İsrail terör örgütünün Filistin topraklarında, bilhassa Gazze’de yaptığı soykırım, hepimizi yaralıyor. Şehitlerimiz, gazilerimiz, acılarımız var. Bu saldırılar vahşi Batı’nın gerçek yüzünü, acizliğini bir kez daha gösterdi. İsrail zaten ‘son’un başlangıcında ama ABD ve hempaları da büyük itibar kaybetti. Hormonlu ülkeye büyük öfke var. Amerika, kendisini uçuruma sürükleyen Siyonistlerle birlikte çukurda.

Bunları yaşıyor görüyoruz. Hepimiz yaşadığımız çağın şahidiyiz. İnsan olan hiç kimse gözünü yumup katliamı görmezlikten gelemez. Bu hâl, İslam’la şereflenmiş bir Müslümana hiç yakışmaz. Bunları yazıp kayıtları düşmezsek, gelecek nesiller bizi ayıplar, hatta suçlar. Torunlarımıza mahcup olmak istemiyorsak faciaları aktarmalıyız.

Yaşananlar önemli, hatıralar kıymetlidir. Kıymetli fikir, siyaset ve dava adamı Rasim Cinisli’nin Bir Devrin Hafızası’nın 4. baskısını yeniden okudum. Eserin ilk baskısını, beş yıl önce bu sütunda tanıtmıştım. Yeni baskıda önemli ekler var. En ilginci, ABD İstihbarat birimlerinin MTTB faaliyetlerini takip etmesiyle ilgili rapordur. Bir zamanlar solun kalesi olan MTTB, daha sonra Rasim Cinisli ve arkadaşlarının destansı mücadelesi sonucu, milliyetçi/muhafazakâr camianın eline geçmişti. Durum ABD’nin dikkatini çeker. Dünyanın ‘jandarma’sı geçinen emperyalist ülke, diğer sivil toplum kuruluşlarını yakından takip ettiği gibi MTTB’yi de izlemektedir. Eserin 275. sayfasındaki başlık şöyle: “Dördüncü Baskının Sürpriz Belgesi: Amerika’dan Gelen Belge”. Çok önemlidir, okuyalım:

“2017 yılında 19 Mayıs Üniversitesi’nde bir konuşma yapmıştım. Alaka görmüş olmalı ki Samsun’da bulunan dostlarım ve öğretim üyeleri sohbeti akşamı yemeğine taşımışlardı. Sohbetimizin gündemi elli yıl önceki MTTB faaliyetleri, o dönemin atmosferi ve 1960-1966 yıllarındaki gençlik olayları olmuştu. O yılları yaşayan ve aynı inancı, aynı heyecanı taşıyan dostlar bana unutmadığım bir akşam yaşatmışlardı. Hatıraların kaynaştığı o akşamda bizim MTTB faaliyetlerinin ABD Büyükelçiliği tarafından takip edildiğini, rapor edilerek ABD hükümetine gönderildiğini öğrendim. Bu bilgiyi orada Prof. Serkan Şen Beyefendi telaffuz etmişti.

Bu bilgiyle alakalı belgeye ise, Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde görev yapan Prof. Dr. Mehmet Akif Okur sayesinde ulaştım. Genç hocamız bu belgeyi 2014 yılında Maryland Üniversitesi yakınındaki College Park kampüsünde yer alan ABD Ulusal Arşivleri’nde (NARA/National Archives and Records Administration), Türk-Amerikan ilişkileri üzerine çalışma yürüttüğü sırada bulmuştur.

ABD’nin istihbarat servislerinin hazırladığı bu belge, bir ülkenin dış politikası ile ilgili bir konuyu rapor etmiyor, bir öğrenci teşkilatının kültürel alanda yaptığı bir etkinliği rapor ediyor. Toplantının gayesine, toplantıyı hazırlayanların ve konuşmacıların isim ve niteliklerine varıncaya kadar detay bilgi içeriyor. Katılan dernek, vakıf, sivil toplum kuruluşlarının siyasi ve fikrî yapılarını incelemesi, yabancı bir ülkeyi neden bu kadar ilgilendiriyor?

Bunu nasıl yorumlamalı? Dış güçlerin nerelere vardıklarını, kılcal damarlarımıza varıncaya kadar mercek altına aldıklarını hayra yorabilir miyiz? Düşündürücü değil mi?”

Kitapta “Gizli” başlıklı belgenin orijinal hâli ve Türkçe tercümesi var. Onu da okuyalım: “Alıcı: ABD Hariciye Vekâleti. Alındığı tarih: 10 Mart 1967. Konu: Milliyetçiler toplantısının sağı birleştirme çabası. Örgüt: Farklı unsurlardan oluşan bir grup. 10 ila 12 Şubat tarihlerinde İstanbul’da yapılan ve Türkiye’nin son derece hizipleşmiş olan muhafazakârlarını birleştirmek çabasıyla düzenlenen ‘Milliyetçiler Toplantısı’na 200’den fazla sağcı örgütün temsilcileri davet edilmiştir. Hükümet tarafından destek gördüğü anlaşılan toplantıyı organize eden kişi, geçen Kasım ayına kadar ülkenin en büyük sağcı örgütü olan Millî Türk Talebe Birliği’nin başında bulunan enerjik bir kişi olan, 26 yaşındaki Rasim Cinisli idi. Davet edilen örgütlerin aşağı yukarı yarısı temsilci göndermiştir. Belediye Sarayı’ndaki toplantı salonunda bulunanların sayısı hiçbir zaman 300’ü aşmamıştır. Katılan başlıca örgütler; MTTB, Komünizmle Mücadele Derneği, Türk Ocakları, Milliyetçiler Derneği ve Milliyetçi Öğretmen Teşekkülleri idi. Sağ kanatta bulunan işçi sendikaları ile Kırım ve Türkistan’dan gelen mültecilerin örgütleri de temsil edilmiştir.”

Bu belgeye şahsen ben şaşırmadım. ABD dünyayı takip etmeye çalıştığı gibi Türkiye’nin ensesinden düşmemiştir. Yaklaşık 60 yıl boyunca besleyip üstümüze saldığı ihanet hareketi FETÖ’yü herkes ‘cemaat’ sanıyordu. Düşman bir devletin istihbarat örgütü olduğu 15 Temmuz Gecesi anlaşıldı. Mazlum dünyanın güçlü ve şanlı ülkesi Türkiye’miz, şükürler olsun ki milletimizin, devletimizin ve idarecilerimizin güçlü direnişiyle ihanet örgütünü püskürttü. Şimdi ibret alma vaktidir. Bundan yıllar önce Türkiye’deki grupları takip eden ABD istihbaratı, bugün de partilerin, vakıfların, derneklerin, cemaatlerin, tarikatların, etkili kurum ve kuruluşların içine sızmak isteyebilir. Uyanık olunmalı, tetikte durulmalıdır. Düşman bazen maske takabilir, hatta ‘dost’ görünebilir. FETÖ’yü asla unutamayız. Allah hepimize basiret, feraset ve şuur nasip etsin. Milletimizi, devletimizi ve ümmetimizi, şer güçlerden, Türkiye ve İslam düşmanlarından daima korusun, âmin.

QOSHE - ABD ve MTTB - Mehmet Nuri Yardım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ABD ve MTTB

17 24
15.11.2023

İsrail terör örgütünün Filistin topraklarında, bilhassa Gazze’de yaptığı soykırım, hepimizi yaralıyor. Şehitlerimiz, gazilerimiz, acılarımız var. Bu saldırılar vahşi Batı’nın gerçek yüzünü, acizliğini bir kez daha gösterdi. İsrail zaten ‘son’un başlangıcında ama ABD ve hempaları da büyük itibar kaybetti. Hormonlu ülkeye büyük öfke var. Amerika, kendisini uçuruma sürükleyen Siyonistlerle birlikte çukurda.

Bunları yaşıyor görüyoruz. Hepimiz yaşadığımız çağın şahidiyiz. İnsan olan hiç kimse gözünü yumup katliamı görmezlikten gelemez. Bu hâl, İslam’la şereflenmiş bir Müslümana hiç yakışmaz. Bunları yazıp kayıtları düşmezsek, gelecek nesiller bizi ayıplar, hatta suçlar. Torunlarımıza mahcup olmak istemiyorsak faciaları aktarmalıyız.

Yaşananlar önemli, hatıralar kıymetlidir. Kıymetli fikir, siyaset ve dava adamı Rasim Cinisli’nin Bir Devrin Hafızası’nın 4. baskısını yeniden okudum. Eserin ilk baskısını, beş yıl önce bu sütunda tanıtmıştım. Yeni baskıda önemli ekler var. En ilginci, ABD İstihbarat birimlerinin MTTB faaliyetlerini takip etmesiyle ilgili rapordur. Bir zamanlar solun kalesi olan MTTB, daha sonra Rasim Cinisli ve arkadaşlarının destansı mücadelesi sonucu, milliyetçi/muhafazakâr camianın eline geçmişti. Durum ABD’nin dikkatini çeker. Dünyanın ‘jandarma’sı geçinen emperyalist ülke, diğer sivil toplum kuruluşlarını yakından takip ettiği gibi MTTB’yi de izlemektedir. Eserin 275. sayfasındaki başlık şöyle: “Dördüncü Baskının Sürpriz Belgesi: Amerika’dan Gelen Belge”. Çok önemlidir, okuyalım:

“2017 yılında 19 Mayıs Üniversitesi’nde bir konuşma yapmıştım. Alaka görmüş olmalı ki Samsun’da bulunan dostlarım ve öğretim üyeleri sohbeti akşamı yemeğine taşımışlardı. Sohbetimizin gündemi elli yıl önceki MTTB faaliyetleri, o dönemin........

© Milat


Get it on Google Play