Müzmin muhalif bir televizyon kanalında toplanmışlar, her zamanki gibi zehirli bir dil ile toplumu kutuplaştırmaya çalışıyorlardı. Artık kargaların bile gülmediği “Laiklik elden gidiyor.” teranesini tutturdular. Bir de ‘gezici’bir ilahiyatçıyı ekrana almışlar. ‘Şıracı’ niyetine, zırvalarına onu şahit tutuyorlardı. Hakikaten kötü bir mizah olayı! Fena mı, bedavadan tiyatro seyrediyoruz. Bir ara bayan sunucu, endişeli bir yüz ifadesiyle “Biliyor musunuz? Toplum son yıllarda muhafazakârlaştı, aşırı dindarlaştı, çok büyük tehlike!” deyiverdi.

Bu lafları ciddiye almam tabii, güler geçerim. İyisi mi, onları daha da kızdıracak dinî bir yazı yazayım da görsünler günlerini! Madem öyle, işte böyle! Efendim, merhum Abbas Hilmi Erhan’ın İstanbul Camilerinden Vaaz Notları isimli eserinden bahsedeceğim. Müellifimiz bir asker. Emekli olduktan sonra mağdur dindarların meşhur avukatı Abdurrahman Şeref Laç’la birlikte çalışıyor. 1942-1951 yılları arasında oturduğu Süleymaniye ve Fatih semtlerinde, civar camilerdeki vaazları düzenli biçimde takip ediyor. Dinlediklerini kaleme alıyor ve bu eser meydana geliyor. 1900 senesinde Saraybosna’da doğan Abbas Hilmi Erhan, 31 Mart 1983 tarihinde vefat etti. Kıymetli oğlu Mehmet Fethi Erhan, babasının manevi değeri yüksek olan bu notları bir araya getirip kitaplaştırıyor. Seçkin hatırat, Ülke Yayın’dan çıktı. Eserin takdimini, Hayati ve Fethi Erhan kardeşler kaleme almış. Marmaratör ağabeyimiz Fethi Bey, “Vaaz Nedir?” başlıklı yazısında babasının yetiştiği muhiti anlatıyor. Üzerinde büyük tesiri olan Nurettin Topçu’dan sitayişle bahsediyor. Mütefekkirimizin rahle-i tedrisinden geçen ağabeyimize göre, “Nurettin Topçu Türkiye’nin yetiştirdiği birkaç münevverden biridir.”

Önümüz Ramazan. Tam da bu mübarek ayda okunacak bir eser. Hacı Hilmi Erhan, ‘selatin’ camilerinde meşhur vaizlerden dinlediği vaazlardan etkilenerek bu notları tuttuğunu belirttikten sonra şöyle diyor: “Bilhassa cumartesi ve pazar günleri vaaz verilirdi. Onlara devama başladım Vaiz efendilerin vaazlarını dinler ve efrâd-ı aileme naklederdim. Fakat tabii olarak hepsi hafızada kalmazdı. En nihayet aklıma not tutmak geldi. Defter aldım ve öylece vaazı not etmeye başladım. Bu suretle vaazlardan daha fazla istifade imkânını buldum.”

Müellifimizin Bâyezîd, Şehzâdebaşı, Aksaray Valide Sultan, Sultanahmet, Fatih, Marputçular ve Süleymaniye camilerinde vaazlarını dinlediği vaizlerin isimleri şöyle: Mehmet Efendi, Mahmut Efendi, Fazıl Efendi, Hacı Cemal Efendi, Osman Nuri Efendi, MustafaÂsımEfendi, Alay Müftüsü,Ali Haydar Efendi, Mehmet Nuri Efendi, Cemal Efendi, Kutsi Efendi. Hilmi Bey dinlediği vaazları günü gününe tespit etmiş. Caminin adını, o günkü vaizini ve tarihini muntazaman belirtmiş. 250 sayfalık eseri bir çırpıda okudum. Çok değerli bilgilerin yer aldığı eserde vaizlerimiz, cemaatin istifade edeceği dinî bilgileri o yumuşak üsluplarıyla aktarıyor. Aldığım derkenarlar fazla ama burada tadımlık olsun diye, bu deryadan birkaç damla hikmetli sözü sunmak istiyorum. Nasılsa eseri okuyacaksınız.

* Yağmur bir nimettir. * Daima salih kimselerle düşüp kalkınız ki sizi salih yola sevk edebilsin. * Dinî irşat bir nevi farzdır. * Şehitlerin ruhları arş-ı âlâ’ya kadar yükselir. * Her şeyin arkasında sonunda bir hayır vardır, fakat gazab-ı İlahiyenin sonu yoktur. * Cenab-ı Hak herkesin düşündüğünü bilir ve işitir. * Ehl-i din daima Allah’tan korkar, bunlar hem dünyada hem de ahirette mesutturlar. * İhlas ile amel eden kulları Allah çok sever, dualarını kabul eder. * Aklın dinlenmesi namazdadır. * Bizim vazifemiz Allah’ın emirlerini ifa etmektir. Ömrünü Allah’ın emrettiği yolda sarf ediyor musun, saadet budur. * Yapılan fena şeyi methetmek günahtır. * Uyku, mevtin kardeşidir. Sen ölmeyeceksin, sen ebedî bir hayata kavuşacaksın. * Haramdan sakınmak lazımdır, haramdan sakınmayan kimse ibadet ve taatten zevk alamaz. * Taamı besmele ile ibadet ve taatle yersen faydasını görürsün. Her kim ki haram lokma yemiş ise mutlaka belasını çekmiştir. * Müslümanlıkta yalan söylemek yoktur. Emaneti ehline vereceksin ki memleketi idare etsin. * İmandan mahrum olan insan hiçbir şey anlayamaz. * Bir kere insan dünyaya niçin geldiğini bilmelidir. * Bu dünyada en güzel şey Allah’ın rahmetini kazanmaktır. * Allah hayır edenlerle beraberdir. * Siz bir fenalık yaptığınız zaman onun mukabilini görmeden ahirete gidemezsiniz, iyilik yaparsanız hayatta iken mukabil mükâfatını görürsünüz. * Allah’ın rahmeti çoktur, büyüktür. Allah rahmet kapılarını açmış, kapıları pek geniştir. * İnsan-ı kâmil olmaya iman lazımmış, içerimize merhamet ve şefkat koymaya çalışmalıyız. * İnsanın vazifesi Cenab-ı Hakk’ın emirlerine itaattir. * En büyük kutsiyet Allah’ın insana verdiği imandır. Allah insanlara sabır vermiştir. Bu en büyük ihsandır. * Ana ve babaya isyan edenler, cehennemden en sonra çıkacaklardır. * Maddi gıdalarına nasıl itina ediyorsan manevi beslenmene de o derece ehemmiyet ver. * En büyük ahlâk, iman ahlâkıdır. * Din nasihatten ibarettir. * Müminin mümine muhabbeti olduğu takdirde Allahu Teâla Hazretleri onun kusurunu affeder. * Ey insan, ölenleri görüyorsun, sen öleceğini bilmiyor musun? * İman ve ahlak ile kalbi temizlemek lazımdır.

QOSHE - Vaaz Notları - Mehmet Nuri Yardım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Vaaz Notları

22 0
28.02.2024

Müzmin muhalif bir televizyon kanalında toplanmışlar, her zamanki gibi zehirli bir dil ile toplumu kutuplaştırmaya çalışıyorlardı. Artık kargaların bile gülmediği “Laiklik elden gidiyor.” teranesini tutturdular. Bir de ‘gezici’bir ilahiyatçıyı ekrana almışlar. ‘Şıracı’ niyetine, zırvalarına onu şahit tutuyorlardı. Hakikaten kötü bir mizah olayı! Fena mı, bedavadan tiyatro seyrediyoruz. Bir ara bayan sunucu, endişeli bir yüz ifadesiyle “Biliyor musunuz? Toplum son yıllarda muhafazakârlaştı, aşırı dindarlaştı, çok büyük tehlike!” deyiverdi.

Bu lafları ciddiye almam tabii, güler geçerim. İyisi mi, onları daha da kızdıracak dinî bir yazı yazayım da görsünler günlerini! Madem öyle, işte böyle! Efendim, merhum Abbas Hilmi Erhan’ın İstanbul Camilerinden Vaaz Notları isimli eserinden bahsedeceğim. Müellifimiz bir asker. Emekli olduktan sonra mağdur dindarların meşhur avukatı Abdurrahman Şeref Laç’la birlikte çalışıyor. 1942-1951 yılları arasında oturduğu Süleymaniye ve Fatih semtlerinde, civar camilerdeki vaazları düzenli biçimde takip ediyor. Dinlediklerini kaleme alıyor ve bu eser meydana geliyor. 1900 senesinde Saraybosna’da doğan Abbas Hilmi Erhan, 31 Mart 1983 tarihinde vefat etti. Kıymetli oğlu Mehmet Fethi Erhan, babasının manevi değeri yüksek olan bu notları bir araya getirip kitaplaştırıyor. Seçkin hatırat, Ülke Yayın’dan çıktı. Eserin takdimini, Hayati ve Fethi Erhan kardeşler kaleme almış. Marmaratör ağabeyimiz Fethi Bey, “Vaaz Nedir?” başlıklı yazısında babasının yetiştiği muhiti anlatıyor. Üzerinde büyük tesiri olan Nurettin Topçu’dan sitayişle bahsediyor. Mütefekkirimizin rahle-i tedrisinden geçen ağabeyimize göre, “Nurettin Topçu Türkiye’nin yetiştirdiği birkaç........

© Milat


Get it on Google Play