var. “Şiir”, “Hikâye”, “Basın-Matbuat”, “Sinema” ve “Diğer Yazılar” bölümlerinden oluşan dergi, kütüphane raflarında yer alması gereken arşivlik özel bir sayı olmuş.

Çelebi Gaziantep’te mütevazı imkânlarla çıkan tarih, kültür ve düşünce dergisi. Yeni sayısının dosya konusu “Türk Masalları”. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Şahin’in gayreti alkışlanmalı. Kaynak bir sayı hazırlanmış. Başta Ziya Gökalp’in “Masalları Nasıl Toplamalı?” yazısına dikkat çekiliyor. Türk Halk Edebiyatı uzmanı Prof. Dr. Saim Sakaoğlu Hocamız ile masallara dair yapılan röportajda mühim tespitler var. Esma Şimşek, Erhan Çapraz, Meral Ozan, Meltem Yılmaz, Atiye Nazlı, Burak Gökbulut, Veysel Altunbaş, Erdoğan Altunkaynak, Dinara Ashimova, Mirza Polat ve Zafer Saraç’ın yazılarında, muhteşem kültür hazinelerimiz bize hatırlatılıyor.

İki aylık kitap kültürü dergisi Şiraze’nin Türk bayrağıyla çıkan 19’ncu sayısındaki “Bir Asra Kitapla Bakmak” sayısının ardından “Yazarın Geçim/le Derdi” başlıklı yeni sayısı geldi. 12 edebiyatçı, kalem erbabının “medar-ı maişet motoru”nu nasıl yüzdürdüğünü anlatıyor. Ben yeni çıkan bazı seçkin eserlerin haberini, Şiraze’den alıyorum. Yayın dünyasını çok iyi takip eden dergideki yazılar, bizi iyi kitaplara yönlendiriyor. M. Sedat Sert, “Dibace”de Türkiye’nin, dünyanın ve derginin gündemini işliyor. Necmettin Turinay, Şimdiki Zamanın Esrarı kitabını tahlil ediyor. Ömer Lekesiz, Mustafa Özçelik, Ali Bal, Mehmet Fatih Birgül, Atabey Kılıç, Yakup Öztürk, İsmail Alper Kumsar, Zeki Gürel, Kudret Ayşe Yılmaz, Özlem Sert, Zeynep Şenel, Nevzat Çalıkuşu, Taner Ay, Ali Sali, Yusuf Turan Günaydın, Hakan Yılmaz, Tahsin Yıldırım, Tuba Yavuz, Mehmet Çağan Azizoğlu ve M. Sedat Sert önemli yazılarıyla dergide. Feyza Hepçilingirler ve Turgay Anar’la yapılmış iki röportaj var. Dergiler, fikir dünyamızın daima akan gür, gümrah nehirleridir, sahip çıkılmalı.

QOSHE - ​Türk ve İslam - Mehmet Nuri Yardım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

​Türk ve İslam

19 3
08.11.2023

Türk ve İslam kavramları, dünyayı huzursuz edenlerin en çok ürktüğü, korktuğu iki bayrak kelime. Güç odaklarının kötülüğünü engelleyebilecek iki muhkem kale. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Astana’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı 10. Zirvesi’nde “ortak alfabe” çağrısında bulunması, çok hayati ve lüzumlu bir davettir. Yıllarca bu hedefin hayali ve heyecanıyla yaşadık. Çünkü bugünkü devletler topluluğunda aynı kaygıları taşıyan ülkelerin birlikteliği önem arz ediyor. İsrail terör örgütünün Gazze’de gerçekleştirdiği insanlık dışı saldırılar, bu hakikati bir kere daha bize gösterdi. Gazze’deki masum Filistinlilerle aynı inancı paylaşan 57 İslam ülkesi (Ki bunlara Türkçe konuşulan 6 Türk devleti dâhildir) bir ve beraber hareket edebilselerdi, emperyalizmin küstah öncüleri olan ABD ve suç ortakları, Akdeniz’de insanlığa gözdağı veremezdi.

Bugünlerde üstünde çok düşündüğüm bir ayet-i kerime var. Rabbimiz, Âl-i İmran suresinde, “Allah, işini güzel yapanları sever.” buyuruyor. Bu ayet, bütün Müslümanlara bir ikazdır ve en iyi şekilde çalışmayı emrediyor. Müminler hangi işi yapıyorlarsa en üst seviyede başarılı olmak mecburiyetinde. Yeryüzündeki 2 milyar Müslüman, bu ‘izzet’ kavramını kavrayabilselerdi bugün Gazze’de yaşananlara şahit olmazdık. Zilleti Siyonistler çekerdi. Müslümana izzetli olmak yakışır, zillete düşmek değil. Her mümin, elinden geldiği kadar en çalışkan, üretken, güçlü ve başarılı olmak mecburiyetindedir.

Yaşananlar içimizi acıtıyor. Üzülüyor, kızıyor, hüzünleniyoruz. Sonunda duaya sığınıyoruz. Bunlar tamam. Zaten haksızlık karşısında en azından bu tepki........

© Milat


Get it on Google Play